1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/10911 K: 2020/9938 T: 21.10.2020


6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı yıkım işleminin idari işlem olduğu, bu nedenle mahkemece riskli yapı sürecinin davacı açısından usulüne uygun yerine getirilip getirilmediği, Kanunda öngörülen tebliğ işlemlerinin yapılıp yapılmadığı araştırılmak suretiyle, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan binadaki … ve … numaralı bağımsız bölümlerin riskli yapı olarak tespit edilmesi üzerine haksız yere yıkıldığından bahisle, uğranıldığı iddia edilen (fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla) 180.000,00 TL maddi zararın, idareye başvuru tarihi olan 09/10/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi talep edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi tarafından verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; idarenin eyleminden kaynaklı tam yargı davası şeklinde açılan uyuşmazlıkta, dava açma süresinin eylem tarihinden itibaren başlayacağı, dava konusu binanın ise 07/10/2013 tarihinde yıkıldığının sabit olduğu, bu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde idareye başvurulması gerekirken, 09/10/2017 tarihinde idareye yapılan başvurunun dava açma süresini canlandırmayacağı, bu nedenle 22/12/2017 tarihinde kayda giren dilekçe ile açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf başvurusu üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu karar usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, taşınmazın yıkıldığı daha önce öğrenilse dahi, yıkımın temel sebebinin davalı idarenin heyelan riski bulunan yapılaşmaya uygun olmayan arsada imar izni vermesinden kaynaklandığının (zarar ile nedensellik bağının) başka bir kat maliki tarafından açılan ve Danıştay Ondördüncü Dairesinin E: 2017/444 sayılı dosyasında temyiz incelemesinden geçen … İdare Mahkemesinin E: … sayılı dosyasına kayıtlı dava ile öğrenildiği, Danıştay Ondördüncü Dairesi kararının 19/04/2017 tarihinde tebliğ alındığı, bu tarihten itibaren eylemden kaynaklanan zarar için 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13. maddesi gereğince 1 yıllık süre geçirilmeden idareye başvurulduğu ve başvurunun reddedilmesi üzerine ise yine süresi içerisinde bu davanın açıldığı, kaldı ki yıkımdan da haberdar olunmadığı belirtilerek, usul ve yasaya aykırı olan Mahkeme kararının bozulması gerektiği iddia edilmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı tarafından iddia edildiği gibi bir başka bağımsız bölüm maliki tarafından açılan davada verilen karar üzerine dava açma süresinin canlandırılması halinde idarenin sorumluluğunun sınırsız bir şekilde olacağı belirtilerek, temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

… İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda davacının da bağımsız bölümlerinin bulunduğu binanın riskli yapı olarak tespit edilmesi üzerine 07/10/2013 tarihinde yıkıldığı, başka bir kat maliki tarafından açılan dava sonucu yıkımın temel sebebinin davalı idarenin heyelan riski bulunan yapılaşmaya uygun olmayan arsada imar izni vermesinden kaynaklandığının (zarar ile nedensellik bağının) öğrenilmesi üzerine 09/10/2017 tarihinde zararın tazmini için idareye başvurulduğu, başvurunun reddedilmesi üzerine ise uğranıldığı iddia edilen (fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla) 180.000,00 TL maddi zararın, idareye başvuru tarihinden itibaren itibaren yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi talebiyle, bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, 12. maddesinde, ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilecekleri, 13. maddesinde ise; idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açabilecekleri, hüküm altına alınmıştır.

6306 Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 3.maddesinde, “Riskli yapıların tespiti, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır ve sonuç Bakanlığa veya İdareye bildirilir. Bakanlık, riskli yapıların tespitini süre vererek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden isteyebilir. Verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya İdarece yapılır veya yaptırılır. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek İdareden de isteyebilir. Bakanlıkça veya İdarece yaptırılan riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince onbeş gün içinde itiraz edilebilir. Bu itirazlar, Bakanlığın talebi üzerine üniversitelerce, ilgili meslek disiplini öğretim üyeleri arasından görevlendirilecek dört ve Bakanlıkça, Bakanlıkta görevli üç kişinin iştiraki ile teşkil edilen teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanır. Bakanlık veya İdare tarafından yapılan tespit işleminin masrafı ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu müdürlüğü, binanın paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere tapu kaydındaki arsa payları üzerine, masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak Bakanlığa veya İdareye ve binanın ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verir…” hükmü, aynı Kanunun 5/3. maddesinde, “Uygulamaya başlanmadan önce, riskli yapıların yıktırılması için, bu yapıların maliklerine altmış günden az olmamak üzere süre verilir. Bu süre içinde yapı, malik tarafından yıktırılmadığı takdirde, yapının idari makamlarca yıktırılacağı belirtilerek ve tekrar süre verilerek tebligatta bulunulur. Verilen bu süre içinde de maliklerince yıktırma yoluna gidilmediği takdirde, bu yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ve yıktırma işlemleri, yıktırma masrafı ile gereken diğer yardım ve krediler öncelikle dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere, mahallî idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafından yapılır veya yaptırılır.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdari makam veya merciilerin, idare hukukuna özgü usul ve kurallar çerçevesinde tek yanlı olarak tesis ettiği, kesin ve yürütülmesi zorunlu, ilgililerin hukuki durumlarında değişiklikler meydana getiren ya da var olan bir hukuki durumu değiştiren, kaldıran veya yeni bir hukuki durum ortaya koyan idare işlevine ilişkin tasarrufları idari işlem olarak adlandırılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; davacının da bağımsız bölüm maliki olduğu … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı işlemi üzerine yıkıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda; davaya konu taşınmazların idari işlem sonucu yıkıldığı, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı sürecinin davacı açısından usulüne uygun yerine getirilip getirilmediği, Kanunda öngörülen tebliğ işlemlerinin yapılıp yapılmadığı araştırılmak suretiyle, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, uğranıldığı iddia edilen zararın idari eylemden kaynaklandığı belirtilerek davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair kararda hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
  2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
  3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.