1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2021/7002 K: 2022/627 T: 25.1.2022


6306 sayılı Yasa kapsamında yapılan inşaata için tadilat ruhsat harcı adı altında alınan tutarın ve bundan mahsup edilmesi gerektiği ileri sürülen teknik eleman-mimari proje ve statik proje tasdik ücreti, muayene ücreti ve yeni yapı tadilat inşaat harcının Anayasa’nın 73. maddesinde öngörülen vergi benzeri mali yüküm olduğu, bu ihtilafın çözümünde 2576 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca vergi mahkemelerinin görevli olduğu

İSTEMİN KONUSU: …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …tarih ve E: …, K: …sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, …pafta, …ada, …parsel sayılı taşınmazda riskli alan kapsamında olduğundan bahisle 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca inşa edilen yapıdan dolayı davacıdan 19/08/2014 tarihinde 1.500.000,00-TL tutarında avans nitelikli tadilat ruhsat harcı tahsil edilmesinden sonra davacının yeni ruhsat almak için yaptığı başvuru üzerine, davalı idare tarafından 02/09/2016 tarihinde 343.945,00-TL teknik eleman-mimari proje ve statik proje tasdik ücreti, 05/09/2016 tarihinde 2.104.126-TL muayene ücreti, 07/09/2016 tarihinde ise 1.077.965,00-TL yeni yapı tadilat inşaat harcı tahakkuk ettirilerek tahsil edilmesi üzerine, tahsil edilen ilk ödemenin sonraki ücretlerden mahsup edilmesi gerekirken edilmediği ileri sürülerek 1.500.000,00 TL’nin yasal faizi ile iadesine karar verilmesi istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E: …, K: …sayılı kararında; yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor dikkate alınarak, davalı idarece herhangi bir yasal dayanağı olmadığı halde avans ruhsat harcı olarak 19/08/2014 tarihinde tahsil edilen 1.500.000,00-TL tutarındaki bedelin; yapının tadilat projesi onayından sonra Eylül/2016 döneminde ruhsat ücretleri hesaplanıp tahsil edilirken hesaplama dışında tutulduğu, yatırılan diğer tutarlardan mahsup edilmediği anlaşıldığından, davacıya iadesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı belirtilmiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın süre aşımı yönünden reddine dair …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen …tarih ve E: …, K: …sayılı kararın, Danıştay Altıncı Dairesinin 25/11/2020 tarih ve E: 2020/8142, K: 2020/11492 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …tarih ve E: …, K: …sayılı kararında; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu edilen miktarın daha sonra yatırılan ödemeler için avans niteliğinde olmadığı, ödemeler arasında hukuki ve fiili bağlantı olmadığı, davacının mahsuplaşma konusunda Belediyeye ulaşmış bir talebinin de olmadığı, sonraki ödemelerin iadesi için davacı tarafından idareye yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemlerin iptali için vergi mahkemelerinde davalar açıldığı, açılan bu davaların ret ile sonuçlandığı, anılan kararların temyizi üzerine Danıştay Dokuzuncu Dairesince onandığı ve bu kararların kesinleştiği, İdari Dava Dairesi tarafından eksik inceleme neticesinde karar verildiği, Danıştay Altıncı Dairesince verilen bozma kararının gereklerinin yeterince araştırılmadığı ileri sürülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:  İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, …caddesi, …pafta, …ada, …parsel sayılı taşınmazda 6306 sayılı Yasa kapsamında yapılan inşaata başlanırken ruhsat harcı alınmamış, inşaatın devamı sırasında ise 19/08/2014 tarihinde davalı idare tarafından, davacıdan 1.500.000,00-TL tadilat ruhsat harcı tahsil edilmiştir.

Daha sonra davacı tarafından yeni ruhsat almak için yapılan başvuru üzerine, davalı idare tarafından 02/09/2016 tarihinde 343.945,00-TL teknik eleman-mimari proje ve statik proje tasdik ücreti, 05/09/2016 tarihinde 2.104.126-TL muayene ücreti, 07/09/2016 tarihinde ise 1.077.965,00-TL yeni yapı tadilat inşaat harcı tahakkuk ettirilerek davacıdan tahsil edilmiştir.

Bunun üzerine tahsil edilen ilk ödemenin sonraki ücretlerden mahsup edilmesi gerekirken edilmediği iddiasıyla 1.500.000,00 TL’nin yasal faizi ile iadesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 5. maddesinde; vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki idari davaların görüm ve çözümü İdare mahkemelerinin, aynı Kanunun 6. maddesinde ise; Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaların görüm ve çözümü Vergi mahkemelerinin görevleri arasında sayılmıştır.

Genel görevli mahkeme ile özel görevli mahkeme arasındaki fark, özel görevli mahkemelerin görevlerinin kanunda tek tek ve sınırlı biçimde sayılmış olmasıdır. Kanunda açıklanan biçimde sayılan görevlerden olmayan; ancak, özel görevli mahkemelerin dahil bulunduğu yargı düzeninin görev alanına giren her uyuşmazlık, kural gereği, bu yargı düzeninin genel görevli mahkemelerinin görevine girer ve bu mahkemelerce çözümlenir. İdari Yargı Düzeni açıklanan kuraldan ayrık değildir; bu yargı düzeninin özel görevli mahkemeleri olan vergi mahkemeleri ile ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görevine girmeyen her idari uyuşmazlığın, ilk derecede, genel görevli mahkemeler olan idare mahkemelerince çözümlenmesi, bu kural gereğidir.

2576 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen 6. maddesinin sözü edilen düzenlemesinde, bir idari uyuşmazlığın vergi mahkemelerinde çözümlenebilmesi, anılan maddede belirtilen tarifelere ilişkin davalar dışında, iki koşulun gerçekleşmiş olmasına bağlı bulunmaktadır.

İlk koşul, davanın konusunun, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerle bunların zam ve cezalarına ilişkin olmasıdır.

İkinci koşul, nitelikleri açıklanan bu mali yükümlerin, Genel Bütçeye, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere ait olması; yani, bu bütçe ve idarelerin giderlerinin karşılığı niteliğinde bulunmasıdır.

Bu bakımdan; bir uyuşmazlığın vergi mahkemelerinin görev alanına girdiğinin söylenebilmesi için, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmiş olması şarttır. Aksi takdirde; uyuşmazlığın, idari yargı düzeninin genel görevli mahkemeleri olan, idare mahkemelerince çözümlenmesi zorunludur.

Dosyanın incelenmesinden; davacıdan 19/08/2014 tarihinde 1.500.000,00-TL tadilat ruhsat harcı tahsil edildiği halde 6306 sayılı Yasa kapsamında inşa edilen yapı için davacı tarafından yeni ruhsat almak için yapılan başvuru üzerine, davalı idare tarafından 02/09/2016 tarihinde 343.945,00-TL teknik eleman-mimari proje ve statik proje tasdik ücreti, 05/09/2016 tarihinde 2.104.126-TL muayene ücreti, 07/09/2016 tarihinde ise 1.077.965,00-TL yeni yapı tadilat inşaat harcı adı altında yeni harçlar tahakkuk ettirilerek davacıdan tahsil edildiği, bu ödemelerden 6306 Yasa hükümleri uyarınca muaf olması gerekliği ileri sürülerek davacı tarafından idareye yapılan düzeltme şikayet başvurularının ise reddedildiği, bunun üzerine açılan davaların …Vergi Mahkemesince incelenip E: …, E: …ve E: …sayılı dosyalarında davanın reddine karar verildiği, bu kararlara karşı yapılan istinaf başvurularının da …Bölge İdare Mahkemesi ….Vergi Dava Dairesince E: …, …ve E: …sayılı dosyalarda verilen kararlarla reddedildiği, bunun üzerine, temyiz yoluna başvurulduğu ve temyiz incelemesinin Danıştay Dokuzuncu Dairesinin E: 2019/7324, E: 2019/7325 ve 2019/7326 sayılı dosyalarında yapılarak anılan kararların onandığı ve kararların kesinleştiği anlaşılmıştır.

Bakılan davada ise; davacı tarafından tadilat ruhsat harcı olarak yapılan 1.500.000,00 TL tutarındaki ödemenin yukarıda miktarları ve nev’i belirtilen harç/ücretlerden mahsup edilmesi gerekirken edilmediği ileri sürülerek bu miktarın yasal faizi ile iadesine karar verilmesi istenilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 1. maddesinde ” bu Kanun hükümlerinin, Gümrük İdareleri tarafından alınan vergi ve resimler haricinde, genel bütçeye giren vergi, resim ve harçlar ile il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında uygulanacağı” düzenlemesine yer verilmiş, aynı Kanunun 122. maddesinde ise; mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, aynı Kanun’un 124. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme başvurusu reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri, bu madde gereğince il özel idare vergileri hakkında valiliğe ve belediye vergileri hakkında belediye başkanlığına müracaat edileceği belirtilmiştir.

Öte yandan, “Mali yüküm”, bir anayasal kavram olup, anlamının T.C. Anayasası çerçevesinde belirlenmesi ve eleman-mimari proje ve statik proje tasdik ücreti, teknik eleman-mimari proje ve statik proje tasdik ücreti,muayene ücreti ile yeni yapı tadilat inşaat harcı’nın da buna göre nitelendirilmesi bir anayasal zorunluluktur.

T.C. Anayasasının “Vergi ödevi” başlıklı 73. maddesinde; vergi ve vergi benzeri niteliğinde olan mali yükümlere yer verilmiştir:

Bu maddenin üçüncü fıkrasına göre; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler kanunla konulur, kanunla değiştirilir ve kanunla kaldırılır. Yani, vergi ve vergi benzeri mali yükümlerin konulmasında, değiştirilmesinde ve kaldırılmasında, idare edilenler için çok önemli bir hukuki güvenlik ilkesi olan, “Kanunilik İlkesi” geçerlidir. Bu ilkenin tek istisnasına ise yine aynı maddenin son fıkrasında yer verilmiştir.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 80. maddesinde, belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde imarla ilgili işlemlerden dolayı İmar Kanununa göre ilk kez yapılan veya istek üzerine gerçekleştirilen müteakip parselasyon işlemlerinin parselasyon harcına, ifraz ve tevhit kararlarının ifraz ve tevhit harcına, proje tasdik işlemlerinin plan ve proje tasdik harcına, zemin ve yol kanal açma izni verilmesi, toprak kazısının taşınması için belediyelerce yer gösterilmesinin zemin açma izni ve toprak hafriyatı harcına, yapı kullanma izni verilmesinin yapı kullanma izni harcına tabi olduğu, 97. maddesinde, belediyelerin bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclisince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkili oldukları belirtilmiştir

Buna göre; yukarıda belirtilen mevzuatın, davacının iddiaları ve davalının savunmalarının birlikte değerlendirilmesinden, tadilat ruhsat harcı adı altında alınan 1.500.000,00-TL’nin ve bundan mahsup edilmesi gerektiği ileri sürülen 02/09/2016 tarihinde ödenen 343.945,00-TL teknik eleman-mimari proje ve statik proje tasdik ücreti, 05/09/2016 tarihinde ödenen 2.104.126-TL muayene ücreti ve 07/09/2016 tarihinde ödenen 1.077.965,00-TL yeni yapı tadilat inşaat harcının da Anayasa’nın 73. maddesinde öngörülen vergi benzeri mali yüküm olduğu, sonucuna ulaşılmaktadır.

Öte yandan; davacı tarafından sonraki ödemelere karşı yapılan şikayet, düzeltme başvurularının reddine karşı açılan davaların da vergi mahkemesince incelenip karara bağlandığı ve Danıştay Dokuzuncu Dairesinin temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği dikkate alındığında, bakılan davanın da bu davalarla birlikte değerlendirilmesinin gerektiği tabiidir.

Bu durumda; dava konusu ihtilafın çözümünde 2576 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca vergi mahkemelerinin görevli olması gerektiğinden, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin işin esası incelenmek suretiyle verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki İdari Dava Dairesi kararında usul ve hukuka uyarlık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
  2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …tarih ve E: …, K: …sayılı kararının BOZULMASINA,
  3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 25/01/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.