1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2021/3665 K: 2021/6313 T: 29.4.2021


İlk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görevinde bulunan 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle ayrı dilekçeyle Danıştay Altıncı Dairesinde, idare mahkemelerinin görevinde bulunan imar planları işlemlerinin iptali istemiyle ayrı dilekçeyle taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesinde dava açılması gerektiği

DAVANIN KONUSU: 18/12/2013 tarihli, 28855 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Adana İli, Yüreğir İlçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 26/11/2013 tarihli, 2013/5679 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ: 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Kanun’un 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca reddedilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi gereğince incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:

2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun “İlk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülecek davalar” başlıklı 24. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak; Cumhurbaşkanı kararlarına, Cumhurbaşkanınca çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri dışındaki düzenleyici işlemlere, bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere, Danıştay İdari Dairesince veya İdari İşler Kurulunca verilen kararlar üzerine uygulanan eylem ve işlemlere, birden çok idare veya vergi mahkemesinin yetki alanına giren işlere, Danıştay Yüksek Disiplin Kurulu kararları ile bu Kurulun görev alanı ile ilgili Danıştay Başkanlığı işlemlerine karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan idari davaları karara bağlayacağı hüküm altına alınmıştır.

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasında; idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki iptal ve tam yargı davaları ile idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakacağı hükme bağlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesinin 1. fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı; ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun “İdari davaların açılması” başlıklı 3. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde; dava dilekçelerinde davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin gösterileceği, 14. maddesinin 3. fıkrasının (g) bendinde; dilekçelerin 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden inceleneceği, 15. maddenin 1. fıkrasının (d) bendinde; dilekçelerde 14 üncü maddenin 3/g bendine aykırılık görülmesi halinde otuz gün içinde 3 ve 5. maddelere uygun şekilde düzenlemek veya noksanları tamamlamak üzere dilekçenin reddine karar verileceği, 5. fıkrasında; 1. fıkrasının (d) bendine göre dilekçenin reddedilmesi üzerine yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 34. maddesi; İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkemenin taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesi olduğunu düzenlediğinden, imar planlarına karşı açılan davanın taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yargılama usulü ilkeleri uyarınca, idari yargı merciilerinin taleple bağlı olarak hukuka uygunluk denetimi yapmaları nedeniyle ilgililerce dava dilekçelerinde davanın konusunun hiç bir tereddüde mahal bırakmaksızın açık ve net olarak ortaya konulması gerekmektedir.

İdari yargı yerinden hangi işlem ya da işlemlerin iptali talep ediliyorsa dava dilekçesinde bu durumun açıkça belirtilmesi; iptal talebinin hangi işleme ilişkin olduğunun konusu, mahiyeti gibi hususlarla birlikte, tarihi, sayısı ve davacıya tebliğ tarihi yahut öğrenme tarihi de yazılmak suretiyle karışıklığa mahal vermeden anlaşılır bir şekilde ortaya konulması ve iptali istenen idari işlem/işlemlerin dava dilekçesine eklenerek dava açılması gerekmektedir. Öte yandan idari yargı yerlerince idari işlem niteliğinde karar verilemeyeceği açıktır.

Dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinin konu bölümünde, Bakanlar Kurulunun Adana, Yüreğir İlçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın riskli alan ilan edilmesi; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 13/11/2013 tarihli ve 7314 sayılı yazısı üzerine, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesine göre Bakanlar Kurulunun 26/11/2013 tarihli, 2013/5679 sayılı kararı ile kabul edilen 18/12/2013 tarihli, 28855 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 27/03/2018 tarihinde Adana Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde askıya çıkartılan ve imar durumunu öğrenmek için yapılan başvuru sonucu, taşınmazın riskli alan içerisinde kaldığı 29/03/2021 tarihinde öğrenilen riskli alan ilan edilmesi kararının iptali isteminde bulunulduğu, içeriğinde ise iptali istenen 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının Yüreğir Belediyesi tarafından hazırlandığı, iptali istenen planın 3194 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca 13/03/2018 tarihinde Bakanlık tarafından onaylandığı, 27/03/2018 tarihinde Adana Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde askıya çıkartıldığının belirtildiği, dilekçede hangi işlemin iptalinin istenildiğinin tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklanmadığı ve iptali istenen işlem veya işlemlerin dilekçenin konu, içerik ve sonuç bölümlerinde çelişkili olmayacak şekilde gösterilmediği anlaşılmıştır.

Uyuşmazlıkta, riskli alan ilan edilmesine ilişkin 26/11/2013 tarihli, 2013/5679 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile birlikte 3194 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca 13/03/2018 tarihinde Bakanlık tarafından onaylanan ve 27/03/2018 tarihinde Adana Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde askıya çıkartıldığı belirtilen imar planlarının da dava konusu edilip edilmediği hususunun açıkça ortaya konulması gerekmektedir. Bu haliyle, dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun biçimde düzenlenmediği sonucuna varılmaktadır.

Öte yandan, 2575 sayılı Kanunun 24. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca ilk derece mahkemesi olarak Danıştayın görevinde bulunan 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle ayrı dilekçeyle Danıştay Altıncı Dairesinde, 2576 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca idare mahkemelerinin görevinde bulunan imar planları işlemlerinin iptali istemiyle ayrı dilekçeyle taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesinde dava açılması gerektiği dikkate alınmalıdır.

Bu durumda, davacı tarafından hangi işlem veya işlemlerin iptalinin istenildiğinin tarih ve sayı belirtilmek suretiyle dilekçenin konu, içerik ve sonuç bölümlerinde çelişkili olmayacak şekilde açıklanarak ve iptali istenilen işlemlerin örnekleri eklenerek davanın belirtilen eksiklikler giderilmek suretiyle 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun olarak yenilenen, Danıştay Başkanlığına hitaben yazılmış açık ve anlaşılabilir bir dilekçeyle açılması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. 2577 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmüne uygun olmayan dava dilekçesinin aynı Kanun’un 15. maddesinin 1/d bendi gereğince, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içinde yeniden dava açılmak üzere reddine,
  2. Yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun davacıya duyurulmasına,
  3. Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

4- Artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, dava dilekçesi örneği ve eklerinin davacıya iadesine, 29/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.