6306 sayılı Kanun uyarınca yapılacak devir ve tescillerin vergi ve harçtan müstesna olduğu, vergiden istisna olan işlemlerden vergi alınmasının ise mevzuda hata olduğu ve dava konusu taşınmazların satışına ilişkin ödenen tapu harcının istisna kapsamında değerlendirilmesi halinde olayda vergi hatası bulunduğunun da kabulü gerektiği
İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Konya İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan taşınmaz üzerine inşa edilen bağımsız bölümlerin 2014 ila 2017 yılları arasındaki üçüncü kişilere satışı nedeniyle ödenen 177.335,00TL’lik tapu harcının iadesi istemiyle yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddi yolundaki işleminin iptali ve tahsil edilen tutarın faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; uyuşmazlıkta, 6306 sayılı Kanun’un 7/9. maddesinde öngörülen istisna hükmünün, söz konusu kanun kapsamında dönüşüme tabi tutularak inşa edilen yeni binadaki bağımsız bölümlerin sözleşme kapsamında hak sahiplerine devri ile sınırlı olduğu, davacı müteahhit firma tarafından üçüncü kişilere yapılan devirlerin istisna hükmü kapsamında değerlendirilmesine yasal olarak imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İdareden düzeltilmesi talep edilebilecek vergi hatalarının, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin, 213 sayılı Kanun’un 3. maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurmadan, ilk bakışta anlayabileceği açıklıktaki vergilendirme yanlışlıkları olduğu, dava konusu olayda ise, riskli alan ilan edilen yerde inşa edilen taşınmazın satın alınmasının tapu harcından istisna olup olmadığı hususunun, ancak 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun hükümleri ve bu Kanun’un uygulama yönetmeliğinde yer alan hükümler dikkate alınarak çözümlenebileceği, uyuşmazlığın mahiyeti dikkate alındığında, dava konusu işlemin çözümünün maddi olayın açık şekilde ortaya konulmasına ve 213 sayılı Kanun’un 3. maddesindeki teknikler kullanılarak yorumlanmasına bağlı olduğu, bu nedenle davacı tarafından ileri sürülen iddialar, 213 sayılı Kanun’un 117 ve 118. maddesinde yazılı hesap ve vergilendirme hataları sayılabilecek nitelikte olmadığından, davacının ödemiş olduğu tapu harcının iadesi istemiyle yaptığı düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddi yolunda davalı idarece tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve bölge idare mahkemesi kararının sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Olayın vergi hatası kapsamında bulunduğu, aynı konuda davacılar lehine verilmiş emsal yargı kararları olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı tarafından, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında inşa edilen bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere 2014 ila 2017 yılları arasındaki satışı sırasında ödenen tapu harçlarının iadesi talebiyle yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ve ödenen harcın faiziyle iadesi istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
492 Sayılı Harçlar Kanununun 57.maddesinde; tapu ve kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı Tarifede yazılı olanların tapu ve kadastro harçlarına tabi olacağı, (4) sayılı Tarifenin 20 (a) fıkrasında ise, gayrimenkullerin ivaz karşılığında devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden nispi harç ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
16/05/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6306 sayılı Kanun’un amacı; birinci maddesinde, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olarak yer almıştır.Kanunun 7.maddesinin 9.fıkrasının uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan halinde ise; bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paraların ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olacağı belirtilmiştir.
Diğer yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116. maddesinde; vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasının vergi hatası olduğu belirtilmiş, vergilendirme hatalarını düzenleyen 118/3. maddesinde ise; açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir , servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasının mevzuda hata olduğu belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, gayrimenkullerin ivaz karşılığında devir ve iktisabının tapu harcına tabi olduğu, ancak 6306 sayılı Kanun uyarınca yapılacak devir ve tescillerin vergi ve harçtan müstesna olduğu, vergiden istisna olan işlemlerden vergi alınmasının ise mevzuda hata olduğu ve dava konusu taşınmazların satışına ilişkin ödenen tapu harcının istisna kapsamında değerlendirilmesi halinde olayda vergi hatası bulunduğunun da kabulü gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Olayda; dava konusu tapu harcının riskli yapı niteliği taşıyan taşınmazların yıkılarak 6306 sayılı Kanun kapsamında yeniden inşası sonrasında oluşan bağımsız bölümlerin ilk satışına ilişkin olup, kentsel dönüşüm uygulamasının 6306 sayılı Kanunun amacını gerçekleştirmeye yönelik olduğu, uygulama sonrasında inşa edilen konutların üçüncü kişilere ilk satış işlemlerinin de bu Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve anılan Kanunun 7.maddesinin 9.fıkrası uyarınca vergi ve harçtan müstesna olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, dava konusu taşınmazların satışına ilişkin ödenen tapu harcı istisna kapsamında olduğundan ve vergiden istisna olan işlemlerden vergi alınması mevzuda hata olarak değerlendirildiğinden olayda, davacı müteahhit firma tarafından üçüncü kişilere yapılan devirlerin istisna hükmü kapsamında değerlendirilmesine yasal olarak imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar veren Vergi Mahkemesi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunu; olayın vergi hatası kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
- Davacının temyiz isteminin kabulüne,
- Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun gerekçeli reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: … K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
- Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 20/04/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.