1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/3451 K: 2021/8817 T: 24.6.2021


Riskli yapı olduğu tespit edilen ve yıktırılmasına karar verilen yapının maliklerine kira yardımı yapılabilmesi için başvurunun belirli bir süre içinde (tahliye tarihinden itibaren en geç 1 yıl) yapılması gerektiğine ilişkin kuralı düzenleyen dava konusu Yönetmeliğin 16/4.maddesinde ve söz konusu riskli yapıda ikamet etme şartı getiren 2017 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5.6 maddesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

DAVANIN KONUSU: 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca davacının, kira yardımı yapılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine yönelik Kadıköy Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğü’nün … tarih, E…. sayılı işleminin ve dava konusu işleme dayanak olarak gösterilen 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin kira yardımı başvurularına ilişkin 16. maddesinin 4. bendinin ve 2017 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5. maddesinin 6. bendinin iptali ile aylık 960,00 TL üzerinden 18 aylık kira yardımı bedeli toplamı olan 17.280,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI: Dava konusu Yönetmeliğin 16/4.maddesinde kira yardımı istemleri için hak düşürücü süre kuralının ve 2017 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5/6. maddesinde de riskli yapıda ikamet etme şartının dayanağı Kanunda olmadığı halde hukuka aykırı olarak düzenlendiği, dava konusu işlemin ise; dayanağı olan mevzuatın hukuka aykırı olması sebebiyle amaç, konu ve sebep yönünden hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Ayrıca idari işlemlerde amacın kamu yararı olması gerektiği halde bu işlemlerin tesisinde kamu yararı amacına aykırı davranıldığı ileri sürülmüştür.

DAVALILARDAN … BAKANLIĞININ SAVUNMASI: Dava konusu Yönetmeliğin 16/4. maddesinin dayanağı Kanuna uygun olarak değiştirildiği, bu değişikliğin 21.06.2019 tarihli, 30808 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı, 2017 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun da yürürlükten kalktığı, 2019 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun yürürlüğe girdiği, buna göre ise; maliklerde ikamet şartı aranmadığı, Kılavuzun dayanağı olan dava konusu Yönetmelik maddesinin de 2019 yılında değişikliğe uğradığı, yeni düzenlemeye göre; kira yardımı başvurularının riskli yapının tahliyesinden itibaren 1 yıl, yıkımından itibaren 3 ay içinde yapılması gerekirken 21.06.2016 tarihinde yapıyı tahliye eden davacının 22.05.2018 tarihinde kira yardımı başvurusu yaparak bu şartın gereğini yerine getirmediği, ayrıca, anılan Yönetmeliğe eklenen Geçici 1. madde uyarınca; 10/12/2018 tarihi itibarıyla 1 yıllık başvurusu süresi dolmayan maliklere 10/12/2019 tarihine kadar yeniden başvuru yapma imkanı tanındığı halde davacının belirtilen sürede bu yönde bir başvurusunun olmadığı, sonuç olarak dava konusu düzenlemelerin ve bunlara dayanılarak tesis edilen idari işlemin usul ve hukuka uygun olduğu savunulmuştur.

DAVALILARDAN … BELEDİYE BAŞKANLIĞININ SAVUNMASI: Öncelikle usule ilişkin olarak davanın süresinde açılmadığı, esasa ilişkin olarak ise; davanın hukuki mesnedinin bulunmadığı, dava konusu işlemin dayanağı mevzuata uygun olarak tesis edildiği, kira yardımı için yapılan başvuruya eklenen davacının adres kayıt sisteminden aldığı belgede 8 nolu dairenin, tapu kayıt belgesinde ise 6 nolu dairenin maliki olduğu, numaraların uyuşmadığı, ayrıca tahliye tarihinden itibaren 1 yıllık başvuru süresini geçirdiğinin anlaşıldığı, bu sebeplerle davacının başvurusunun reddedildiği, dava konusu işlemin kamu düzenine ilişkin olduğu netice itibarıyla davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY SAVCISI DÜŞÜNCESİ: Dava, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazda, davacının maliki bulunduğu bağımsız bölümün yer aldığı yapının “Riskli Yapı” olarak tespit edilerek yıkılması nedeniyle 6306 sayılı Yasa ve ilgili Yönetmelik uyarınca yapmış olduğu kira yardım talebine ilişkin 22.05.2018 tarihli başvurunun reddine yönelik Kadıköy belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğü’nün … tarih, E…. sayılı işlemi ile dava konusu işleme dayanak olarak gösterilen 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin kira yardımı başvurularına ilişkin 16. Maddesinin 4. bendinin ve 6306 Sayılı kanunun 2017 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Klavuzunun 5. maddesinin 6. bendinin iptali ile aylık 960,00 TL üzerinden 18 aylık kira yardımı bedeli toplamı olan 17.280,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının maliki bulunduğu 8 No.lu bağımsız bölümün yer aldığı yapının “Riskli Yapı” olarak tespit edilmesi üzerine 21.06.2016 tarihinde tahliye edildiği, davacının 22.05.2018 tarihinde Kadıköy belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğüne yaptığı başvuru ile anılan yapının yıktırılması nedeniyle kira yardımı isteminde bulunduğu, Kadıköy Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğünün dava konusu işlemi ile, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği uyarınca kira yardımı başvurusunun tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde yapılmadığı, 2017 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzu uyarınca kira yardımı ödemelerinde riskli yapıda ikamet şartının arandığı, tapu senedinde davacının maliki olduğu bağımsız bölümün (8), Adres Bilgileri Raporu belgesinde ise bağımsız bölüm numarasının (6) olduğu, numaraların uyuşmadığının tespit edildiği gerekçeleriyle reddedildiği, davacının (8) numaralı bağımsız bölümün maliki olduğu, 11.10.2011 tarihinde (6) No.lu bağımsız bölümden taşındığı, (6) No.lu bağımsız bölüm daha önce kendisine ait iken icra yolu ile satıldığı, kira yardımı talebinin maliki bulunduğu (8) No.lu bağımsız bölüme ilişkin olduğunu belirttiğinden, davanın (8) No.lu bağımsız bölüm için kira yardımı istemine ilişkin olarak incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un işlem tarihinde yürürlükte bulunan “Tahliye ve yıktırma” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, “Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.” hükmü öngörülmüştür.

6306 sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’nin işlem tarihinde yürürlükte bulunan “Yapılacak Yardımlar ve Tahliye – Kira yardımı ve diğer yardımlar” başlıklı 16. maddesinin 1. fıkrasında “Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilir. Kira yardımı aylık 600 Türk Lirasını geçemez. Yardım süresi riskli alan dışındaki riskli yapılarda 18 ay ve Kanun kapsamında anlaşma yolu ile kamulaştırılan yapılarda 5 aydır. Riskli alanlarda kira yardımı süresi 36 ayı geçmemek şartı ile ilgili kurumca belirlenir. Aylık kira bedeli, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi yıllık değişim oranında güncellenir. Maliklere, kiracılara ve sınırlı ayni hak sahiplerine, sahip oldukları veya kullandıkları Kanun kapsamındaki bütün yapılardan dolayı kira yardımı yapılabilir. İnşaat halinde olup içinde ikamet edilen yapılarda kira yardımı veya faiz desteğinden, sadece inşaat halindeki yapıda ikamet eden malik, kiracı ve sınırlı ayni hak sahibi faydalanır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine mümkün olması hâlinde, kira yardımı yerine tahliye tarihinden itibaren konut ve işyerlerinin teslim tarihine kadar geçici konut veya işyeri tahsisi yapılabilir.” denilmiş; 4. fıkrasında da “Kira yardımı başvuruları; tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde, Bakanlıkça belirlenecek bilgi ve belgelere istinaden riskli alan veya rezerv yapı alanlarında ilgili kuruma, riskli alan dışındaki riskli yapılarda ise Müdürlüğe yapılır.” 2. fıkrasında “Yapılacak kira yardımının beş aylık miktarı, taşınma masrafları da dikkate alınarak defaten ödenebilir. Bu durumda, yardım süresi defaten ödemenin yapıldığı aydan itibaren hesap edilir.”, 3. fıkrasında da “Birinci fıkrada belirtilen yapılarda; kiracı olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere, birinci fıkraya göre belirlenen aylık kira bedelinin iki katı kadar, sınırlı aynî hak sahibi olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere ise beş katı kadar defaten kira yardımı yapılabilir.” hükümleri getirilmiştir.

6306 sayılı Yasayla afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemeye ilişkin uygulamaların yapılması olanağı getirilmiş ve uygulamalar sırasında riskli yapıların tespiti, yıkımı ve yıkım sonrasında arsa haline gelen taşınmazın değerlendirmesinde yapı maliklerine sorumluluk getirilmiş ve idarelere de gerekli görüldüğü takdirde resen riskli yapının tespiti, yıkımı ve yıkım sonrasında arsanın değerlendirme konusunda yetki verilmiştir.

Yukarıda değinilen düzenlemelerle, yasa uyarınca yapılacak uygulamalarda öncelikli olarak gönüllülük esası getirilmiş ve bu amaçla ilgili kurum ve kuruluşlar ile hak sahipleri arasında anlaşma yapılmasını kolaylaştırmak için idarelerce yapı maliklerine, kiracı veya sınırlı ayni hak sahiplerine veya bu yapılarda işyeri bulunanlara; geçici konut veya işyeri tahsisi, yada sahip oldukları veya kullandıkları Kanun kapsamındaki bütün yapılar için kira yardımı yapılabilmesine imkân tanınmış ve bu imkanlardan yararlanabilmek için yapı içinde ikamet etsin veya etmesin yapı maliklerine anlaşma ve tahliye haricinde bir şart getirilmemiş, kiracı veya sınırlı ayni hak sahiplerine ise bu şartların yanında söz konusu yapılarda ikamet etme şartı getirilmiştir. Yasayla idarelere söz konusu yardımları yapılıp yapılmaması konusunda takdir yetkisi verilmiş ise de, idarece yardım yapılmasına karar verilmesi durumunda söz konusu kişilerin yardımdan yararlanabilmesi için Yasada belirtilen şartlar haricinde başka şartlar belirleme yetkisi tanınmamıştır. Kaldi ki, ilgili Yönetmelik uyarınca da söz konusu kişilere yardım yapılabilmesi için Yasada belirtilen şartlar haricinde her hangi bir şart getirilmemiştir.

6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 16. maddesinin 4. fıkrasının “tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde” ibaresi ile idareye hak düşürücü süre verme yetkisi tanınmakta olup, kanunda öngörülmeyen ve ilgili idareye açıkça yetki verilmemiş bir hususun yönetmelikle düzenlenmesinde ve bu düzenlemeye dayanılarak davacının kira yardımı isteminin tahliye tarihinden itibaren 1 yıl geçmiş olması nedeniyle reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Diğer taraftan, 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükteki şekliyle “Kira yardımı ve diğer yardımlar” başlıklı 16.maddesinde, anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabileceği kuralına yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen Yasa ve Yönetmelik hükümlerinde, riskli yapıları anlaşma yoluyla tahliye eden maliklere yapılacak kira yardımına yönelik olarak açıkça ikamet etme şartı öngörülmemiş, sadece kiracı ve ayni hak sahipleri için yapıda ikamet etme koşulu aranmıştır.

Diğer taraftan, 10.12.2018 günlü, 30621 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7153 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile 6306 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1. fıkrası değiştirilmiş ve “Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine, kiracılarına ve yapıda ikamet etmek şartıyla sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.” hükmü öngörülerek, kira yardımı yapılabilmesi için gereken ikamet şartının sadece sınırlı ayni hak sahiplerine yönelik olacağı belirtilerek düzenleme yapılmıştır.

Yine 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 16. maddesinde 21.06.2019 tarihinde yapılan değişiklikle anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye veya yıkım tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabileceği belirtilmiş, maddenin devamında da sadece kiracı ve sınırlı ayni hak sahiplerine yönelik ikamet koşuluna yer verilmiştir.

Bu durumda, 6306 sayılı Yasa uyarınca yapılacak uygulamalarda riskli yapıyı anlaşma sonucunda tahliye eden maliklerin kira yardımından yararlanabilmesi için ikamet şartı getiren dava konusu Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun dava konusu maddesi ile buna dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde, dayanağı olan yasa ve yönetmelik hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

Nitekim, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılan ve 01.01.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe konulan 2019 yılına ait Kira Yardımı Kılavuzu ile maliklerin kira yardımından yararlanabilmesi için ikamet etme koşulu kaldırılarak, ikamet etme şartı aranmaksızın yapılabilecek kira yardımı usul ve esasları düzenlenmiş, sadece kiracılar ve sınırlı ayni hak sahipleri için ikamet etme koşulu öngörülmüş olup, kılavuzun geçici 1. maddesi ile de maddede sayılan nedenlerle, ikamet şartının sağlanmadığı gerekçesiyle kira yardımı başvurusu reddedilmiş olan maliklerden riskli yapının yıkım tarihinden itibaren, kira yardımı için ikamet şartının aranmayacağına dair Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 10.12.2018 tarihi itibariyle bir yıllık süresi dolmamış olanların yeniden başvurmaları halinde başvurularının bu kılavuz kapsamında değerlendirilerek sonuçlandırılacağı belirtilmiştir.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemlerin iptaline, 6306 sayılı Kanun uyarınca hesaplanacak kira yardımının yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY: İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan davacının da bağımsız bölümün olduğu yapının, Kadıköy Belediye Başkanlığınca 26.11.2014 tarihinde riskli yapı olarak tespit edilmesi üzerine, yapı, davacı tarafından 21.06.2016 tarihinde tahliye edilmiş, Kadıköy Belediyesi tarafından 22.01.2018 tarihinde yıkılmış, davacı tarafından 22.05.2018 tarihinde kira yardımı için Kadıköy Belediye Başkanlığına yapılan başvuru ise 24.05.2018 tarihinde reddedilmiştir. Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: Davanın açıldığı tarih itibarıyla yürürlükte olan; 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 5.maddesinin 1. fıkrasında; “Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.” hükmü öngörülmüştür.

6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 16. maddesinin 1. fıkrasında; “Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilir.” kuralına aynı maddenin dava tarihinde yürürlükte bulunan 4.fıkrasında ise; “Kira yardımı başvuruları; tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde, Bakanlıkça belirlenecek bilgi ve belgelere istinaden riskli alan veya rezerv yapı alanlarında ilgili kuruma, riskli alan dışındaki riskli yapılarda ise Müdürlüğe veya Bakanlıkça yetki devri yapılması durumunda İdareye yapılır. Kanunun Ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca belirlenen riskli alanlarda kira yardımı süresi yapının tahliye edildiği tarihten itibaren başlatılır.” kuralına yer verilmiştir.

2017 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5.6. maddesinde; “Kira yardımı ödemelerinde A.R.A.A.D.net sistemi üzerinden riskli yapı için Yapı Kimlik Numarasının alındığı tarihte riskli yapıda ikamet etme şartı aranmakta olup, malik, kiracı ve sınırlı ayni hak sahiplerinden sadece bu şartı sağlayanlara kira yardımı yapılacaktır.” düzenlemesi yer almıştır.

Ayrıca, bakılan dava sırasında dava konusu Yönetmelik maddesinde değişiklikler yapılmış bu değişikliklere dayanılarak 2017 yılı Kira Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzu’nu yürürlükten kaldıran 2019 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzu yürürlüğe girmiştir.

Buna göre; dava konusu Yönetmeliğin 16/4. maddesinde 21/06/2019 tarihli, 30808 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklik ile “Kira yardımı başvuruları; tahliye tarihinden itibaren bir yıl içinde veya riskli yapının yıktırıldığı tarihten itibaren üç ay içinde, Bakanlıkça belirlenecek bilgi ve belgelere istinaden riskli alan veya rezerv yapı alanlarında ilgili kuruma, riskli yapılarda ise Müdürlüğe veya Bakanlıkça yetki devri yapılması durumunda İdareye yapılır.” kuralına yer verilmiş, buna uygun olarak davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayımlanan 2019 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunda ise; “kira yardımında geçici uygulama” başlığı altında Geçici 1. maddede; “İkamet şartının sağlanmadığı gerekçesi ile (ikameti tevsik edici faturanın ibrazı, faturada tüketim, adres bilgilerindeki uyumsuzluk, numarataj yanlışlıkları vb. sebeplerle) kira yardımı başvurusu reddedilmiş olan maliklerden, riskli yapının yıkım tarihinden itibaren, kira yardımı için ikamet şartının aranmayacağına dair Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 10/12/2018 tarihi itibari ile bir yıllık başvuru süresi dolmamış olanların, 10/12/2019 tarihine kadar kira yardımı için yeniden başvuru yapmaları halinde, bunların talepleri ve henüz sonuçlandırılmamış kira yardımı başvuruları bu Kılavuz kapsamında değerlendirilerek sonuçlandırılacaktır.” düzenlemesi öngörülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Usul Yönünden: Davalı Kadıköy Belediye Başkanlığı tarafından, davanın 6306 sayılı Kanunda belirtilen 30 günlük süre içinde açılmadığı ileri sürülmüş ise de; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinde özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde İdare Mahkemelerinde dava açma süresinin 60 gün olduğu belirtildiğinden, idari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarda genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe, özel dava açma süresi yerine altmış günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği açıktır.

Uyuşmazlık konusu olayda, davanın süresinde açılıp açılmadığını belirlemek amacıyla Dairemizin 11/02/2021 tarihli ara kararı ile taraflardan dava konusu uygulama işleminin tebliğ edilip edilmediğinin, tebliğ edilmişse buna ilişkin bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin 15 gün içerisinde gönderilmesi istenildiği halde, verilen sürede herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, davaya konu uygulama işleminde de davalı idare tarafından özel dava açma süresinin gösterilmediği anlaşıldığından, bakılan davada 60 (altmış) günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Bu itibarla, davalı Kadıköy Belediye Başkanlığınca ileri sürülen davanın süresinde açılmadığına ilişkin iddia yerinde görülmemiştir.

Esas Yönünden: Dava Konusu 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 16/4.maddesi ve 2017 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5.6. maddesinin incelenmesi:

Yukarıda belirtilen hükümlerin incelenip değerlendirilmesinden; 6306 sayılı Kanunda belirtilen teknik ve hukuki süreç sonunda riskli olduğu tespit edilen yapıların yıkımı ve tahliyesi konusunda anlaşmaya varan yapı maliklerine, malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımından yararlanma imkanı getirildiği, ancak bu yardımlardan yararlanabilmek için belirtilen kişilerin yıkılmadan önce yapılarda fiilen ikamet etmeleri ve sadece bir bağımsız bölüm için tahliye tarihinden itibaren 1 yıl içinde müracaat etmeleri gerektiği halde; 2019 yılı Kira Yardım Uygulamaları Kılavuzunda yer alan Geçici 1. madde uyarınca; riskli yapının yıkım tarihinden itibaren, kira yardımı için ikamet şartının aranmayacağına dair Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 10/12/2018 tarihi itibari ile bir yıllık başvuru süresi dolmamış olanların, 10/12/2019 tarihine kadar kira yardımı için yeniden başvuru yapmalarının gerektiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda; riskli yapı olduğu tespit edilen ve yıktırılmasına karar verilen yapının maliklerine kira yardımı yapılabilmesi için başvurunun belirli bir süre içinde (tahliye tarihinden itibaren en geç 1 yıl) yapılması gerektiğine ilişkin kuralı düzenleyen dava konusu Yönetmeliğin 16/4.maddesinde ve söz konusu riskli yapıda ikamet etme şartı getiren 2017 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5.6 maddesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Dava konusu kira yardımı başvurusunun reddine ilişkin Kadıköy Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğü’nün 24.05.2018 tarih, E.29391 sayılı işlemin iptali ile yoksun kalındığı ileri sürülen kira yardımının ödenmesine karar verilmesi (17.280,00- TL) isteminin incelenmesine gelince;

Dava konusu bireysel işlemin dayanağı Yönetmelik ve Kılavuz maddelerinin hukuka uygun bulunması nedeniyle, davacının kira yardımı isteminin, riskli yapıda ikamet etme şartı ile tahliye tarihinden itibaren 1 yıl içinde başvuru yapma şartını sağlamadığı gerekçeleriyle reddine ilişkin Kadıköy Belediye Başkanlığı işleminde de hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, davacının yoksun kaldığını ileri sürdüğü 17.280,00-TL kira yardımının dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle ödenmesine ilişkin talebinin de hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 16.maddesinin 4.fıkrası ve 2017 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5.6. maddesi yönlerinden DAVANIN REDDİNE,
  2. Kadıköy Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğü’nün … tarih, E. … sayılı işlemi ile ve yoksun kalındığı ileri sürülen kira bedeli yönlerinden DAVANIN REDDİNE,
  3. Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
  4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
  5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 24/06/2021 tarihinde esas yönünden oybirliği, usül yönünden oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY Dosyanın incelenmesinden; İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan yapının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli yapı ilan edilip tahliye edildikten sonra yıkıldığı, davacının da söz konusu yapıdaki bağımsız bölümünden dolayı Kadıköy Belediye Başkanlığına kira yardımı alabilmek için yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine, ret işlemi ile dayanağı düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle birlikle dava açtığı anlaşılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 7/4. maddesinde; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri düzenlenmiştir.

Aynı Kanunun 10. maddesinde; İlgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabileceği, idare tarafından altmış gün içinde cevap verilirse cevabın tebliğinden itibaren, altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılacağından ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabileceği düzenlenmiştir.

Yukarıda belirtilen mevzuattan; davacının uygulama işlemiyle birlikte düzenleyici işleme karşı uygulama işlemi için belirlenen dava açma süresinde Danıştay’da dava açabilmesi için, uygulama işleminin idare tarafından kendiliğinden tesis edilmesi ve bu işlemin düzenleyici işlemin uygulanması niteliğinde olması gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla 2577 sayılı Kanunun 10.maddesi kapsamında tesis edilen işlemin; niteliği itibarıyla uygulama işlemi sayılamayacağı, ilgilinin yaptığı müracaat üzerine idarenin kendisi hakkında işlem tesis etmesi (ret veya zımni ret şeklinde) sonucunda sadece bu işlem için ilk derece mahkemelerinde dava açabileceği, bireysel işlemin dayanağı olduğu gerekçesiyle dava açma süresi geçmiş düzenleyici işlem ile birlikte ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’da dava açamayacağı, bir başka ifade ile, 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında yapılan başvuru üzerine tesis edilen bu tür (ret veya zımni ret) işlemler uygulama işlemi niteliği taşımadığından dava süresi geçmiş düzenleyici işlemler yönünden dava süresini ihya etmesi mümkün değildir.

Bu durumda; bakılan davada davacı tarafından 10. madde kapsamında yapılan kira yardımı başvurusunun reddine ilişkin işlem 2577 sayılı Kanunun 7/4.maddesinde belirtilen “uygulama işlemi” niteliğinde kabul edilemeyeceğinden, söz konusu ret işlemi ile bu işlemin dayanağı olduğu ileri sürülen dava konusu Yönetmeliğin 16/4.maddesi ve Kira Yardım Uygulamaları Kılavuzunun 5.6. maddesinin birlikte Danıştay’da dava konusu edilemeyeceği, başvurunun reddi işleminin dayanağı olduğu öne sürülen düzenleyici işlemler için 7/4. maddede belirtilen dava açma süresini de ihya edemeyeceği, dolayısıyla dava konusu başvurunun reddi işleminine ilişkin kısmı yönünden ilk derece yargı yeri olan İdare Mahkemelerinde dava açılması gerektiğinden bu işlem yönünden davanın görev yönünden reddine, düzenleyici işlemlere ilişkin kısmı yönünden ise davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi kanaatiyle usul yönünden Dairemiz kararına katılmıyorum.