1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/4519 K: 2021/10334 T: 29.9.2021


Acele kamulaştırma işleminin dayanağı olan dava konusu taşınmazın da bulunduğu alanın riskli alan olarak ilanına yönelik Cumhurbaşkanı kararının, imar mevzuatına uygun yapılar bulunduğu anlaşılan taşınmazlara ilişkin kısmının iptaline karar verildiği dikkate alındığında, davaya konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına dair işlemin dayanağının kalmadığı.

DAVANIN KONUSU: 6306 sayılı Kanun uyarınca … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile ilan edilen riskli alan kararı kapsamında kalan Ankara İli, Altındağ İlçesi, … (…) Mahallesi sınırları içerisinde bulunan taşınmazların, bölgedeki sağlıksız yapılaşmanın çözümüne yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 21/04/2020 tarih ve 31106 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, … ada, … parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI: Acele kamulaştırma kararının alınabilmesi için gerekli olan acelelik halinin ve olağanüstü koşulların somut olayda gerçekleşmediği, 6306 sayılı Kanun kapsamında zorunlu olan anlaşma usulünün denenmediği, mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMASI: Cumhurbaşkanlığı tarafından; Söz konusu alanda ekonomik olarak ömrünü tamamlamış riskli olarak nitelendirilebilecek yapıların sayıca fazlalığı sebebiyle ilan edilen riskli alan kararına istinaden uygulanacak dönüşüm projesi kapsamında mülkiyet bütünlüğünün en kısa sürede sağlanması, bölgedeki sağlıksız yapılaşmaların çözümü ve dönüşüm projesinin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla dava konusu kararın alındığı, bu sebeple acelelik koşulunun gerçekleştiği, belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

TOKİ Başkanlığı tarafından; Şehir merkezindeki yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıklarının yenilenmesi amacıyla söz konusu alanın 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli alan olarak ilan edildiği, bölgedeki sağlıksız yapılaşmanın çözümü ve projenin bir an evvel hayata geçirilmesi amacıyla dava konusu işlemin tesis edildiği, acelecilik halinin gerçekleştiği, olağan kamulaştırma usulü uygulandığı takdirde projenin hayata geçirilmesinin ortalama 2 yıl gecikeceği, bu sebeple acele kamulaştırma kararı alınmasında kamu yararı bulunduğu belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY SAVCISI DÜŞÜNCESİ: Dava, 6306 sayılı Kanun uyarınca … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile ilan edilen riskli alan kararı kapsamında kalan Ankara İli, Altındağ İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kanunun 27.maddesine istinaden acele kamulaştırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun “Acele kamulaştırma” başlıklı 27. maddesinde, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, hükmüne yer verilmiştir.

Anayasanın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasaya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisi Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, (Mülga) Bakanlar Kurulunun 22.06.2015 tarih ve 2015/7872 sayılı kararıyla Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı olarak belirlenen uyuşmazlık konusu taşınmazın da yer aldığı alana ilişkin Ankara 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 06.02.2018 tarihli, 3036 sayılı kararı ile uygun bulunan Hergelen Meydanı Kentsel Yenileme Avan Projesi sınırları içerisinde kalan Ankara İli, Altındağ İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da dahil olduğu alanda ekonomik olarak ömrünü tamamlamış riskli olarak nitelendirilebilecek yapıların sayıca fazlalığı sebebiyle 6306 sayılı Kanun uyarınca … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile ilan edilen riskli alan kararına istinaden uygulanacak dönüşüm projesi kapsamında bölgedeki sağlıksız yapılaşmaların çözümüne yönelik projelerin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla davacıya ait taşınmazın da aralarında bulunduğu taşınmazların Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kanunun 27.maddesine istinaden acele kamulaştırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı kararının alındığı anlaşılmaktadır.

Danıştay Altıncı Dairesinin ara kararlarına davalı idarelerce verilen yanıtlardan, söz konusu konu alanda Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla iptaline karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile reddedildiği, bu kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 10/09/2018 tarih ve E: 2017/5333, K: 2018/6590 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleştiği, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ise henüz hazırlanmadığı, yapılacak projenin devam ettiği, henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.

İncelenen davada, davalı idare tarafından acele kamulaştırma için gösterilen olağanüstü sebeplerin ve acelelik hali gerekçesinin 2942 sayılı Yasanın 27. Maddesi kapsamında olmadığı, 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma yapılabilmesi için acele kamulaştırmanın koşullarının gerçekleşmiş olduğunun açıkça ortaya konulmasının gerekmesine karşın, bu koşula uyulmaksızın tesis edilen dava konusu kararda, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulmadığından hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu Cumhurbaşkanı kararının uyuşmazlığa konu taşınmaza ilişkin kısmının iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 29/09/2021 tarihinde, davacı vekili Av. … ile Av. …, davalılar Cumhurbaşkanlığı vekili Av. …, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı vekili Av. …’un geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY: Bakanlar Kurulunun 22/06/2015 tarih ve 2015/7872 sayılı kararı ile, Ankara Ulus Tarihi Kent Merkezi kapsamında bulunan alan, 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca “yenileme alanı” olarak kabul edilmiştir.

Ankara 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile, Hergelen Meydanı Kentsel Yenileme Avan Projesi uygun bulunmuştur.

Toplu Konut İdaresi Başkanlığının … tarih ve … sayı yazısı ile, Hergelen Meydanı Kentsel Yenileme Avan Projesinin Ankara 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile uygun bulunduğu belirtilerek, hazırlanan teknik rapor doğrultusunda, Ankara İli, Altındağ İlçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde bulunan alanın riskli alan olarak ilan edilmesi talep edilmiş ve teklif dosyası Çevre ve Şehircilik Bakanlığına iletilmiştir.

23/10/2019 tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla; Ankara İli, Altındağ İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da dahil olduğu alanın, ekonomik olarak ömrünü tamamlamış riskli olarak nitelendirilebilecek yapıların sayıca fazlalığı sebebiyle 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli alan olarak ilan edilmesine karar verilmiştir.

Dava konusu 20/04/2020 tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, 23/10/2019 tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 6306 sayılı Kanun kapsamında ilan edilen riskli alan kararına istinaden, Ankara İli, Altındağ İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın, bölgedeki sağlıksız yapılaşmanın çözümüne yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.

Bakılan dava, dava konusu acele kamulaştırma kararının davacıya ait taşınmaz yönünden iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: Anayasanın 35. maddesinde: “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü yer almaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde: “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmüne yer verilmiştir.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde ise; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Anayasa’nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gereği ifade edilmiştir.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 27. maddesi incelendiğinde ise, acele kamulaştırma usulünün olağanüstü bir kamulaştırma usulü olarak öngörüldüğü, istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntem olduğu, bu yöntemin uygulanmasının gerekçesi olarak olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına işaret eden kamulaştırma şartlarının ortaya konulması gerektiği açıktır.

Uyuşmazlıkta; 23/10/2019 tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 6306 sayılı Kanun kapsamında ilan edilen riskli alan kararına dayanılarak dava konusu acele kamulaştırma kararı alınmış olup, dava konusu taşınmazın da bulunduğu alanın 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli alan olarak ilanına ilişkin 23/10/2019 tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle açılan davalarda; Dairemizin 17/03/2021 tarihli, E: 2019/21120, K: 2021/3992, E: 2019/21053, K: 2021/3997 ve E: 2019/21100, K: 2021/4011 sayılı kararlarıyla dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ve anılan kararların temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari dava Daireleri Kurulunun 22/09/2021 tarihli, E: 2021/1919, K: 2021/1542, E: 2021/1887, K: 2021/1519 ve E: 2021/1917, K: 2021/1520 sayılı kararlarıyla, dava konusu işlemin imar mevzuatına uygun yapılar bulunduğu anlaşılan taşınmazlara ilişkin kısmının onanmasına, dava konusu işlemin imar mevzuatına aykırı yapılar bulunduğu anlaşılan taşınmazlara ilişkin kısmının ise bozulması suretiyle anılan kısım yönünden davanın reddine, kesin olarak karar verilmiştir.

Bu durumda; davaya konu acele kamulaştırma işleminin dayanağı olan dava konusu taşınmazın da bulunduğu alanın riskli alan olarak ilanına yönelik 23/10/2019 tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı kararının, imar mevzuatına uygun yapılar bulunduğu anlaşılan taşınmazlara ilişkin kısmının iptaline karar verildiği dikkate alındığında, Dairemizin E: 2019/21053 sayılı dosyasında bulunan Toplu Konut İdaresi Başkanlığının 01/06/2021 tarihli temyiz başvuru dilekçesi ekinde yer alan imar mevzuatına uygun yapılar listesinde, davaya konu taşınmazın bulunduğu görüldüğünden, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan yapının imar mevzuatına uygun yapı olması sebebiyle, davaya konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına dair işlemin dayanağının kalmadığı açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.Dava konusu işlemin uyuşmazlığa konu parsele ilişkin kısmının İPTALİNE,

2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,

3.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,

4.Varsa posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,

5.2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.