2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 39.maddesi gereğince kesinleşen kamulaştırma bedelinin emlak vergisi değerinden fazla olması halinde aradaki fark üzerinden genel beyan döneminden başlamak üzere ikmalen kusur cezalı emlak vergisi salınabileceği.
Uyuşmazlık; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 39.maddesinin birinci fıkrası gereğince taşınmazın kesinleşen kamulaştırma bedeli ile Emlak Vergisi değeri arasındaki fark üzerinden yapılan kusur cezalı tarhiyata karşı açılan davayı, kamulaştırma kararı 27.12.1983 tarihinde yükümlüye tebliğ edildiğinden bu tarihten sonraki dönemler için tarhiyat yapılamayacağı ve anılan kanun 4.11.1983 gününde yürürlüğe girdiğinden geriye dönük olarak da vergi salınamayacağı gerekçeleriyle kabul eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkin bulunmaktadır.
4.11.1983 gününde yürürlüğe giren Kamulaştırma Kanununun 39.maddesinin birinci fıkrasında, emlak vergisi tarhına esas olan en son vergi değeri, kesinleşen kamulaştırma bedelinden az olduğu takdirde aradaki farkın emlak vergisine tabi tutulacağı ve bu farka ait verginin 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 31.maddesinin son fıkrası hükmü dikkate alınmak suretiyle kusur cezalı olarak tarh olunacağı öngörülmüş, ikinci fıkrasında da emlak vergisi beyannamesinin ek süreye rağmen verilmemiş olması halinde, kesinleşen kamulaştırma bedelinin beyannamesi verilmemiş dönemlere ait vergi değeri yerine geçeceği ve verginin ağır kusur cezalı olarak tarh olunacağı belirtilmiştir.
Anılan maddenin her iki fıkrasının birlikte incelenmesinden, kesinleşen kamulaştırma bedelinin Emlak Vergi değerinden fazla olması halinde aradaki fark üzerinden genel beyan döneminden başlamak üzere yükümlü adına ikmalen kusur cezalı Emlak Vergisi tarh edilebileceği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Türk Medeni Kanununun 633.maddesinde, gayrimenkul mülkiyetini iktisap için tapu siciline kaydın şart olduğu, bununla beraber işgal, miras, istimlak, cebri icra tarikleriyle veya mahkeme ilamı ile bir gayrimenkulü iktisap eden kimsenin tescilden evvel dahi ona malik olacağı hükme bağlanmıştır.
Kamulaştırmalar, kamulaştırma kararının muhatabına tebliğ edilmesinden itibaren hüküm ifade edeceğinden yukarıda sözü edilen madde hükmü uyarınca kamulaştırmayı yapan idarenin tescilden evvel ve tebliğ tarihinden itibaren taşınmaza malik olması gerekmektedir.
Olayda, kamulaştırma kararı 27.12.1983 gününde yükümlüye tebliğ edildiğinden temyiz konusu mahkeme kararının 1984 yılı Emlak Vergisine ilişkin kısmı dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bu dönemlere ilişkin hükmünün bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
1983 dönemine ilişkin kısmına gelince, kamulaştırma Kanununa göre yapılacak tarhiyatın yasa hükmü gereği olarak genel beyan döneminden başlayacağı yukarıda açıkca belirtildiğinden ve kamulaştırma kararının tebliğ edildiği 27.12.1983 gününde anılan kanun yürürlükte olduğundan, makabline teşmil edilemeyeceğinden bahisle bu döneme ilişkin kusur cezalı Emlak Vergisine terkininde yasal isabet görülmemiştir.
Ancak, kamulaştırılan 2370 m2 araziden yükümlü hissesine isabet eden kısmın kesinleşen kamulaştırma bedelinden, beyan edilen Emlak Vergi değerinden bu kısma isabet eden miktarının mahsubundan sonra kalan meblağ üzerinden ikmalen kusur cezalı tarhiyatın yapılması gerekirken vergi dairesince, kamulaştırma dışı kalan arazi, kamulaştırılmış gibi düşünülerek tamamı üzerinden ikmalen kusur cezalı vergi salınması da yukarda sözü edilen yasa hükmüne aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle vergi dairesi temyiz isteminin kısmen kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının 1984 dönemine ilişkin hükmünün onanmasına, 1983 dönemine ilişkin hükmünün yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına, dosyanın mahalline gönderilmesine karar verildi.