1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2022/1716 K: 2022/6839 T: 8.6.2022


Dava konusu parselasyon işlemine karşı askı süresi içerisinde yapılan itirazın reddine belediye encümeni kararında ve kararın bildirilmesine dair işlemde 5233 sayılı Kanunun geçici 6. maddesi gereğince 15 günlük özel dava açma süresinin bulunduğuna dair bir açıklamaya yer verilmediği, bu durumda, Anayasa’nın 40. maddesinde yer alan düzenlemeye uygun olarak idari yargı yoluna başvurma süresinin gösterilmemiş olması nedeniyle bakılan davada 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanacağı.

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Mardin İli, Nusaybin İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemine ilişkin Mardin Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının, bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair Mardin Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının ve dayanağı revizyon 1/1000 ölçekli uygulama ve 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 38. Maddesi uyarınca kabulüne ilişkin Mardin Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; riskli alan olarak belirlenen dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda kabul edilen parselasyon işlemine karşı davacı tarafından yapılan itirazın reddine yönelik … tarih ve … sayılı belediye encümen kararının 10/09/2021 tarihinde davacıya tebliğ edilmesinden sonra bu tarihi takip eden günden itibaren 5233 sayılı Kanunun geçici 6’ncı maddesi uyarınca 15 günlük süre içerisinde yani en geç 25/09/2021 tarihinde açılması gerekirken bu tarihten sonra 11/10/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davanın konusunu parselasyon işleminin oluşturduğu, riskli alan ilanının dava konusu yapılmadığı, taşınmazın tarla niteliğinde olduğu üzerinde herhangi bir yapının bulunmadığı, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davanın süresinde açılmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY: Mardin İli, Nusaybin İlçesi, …, …, …, …, …, …, …, … ve … Mahalleleri sınırları içerisinde kalan 6306 sayılı Kanun kapsamında … tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “riskli alan” ilan edilen alanın belirli bir kısmında kentsel tasarım projesi, 1/5000 ölçekli nazım imar planı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı, her türlü harita, imar uygulaması hazırlama ve onaylama yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı yazısı ile 6306 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 12. fıkrası uyarınca geçici olarak Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığının yetkili organlarının görev ve sorumluluğuna devredilmiş, bunun üzerine söz konusu alanda 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 38. Maddesi uyarınca Mardin Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen revizyon 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarına dayanılarak Mardin Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararıyla 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemi tesis edilmiştir. Anılan parselasyon işlemine karşı davacı tarafından 18.06.2021 tarihli dilekçe ile askı süresi içerisinde yapılan itirazın reddine dair … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararının davacıya … tarihli ve … sayılı işlem ile 10.09.2021 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 11.10.2021 tarihinde bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrasında, devletin işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış; 125. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, 40. maddedeki düzenlemeyle uyumlu olarak idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı düzenlemesine yer verilmiştir

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; ikinci fıkrasında, bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı; dördüncü fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kuralları getirilmiştir.

5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un Geçici 6.maddesinde “…Riskli alan ve bu alanların dönüştürülmesi için kullanılacak rezerv yapı alanlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanan imar planları ve parselasyon planları ilgili çevre ve şehircilik il müdürlüğünde on beş gün süreyle ilan edilir. Bu planlara itiraz, ilan süresi içinde ilgili çevre ve şehircilik il müdürlüğüne yapılır ve itirazlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca beş gün içerisinde değerlendirilir. İtirazların reddedilmesi hâlinde, planlar başkaca bir onay işlemine gerek kalmaksızın red kararı tarihinde kesinleşir. İtiraz olmaması hâlinde planlar askı süresinin sonunda kesinleşir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan uygulamaya karşı, işlemin ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren; imar ve parselasyon planlarına karşı ilan tarihinin bitiminden itibaren on beş gün içerisinde dava açılabilir. Mahkemece, idarenin savunmasının alınmasından sonra otuz gün içinde karar verilir, bu karara karşı on beş gün içinde temyiz yoluna gidilebilir…” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda belirtilen Anayasa ve 2577 sayılı Kanun hükümleri karşısında; özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunmadıkça, idari işlemlerde dava açma süresinin başlamasında yazılı bildirimin esas olduğu, dava açma süresi hesabında ilan tarihinin ancak “ilanı gereken” düzenleyici nitelikteki işlemler açısından dikkate alınacağı, bireysel nitelikteki işlemlere karşı ilgililerin bu işlemlerin kendilerine yazılı olarak bildirildiği tarihten itibaren dava açabilecekleri kuşkusuzdur. İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı kuralı, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve bu işlemlere karşı dava yoluna başvurmalarına olanak sağlama amacını taşımaktadır.

İdari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarda genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasanın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren özel dava açma süresinin değil, 2577 sayılı Yasanın 7. maddesinde belirtilen 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekmektedir.

Uyuşmazlık incelendiğinde, dava konusu parselasyon işlemine karşı askı süresi içerisinde yapılan itirazın reddine dair … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararında ve kararın bildirilmesine dair .. tarihli ve … sayılı işlemde 5233 sayılı Kanunun geçici 6. maddesi gereğince 15 günlük özel dava açma süresinin bulunduğuna dair bir açıklamaya yer verilmediği anlaşılmıştır.

Bu durumda, Anayasa’nın 40. maddesinde yer alan düzenlemeye uygun olarak idari yargı yoluna başvurma süresinin gösterilmemiş olması nedeniyle bakılan davada 2577 sayılı Kanunun 7. maddesinde belirtilen 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanacağı açık olduğundan dava konusu işlemin tebliğ edildiği 10.09.2021 tarihinden itibaren genel dava açma süresi içerisinde 11.10.2021 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu itibarla, davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
  2. 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un Geçici 6. maddesinde öngörülen yargılama usulü uyarınca temyizen incelenen davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
  3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 08/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.