1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/14335 K: 2022/3807 T: 29.3.2022


Kentsel dönüşüm kapsamında yapılacak planlarda yoğunluk artışı konusunda dikkatli davranılması gerekir. Büyükşehir belediyesinin uygulama imar planlarını ve bu planlarda yapılacak değişiklikleri aynen veya değiştirerek onaylama yetkisi ise ilçe belediye meclisince kabul edilen imar planı veya imar planı değişikliğini kapsamaktadır. 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği isteminin reddine ilişkin ilçe belediye meclisi kararının kaldırılarak, sözü edilen plan değişikliğinin kabulüne karar verilmesinin büyükşehir belediyesine tanınan yetkinin kapsamında yer almamaktadır.

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Bursa ili, Nilüfer ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak kentsel dönüşüm amacıyla hazırlanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin kabulüne dair … tarih ve .. sayılı Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile Nilüfer Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile uygun bulunmayarak Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararıyla değiştirilerek onaylanan 1/1000 Ataevler Uygulama İmar Planı değişikliğinin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; dosyanın ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, parsel özelinde yapılan dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerinin bütüncül bir planlama yaklaşımı geliştirilmesinden uzak olduğu, benimsenen parçacıl planlama yönteminin imar mevzuatına, üst ölçekli plan kararlarına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Bursa ilinin 1. ve 2. derece deprem kuşağında kaldığı, buna karşılık kent genelinde yapılaşmaların yaklaşık %70’inin kaçak yapılaşma şeklinde olduğu, yine yapı stoğunun büyük kısmının Deprem Yönetmeliğinden önce yapıldığı, can ve mal kaybını önleme amacıyla ivedilikle yeniden planlama yapılması gerektiği, dava konusu plan değişikliği ile depreme dayanaksız, fiziksel olarak yıpranmış yapıların yenilenmesinin amaçlandığı, parsel ölçeğinden başlayarak gittikçe genele yayılan ve özendirici nitelikte kentsel dönüşüm süreci oluşturulmaya çalışıldığı, yani parçacıl olanın bütünü özendirmesinin yöntem olarak seçildiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın incelenmesinden, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği yönünden, taşınmazda yapılan yoğunluk artışının sosyal donatı ve teknik altyapı alanları üzerindeki etkilerinin analiz edilmediği, alanın jeolojik yapısına ilişkin analiz ve değerlendirmeler yapılmadığı, plan değişikliğini zorunlu kılan bilimsel, nesnel ve teknik gerekçeler bulunmadığı ve dava konusu imar planı değişikliğinin planlama hiyararşisine uygun olmadığı anlaşılmıştır.

Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği yönünden ise, 5216 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, ilçe belediyesince yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının ve bu plan değişikliklerinin büyükşehir belediyesince aynen veya değiştirilerek onaylanacağı düzenlemesine yer verilmiş olup, büyükşehir belediyesine tanınan yetkinin kapsamında, ilçe belediye meclisince reddedilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğini değiştirerek onaylama yetkisi yer almadığından, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin yetki yönünden hukuka uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda, dava konusu imar planlarının iptali yolunda verilen mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmadığından, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyiz istemine konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının belirtilen gerekçeler ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY: 1/1000 ölçekli uygulama imar planında TAKS: 0,34 Yençok: 15.50 yapılaşma şartları ile konut alanı kullanımında kalan taşınmazın, yapılaşma şartlarının E: 2.20 Yençok: 24.50 metre olarak düzenlenmesine ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği teklifinin, … tarih ve … sayılı Nilüfer Belediye Meclisinin kararı ile; 3194 sayılı İmar Kanunu ile Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne aykırı olduğu, taşınmazda yoğunluk artışı yapılarak, artırılan nüfus oranında sosyal ve teknik altyapı alanı ayrılmadığı gerekçeleriyle uygun bulunmayarak onaylanmak üzere Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına sunulmuştur.

Bursa Büyükşehir Belediye Meclisinin dava konusu … tarih ve … sayılı kararı ile; Nilüfer Belediye Meclisi kararı ile uygun bulunmayan uygulama imar planı değişikliği teklifi ile taşınmazın ticaret+konut alanı olarak belirlenerek “1-Kentsel dönüşüm yapılması durumunda E: 2.20 Yençok: 24.50 m. olarak uygulanacaktır. Kentsel dönüşüm yapılmaması durumunda onaylı imar planı koşulları geçerlidir. Kentsel dönüşüm emsal artışı için ilave imar planı değişikliği aranmaz. 2- Ticaret oranı toplam %30’u geçemez. 3-Bursa Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği hükümleri geçerlidir.” şeklinde plan notu eklenmesi suretiyle değiştirilerek uygun olduğuna karar verilmiştir.

Tadilen onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının plan hiyerarşisi içerisinde kademelenmesinin üst ölçekli imar planlarına uygun hale getirilemesi amacıyla da, dava konusu taşınmaz mer’i nazım imar planında 250 ki/ha yoğunluklu konut alanında kalmakta iken, … tarih ve … sayılı Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile kabul edilen 1/5000 ölçekli Nilüfer Nazım İmar Planı değişikliği ile ticaret+konut alanına alınmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7. maddesinin 1.fıkrasının (b) bendinde, çevre düzeni planına uygun olmak kaydıyla, büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde 1/5.000 ile 1/25.000 arasındaki her ölçekte nazım imar planını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak; büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plana uygun olarak hazırlayacakları uygulama imar planlarını, bu planlarda yapılacak değişiklikleri, parselasyon planlarını ve imar ıslah planlarını aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek; nazım imar planının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde uygulama imar planlarını ve parselasyon planlarını yapmayan ilçe ve il kademe belediyelerinin uygulama imar planlarını ve parselasyon planlarını yapmak veya yaptırmak büyükşehir belediyesinin görevleri arasında sayılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde nazım imar planı; işlem tarihindeki yürürlükteki haliyle, varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.

3194 sayılı Yasanın 6.maddesinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Yasanın 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile taşınmaza getirilen kullanım kararlarının değerlendirilmesi;

Dava konusu imar planı değişikliklerinden önceki süreçte Bursa ili genelinde 17 farklı ilçede yürürlükte olan 1/5000 ölçekli nazım imar planlarına, “riskli bina tespit edilerek kentsel dönüşüm yapılması halinde 0.50’ye kadar emsal artışı yapılabilir.” şeklinde plan notu eklenmesine dair 1/5000 ölçekli nazım imar plan değişikliği Bursa Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile onaylanmış, bu plan değişikliğine karşı … Odası Bursa Şubesi tarafından açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E: …, K: … sayılı karar, Danıştay Altıncı Dairesinin 27.12.2018 tarihli, E: 2016/4673, K: 2018/10776 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.

Anılan iptal kararı üzerine, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığına hitaben yazılan … tarihli, … sayılı yazı ile; Bursa il sınırları içerisinde riskli yapı ilan edilen taşınmazlara ilişkin her tür ve ölçekte plan yapma ve onaylama yetkisinin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve Osmangazi Belediye Başkanlığına devredilmesi talep edilmiştir.

Bu talep doğrultusunda, Bursa ili sınırları içerisinde bulunan 6306 sayılı Kanun uyarınca “riskli yapılara” ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı, imar uygulaması, halihazır harita hazırlama ve onaylama yetkisinin, Bakanlığın yetkileri saklı kalmak kaydıyla geçici olarak Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığının görev ve sorumluluğuna 6306 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 12. fıkrası uyarınca devredildiği hususu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı yazısı ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına bildirilmiştir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan yetki devrine istinaden Bursa ili genelinde yer alan ve riskli yapı tespiti yapılmış olan muhtelif taşınmazlar ile dava tarihi itibariyle halen riskli yapı tespiti yapılmamış olan muhtelif taşınmazlara ilişkin 1/5000 ölçekli nazım ve/veya 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişiklikleri ayrı ayrı olmak üzere parsel bazında Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi kararları ile onaylanmıştır.

Sözü geçen parsel bazında yapılan 1/5000 ölçekli nazım ve/veya 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerine karşı farklı idare mahkemelerinde açılan davalara ilişkin dosyalarda İdare Mahkemelerince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporlarında genel olarak;

– Dava konusu imar plan değişiklikleri ile nüfus artışının ortaya çıktığı hallerde, artan nüfusun ihtiyacı olan donatı alanlarının ayrılmadığı ve kentsel altyapıya yönelik etkilerin değerlendirilmediği, nüfus artışının ortaya çıkmadığı hallerde ise, çevre ile uyumlu olmayan yapı yoğunluğu ve yükseklik getirildiğinden ana planın bütünlüğünün ve sürekliliğinin bozulduğu, netice itibariyle her iki durumda da dava konusu imar planı değişikliklerinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu,

– Konut alanına ayrılmış bir bölgede tek bir parsele ticaret fonksiyonu getirilmesinin ve yapı yoğunluğunun artırılmasının bilimsel ve nesnel gerekçelerinin açıklanmadığı,

– Ticaret fonksiyonunun, ulaşım sistemini doğrudan etkileyen ve bölgede ek araç yükü oluşturacak bir kullanım türü olması nedeniyle, gerekli altyapı analizleri yapılmadan ve

kentsel teknik altyapı üzerinde yaratacağı etkiler değerlendirilmeden planlama yapılmasının hatalı bir yaklaşım olduğu,

– Sektörel açıdan da ticaret işlevinin kümelenme ihtiyacı duyan bir sektör olduğu, aksi halde atıl kullanımlar haline gelebileceği, bu nedenle konut ve ticaret ilişkisinin çeşitli analizler ve bütüncül ölçekte temel kararlar sonucunda belirlenmesi gerektiği, dava konusu imar planları ile parsel ölçeğinde yapılan fonksiyon değişikliğinin hiçbir tespit, analiz ve değerlendirmeye dayanmadığı,

– Bursa ili için üst ölçekli plan olan 19.01.1998 onay tarihli 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında ve 16.10.2008 onay tarihli 1/25.000 ölçekli nazım imar planında; Bursa kent merkezinde yapı ve nüfus yoğunluklarının düşürülmesinin, yeşil alan ve donatı alanlarının artırılmasının strateji olarak belirlendiği, buna karşılık dava konusu imar planları ile getirilen ticaret fonksiyonuna bağlı olarak bölgenin teknik altyapı standardının düşürüldüğü, ilaveten yapı yoğunluğunun da artırıldığı, bu haliyle kent merkezinde yoğunluğun düşürülmesine yönelik üst ölçekli plan kararları ile uyumlu olmadığı,

– Üst 1/25.000 ölçekli nazım imar planında ticaret alanlarının, içinde konut kullanımının da yer alabileceği karma kullanım olarak “diğer ticaret alanları” ile “ikinci derece ticaret merkezleri” şeklinde tanımlandığı, diğer taraftan uyuşmazlık konusu taşınmaza getirilen “ticaret+konut alanı” kullanımı da karma kullanım niteliğinde olduğundan, 1/25000 ölçekli nazım imar planındaki karşılığının “diğer ticaret alanları” ile “ikinci derece ticaret merkezleri” kullanımları olduğu, ancak söz konusu kullanımların üst 1/25.000 ölçekli nazım imar planında, Mudanya Yolu ve Ankara Yolu boyunca, ayrıca … Bulvarı ile … Caddesinin kesiştiği bölgede, … Caddesi ile … Caddesinin kesiştiği kavşak ve çevresinde öngörüldüğü, uyuşmazlık konusu taşınmazların ise söz konusu alanlarda yer almadığı, aksine 1/25.000 ölçekli nazım imar planında konut alanı olarak öngörülen bölge içinde kaldıkları, dolayısıyla dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişiklikleri ile taşınmazlara getirilen ticaret işlevinin 1/25.000 ölçekli nazım imar planında öngörülen konut alanı kullanımı ile uyumlu olmadığı,

– Eskiyen ve depreme karşı riskli olan yapıların güçlendirilmesinde kamu yararı bulunmakla birlikte; ada bütününe yönelik değerlendirme yapılmaksızın ve afet riskli alanların dönüştürülmesini salt yapı yoğunluğu artışına indirgemek suretiyle planlama yapılmasının uzun vadede sağlıksız yaşam alanları oluşmasına ve sorunlu kentsel alanların ortaya çıkmasına sebebiyet vereceği,

şeklinde tespitlere yer verildiği görülmektedir.

Bu doğrultuda, uyuşmazlık konusu taşınmazların içinde yer aldığı imar adasının bütünü konut alanı kullanımında kalmakta iken; imar adası içindeki tek bir parsele ticaret, ticaret+konut işlevleri getirilmesinin teknik gerekçesinin belirsiz olduğu, kamu yararını zorunlu kılan bilimsel ve nesnel gerekçelerin ortaya konulamadığı, her ne kadar dava konusu nazım imar planlarına ait plan açıklama raporlarında; depreme dayanıksız riskli yapıların dönüşümünün sağlanabilmesi için yapı sahiplerini teşvik etmek amacıyla taşınmazlara ticaret işlevi getirildiği ve bölgenin ticaret gereksiniminin karşılanmasının amaçlandığı şeklinde yüzeysel ifadelere yer verilerek, söz konusu kullanım kararının gerekçesi açıklanmaya çalışılmış ise de; bütüncül mekan kurgusu oluşturmaktan uzak şekilde ve herhangi bir etüt ve analize dayanmaksızın tek bir parsele özgü şekilde ticaret+ konut kullanımı getirilmesinin, depreme dayanıksız yapı stoğunun yenilenmesi ve kentsel yaşam kalitesinin artırılmasının amaçlandığı 6306 sayılı Kanun kapsamında yapılan imar planı değişikliğinin gerekçesini ortaya koymaya yeterli olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki üst 1/25.000 ölçekli nazım imar planı kararları gözetilmeksizin getirilen ticaret işlevinin planlama hiyerarşisine de uygun olmadığı anlaşılmaktadır.

Riskli yapıların tespit edildiği taşınmazlara ilişkin imar planı değişikliklerinde, adanın işlevi ve yapılaşma koşullarının bütün halinde gözetilmesi gerektiği, buna karşılık dava konusu plan değişikliklerinde bölgenin yerleşim özellikleri, yapılaşma dokusu ve kimliği dikkate alınmadan, taşınmazı çevresinden soyutlayan bir yaklaşımla ticaret işlevi getirildiği, bu durumun plan ana kararlarını, sürekliliğini ve bütünlüğünü bozucu nitelikte olduğu açıktır.

Diğer taraftan, ticaret işlevinin gerektirdiği altyapı ihtiyacı ile konut işlevinin gerektirdiği altyapı ihtiyacı da birbirinden farklılık göstermektedir. Ticaret işlevinin, kullanıcı yoğunluğunu artırıcı özellik gösteren, bunun sonucu olarak da bölgenin araç yükünü artırıcı türden bir kullanım kararı olması nedeniyle, bölgedeki mevcut yolların kapasitesi ve bölgeye eklenen ticaret işlevinin ulaşım ve dolaşım sistemi üzerinde yaratacağı etkileri analiz edilmeden yapılan imar planı değişikliğinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygunluğundan söz edilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, Bursa Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile onaylanan üst 1/25.000 ölçekli nazım imar planına ait plan notları ile Bursa ili, Nilüfer ilçesine ilişkin 17.07.2008 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planına ait plan notlarının “afete yönelik genel hükümler” başlığı altında; bu plan kapsamında kullanım kararı getirilen alanlarda imar planına esas jeolojik ve gerekli görülmesi halinde jeoteknik etüt hazırlatılacağı ve ilgili idarece onaylanacağı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının bu etütlere göre hazırlanacağı, alt ölçekli planlamalarda, planlama alanının afete uğrama olasılığının ve doğal afetin bu alanlardaki etkilerinin araştırılmasının, bu bölgenin risk değerlendirmesinin yapılmasının zorunlu olduğu, ada düzenlemeleri ve yapı tipolojisinin, sondajlı jeolojik etütler ve risk değerlendirmesi doğrultusunda belirleneceği, alt ölçekli planlamalarda yöreye ilişkin jeolojik ve sismik değerlendirmelerin, doğal yapıya ilişkin analizlerin ve gerekli diğer doğal afet verilerinin kullanılmasının zorunlu olduğu şeklinde düzenlemelere yer verildiği görülmektedir.

Bölgeye ilişkin üst ölçekli plan kararlarının yanı sıra 6306 sayılı Kanun’un amaçlarından birisinin, riskli yapıların bulunduğu taşınmazların dönüştürülerek, sağlıksız ve güvensiz yapı stokunun yenilenmesi olması, Bursa ilinin 1. derece deprem kuşağında yer alması ve 17.07.2008 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planına ait plan açıklama raporuna göre, bakılmakta olan davalara konu edilen taşınmazların büyük kısmının dahil olduğu Nilüfer ilçesinin fay hattında kaldığının anlaşılması karşısında; uyuşmazlık konusu taşınmazın işlevinin değiştirilmesine ve yoğunluğunun artırılmasına ilişkin dava konusu imar planı değişiklikleri hazırlanırken, alanın jeolojik yapısına ilişkin gerekli analiz, etüt ve araştırmalar yapılmasının ve güncel şekilde hazırlanacak jeolojik etüt raporu sonuçlarının plana yansıtılmasının zorunluluk arz ettiği açıktır. Nitekim davacı tarafından, güncel jeolojik etüt raporları hazırlanmadan dava konusu imar planı değişikliklerinin yapıldığı iddia edildiği halde, davalı idarece, söz konusu iddianın aksini ispatlayacak herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, diğer taraftan bir kısım taşınmazlara ilişkin 1/5000 ölçekli nazım ve/veya 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerine ait plan açıklama raporlarında, taşınmazların jeolojik durumuna yönelik 2001 yılında Afet İşleri Genel Müdürlüğünce onaylanan Jeolojik-Jeofizik-Jeoteknik Değerlendirme Raporuna atıf yapıldığı görülmüş olup, bu haliyle güncel etüt ve analizlere dayanmadan yapıldığı anlaşılan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin 6306 sayılı Kanun’un amacına, üst 1/25.000 ölçekli nazım ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı kararlarına ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır.

Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile taşınmaza getirilen kullanım kararlarının değerlendirilmesi;

Uyuşmazlıkta, Bursa Büyükşehir Belediye Meclisince 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin, 6306 sayılı Kanun kapsamında onaylanmayıp 3194 sayılı Kanunun 8/b, 5216 sayılı Kanunun 7/b ve 14. maddeleri uyarınca onaylandığı dikkate alındığında, işlemin yetki unsuru yönünden değerlendirilmesinden;

Yukarıda detaylarına yer verilen yasal düzenleme uyarınca, uygulama imar planlarını ve bu planlarda yapılacak değişiklikleri hazırlama yetkisi ilçe belediyelerine ait olup, büyükşehir belediyeleri, ilçe belediyesinin hazırlayacağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planını ve bu planlarda yapılacak değişiklikleri aynen veya değiştirerek onaylama yetkisine sahiptir. Söz konusu genel kuralın istisnası da; nazım imar planının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde ilçe belediyelerinin uygulama imar planlarını yapmamaları halinde büyükşehir belediyelerinin resen 1/1000 ölçekli uygulama imar planını yapabilmesidir. Büyükşehir belediyelerinin bunun dışında doğrudan 1/1000 ölçekli imar planı yapma yetkisi bulunmamaktadır.

Büyükşehir belediyesinin uygulama imar planlarını ve bu planlarda yapılacak değişiklikleri aynen veya değiştirerek onaylama yetkisi ise ilçe belediye meclisince kabul edilen imar planı veya imar planı değişikliğini kapsamaktadır. Diğer bir ifade ile, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği isteminin reddine ilişkin ilçe belediye meclisi kararının kaldırılarak, sözü edilen plan değişikliğinin kabulüne karar verilmesinin büyükşehir belediyesine tanınan yetkinin kapsamında yer almamaktadır.

Bu nedenle, büyükşehir belediye meclislerinin uygulama imar planı değişikliklerini reddetme yetkisinin bulunmadığı, uygulama imar planı değişikliklerini aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek yetkisine sahip olduğu anlaşıldığından, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin reddine dair dava konusu büyükşehir belediye meclisi kararı bu yönden hukuka uygun bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu imar planlarının iptali yolunda verilen mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmadığından, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyiz istemine konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının belirtilen gerekçeler ile onanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle; 1. Davalının temyiz isteminin reddine, 2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, 3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.