1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/2540 K: 2021/6205 T: 27.4.2021


Riskli yapı olarak tespit edilen ve yapılan anlaşma sonucu yıktırılmasına karar verilen yapının maliklerine kira yardımı yapılabilmesi için söz konusu yapıda ikamet etme şartı getiren 2017 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2, 5.1 ve 5.2. maddelerinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

DAVANIN KONUSU: İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının 6306 sayılı Kanun kapsamında yıkılması nedeniyle, kira yardımı yapılması talebiyle 17/04/2018 tarihinde yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin Üsküdar Belediye Başkanlığı işlemi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan 15/03/2017 tarihli Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2, 5.1 ve 5.2. maddelerinin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI: Maliki olduğu taşınmazın riskli yapı kararı ile yıkılması üzerine, davalı Belediyeye kira yardımı için başvurulduğu, ancak başvurusunun zımnen reddedildiği, 6306 sayılı Yasanın 5. maddesinde kira yardımı yapılabileceğinin hüküm altına alındığı, Yasanın Uygulama Yönetmeliğinde de riskli yapıdan dolayı kira yardımı yapılabileceğinin belirtildiği, ancak yasadan kaynaklanmayan ve Yönetmelikte dahi bulunmayan bir kısıtlama ile Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunda riskli yapı kararı verilen yapıda ikamet etme şartının getirildiği, ancak idarenin böyle bir şart getirme yetkisinin bulunmadığı belirtilerek, Belediye işlemi ile kira yardımı yapılabilmesi için riskli yapıda ikamet etme şartı getiren 15/03/2017 tarihli Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2, 5.1 ve 5.2. maddelerinin açıkça hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALI İDARELERDEN … BAKANLIĞININ SAVUNMASI:

Öncelikle davanın süresinde açılmadığından süre yönünden reddi gerektiği, esasa ilişkin olarak ise; 6306 sayılı Yasanın 5. maddesinin 1. fıkrasının, kira yardımı alacak maliklerin yapıda ikamet etme koşulunu içerdiği, dava konusu Kılavuzunda Yasaya uygun olarak riskli yapıda ikamet etme şartı içerdiği, davacının ise riskli yapıda ikamet etmediğinin anlaşıldığı belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DAVALI İDARELERDEN … BELEDİYE BAŞKANLIĞININ SAVUNMASI:

Öncelikle dava konusu işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı, bu nedenle davanın incelenmeksizin reddi gerektiği, yine dava konusu Kılavuzun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlandığı, bu nedenle Belediyeye yöneltilen husumetin de

yerinde olmadığı, esasa ilişkin olarak ise; 6306 sayılı Yasanın 5. maddesinin 1. fıkrasının, kira yardımı alacak maliklerin yapıda ikamet etme koşulunu içerdiği, dava konusu Kılavuzunda Yasaya uygun olarak riskli yapıda ikamet etme şartı içerdiği, davacının ise riskli yapıda ikamet etmediğinin anlaşılması üzerine kira yardımı talebinin reddedildiği belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Dairemiz kararında belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ: Dava, İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazda, davacının maliki bulunduğu bağımsız bölümün yer aldığı yapının “Riskli Yapı” olarak tespit edilerek yıkılması nedeniyle 6306 sayılı Yasa ve ilgili Yönetmelik uyarınca yapmış olduğu kira yardım talebine ilişkin 17.04.2018 tarihli başvurunun zımnen reddi yolundaki Üsküdar Belediye Başkanlığı işleminin ve bu işlemin dayanağı olan 2017 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2, 5.1 ve 5.2. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.

Davacı tarafından, kira yardımı başvurusunun yanıt verilmeyerek zımnen reddedildiğinden bahisle zımni ret işleminin iptali istenilmişse de, bakılmakta olan dava açıldıktan sonra Üsküdar Belediye Başkanlığının … günlü, … sayılı işlemiyle, başvuru ekinde yer alan adres bilgi formuna göre riskli yapının kimlik numarasının alındığı 27/01/2015 tarihinde davacının söz konusu yapıda ikamet etmediğinin anlaşılması nedeniyle başvurusunun değerlendirilemediği belirtilmiş olduğundan, dava konusu olarak bu işlem esas alınmıştır.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan “Tahliye ve yıktırma” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, “Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.” hükmü yer almıştır.

6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükteki şekliyle “Kira yardımı ve diğer yardımlar” başlıklı 16.maddesinde, anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabileceği kuralına yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen Yasa ve Yönetmelik hükümlerinde, riskli yapıları anlaşma yoluyla tahliye eden maliklere yapılacak kira yardımına yönelik olarak açıkça ikamet etme

şartı öngörülmemiş, sadece kiracı ve ayni hak sahipleri için yapıda ikamet etme koşulu aranmıştır.

Diğer taraftan, 10/12/2018 günlü, 30621 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7153 sayılı Kanunun 22. maddesi ile 6306 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrası değiştirilmiş ve “Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine, kiracılarına ve yapıda ikamet etmek şartıyla sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.” hükmü öngörülerek, kira yardımı yapılabilmesi için gereken ikamet şartının sadece sınırlı ayni hak sahiplerine yönelik olacağı belirtilerek düzenleme yapılmıştır.

Yine 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 16. maddesinde 21/06/2019 tarihinde yapılan değişiklikle anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye veya yıkım tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabileceği belirtilmiş, maddenin devamında da sadece kiracı ve sınırlı ayni hak sahiplerine yönelik ikamet koşuluna yer verilmiştir.

Bu durumda, 6306 sayılı Yasa uyarınca yapılacak uygulamalarda riskli yapıyı anlaşma sonucunda tahliye eden maliklerin kira yardımından yararlanabilmesi için ikamet şartı getiren dava konusu Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2 ve 5.2 maddeleri ile buna dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde, dayanağı olan yasa ve yönetmelik hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır.

Nitekim, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılan ve 01.01.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe konulan 2019 yılına ait Kira Yardımı Kılavuzu ile maliklerin kira yardımından yararlanabilmesi için ikamet etme koşulu kaldırılarak, ikamet etme şartı aranmaksızın yapılabilecek kira yardımı usul ve esasları düzenlenmiş, sadece kiracılar ve sınırlı ayni hak sahipleri için ikamet etme koşulu öngörülmüş olup, kılavuzun geçici 1. maddesi ile de maddede sayılan nedenlerle, ikamet şartının sağlanmadığı gerekçesiyle kira yardımı başvurusu reddedilmiş olan maliklerden riskli yapının yıkım tarihinden itibaren, kira yardımı için ikamet şartının aranmayacağına dair Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 10.12.2018 tarihi itibariyle bir yıllık süresi dolmamış olanların yeniden başvurmaları halinde başvurularının bu kılavuz kapsamında değerlendirilerek sonuçlandırılacağı belirtilmiştir.

Kılavuzun 5.1. maddesine gelince: dava dilekçesinde, 2017 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2, 5.1 ve 5.2. madde hükümleri ile yasa ve yönetmelikte yer almayan riskli yapıda ikamet etme şartının getirilmesi nedeniyle anılan maddelerin iptalinin istenildiği, kılavuzun 5.1. madde hükmünün ise ikamet etme şartına değil, kılavuzun uygulanmaya başlanacağı tarihe ilişkin olduğu, bu maddeye yönelik olarak başkaca bir iptal nedeninin ileri sürülmediği gibi bu hükmün dava konusu işleme de dayanak oluşturmadığının anlaşılması nedeniyle, maddenin iptalini gerektirecek bir husus bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 2017 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2 ve 5.2. maddeleri ile buna dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemin iptaline, kılavuzun 5.1. maddesine yönelik olarak ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:

Davacıya ait bağımsız bölümün de bulunduğu İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın 6306 sayılı Kanun kapsamında yıkılması nedeniyle, kira yardımı yapılması talebiyle 17/04/2018 tarihinde yapılan başvuru Üsküdar Belediye Başkanlığı işlemi ile zımnen reddedilmiştir.

Görülmekte olan dava; 6306 sayılı Yasa kapsamında riskli olduğu tespit edilen yapının yıkılması üzerine, kira yardımı yapılması talebiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan 15/03/2017 tarihli Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2, 5.1 ve 5.2. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

USUL YÖNÜNDEN:

Davalı İdarelerin usule ilişkin iddiaları yerinde görülmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:

İlgili Mevzuat:

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun “Tahliye ve yıktırma” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, “Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.

6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin “Yapılacak Yardımlar ve Tahliye – Kira yardımı ve diğer yardımlar” başlıklı dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 16. maddesinin 1. fıkrası “Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilir. Yardım süresi riskli alan dışındaki riskli yapılarda 18 aydır. Riskli ve rezerv yapı alanlarında kira yardımı süresi 36 ayı geçmemek şartı ile ilgili kurumca belirlenir. Aylık kira bedeli, Bakanlıkça belirlenir ve her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi yıllık değişim oranında güncellenir. Maliklere, kiracılara ve sınırlı ayni hak sahiplerine, sahip oldukları veya kullandıkları Kanun kapsamındaki bütün yapılardan dolayı kira yardımı yapılabilir. İnşaat halinde olup içinde ikamet edilen yapılarda kira yardımı veya faiz desteğinden, sadece inşaat halindeki yapıda ikamet eden malik, kiracı ve sınırlı ayni hak sahibi faydalanır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine mümkün olması hâlinde, kira yardımı yerine tahliye tarihinden itibaren konut ve işyerlerinin teslim tarihine kadar geçici konut veya işyeri tahsisi yapılabilir.” hükmünü, 2. fıkrası “Hak sahibi olanlara riskli yapılarda 18 ay, riskli alanlarda ise 36 ayı geçmemek şartı ile ilgili kurumca belirlenecek süre ve miktarda kira yardımı yapılabilir” hükmünü, 3. fıkrası “Birinci fıkrada belirtilen yapılarda; sınırlı aynî hak sahibi olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere birinci fıkraya göre belirlenen aylık kira bedelinin beş katı kadar, kiracı olarak ikamet edenlere, işyeri işletenlere ve Kanun kapsamında taşınmazı anlaşma yolu ile kamulaştırılanlara iki katı kadar, defaten kira yardımı yapılabilir.” hükmünü, 4. fıkrası ise “Kira yardımı başvuruları; tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde, Bakanlıkça belirlenecek bilgi ve belgelere istinaden riskli alan veya rezerv yapı alanlarında ilgili kuruma, riskli alan dışındaki riskli yapılarda ise Müdürlüğe veya Bakanlıkça yetki devri yapılması durumunda İdareye yapılır.” hükmünü içermektedir.

2017 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1. 3.2, 5.1 ve 5.2. maddeleriyle; riskli olarak tespit edilen yapılardaki hak sahiplerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri tarafından yapılacak olan kira yardımları ile ilgili olarak yapılacak başvurularda konut ve işyeri maliklerine ikamet etme şartı getirilerek riskli yapı maliklerine her yıl alınacak Bakan Olur’una göre sadece ikamet ettikleri bir bağımsız bölüm için 18 ay kira yardımı yapılacağı ve bu ödemelerin de malik, kiracı ve sınırlı ayni hak sahiplerinden sadece bu şartı sağlayanlara yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda bahsi geçen hükümlerden; 6306 sayılı Yasada belirtilen teknik ve hukuki süreç sonunda riskli yapı olarak tespit edilen binaların yıkımı ve tahliyesi konusunda anlaşmaya varan yapıların maliklerine, malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımından yararlanma imkanı getirildiği, ancak bu yardımlardan yararlanabilmek için söz konusu kişilerin yıkılmadan önce yapılarda fiilen ikamet etmeleri gerektiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda; riskli yapı olarak tespit edilen ve yapılan anlaşma sonucu yıktırılmasına karar verilen yapının maliklerine kira yardımı yapılabilmesi için söz konusu yapıda ikamet etme şartı getiren 2017 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2, 5.1 ve 5.2. maddelerinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, dayanağı Kılavuz maddelerinin hukuka uygun bulunması nedeniyle davacının kira yardımı isteminin zımnen reddine ilişkin Üsküdar Belediye Başkanlığı işleminde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. DAVANIN REDDİNE,
  2. Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
  3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
  4. Varsa posta avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
  5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 27/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.