Danıştay İDDK E: 1996/768 K: 1998/164 T: 27/03/1998

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 4. fıkrası hükmü uyarınca uygulama işlemi üzerine ve bu işlemin süresine tabi olarak dava açabilmek için, mutlaka bir uygulama işleminin bulunması gerektiği.

İstanbul 2.İdare Mahkemesince verilen ve Mahkemenin, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararına uymayarak, iptal kararında ısrarına ilişkin bulunan 1996/437 sayılı kararını davalı idareler temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedirler.

İstanbul 2.İdare Mahkemesince, Danıştay 6. Dairesinin bozma kararına uyulmayarak iptal kararında ısrar edilmesi üzerine davalı idareler bu kez 1996/437 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedirler.

Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Bostancı … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin Kadıköy Belediye Encümeninin … günlü, … sayılı kararının, davacılara tebliği üzerine, kamulaştırma kararının ve dayanağı olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle davanın açıldığı, daha sonra aynı belediye encümeninin … günlü, … sayılı kararı ile de 2942 sayılı Kanunun 21 inci maddesi uyarınca taşınmazın kamulaştırılmasından vazgeçilerek, … günlü, 80/3 sayılı encümen kararının iptali ile tapu sicilindeki kamulaştırma şerhinin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Davacıların bu davayı, kamulaştırma işlemi üzerine ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinin 4 üncü fıkrası hükmünden yararlanmak suretiyle açtıkları kuşkusuzdur.

2577 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin 1 inci fıkrası “Dava açma süresi özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve İdare Mahkemelerinde altmış ve Vergi Mahkemelerinde otuz gündür.” hükmünü, 4 üncü fıkrası da, “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.” hükmünü taşımaktadır.

Bu durumda, menfaat alakası bulunmak koşuluyla kişinin bir düzenleyici işleme karşı dava açabilmesinin iki yolu bulunmakta; ilgili kişi ya düzenleyici işlemin ilan tarihinden itibaren dava açma süresi içerisinde ya da bu işlemin uygulanması halinde, uygulama işlemi üzerine ve bu işlemin süresine tabi olarak dava açma olanağına sahip bulunmakta; ikinci olanaktan yararlanabilmek ve bakılabilir nitelikte bir dava açabilmek için mutlaka bir uygulama işleminin bulunması gerekmektedir.

Davacılar tarafından, kamulaştırma işlemi ile bunun dayanağı olan 1/1000 ölçekli imar planının iptali istemi ile dava açılmış ise de; genel, düzenleyici nitelikte olan ve kamulaştırma işleminin dayanağını oluşturan imar planına karşı, uygulama işlemi olan kamulaştırma işlemi nedeniyle uyuşmazlık yaratılan bu davada, davalı idare tarafından, kamulaştırma işleminden vazgeçildiği bildirildiğinden; Danıştay 6. Dairesisinin … günlü, 1995/3158 sayılı bozma kararında belirtildiği üzere, imar planının iptaline ilişkin istemin, bu aşamada incelenme olanağı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulü ile İstanbul 2.İdare Mahkemesince verilen … günlü, 1996/437 sayılı kararın, Danıştay 6. Dairesisinin bozma kararı doğrultusunda bozulmasına ve dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, karar verildi.

KARŞI OY: X- Dava, düzenleyici işlem olan imar planının, kamulaştırma işlemi tesis edilmek suretiyle davacılar hakkında uygulanması üzerine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinin 4 üncü fıkrası hükmüne uygun olarak ve her iki işlemin iptali istemini içerir bir biçimde açılmış; ancak daha sonra davalı idare, belediye encümeni kararıyla, kamulaştırma işleminden vazgeçmiştir.

Başlangıçta önkoşullar yönünden usule uygun bir biçimde ve süresi içerisince açıldığı anlaşılan davada; idarenin daha sonra uygulama işleminden vazgeçmiş olması halini, davanın bakılabilme özelliğini değiştirilebilir nitelikte kabul etmek, anılan 7 nci maddenin lafzına uygun olmadığı gibi getiriliş amacına da uygun değildir. Bu nedenle, İstanbul 2.İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının onanması ve dosyanın, uyuşmazlığın esası incelenmek üzere Danıştay 6. Dairesisine gönderilmesi oyuyla, karara karşıyız.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın