1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/9524 K: 2020/1288 T: 11.2.2020


Riskli yapı tespitine ilişkin işlemlere karşı yapılan itirazları inceleyen teknik heyetlerin teşkilinin Bakanlıkça sağlanacağı açıkça belirtildiğinden, bu heyetlerin alacağı kararların iptali istemiyle açılan davalarda da husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görülmesi gerekmektedir.

İSTEMİN_KONUSU: İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 15/07/2016 tarih ve E: 2015/2021, K: 2016/1302 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: İstanbul İli, Kadıköy İlçesi,  (…) Mahallesi, 365 ada, 24 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve davacının bağımsız bölüm maliki olduğu yapının, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli yapı olarak tespitine yönelik işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul VI Nolu Riskli Yapı Tespitine İtiraz Değerlendirme Heyetinin (Teknik Heyet) 06.10.2015 günlü, 23-2 sayılı kararının iptaliistenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; Bakanlıktan lisanslı bir yapı denetim şirketince düzenlenen ve tamamen bilimsel kriterler çerçevesinde hazırlanan raporda yapının riskli olduğunun belirtildiği, ayrıca davacının talebi doğrultusunda İstanbul Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü tarafından düzenlenen raporda da yapının riskli olduğunun ifade edildiği anlaşıldığından, 6306 sayılı Kanun uyarınca tesis edilen riskli yapı tespiti işlemine karşı yapılan itirazın reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idareye sunduğu dilekçelerle dava konusu işlemin tesis edilmesine dayanak alınan raporda hata yapıldığı, sahte raporlara istinaden riskli yapı kararı alındığına ilişkin iddialarının dikkate alınmadığı, itirazın reddine ilişkin Teknik Heyet kararının gerekçesiz olduğu, neticede yapının yıkılmasına sebep olacak dava konusu işlemin kabul edilemez olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ  ‘IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

İstanbul İli, Kadıköy İlçesi,  (…) Mahallesi, 365 ada, 24 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve davacının bağımsız bölüm maliki olduğu yapı, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında yetkili Kadıköy Belediye Başkanlığınca 27/07/2015 tarihinde riskli yapı olarak tespit edilmiş, taşınmazın tapu kaydına riskli yapı belirtmesinin konulması üzerine, anılan işlem Kadıköy Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünce 24/08/2015 tarihinde davacıya taebliğ edilmiş, davacı tarafından 03/09/2015 tarihinde riskli yapı tespit işlemine itiraz edilmiş, itirazı inceleyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul VI Nolu Riskli Yapı Tespitine İtiraz Değerlendirme Heyeti tarafından 06.10.2015 günlü, 23-2 sayılı karar ile itiraz reddedilmiş, bunun üzerine itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiylebakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; “iptal davaları; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar” olarak tanımlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının (f) bendinde; dava dilekçelerinin husumet yönünden inceleneceği, 15/1-c maddesinde ise; davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması durumunda dava dilekçesinin belirlenecek gerçek hasma tebliğ edileceği, aynı Kanunun 14. maddesinin 6. fıkrasında; yukarıda belirtilen usule aykırılığın ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde davanın her aşamasınd (…)5. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, yine aynı Kanunun 49/1-c maddesinde ise; usul hükümlerine uyulmamış olunması, kararın bozulmasını gerektiren sebepler arasında sayılmıştır.

6306 sayılı Kanunun 3. maddesinde; “Bakanlıkça veya İdarece yaptırılan riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince onbeş gün içinde itiraz edilebilir. Bu itirazlar, Bakanlığın talebi üzerine üniversitelerce, ilgili meslek disiplini öğretim üyeleri arasından görevlendirilecek dört ve Bakanlıkça, Bakanlıkta görevli üç kişinin iştiraki ile teşkil edilen teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanır.” hükmüne yer verilmiştir.

6306 sayılı Kanun Uygulama Yönetmeliğinin 9. maddesinin 1.fıkrasında; riskli yapı tespitlerine karşı yapılacak itirazları değerlendirmek üzere, ihtiyaca göre Bakanlıkça gerekli görülen yerlerde yeteri kadar teknik heyet teşkil edilir.5. fıkrada ise, (Değişik: RG-25/7/2014-29071)Bakanlıkça iki yılda bir Ocak ayında teknik heyet üyelikleri yenilenir.Yeni üyeler görevlendirilinceye kadar mevcut üyeler görevine devam eder. Görev süresi dolan üye tekrar görevlendirilebilir.” kuralı düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca; riskli yapı tespitine ilişkin işlemlere karşı yapılan itirazları inceleyen teknik heyetlerin teşkilinin Bakanlıkça sağlanacağı açıkça belirtildiğinden, bu heyetlerin alacağı kararların iptali istemiyle açılan davalarda da husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görülmesi gerekmektedir.

Uyuşmazlıkta, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul VI Nolu Riskli Yapı Tespitine İtiraz Değerlendirme Heyetinin (Teknik Heyet) 06.10.2015 günlü, 23-2 sayılı kararının iptalinin istenildiği dikkate alındığında, dava konusu işlemi tesis etmediği anlaşılan İstanbul Valiliği ve Kadıköy Belediye Başkanlığının davanın tarafı olmasına yasal olanak bulunmadığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca “İstanbul Valiliği ile Kadıköy Belediye Başkanlığının” hasım mevkiinden çıkarılarak, davanın yalnızca “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı” husumetiyle görülüp karara bağlanması gerekirken, İstanbul Valiliği ile Kadıköy Belediye Başkanlığının husumet mevkine alınmak suretiyle verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından, davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle;

1.Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddine ilişkin temyize konu İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 15/07/2016 tarih ve E: 2015/2021, K: 2016/1302 sayılı kararının BOZULMASINA, Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 11/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.