1. Anasayfa
  2. Danıştay 9. Dairesi Kararları

Danıştay 9. Dairesi E: 2020/355 K: 2021/2187 T: 23.3.2021


Uyuşmazlıkta, her ne kadar tahsil alındısında mükellef ve ödemeyi yapan kısımlarında davacı şirketin ismi yer almıyor ise de, dosyada yer alan tapu senetlerinden bağımsız bölümün satış işleminde davacı şirketin devir eden olduğu, uyuşmazlıkta tahsil alındısında davacının isminin yer almamasının bağımsız bölümün satış işleminde devir eden durumunda olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Dolayısıyla, olayda subjektif ehliyet koşulu (menfaat ihlali) gerçekleşmiş bulunmaktadır.

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Davacı tarafından,6306 sayılı Kanun kapsamında inşa edilen bağımsız bölümlere ilişkin ödenen tapu harçlarının iadesi talebiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ve ödenen tutarın tecil faiziyle iadesi istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; dava dilekçesi ekinde sunulan “vergi tahsil alındısı”nda mükellef olarak dava dışı … İnşaat A.Ş.’nin gözüktüğü, davacıya ait vergi tahsil alındısının veya ödeme belgesinin ara karar ile istenildiği, davacı tarafından ödemenin dava dışı … İnşaat A.Ş. tarafından yapıldığının bildirildiği ve davacı tarafın mükellefiyetini veya ödeme yaptığını gösterir bir ödeme belgesinin dava dosyasına sunulmadığı,bu durumda, davacının mükellef olmadığı ve ödemenin davacı tarafından yapılmadığı, her ne kadar davacı tarafından harca konu taşınmazların satışını yapanın kendileri olduğu ve bu haliyle dava açmaya ehliyetli oldukları iddia edilmiş ise de, dosyada mevcut ödeme belgesinde mükellef ve tapu harcını ödeyenin dava dışı … İnşaat A.Ş. olduğu anlaşıldığından bu işleme karşı davacı tarafından kendi adına açılan davada ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve kararın kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Olayda, davacının tapu harcının mükellefi olduğu, mükellefiyetin 3.bir kişiye devredilemeyeceği ,ödemenin davacı tarafından yapılmamasının bu durumu değiştirmeyeceği, bu konuda emsal yargı kararları bulunduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY: Davacı tarafından,6306 sayılı Kanun kapsamında inşa edilen bağımsız bölümlere ilişkin ödenen tapu harçlarının iadesi talebiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ve ödenen tutarın tecil faiziyle iadesi istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a maddesinde iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu, maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak belirtilmiştir. İptal davasının subjektif ehliyet koşulu “menfaat ihlali” olarak öngörülmüştür.

2577 sayılı Yasa’nın 2/1-a maddesindeki düzenleme ile idarenin tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin, ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceği kabul edilmektedir.

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 57. maddesinde; tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı târifede yazılı olanların tapu ve kadastro harçlarına tâbi olduğu, 58. maddesinde; tapu ve kadastro harçlarını kanuna ekli târifede belirtilen kişilerin ödemekle mükellef olduğu, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (4) sayılı tarifenin 20/a maddesinde ise; gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlâk vergisi değeri üzerinden (cebri icra ve şüyûun izâlesi hallerinde satış bedeli, istimlâklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı,6/a maddesinde de, ifraz, taksim veya birleştirme işlemlerinde kayıtlı değerler üzerinden tapu harcı alınacağı hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; tapu harcının mükellefinin gayrimenkullerin ivaz karşılığında devir ve iktisabında devir eden ve devir alan olarak belirlendiği, ifraz, taksim veya birleştirme işlemlerinde ise kayıtlı değerler üzerinden tapu harcı alınacağı kuralına yer verildiği görülmüştür.

Olayda; dava konusu bağımsız bölümlere ilişkin tapu harçlarının dava dışı … İnşaat A.Ş tarafından ödendiği, tahsil alındısında mükellef ve ödemeyi yapan kısımlarında davacı şirketin isminin değil, … İnşaat A.Ş’nin isminin yer aldığı, Vergi Mahkemesince de dosyada mevcut ödeme belgesinde mükellef ve tapu harcını ödeyenin dava dışı … İnşaat A.Ş. olduğu anlaşıldığından bu işleme karşı davacı tarafından kendi adına açılan davada ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, her ne kadar tahsil alındısında mükellef ve ödemeyi yapan kısımlarında davacı şirketin ismi yer almıyor ise de, dosyada yer alan tapu senetlerinden dava konusu … ada, … parsel sayılı taşınmazda yer alan … Blok … numaralı bağımsız bölümün satış işleminde davacı şirketin devir eden olduğu, … ve … numaralı bağımsız bölümlerin ise davacı şirket ile … İnşaat A.Ş. adına kayıtlı iken taksim işlemi sonrasında davacı şirket adına kaydedildiği görülmüştür. Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas alınacak olup, uyuşmazlıkta tahsil alındısında davacının isminin yer almaması … numaralı bağımsız bölümün satış işleminde devir eden, … ve … numaralı bağımsız bölümlerin taksiminde de diğer hissedarın payını devralan durumunda olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Dolayısıyla, olayda subjektif ehliyet koşulu (menfaat ihlali) gerçekleşmiş bulunmaktadır.

Bu nedenle, dava açma ehliyeti bulunan davacı şirket tarafından açılan davada, davanın ehliyet yönünden reddine karar veren Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi kararında isabet görülmemiştir.

Öte yandan, olaydaki taşınmazın satış ve taksim işlemlerinin mülkiyet değişimine ilişkin ilk işlem olup olmadıkları, paylı mülkiyette taksim işleminin 775 sayılı Gecekondu Kanunu ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında istisna hükümlerinden faydalanıp faydalanamayacağı ve iadesi talep edilen tapu harcı tutarının sadece davacının ödemesi gereken tutar mı,yoksa tarafların ödemesi gereken toplam tutar mı olduğunun araştırılarak üç bağımsız bölüme ilişkin tapu harcı işlemlerinin hukuka uygunluğunun ayrı ayrı değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği tabiidir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
  2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
  3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi dairesine gönderilmesine, 23/03/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.