Tapu kaydında “riskli yapı” şerhi bulunan gayrimenkulün yeniden inşası sonrasında arsa sahiplerinden olan davacı şirket tarafından kendisine düşen muhtelif bağımsız bölümlerin 3.kişilere satış işlemlerinin 10/12/2018 tarihinden sonra yapılmış olduğu ve davacının söz konusu taşınmazları inşa eden müteahhit değil arsa sahibi olduğu anlaşıldığından ilgili mevzuat uyarınca arsa sahibi olan davacı tarafından yapılan satışların 6306 sayılı Kanun kapsamında tapu harcından istisna tutulması mümkün olmadığı
İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından,6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında yıkılarak yeniden inşa edilen İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … parselde kayıtlı muhtelif bağımsız bölümlerin satışı sırasında ödenen toplam 724.873,95-TL tapu harcının iadesi talebiyle yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddi işleminin iptali ve ödenen tutarın yasal faiziyle iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 57. maddesi uyarınca gayrimenkullerin ivaz karşılığında devir ve iktisabının devir eden ve devir alan için ayrı ayrı harca tabi olduğu, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 7/9 maddesinde yapılan ve 10/12/2018 tarihinden itibaren geçerli olan değişiklik kapsamında ise anılan Kanun gereğince yapılan uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların sadece işi yüklenen müteahhit, Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi, İdare ve bunların iştirakleri tarafından gerçekleştirilecek ilk satış işlemlerinin tapu harcından istisna tutulduğu, dolayısıyla Kanun’da tek tek sayılan kişi ve kurumlar dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılan ilk satışların söz konusu istisnadan yararlanmasının hukuken mümkün bulunmadığı; olayda, dosyaya ibraz edilen belgelerin incelenmesi ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada dava konusu bağımsız bölümlerin inşa edildiği taşınmazın arsa sahipleri arasında yer alan davacı şirket tarafından, kendisine düşen bağımsız bölümlerin bir kısmının 27/12/2018 ile 2019 ve 2020 yıllarında 3. kişilere satıldığının görüldüğü; bu durumda, tapu kaydında “riskli yapı” şerhi bulunan gayrimenkulün yeniden inşası sonrasında arsa sahiplerinden olan davacı şirket tarafından kendisine düşen muhtelif bağımsız bölümlerin 3.kişilere satış işlemlerinin 10/12/2018 tarihinden sonra yapılmış olduğu ve davacının söz konusu taşınmazları inşa eden müteahhit değil arsa sahibi olduğu anlaşıldığından ilgili mevzuat uyarınca arsa sahibi olan davacı tarafından yapılan satışların 6306 sayılı Kanun kapsamında tapu harcından istisna tutulması mümkün olmadığından, söz konusu tapu harçlarının iadesi isteminin zımnen reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddiaların kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu bağımsız bölümlerin yerine inşa edildiği taşınmazın riskli yapı niteliği taşıdığı, tapu harcına konu satış işlemlerinin ise 6306 sayılı Kanun kapsamında yapılan uygulamalar ile inşa edilen bağımsız bölümlerin ilk satış işlemleri olduğu ve anılan Kanun uyarınca tapu harcından istisna tutulması gerektiği,bu konuda emsal yargı kararları bulunduğu iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz isteminde bulunandan …-TL maktu harç alınmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 06/06/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.