Bağımsız bölüme isabet eden arsa payının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında usule ve hukuka aykırı olarak satışının yapılması nedeniyle oluştuğu iddia edilen davada yapının yıkılması nedeniyle davanın reddi gerektiği.
İSTEMİN ÖZETİ: İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı … Sitesi, … Blok Daire: ,,,’de bulunan bağımsız bölüme isabet eden arsa payının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında usule ve hukuka aykırı olarak satışının yapılması nedeniyle oluştuğu iddia edilen 100.000,00-TL maddi ve 500.000,00-TL manevi olmak üzere toplam 600.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılan davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E: …, K: … sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 12/05/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY
Maliki oldukları İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki yapının riskli yapı olduğunun tespit edilerek yıkılmasından sonra taşınmaza yapılacak yeni uygulamaya ilişkin maliklerin en az üçte iki oy çoğunluğuyla aldıkları karara katılmayan davacının arsa payının, 6306 sayılı Kanun ve 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği kapsamında satışına 09.08.2018 tarihli işlemde arsa payının ve değerinin eksik hesaplanması suretiyle satıldığı ileri sürülerek, gerçek değerinin tespit edilmesi ve aradaki farkın tazminat olarak verilmesi istemiyle açıldığı anlaşılan davanın reddi üzerine temyiz edilen dosyanın yapılan incelenmesinde;
Dava konusu işlemin; 6306 sayılı Kanunun 6. maddesi ile 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğin 15. ve 15/A maddeleri uyarınca yapıldığı anlaşılmaktadır.
Anayasanın 35. Maddesinde “mülkiyet hakkı” başlığı altında ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde; mülkiyet hakkının korunması gerekliliği vurgulanmış, getirilen kuralların mülkiyet hakkı ihlaline neden olmaması için müdahalenin ancak Kanun ile ve Anayasada belirlenen şekilde ve ölçüde olması gerektiği de açıktır.
Bu itibarla, riskli yapıların bulunduğu parsellerde yapılacak uygulamaların ve bu uygulamalara rıza göstermeyen maliklerin arsa paylarının açık artırma usulü ile satışına ilişkin kurallarını düzenleyen, bu kuralların uygulanması için ise üçte iki çoğunluk kararını yeterli bulan dava konusu işlemin dayanağı olan Kanun ve Yönetmelik hükümleri uyarınca üçte birde kalan malikin mülkiyet hakkına yapılacak müdahalenin orantılı olması gerektiği, ayrıca, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanuna göre “anagayrimenkulün bakımı, korunması” gibi hususlarda dahi bu oranın beşte dört olduğu da dikkate alındığında mülkiyet hakkını, 634 sayılı Kanundan daha ciddi oranda sınırlayan, 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği hükümlerine göre maliklerin üçte iki çoğunluğunun kararıyla üçte birde kalan davacıların mülkiyet hakkının orantılı olmayacak şekilde kısıtlandığı, bu suretle mevzuattan kaynaklanan hak ihlaline yol açıldığı görülmektedir.
Öte yandan; uyuşmazlıkta mülkiyet hakkının el değiştirmesine sebep olan arsa payı satış işleminin gerçek değerinde satılıp satılmadığını belirlemek, davacı tarafın daha fazla hak kaybına uğramasına engel olmak için Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle arsa payının satış tarihi itibarıyla değeri belirlendikten sonra davacının tazminat istemi hakkında karar verilmesi gerekirken bu hususlara uyulmadan verilen temyize konu kararda hukuk isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın bozulması gerektiğinden Dairemizce verilen onama yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum.