1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/7432 K: 2020/3319 T: 5.3.2020


6306 sayılı Kanunda, bu Kanun gereği yapılacak yıkım işleminin idare tarafından yerine getirilmesi durumunda yapılan masrafın %20 fazlasıyla ilgilisinden istenileceğine ilişkin bir hükme yer verilmediği

İSTEMİN KONUSU: Denizli İdare Mahkemesinin 22/06/2016 tarih ve E: 2015/1154, K: 2016/482 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Davacıların maliki olduğu Denizli İli, Merkezefendi İlçesi,  (…) Mahallesi, 664 ada, 7 parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanın, 6306 sayılı Kanun gereğince Bakanlar Kurulu tarafından 16/09/2013 tarihinde riskli alan ilan edilmesi üzerine, 30 gün içerisinde maliki olunan binanın yıkılması, aksi takdirde Belediye tarafından yıkılarak masrafın %20 fazlası ile tahsil edileceğine ilişkin Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığının 13/07/2015 tarihli, 1723/12749 sayılı işleminin iptaliistenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; Bakanlar Kurulu tarafından riskli alan olarak ilan edilen yerlerdeki tüm yapıların doğrudan yıkılacağına ilişkin ilgili mevzuatta herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, riskli alanda bulunan yapıların Bakanlıkça yetkilendirilmiş ve lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlararacılığıyla ayrı ayrı ve her bir taşınmaza özgü olarak riskli olup olmadığının tespiti gerektiği, bu tespitin nasıl ve hangi kriterlere göre yapılacağına ilişkin esaslara da 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği ekinde ayrıntılı şekilde yer verildiği, bir taşınmazın riskli yapı olarak tespit edilmesi durumunda ise malik ve idarece izlenecek usullerin de yine mevzuatla belirlendiği, olayda ise; her bir taşınmaza özgü olarak Bakanlıkça yetkilendirilmiş ve lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlar aracılığıyla herhangi bir risk raporu düzenlenmediği, bu yönde yapılacak tespit üzerine hazırlanacak rapor uyarınca ve mevzuatla belirlenen usul izlendikten sonra taşınmazın yıkımı hakkında bir değerlendirme yapılması gerekirken, yalnızca riskli alanda kaldığından bahisle ve riskli alan tespitine dayanak teşkil eden genel rapora istinaden tesis edilen dava konusu yıkım işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı tarafından, Kanun ve yönetmelikler çerçevesinde idarenin kendisine yüklenen sorumluluğu yerine getirerek, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda rapor hazırlanarak Bakanlığa sunulduğu, rapor üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla 16/09/2013 tarihinde Denizli İli, Merkezefendi İlçesi,  (…) Mahallesi,  (…) Bölgesinin riskli alan ilan edildiği, riskli alan ilanı üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından söz konusu alanda dönüşüm işlerini yapmak üzere Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığının yetkilendirildiği, bu yetki çerçevesinde alan içerisindeki yapıların tahliye ve yıkım işlemlerinin başlatıldığı, taşınmaz maliklerinin mağduriyet yaşamaması için bu alandaki bina ve arsaların tek tek değerlerinin belirlendiği, binalarının sağlam olduğunu beyan eden maliklerden ise binaların risk teşkil etmediğine dair rapor istendiği, dava konusu yıkım işleminin bu doğrultuda kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak alındığı belirtilerek, Mahkeme kararının bozulması gerektiği iddia edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY: Davacıların maliki olduğu Denizli İli, Merkezefendi İlçesi,  (…) Mahallesi, 664 ada, 7 parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanın, 6306 sayılı Yasa gereğince Bakanlar Kurulu tarafından 16/09/2013 tarihinde riskli alan ilan edilmesi üzerine, 30 gün içerisinde maliki olunan binanın yıkılması, aksi takdirde Belediye tarafından yıkılarak masrafın %20 fazlası ile tahsil edileceğine ilişkin Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığının 13/07/2015 tarihli, 1723/12749 sayılı

işleminin tesis edilmesi üzerine, bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinde; Bu Kanunun amacının afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olduğu belirtilmiş, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde; Riskli Alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alan olarak, (d) bendinde ise; Riskli yapı: Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapı olarak tanımlanmıştır.

Anılan Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 5. maddesinin 1. fıkrasında ise “Riskli alan; a) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik raporu, b) Alanda daha önceden meydana gelmiş afetler varsa, bunlara dair bilgileri, c) Alanın büyüklüğünü de içeren koordinatlı sınırlandırma haritasını, varsa uygulama imar planını, ç) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini,

  1. d) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını, e) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu, f) Alanın özelliğine göre Bakanlıkça istenecek sair bilgi ve belgeleri ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir ve teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.”hükümlerine yer verilmiştir.

Anılan Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasında; riskli yapıların tespiti, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır ve sonuç Bakanlığa veya İdareye bildirilir. Bakanlık, riskli yapıların tespitini süre vererek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden isteyebilir. Verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya İdarece yapılır veya yaptırılır. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek İdareden de isteyebilir. Bakanlıkça veya İdarece yaptırılan riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince onbeş gün içinde itiraz edilebilir. Bu itirazlar, Bakanlığın talebi üzerine üniversitelerce, ilgili meslek disiplini öğretim üyeleri arasından görevlendirilecek dört ve Bakanlıkça, Bakanlıkta görevli üç kişinin iştiraki ile teşkil edilen teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanır, hükmüne, 5. maddesinin 3. fıkrasında ise; uygulamaya başlanmadan önce, riskli yapıların yıktırılması için, bu yapıların maliklerine altmış günden az olmamak üzere süre verilir. Bu süre içinde yapı, malik tarafından yıktırılmadığı takdirde, yapının idari makamlarca yıktırılacağı belirtilerek ve tekrar süre verilerek tebligatta bulunulur. Verilen bu süre içinde de maliklerince yıktırma yoluna gidilmediği takdirde, bu yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ve yıktırma işlemleri, yıktırma masrafı ile gereken diğer yardım ve krediler öncelikle dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere, mahallî idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafından yapılır veya yaptırılır, hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacıların maliki olduğu Denizli İli, Merkezefendi İlçesi,  (…) Mahallesi, 664 ada, 7 parsel sayılı taşınmazı da kapsayan ” (…) Bölgesi” hakkında davalı idare tarafından teknik rapor hazırlatılarak, bölgedeki can ve mal kaybı riski nedeniyle 6306 sayılı Kanun gereğince  (…) Bölgesinin “riskli alan” olarak ilan edilmesinin talep edildiği, 12/10/2013 günlü, 28793 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/09/2013 tarihli ve 2013/5378 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile söz konusu bölgenin riskli alan ilan edildiği, riskli alan ilanı üzerine, 30 gün içerisinde maliki olunan binanın yıkılması, aksi takdirde Belediye tarafından yıkılarak masrafın %20 fazlası ile tahsil edileceğine ilişkin Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığının 13/07/2015 tarihli, 1723/12749 sayılı işleminin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Dava konusu işlemin dayanağı anılan Bakanlar Kurulu kararına karşı dava açıldığına yönelik taraflarca beyanda bulunulmadığı görülmekte olup, UYAP kayıtlarından yapılan araştırmada da herhangi bir dava açılmadığı anlaşılmaktadır.

6306 sayılı Kanunun genel amacının, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenileme çalışmalarının yapılması olduğu anlaşılmış ve Kanunun; ülkemizin önemli bir kısmının başta deprem olmak üzere tabii afetlerin riski altında olduğu, yaşanan orta şiddetteki depremlerde bile mevcut yapıların ağır derecede hasar görüp yıkıldıkları gözlemlendiğinden bu yapıların büyük bir kısmının muhtemel afetlere karşı dayanıklı olmadıklarının anlaşıldığı, ayrıca bazı yerleşim merkezlerinin jeolojik durumu ile zemin özelliklerinin buralarda iskânı oldukça tehlikeli hale getirdiği, bu nedenle afet riski altında bulunan yerleşim merkezlerinin bir an önce bulundukları yerlerde dönüştürülerek buralardaki iskânın yeniden düzenlenmesini ve hatta bunlardan bazılarının başka yerlere nakledilmesini zorunlu kıldığı; ayrıca, hâlihazırda yaşanabilirlikten uzak, köhnemiş, can ve mal emniyeti bakımından riskli ve görüntü itibarı ile de çirkin olan yapıların da ortadan kaldırılarak, estetik yapıların inşa edilmesi suretiyle halkın daha sıhhatli ve emniyetli şartlar altında ikametinin temin edileceği gerekçesiyle yürürlüğe konulduğu görülmüştür.

Bu durumda; anılan Kanunun sistematiğinde esasen riskli alanda bulunan yapıların yıkımı hakkında herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde yer verilen ve izlenmesi gerektiği belirtilen usullerin ise riskli yapıya ilişkin olduğu, riskli alan ilan edilen yerlerdeki taşınmazların yıkımı yönünden bir değerlendirme yapılmadığı, idare tarafından; binalarının sağlam olduğunu beyan eden maliklerden binaların risk teşkil etmediğine dair rapor istenildiği de dikkate alındığında, riskli alan ilanınakonu yerde bulunan taşınmazların yıkımı yönünde işlem tesis edilmesinin Kanunun amacına ve gerekçesine uygun olduğu, aksi yöndeki yoruma dayanılarak verilen Mahkeme kararında ise hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Ancak, 6306 sayılı Kanunda, bu Kanun gereği yapılacak yıkım işleminin idare tarafından yerine getirilmesi durumunda yapılan masrafın %20 fazlasıyla ilgilisinden istenileceğine ilişkin bir hükme yer verilmediği göz önüne alındığında, bozma kararı üzerine verilecek kararda, işlemin buna ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi, ayrıca Bakanlar Kurulu Kararında A3 Mahallesi sınırları içerisinde bulunan alanın riskli alan ilan edildiği dikkate alındığında, dava konusu işleme ve davacılara ait tapu kaydına göre, yıkıma konu taşınmazın  (…) Mahallesinde bulunduğu belirtildiğinden, davacılara ait taşınmazın riskli alan sınırları kapsamında kalıp kalmadığının da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle; 1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesi gereğince, davalının temyiz isteminin kabulüne, 2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu Denizli İdare Mahkemesinin 22/06/2016 tarih ve E: 2015/1154, K: 2016/482 sayılı kararının BOZULMASINA, 3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 05/03/2020 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.