1. Anasayfa
  2. Danıştay 9. Dairesi Kararları

Danıştay 9. Dairesi E: 2020/590 K: 2020/1831 T: 21.5.2020


Tapu harcının riskli yapı niteliği taşıyan taşınmazların yıkılarak 6306 sayılı Kanun kapsamında yeniden inşası sonrasında oluşan bağımsız bölümlerin ilk satışına ilişkin olduğu, kentsel dönüşüm uygulamasının 6306 sayılı Kanunun amacını gerçekleştirmeye yönelik olduğu, uygulama sonrasında inşa edilen konutların üçüncü kişilere ilk satış işlemlerinin de bu Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği

İSTEMİN KONUSU: Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi’nin 21/11/2019 tarih ve E: 2019/908, K: 2019/1517 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Davacı tarafından, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Hatay İli,Dörtyol İlçesi, (…) Mahallesi,613 Ada,12 Parsel numaralı taşınmaz üzerine inşa edilen bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere satışı sırasında ödenen tapu harçlarının iadesi talebiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ve ödenen harcın iadesine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Hatay 1.Vergi Mahkemesinin 30.04.2019 tarih ve E: 2018/548, K: 2019/400 sayılı kararıyla; uyuşmazlığın çözümünün, 6306 Sayılı Kanun kapsamında yıkılarak yeniden inşa edilen meskenlerin satışından dolayı davacıdan alınan tapu harcının, ”vergilendirme hatası” iddiası kapsamında düzeltme hükümleri uyarınca düzeltilmesinin mümkün bulunup bulunmadığının Vergi Usul Kanunu kapsamında değerlendirilerek hukuki durumun belirlenmesine bağlı olduğu,olayda, davacı tarafça davalı idarece alınan tapu harcının açık vergi hatası olduğu iddia edilse de, uyuşmazlığın davacının maliki olduğu 6306 sayılı Kanun kapsamında yeniden inşa edilen meskenlerden alınan tapu harçlarından kaynaklandığının görüldüğü, söz konusu uyuşmazlığın çözümünün davacıdan alınan harcın hangi durumlarda, kim tarafından, nasıl alınacağına veya alınmayacağına ilişkin hususlara bağlı olduğu, bu iddiaların çözümü için de anılan yasal düzenlemelerin yorumlanmasının gerekli olduğu dikkate alındığında, davada ileri sürülen hususların 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun aradığı anlamda açık vergi hatası niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, davalı idarece tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddinekarar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi

kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Olayda mevzuda hata bulunduğu, aynı konuda davacılar lehine verilmiş emsal yargı kararları olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ  ‘IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin esasına geçildi.

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Davacı tarafından,6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında inşa edilen bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere satışı sırasında ödenen tapu harçlarının iadesi talebiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ve ödenen harcın iadesi istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

492 Sayılı Harçlar Kanununun 57.maddesinde; tapu ve kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı Tarifede yazılı olanların tapu ve kadastro harçlarına tabi olacağı, (4) sayılı Tarifenin 20 (a) fıkrasında ise, gayrimenkullerin ivaz karşılığında devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden nispi harç ödeneceği hüküm altına alınmıştır.

16.05.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6306 sayılı Kanunun amacı; birinci maddesinde, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olarak yer almıştır.Kanunun 7.maddesinin 9.fıkrasının uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan halinde ise; bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paraların ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olacağı belirtilmiştir.

Diğer yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116. maddesinde; vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasının vergi hatası olduğu belirtilmiş, vergilendirme hatalarını düzenleyen 118/3. maddesinde ise; açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir , servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasının mevzuda hata olduğu belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, gayrimenkullerin ivaz karşılığında devir ve iktisabının tapu harcına tabi olduğu, ancak 6306 sayılı Kanun uyarınca yapılacak devir ve tescillerin vergi ve harçtan müstesna olduğu, vergiden istisna olan işlemlerden vergi alınmasının ise mevzuda hata olduğu ve dava konusu taşınmazların satışına ilişkin ödenen tapu harcının istisna kapsamında değerlendirilmesi halinde olayda vergi hatası bulunduğunun da kabulü gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Olayda; dava konusu tapu harcının riskli yapı niteliği taşıyan taşınmazların yıkılarak 6306 sayılı Kanun kapsamında yeniden inşası sonrasında oluşan bağımsız bölümlerin ilk satışına ilişkin olduğu, kentsel dönüşüm uygulamasının 6306 sayılı Kanunun amacını gerçekleştirmeye yönelik olduğu, uygulama sonrasında inşa edilen konutların üçüncü kişilere ilk satış işlemlerinin de bu Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve anılan Kanunun 7.maddesinin 9.fıkrası uyarınca vergi ve harçtan müstesna olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, dava konusu taşınmazların satışına ilişkin ödenen tapu harcı istisna kapsamında olduğundan ve vergiden istisna olan işlemlerden vergi alınması mevzuda hata olarak değerlendirildiğinden olayda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında kabul edilebilecek vergi hatası bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine yönelik Vergi Mahkemesi kararına karşı davacının istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
  2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesinin 21/11/2019 tarih ve E: 2019/908 K: 2019/1517 sayılı kararının BOZULMASINA,
  3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,21/05/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.