Kamulaştırma sonucu ödenmesi gereken tapu harcının, kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödenmesi gerektiği.
Uyuşmazlık; mükellef şirkete ait taşınmazın Hava Meydanları ve Akaryakıt Tesisleri İnşaatı Genel Müdürlüğünce kamulaştırılması üzerine şirket adına salınan Tapu Harcına karşı açılan davayı; 8.11.1983 gün ve 18215 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Giderlerin ödenmesi başlıklı 29.maddesinde, “kıymet takdiri komisyon başkanı ve üyelerinin kıymet takdir edilen her taşınmaz mal başına kamulaştırmayı yapan idare tarafından takdir edilecek ücretleri ile gerçek yol giderleri, tapu harçları ve bu kanunun gerektirdiği diğer giderler idarece ödenir, hükmüne yer verildiği, diğer taraftan 492 sayılı Harçlar Kanununun 2430 sayılı kanunun 3.maddesiyle değişik 123. maddesinde Özel Kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı, 125.maddesinde ise, bu kanunun ilgili kısımlarında mükellefiyet hakkında konulmuş hükümlerin aksine özel kanunlarda hüküm bulunduğu takdirde özel kanun hükmünün uygulanacağının belirtildiği, olayda, kamulaştırma bedeli üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli Tapu ve Kadastro işlemlerinden alınacak harçlar başlıklı (4) sayılı tarifenin 2588 sayılı Kanunun 17.maddesiyle eklenen 20/a bendinde” gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün emlak vergisi değeri üzerinden cebri icra ve şuyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlaklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı binde 40 harç alınır” hükmüne nazaran davacı şirket adına tapu harcı tarh ve tahakkuk ettirilmiş ise de; yukarıda açıklanan kanun maddelerinin birlikte incelenmesinden kamulaştırma neticesi ortaya çıkan tapu harçlarının kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödeneceği sonucuna varıldığı, davacı şirketin kamulaştırma nedeniyle tapu harcından dolayı mükellef tutulmasına yasal imkan olmadığı gerekçesiyle kabul ederek tarhiyatı terkin eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması isteminden oluşmaktadır.
Temyiz edilen Vergi Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.