1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/14715 K: 2020/235 T: 21.1.2020


Riskli yapı olduğu tespit edilen binanın 2014 yılında tahliye edilerek yıkıldığını beyan eden davacının yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, binayı tahliye ettikten sonra kanuni süresi içerisinde, tarih ve sayı numarası alarak 2014 yılında idarenin kayıtlarına girmiş bir müracaatının bulunmadığı, 2015 yılında yapılan müracaatı uyarınca 2015 yılı Kira Yardımı Kılavuzu hükümlerinin uygulanacağı dikkate alındığında, davacının birden çok bağımsız bölümü için kira yardımı alabilmesine, diğer bir ifadeyle birden fazla bağımsız bölüm için hak sahibi kabul edilmesine hukuken imkan bulunmadığı

İSTEMİN_KONUSU: İstanbul 13. İdare Mahkemesinin 22/05/2017 tarih ve E: 2017/871, K: 2017/883sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: İstanbul İli, Kartal İlçesi,  (…) Mahallesi, 128 pafta, 8990 ada, 40 parsel sayılı taşınmazdaki yapıda 3 ayrı bağımsız bölüm maliki olan davacı tarafından, söz konusu yapının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli yapı kararı sonrası tahliyesi ve yıkımı nedeniyle 3 ayrı bağımsız bölüm için kira yardımı yapılması ve yoksun kalınan 39.420,00-TL’nin ödenmesi talebinin reddine ilişkin Kartal Belediye Başkanlığının 13/10/2015 günlü, E: 26096 sayılı işleminin iptali ile 39.420,00-TL kira bedelinin faizi ile birlikte tazmini istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin iptali ve 39.420,00-TL kira bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 18/01/2017 tarih ve E: 2016/7642, K: 2017/180 sayılı kararıyla süre aşımı nedeniyle davanınn reddine karar verilmesinin gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, bozma kararına uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24/12/2018 tarih ve E: 2017/2226, K: 2018/5715 sayılı kararıyla İstanbul 13. İdare Mahkemesinin 22/05/2017 tarih ve E: 2017/871, K: 2017/883 sayılı ısrar kararının onanarak esas hakkında karar verilmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Öncelikle usule ilişkin olarak davanın husumet yönünden reddi gerektiği, esasa ilişkin olarak ise davacı tarafından 2014 yılında kira yardımına ilişkin başvuru yapılmadığı, davacı vekili tarafından kira yardımı talebine ilişkin başvurunun 01.09.2015 tarihinde yapıldığı, Mahkemece riskli yapının yıkıldığı 2014 yılı itibarıyla başvuru yapılmış gibi 2014 yılı Kira yardımı Kılavuz hükümlerinin uygulanarak hatalı olarak karar verildiği, 2015 yılında yapılan başvuruya 2015 yılı Kira yardımı Kılavuzunun uygulanması gerektiğinden bu Kılavuza dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, yıkım tarihinin dikkate alınarak kira yardımı verilmesinin ciddi kamu zararına yol açacağı, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 20/04/2016 günlü, E: 2015/2989 sayılı dosyasında da benzer kararın verildiği ileri sürülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY: İstanbul İli, Kartal İlçesi,  (…) Mahallesi, 128 pafta, 8990 ada, 40 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli yapı olduğunun tespit edilmesi üzerine, 10.11.2014 tarihinde yapı tahliye edilerek yıkılmış, anılan yapıda 3 ayrı bağımsız bölüm maliki olan davacı tarafından 2014 yılı Aralık ayında başvuru yapıldığı ancak değerlendirilmediği ileri sürülerek bu daireleri nedeniyle 01.09.2015 tarihinde kira yardımı yapılması ve yoksun kaldığı 39.420,00-TL kira yardımının da ödenmesi talebiyle davalı idareye başvurulmuş, davalı idare tarafından bu talep 13/10/2015 günlü, E: 26096 sayılı işlem ile reddedilmiş, bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun “Tahliye ve yıktırma” başlıklı 5.maddesinin 1.fıkrasında; “Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.

6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 16.maddesinin 1.fıkrasında; “Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilir.” hükmüne, 4.fıkrasında; “Kira yardımı başvuruları, tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde, Bakanlıkça belirlenecek bilgi ve belgeler istinaden riskli alan veya rezerv yapı alanlarında ilgili kuruma, riskli alan dışındaki riskli yapılarda ise Müdürlüğe yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 01.12.2014 tarih ve 9451 sayılı Olur’u ile kira yardımına ilişkin başvuruları inceleyip sonuçlandırmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırlarında mevcut bütün ilçe belediye başkanlıklarına yetki devrinin yapıldığı, sonrasında ise 21.01.2015 tarih ve 503 sayı ile çıkartılan 2015 yılı Kira Yardımı Kılavuzu ile 2014 yılı Kira Yardımı Kılavuzunun yürürlükten kaldırıldığı, bu durumun da yetki devri yapılan bütün ilçe belediye başkanlıklarına bildirildiği, davacının ise 10.11.2014 tarihinde yıkılan yapıda bulunan bağımsız bölümlerinden dolayı kira yardımı alabilmek için 2014 yılı içerisinde davalı idareye ve İstanbul Valiliğine başvurmaya çalıştığı, ancak başvurusunun alınmadığı ileri sürülmesine rağmen bu başvuruya ilişkin dilekçenin ne zaman yazıldığı veya ilgili Müdürlüğe verildiğini gösteren tarih veya ilgili Müdürlükçe alındığını gösteren kaşe ve başkaca bir bilginin dosyada bulunmadığı, davacının bilgi edinmek amacıyla idareye ilk başvurusunun 19.03.2015 tarihli olduğu, kira yardımını içeren başvurusunun ise 01.09.2015 tarihli olduğu, bu başvuru üzerine de davalı idarenin 2015 yılı Kira Yardımı Kılavuzu hükümleri uyarınca riskli yapı tespiti sırasında sadece ikamet edilen bağımsız bölüm için kira yardımı talep edilebileceğinden maliki olduğu birden çok bağımsız bölüm için kira yardımı talebini içeren başvurunun reddine yönelik işlem tesis ettiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda; riskli yapı olduğu tespit edilen binanın 2014 yılında tahliye edilerek yıkıldığını beyan eden davacının yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, binayı tahliye ettikten sonra kanuni süresi içerisinde, tarih ve sayı numarası alarak 2014 yılında idarenin kayıtlarına girmiş bir müracaatının bulunmadığı, 2015 yılında yapılan müracaatı uyarınca 2015 yılı Kira Yardımı Kılavuzu hükümlerinin uygulanacağı dikkate alındığında, davacının birden çok bağımsız bölümü için kira yardımı alabilmesine, diğer bir ifadeyle birden fazla bağımsız bölüm için hak sahibi kabul edilmesine hukuken imkan bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, anılan işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle; 1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne, 2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu İstanbul 13. İdare Mahkemesinin 22/05/2017 tarih ve E: 2017/871, K: 2017/883 sayılı kararının BOZULMASINA, 3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 21/01/2020tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.