Hakkında riskli yapı kararı bulunan ve bu nedenle belediye başkanlığınca yıkımı istenen taşınmazın yıkıldığı, böylelikle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.
İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesince verilen … tarih, E: … , K: … sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan bina hakkında, 6306 sayılı Kanun gereğince Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı tarafından verilen 24/06/2014 tarihli riskli yapı tespit kararı ile taşınmazın yıkımına dair Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün … günlü, … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen davalı idarenin riskli yapı tespitine ilişkin 24/06/2014 tarihli kararına karşı açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararın temyiz edilmesi sonucu Danıştay Altıncı Dairesinin 04/02/2020 tarih, E: 2019/8477, K: 2020/905 sayılı kararıyla; riskli yapı tespit kararına ilişkin kısmın düzeltilerek onanması, yıkım işlemi yönünden ise hüküm kurulmaması nedeniyle bozma kararı verilmesi üzerine, bozma kararına uyularak, temyize konu karar ile 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 8. maddesine göre, hakkında riskli yapı kararı verilen taşınmaz malikine altmış günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapının tahliyesinin ve yıktırılmasının isteneceği, verilen bu süre içerisinde malikleri tarafından yıkım yapılmamış ise, yapının idarî makamlarca yıktırılacağı belirtilerek otuz günden az olmak üzere ek süre verileceği, ancak taşınmaz malikine altmış günlük süreye ilişkin tebligat yapılmaksızın, dava konusu işlem ile taşınmazın yıkım ve tahliyesi için 29 gün süre verildiği, bu durumda, altmış günlük süre içerisinde tahliye ve yıkım kararını bildiren ve bu karara karşı hangi sürede ve nereye itiraz edileceğine ilişkin tebligat yazıları davacıya usulüne uygun tebliğ edilip, ilgilinin (davacının) yasal haklarını kullanabilmeleri sağlanmadan tesis edilen yıkıma ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, yıkıma ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Taşınmazın maliki tarafından yıkıldığı belirtilerek, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerektiğinden bahisle, temyize konusu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan bina hakkında, 6306 sayılı Kanun gereğince Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı tarafından verilen 24/06/2014 tarihli riskli yapı tespit kararı ile taşınmazın yıkımına dair Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün … günlü, … sayılı işlemi üzerine, bakılmakta olan dava açılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın incelenmesinden; davalı idare vekili tarafından sunulan 12/03/2021 tarihli temyiz dilekçesinde, davaya konu taşınmazın malikleri tarafından yıkıldığının belirtildiği, yine dosya içerisinde bulunan Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün … günlü, E.… sayılı yazısında ise, taşınmazın yıkıldığı ve taşınmaz hakkında 22/04/2019 tarihli yanan-yıkılan taşınmaz formu düzenlendiği belirtilmiştir.
Bu durumda; hakkında riskli yapı kararı bulunan ve bu nedenle yıkımı istenen taşınmazın yıkıldığı, böylelikle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, dava konusu yıkım işleminin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, bozma üzerine verilecek kararda, tarafların haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücretine yeniden hükmedileceği de tabiidir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu yıkım işleminin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih, E: … , K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
- Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
- 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 23/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dosyanın incelenmesinden; davacının maliki olduğu İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan bina hakkında, 6306 sayılı Kanun gereğince riskli yapı kararı verilmesi üzerine tesis edilen yıkım işleminin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu yıkım işleminin iptaline karar verildiği, öte yandan dava konusu taşınmazın yıkıldığı ve bu durumdan temyize konu karardan önce Mahkemesinin haberdar edildiği anlaşılmıştır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluk denetiminin işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yapılacağı hususu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Buna göre, idari işlemlerin yargısal denetimi; işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka uygun olup olmadıkları, diğer bir ifadeyle, bu unsurlar yönünden iptali gerektirecek bir sakatlık taşıyıp taşımadıklarını incelemek suretiyle yapılmakta olup; belirtilen unsurların hukuka uygun olup olmadıklarının tespitinin idari işlemlerin tesis edildikleri tarih itibarıyla yapılması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta olduğu gibi, yıkıma konu taşınmazın dava sırasında yıkılmış olması, idari işlemin hukuka uygun olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılıp sonuca varılması zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Zira, davacı taraf, hukuka aykırılık iddiası ile yargısal inceleme yapılması istemiyle açtığı davasından feragat etmediği gibi davalı idare tarafından da uyuşmazlığı sona erdirecek şekilde herhangi bir irade beyanında bulunulmadığı ya da işlem tesis edilmediğinden, idari yargı yerinin görevi gereği hukuken devam eden uyuşmazlığın esasını inceleyerek davayı sonuçlandırması gerektiği, davacı tarafın talebi doğrultusunda hukuka aykırılık iddiasının incelenerek, uyuşmazlığın çözümü için dava konusu işlem hakkında gerekli hukukilik denetimi yapılması zorunluluk arzetmektedir. Kaldı ki, uyuşmazlığın hukuki incelemesinin yapılarak davanın esası hakkında karar verilmesi, verilecek kararın sonucuna göre tazminat davası açılması bakımından da bir zorunluluktur.
Aksi düşünce, hukuka aykırı olarak tesis edilen yıkım işleminde, dava süreci içerisinde davalı idarelerce yıkımın gerçekleştirilmesi halinde yargısal denetiminin yapılamaması sonucunu doğuracaktır.
Bu itibarla, dava konusu yıkım işlemine konu taşınmazın yıkılmış olmasına rağmen, yıkım işleminin hukuki denetiminin yapılarak verilen iptal kararının onanması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.