Belediye encümenlerince verilen para cezası kararlarının kesin ve yürütülmesi gerekli idari işlemler olduğu ve cezanın durmasının ancak idari kararın usulüne uygun şekilde geri alınması ya da yargı yerince iptal edilmesi veya yürütmenin durdurulması kararı verilmesi ile mümkün olacağı, işlem hakkında yanlızca idari yargıda dava açılarak yürütmenin durdurulmasının istenmiş olmasının, kararın uygulanmasını durduramayacağı.
Ruhsatsız inşaattan dolayı 6785 sayılı İmar Kanununun 20.maddesi uyarınca maliyet bedeli kadar para cezası verilmesine ilişkin Samsun Belediye Encümeni kararına dayanılarak düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan davanın reddine dair Samsun Vergi Mahkemesince verilen 6.1.1983 günlü E: 1982/2003,K: 1983/3 sayılı Kararın, Danıştay 6. Dairesisinin 27.9.1983 günlü E: 1983/672,K: 1983/2709 sayılı kararıyla temyizen bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda davanın reddinde ısrar edilmesi yolundaki Samsun Vergi Mahkemesinin 1.12.1983 günlü E: 1983/1238,K: 1983/1860 sayılı kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya, anılan Mahkemece Danıştay 6. Dairesisine, oradan da 14.5.1984 günlü E: 1984/186,K: 1984/2059 sayılı kararla Kurulumuza gönderilmiştir.
2575 sayılı Danıştay Kanununun, İdari ve Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarının görevlerini belirleyen 38.maddesinde her ne kadar, İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun idare mahkemelerinden, Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun ise vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararlarını inceleyeceği hükme bağlanmışsa da aynı Kanunun 35.maddesinde,
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaların, alacağın tahakkukuna ilişkin davalara bakmakla görevli Dava Daireleri tarafından çözümleneceği, konuyu sözü edilen yasa maddelerine göre daha özel biçimde düzenlemiş olan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 4.fıkrasında da “Mahkeme bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebilir. Israr kararının ilgili tarafından temyizi halinde, dava, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca incelenir.Danıştay’ın ilgili dava dairesinin kararı uygun görülürse mahkemenin kararı bozulur, aksi halde onanır. Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Genel Kurulları Kararlarına uyulması zorunludur” hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlığın konusunun 6785 sayılı İmar Kanunun 20.maddesi uyarınca verilen para cezasının tahsili için 6183 sayılı Kanuna göre çıkarılan ödeme emri oluşturduğundan ve ilgili daire de bir İdari Dava Dairesi olan Danıştay 6. Dairesisi olduğundan; Mahkemenin bozma kararına uymayarak kendi kararında ısrar etmesi halinde incelenecek yolu özel olarak ve ayrıntılı bir biçimde düzenleyen, 2577 sayılı Kanunun yukarıya metni alınan 49.maddesinin 4.fıkrası uyarınca ve oyçokluğuyla Kurulumuz görevli görülerek uyuşmazlık incelendi:
Ruhsatsız inşaattan dolayı verilen para cezasının zamanında ödenmemesi nedeniyle tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan dava, Samsun Vergi Mahkemesince 6785 sayılı kanunun 19 ve 20.maddeleri uyarınca verilen para cezası kararlarının kesin ve yürütülmesi gerekli olduğu, idari yargı yerince iptal ya da yürütmenin durdurulması kararı verilmedikçe cezanın tahsiline geçilebileceği ve ayrıca para cezası kararıyla ilgili olarak yürütmenin durdurulması isteminin de reddedildiği gerekçesiyle 6.1.1983 günlü E: 1982/2003,K: 1983/3 sayılı kararla reddedilmiş; davacının temyiz istemi üzerine bu karar Danıştay 6. Dairesisinin 27.9.1983 günlü E: 1983/672,K: 1983/2907 sayılı kararıyla alacağın dayanağı olan belediye encümeni kararına karşı Danıştay da dava açıldığı ve ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 12.3.1981 gününden sonra 16.11.1982 tarihinde yürütmenin durdurulması isteminin reddedildiği gözönüne alındığında, ödeme emri düzenlendiği sırada alacağın kesinleşmemiş olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
6183 sayılı Amme Alacakların Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37.maddesi, amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş olanların, Maliye Bakanlığınca belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği ve ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu, 55.maddesinde amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları hususunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı,58.maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabileceği hükme bağlanmıştır.
Uyuşmazlığın çıktığı tarihte yürürlükte olan 521 sayılı Danıştay Kanunun 94.maddesinde, Danıştay’da idari dava açılması ve kanun yollarına başvurulmasının itiraz olunan idari işlemlerin ve yargı kararının yürütülmesini durdurmayacağı hükme bağlanmış, aynı hüküm karar verildiği tarihte yürürlükte olan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 27. maddesinin 1.fıkrasında, İdare Mahkemelerini de kapsayacak şekilde yer almıştır.
6785 Sayılı İmar Kanununun 20.maddesi ise “Durdurma emrinin tebliğinde mal sahibi her ne suretle olursa olsun inşaata devam edemez, inşaata devam edildiği takdirde mal sahibinden durdurma emrinden sonra yapılmış bulunan kısımların belediyece resen takdir edilecek maliyet bedeli kadar para cezası alınmasına encümence karar verilir” hükmünü taşımaktadır.
Bu maddelerin birlikte incelenip değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere; Belediye Encümenlerince 6785 sayılı Kanunun 20.maddesine göre verilen para cezası kararları kesin ve yürütülmesi gerekli idari işlemler olup, bu işlemler hakkında menfaati ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabilir. Cezanın tahsilinin durdurulması ise ancak idari kararın usulüne uygun olarak geri alınması veya idari işlem hakkında yargı yerince yürütmenin durdurulması ya da iptal kararı verilmesi ile mümkündür.
Bir idari işlemin kesinleşmesi için yargı denetiminden geçmesi zorunlu olmadığı gibi, idari yargıda ancak kesin ve yürütülmesi gerekli idari işlemler dava konusu edilebilir.
İşlem hakkında yalnızca idari yargıda dava açılarak yürütmenin durdurulması istenmesi bu hususta bir karar verilmediği müddetçe kararın uygulanmasını durdurmaz.
Öte yandan 2577 İdari Yargılama Usulü Kanununun 27.maddesinin 8.fıkrasında yer alan “…ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur.” kuralı ancak vergi resim, harç ve benzeri mali yükümle ilgili cezaları kapsamaktadır. Dava da söz konusu olan para cezası ise bu madde kapsamında bulunmadığı gibi mali yüküm niteliği de taşımadığından anılan kuralın olayda uygulanması mümkün değildir.
Bu uyuşmazlıkta para cezası alınması yolundaki Samsun Belediye Encümeninin 26.12.1980 günlü 3265 sayılı kararı 16.1.1981 günü davacıya tebliğ edilmiş, bir aylık ödeme süresi içinde ödenmediğinden bahisle de 12.3.1981 günü tebliğ edilen 26.2.1981 günlü 5/181 sayılı ödeme emri düzenlenmiştir.
Davacı, para cezasına ilişkin encümen kararına karşı Danıştay’da dava açmış ise de, ödeme emri düzenlendiği tarihte Danıştayca yürütmenin durdurulması ya da esas hakkında herhangi bir karar verilmediğinden ve daha önce de açıklandığı üzere bu durum idari kararın uygulanmasını diğer bir deyimle para cezasının tahsilini engellemiyeceğinden, davacıya ödeme emri gönderilmesinde yasalara aykırılık söz konusu değildir.
Açıklanan nedenlerle yerinde görülen Samsun Vergi Mahkemesinin 1.12.1983 günlü E: 1983/1238,K: 1983/1860 sayılı ısrar kararının onanmasına karar verildi.