Dosyada bulunan ıslah imar planı örneğinin incelenmesinden, davacıya ait taşınmazın kuzeyinden gelen 10 m.lik yolun ana yola çıkışının uyuşmazlık konusu 10 m.lik yolla sağlandığı, mahkemece bu yola ihtiyaç bulunmadığının incelenmediği anlaşıldığından, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesinde isabet görülmediği
Dava, 22 parsel sayılı taşınmazdan 10 m. genişliğinde yol geçirilmesine ilişkin, belediye meclis kararı ile kabul edilen imar ıslah planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve ek raporda, ana yola 20-30 m. aralıklarla yan yollar açmanın şehircilik ve ulaşım planlaması ilkeleri açısından kaçınılması gereken bir çözüm şekli olduğu, uyuşmazlık konusu ıslah planında, dava konusu parselin içinde bulunduğu yapı adası da dahil olmak üzere diğer yapı adalarında arsa sahiplerinin mağdur edilmemesi amacı ile aşırı derecede küçük yapı adaları oluşturulduğu ve ana yolun yan yollarla sık aralıklarla bölünerek kişilerin haklarının, kamu yararını zedelemek pahasına sonuna kadar korunduğu, 22 sayılı parsel içinden geçen yolun 10 m.lik taşıt yolu olmayıp 7 m.lik yaya ve servis yolu olarak kullanılabileceği ve servis için taşıtların belli bir zaman sınırlaması ile ve acil hallerde bu yollardan yararlanabileceği, dava konusu parsel üzerindeki yolun ana ulaşım yoluna bağlantısının sakıncalı olduğu belirtildiğinden, uyuşmazlık konusu taşınmazın bir kısmanın yol alanına ayrılmasına ilişkin imar ıslah planının şehircilik ve planlama ilkeleri ile 2981 sayılı yasa hükümlerine uygun olmadığı sonucuna varılarak planın davacının parseli ile ilgili kısmının iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada mevcut imar ıslah örneğinin incelenmesinden, 22 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinden gelen 10 m.lik yolun ana yola çıkışının uyuşmazlık konusu 10 m.lik yolla sağlandığı, ancak İdare Mahkemesince bu yolun hizmet götürdüğü alan dikkate alınmak suretiyle burada 10 m.lik yola ihtiyaç olup olmadığı hususu incelenmeksizin sonuca varıldığı anlaşıldığından, yukarıda belirtilen husus göz önünde bulundurulmak suretiyle yeniden bir inceleme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, temyize konu İstanbul 2.İdare Mahkemesinin 8.9.1992 günlü, 1991/957 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.