1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/7203 K: 2019/6009 T: 18.06.2019


Özet: Davacı tarafından verilen yapı kayıt belgesi dikkate alınarak temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de; 3194 sayılı Kanunun Geçici 16. maddesinin 4. fıkrası ve Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin 6. maddesinde yer alan, yapı kayıt belgesi ilgili belediyesine verildikten sonra 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği düzenlemesi karşısında, söz konusu işlemleri tesis eden idarelerce gerekli iptal işlemleri yapılacağı

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY: Adana İli, Karaisalı İlçesi, Körüklü Mahallesi, 816 parsel sayılı hisseli taşınmaz üzerinde diğer hissedarların muvafakati alınmaksızın ve izinsiz olarak 100 m² yüzölçümünde tek katlı betonarme bina bitmiş ve kullanılır halde olduğu 15.01.2015 tarihli tutanakla tespit edilmiştir. 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca anılan yapının yıkımına ve aynı Kanunun 42. maddesi uyarınca davacıya 6.600,00 TL para cezası verilmesine ilişkin 12.03.2015 tarih ve 25 sayılı Karaisali Belediye Encümeni kararı alınmıştır. Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: 3194 sayılı İmar Kanununun 27. maddesinin 08.08.2011 günlü, 648 sayılı KHK’nın 22. maddesiyle değişikliğe uğramadan önceki halinde: “Belediye ve mücavir alanlar dışında köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanların köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yaptıracağı konut, hayvancılık ve tarımsal amaçlı yapılar için inşaat ve iskan ruhsatı aranmaz. Ancak, yapının fen ve sağlık kurallarına uygun olması ve muhtarlıktan izin alınması gerekir.” hükmü yer almakta iken; 12.07.2013 günlü, 6495 sayılı Kanunun 73. maddesiyle değiştirilen 27. maddesi ile; “Belediye ve mücavir alanlar dışında köylerin köy yerleşik alanlarında, civarında ve mezralarda yapılacak konut, entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile köyde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, köy fırını, köy kahvesi, köy lokantası, tanıtım ve teşhir büfeleri ve köy halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatiflerin işletme binası gibi yapılar için yapı ruhsatı aranmaz. Ancak etüt ve projelerinin valilikçe incelenmesi, muhtarlıktan yazılı izin alınması ve bu yapıların yöresel doku ve mimarı özelliklere, fen, sanat ve sağlık kurallarına uygun olması zorunludur.” düzenlemesi getirilmiştir.

Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğinin 4. maddesinin 20. bendinde, “İmar mevzuatına aykırı yapı” muhtarlıktan izin alınmadan yapılan yapılar, ruhsatsız, ruhsat ve eklerine, fen ve sağlık kurallarına aykırı olan, kat nizamı, taban alanı, komşu mesafeleri, ön cephe hattı, bina derinliği ve benzeri konulardaki mevzuat hükümlerine uygun olmayan yapılar ile komşu parsele, yola, kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış alanlara tecavüz eden veya inşaat yasağı olan yerlere inşa edilen yapılar şeklinde belirtilmiş, 30. bendinde, “Muhtarlık izni” köy ve mezraların yerleşik alanı ve civarında, köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca, konut, hayvancılık veya tarımsal amaçlı yapı yapılabilmesi için ilgili köy ihtiyar heyetince verilen yazılı izin olarak tanımlanmıştır.

Aynı Yönetmeliğin 57. maddesinde, köy ve mezraların yerleşik alanlarında ve civarında sadece köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca yapılacak konut, tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile müştemilat binaları yapı ruhsatı ve yapı kullanma iznine tabi olmadığı, ancak, yapı projelerinin fen ve sağlık kurallarına uygun olduğuna dair valilik görüşü alınmasından sonra, muhtarlıkça izin verilmesi ve bu izne uygun olarak yapının yapılmasının şart olduğu, inşa edilen yapının fen ve sağlık kurallarına uygunluğunun İmar Kanununun 30. maddesine göre valiliklerce belirleneceği, valiliklerin, talep halinde köy yerleşik alanlarında yapılacak yapılar için, yörenin geleneksel, kültürel ve mimari özelliklerine uygun olarak üretilmiş projeleri temin edebilecekleri kurallarına yer verilmiştir.

Anılan Yönetmeliğin 59. maddesinde ise, imar mevzuatına aykırı yapılar hakkında 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.

3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde de; “Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mührün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

12/11/2012 tarihinde yürürlüğe giren On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesinin 4. fıkrasında “İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmış olup aynı Kanunun geçici 1. maddesinde bu Kanunla mahalleye dönüşen köylerde, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla 25.04.2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan Ulusal Adres Bilgi Sistemine kayıtlı veya Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uydu fotoğraflarıyla tespit edilen, entegre tesis niteliğinde olmayan tarım ve hayvancılık amaçlı yapılardaki işletmeler ile bu yerlerde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, fırın, kahve, lokanta, pansiyon, tanıtım ve teşhir büfeleri, yerleşim yeri halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatifler işletme ruhsatı almış sayılır. Bu işletmelerin bulunduğu binalar ile konutlardan, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar bitirilmiş olanlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya belediye ya da üniversiteler tarafından fen ve sanat kuralları ile ilgili mevzuat hükümlerine uygun yapıldığı tespit edilenler ruhsatlandırılmış sayılır. Ayrıca bu yapılar elektrik, su ve bunun gibi kamu hizmetlerinden yararlandırılır. Ancak; bu fıkranın öngördüğü uygulamaların özel kanun hükümlerine aykırı olması durumunda, özel kanun hükümleri geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın incelenmesinden; yapının üzerinde inşa edildiği taşınmazın 2006 yılından itibaren köy yerleşik alan sınırları içerisinde olduğu, 2010 yılından itibaren orman köyü sınırları içerisinde olduğu, 31/03/2014 tarihinden itibaren bu statüsünün sona ererek davalı idareye bağlı mahalleye dönüştüğü, hisseli taşınmazda hissedarların muvafakati alınmaksızın izinsiz olarak tek katlı konut niteliğinde yapı inşa edildiğinin idare tarafından usulüne uygun olarak tespit edildiği, inşa edildiği tarih itibarıyla söz konusu yapı projelerinin fen ve sağlık kurallarına uygun olduğuna dair valilik görüşü ve muhtarlıkça verilmiş herhangi bir yazılı iznin bulunmadığı, yapının 2004 yılı öncesi yapıldığına ilişkin ihtiyar heyeti tarafından düzenlenen belge nedeniyle, resmi belgede sahtecilik suçundan yapılan yargılama sonucunda davacı ve ihtiyar heyeti üyeleri hakkında Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesince mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, inşa edildiği tarih itibarıyla köy yerleşik alanı içerisinde kalan ihtilaf konusu yapının, İmar Kanununun 27. maddesi ile Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğinin yukarıda yazılı maddelerindeki gerekli şartları taşımadığı gibi yasal olarak alınması gerekli izinlerin alınmadığının anlaşıldığı, davalı idarece tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, yıkım ve para cezası yönünden işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, işlemin iptali yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Öte yandan, uyuşmazlık konusu yapı hakkında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya belediye ya da üniversiteler tarafından fen ve sanat kuralları ile ilgili mevzuat hükümlerine uygun yapıldığının tespitine ilişkin olarak, davacı tarafından dosyaya sunulmuş teknik rapor, tespit tutanağı niteliğinde herhangi bir somut tespitin de bulunmadığı anlaşıldığından, İdare Mahkemesi kararında bu yönüyle de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Davacı tarafından verilen 17/07/2018 tarihli dilekçe ile ekindeki 05 /07/2018 günlü, 129335 başvuru numaralı yapı kayıt belgesi dikkate alınarak temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de; 3194 sayılı Kanunun Geçici 16. maddesinin 4. fıkrası ve Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin 6. maddesinde yer alan, yapı kayıt belgesi ilgili belediyesine verildikten sonra 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği düzenlemesi karşısında, söz konusu işlemleri tesis eden idarelerce gerekli iptal işlemleri yapılacağından, davacının belirtilen iddiası yerinde görülmemiştir.

KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,  2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu Adana 1. İdare Mahkemesinin 19/02/2016 tarih ve E:2015/890, K:2016/141 sayılı kararının BOZULMASINA,  3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.