Yükümlüye ait taşınmazın kamulaştırılması sonucunda tahsil edilen tapu harcını 2942 sayılı Yasanın 29. maddesi gereğince idare ödeyeceğinden tahsil edilen harcın iadesi gerektiği, kamulaştırma işlemi nedeniyle tescil sırasında tahsil edilen tapu harcı için, tahsil anından iade edileceği tarihe kadar geçen süre için kanuni faiz uygulanması talebinin yerinde olmadığı.
Dava; yükümlüye ait taşınmazın kamulaştırılması sonucunda tahakkuk ettirilerek tahsil edilen Tapu Harcının iadesi yolundaki başvuruyu reddeden Maliye ve Gümrük Bakanlığı işleminin iptali ile Tapu Harcının yasal faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.
492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin 2588 sayılı yasanın 17.maddesi ile eklenen 20/a pozisyonunda, taşınmazların ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında taşınmazın Emlak Vergisi değeri üzerinden (Cebri icra ve şuyun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlaklarda takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı binde kırk oranında tapu harcı alınacağı belirtilmiştir.
Yine aynı kanunun 123.maddesinde, özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle istisna edilen işlemlerden harç alınmıyacağı öngörülmüş, 125.maddesinde de, “Bu kanunun ilgili kısımlarında mükellefiyet hakkında konulmuş hükümlerin aksine, özel kanunlarda hüküm bulunduğu takdirde özel kanun hükmü uygulanır.” denilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 29.maddesinde, “Kıymet takdir Komisyonu başkan ve üyelerinin, Kıymeti takdir edilen her taşınmaz mal başına kamulaştırmayı yapan idare tarafından takdir edilecek ücretleri ile gerçek yol giderleri, tapu harçları ve bu kanunun gerektiği diğer giderler idarece ödenir” hükmü yer almıştır. Bu madde hükmü kamulaştırma işlemleri dolayısıyla malı rızası dışında kamulaştırılan başka bir ifa de ile, malı zoralımla elinden çıkan kişiye ayrıca bir mali yük yükletilmemesi amacı ile getirilmiştir. Bu amaçla getirilen ve idarece ödenmesi öngörülen giderler arasında ismen sayılan tapu harcının niteliği konusunda maddede herhangi bir ayırım yapılmamıştır. Bu bakımdan Kamulaştırma Kanununun bu hükmünün, Harçlar Kanununun yukarıda değinilen 123. ve 125.maddelerinde belirtilen harçtan muaf tutulan kişi ve işlem lerle ilgili ve özellikle mükellefiyet hakkında aksine konulmuş bir özel yasa hükmü olarak kabul etmek gerekmektedir.
Kaldı ki, kamulaştırma, idarenin tek taraflı iradesine dayanan cebri bir satış olduğundan, kendi iradesi dışında malını devreden kişinin bu zoralım sonucunda doğan giderlerden ve bu arada Tapu Harcından muaf tutulmasını amaçlayan yasa hükümlerinin aksi yönde uygulanması vergi adaletine de ters düşecektir.
Bu hükümler karşısında taşınmazı kamulaştırılan şahsın bu işlem nedeniyle Tapu Harcı yükümlüsü sayılması mümkün olmadığından, 213 sayılı Kanunun 118/1.maddesi gereğince, yükümlü adına tahakkuk ettirilerek tahsil edilen Tapu Harcının iadesi gerekmektedir.
Mükellef, kamulaştırma işlemi nedeniyle tescil sırasında tahsil edilen Tapu Harcı için, tahsil anından iade edileceği tarihe kadar geçen süre için kanuni faiz uygulanmasını istemekte ise de, vergi alacağının kanunsuzluğundan bahisle dava açılması ve davanın kabul edilmesi durumun da kanuni faiz ödenmesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28.maddesinin son fıkrasına göre, mahkeme kararının geç infaz edilmesi halinde mümkün olup, ilk tahsil tarihinden itibaren faiz işleyeceğine dair yasal dayanak mevcut değildir.
Ayerıca, kanuni faiz idarenin sorumluluğuna bağlı bir tazminat niteliğinde de değildir. Açıklanan nedenlerle yapılan başvurunun reddine ilişkin Maliye ve Gümrük Bakanlığı işleminin iptaline, tahsil olunan 4.297.756 TL.lık Tapu Harcının iadesine, yükümlü faiz isteminin reddine karar verildi.