1. Anasayfa
  2. Danıştay İDDK Kararları

Danıştay İDDK E: 2003/326 K: 2003/588 T. 10.7.2003


ÖZET: 3621 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen yazılı usul uygulanmaksızın, doğrudan üçüncü kişinin hazırlayıp sunduğu planın Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanması suretiyle gelişen bu durum karşısında; dava konusu imar planı değişikliğinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onandığı andan itibaren yürürlüğe girdiğinin, uygulanabilecek kesin ve icrai bir işlem haline geldiğinin kabulü gerekmektedir. Böyle bir durumda, imar planı değişikliğinin ilgili belediyesince ilan edilmediğinden bahisle kesinleşmediği yolundaki aksi bir düşünce, planın uygulanması ile beraber menfaati ve hakkı ihlal edildiği iddiasıyla süresinde plana karşı dava açan kişinin, dava hakkının ertelenmesi, oluşan fiili durum nedeniyle zarar görmeye devam etmesi anlamına gelecektir.

Danıştay 6. Dairesinin 12.12.2002 günlü, E:2002/3770, K:2002/5926 sayılı kararıyla; 3621 sayılı Kıyı Kanununun 7. maddesinde “Kamu yararının gerektirdiği hallerde uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir. Bu gibi yerlerde doldurma veya kurutmayı yapacak ilgili idarenin valiliğe iletilen teklifi, Valilik görüşü ile birlikte Bayındırlık ve İskan Bakanlığına gönderilir. Bakanlık konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak suretiyle teklifi inceler. Uygun bulunması halinde ilgili idare tarafından uygulama imar planı hazırlanır. Bu yerler için yapılacak planlar hakkında İmar Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak bu planlar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki planlar ise anılan Kanunun 7’nci maddesine göre tasdik edilir” hükmünün yer aldığı, 3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesinin ( b ) fıkrasında; “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tesbit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Kesinleşen imar planlarının bir kopyası Bakanlığı gönderilir” hükmüne yer verildiği, idari bir işlemin hukuksal sonuçlar yaratabilmesi ve dava konusu edilebilmesi için kesinleşmesinin gerektiği, nitekim 2577 sayılı Kanunun 14. maddesinin 3/d bendinde de idari davaya konu olabilecek işlemlerin kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemler olması gerektiğinin öngörüldüğü, belediye meclisince kabul edilmekle veya bakanlıkca onanmakla yürürlüğe girdiği 3194 sayılı Kanunun 8’inci maddesinde belirtilen imar planlarının kesinleşmeleri için aynı madde hükmü uyarınca bir ay süreyle askıya çıkarılmak suretiyle ilan edilmeleri gerektiği, olayda ara kararına verilen yanıtlardan ise uyuşmazlığa konu imar planının 3194 sayılı Kanunda öngörüldüğü biçimde ilan edilmediği, bu durumda, ortada kesin ve davacılar yönünden uygulanabilir nitelikte bir imar planının bulunmadığının anlaşıldığı, buna göre, dava konusu işlemin idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli nitelikte bir işlem olmadığı gerekçesiyle dava 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-b maddesi uyarınca reddedilmiştir.

Davacılar; … Endüstri A.Ş.’nin 400×90 metre dolgu alanı yapılmak suretiyle iskele inşasına ait 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı bulunmasına rağmen proje dışına çıkarak dolgu yaptığını, böylelikle kendi şirketlerine ait iskelelerin çalışma alanını daralttığı gibi can ve mal güvenliğini de tehlikeye soktuğunu, daha sonra anılan şirketin plan tadilatı isteğinde bulunduğunu ve Bakanlıkça değişik kurum ve kuruluş tarafından belirtilen sakıncalar dikkate alınarak şirketin tadilat isteğinin reddedildiğini, fakat firmanın tekrar başvuruda bulunması üzerine Bakanlığın plan tadilatını şartlı olarak onayladığını, böylece anılan şirket aleyhine açılan men-i müdahale davasının sonucunu etkiler şekilde ve izinsiz, kaçak iskele dolgu sahasına meşruluk kazandıracak biçimde plan tadilatı yapıldığını, ortada Sarıseki Belediye Meclisince yapılmış ve onaylanmış bir uygulama imar planı değişikliği olmadığını, plan değişikliğinin bakanlıkça resen yapıldığını, bu nedenle Sarıseki Belediyesi tarafından söz konusu planın ilan edilmediğini ve askı tutanakları düzenlemediğini, ayrıca yeni imar planı üzerine … Endüstri A.Ş.’ne yapı ruhsatı izni verildiğini ve şirketin dolgu ve inşaata başlandığını öne sürerek, Daire kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.

3621 sayılı Kıyı Kanununun 7. maddesinde “Kamu yararının gerektirdiği hallerde uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir. Bu gibi yerlerde doldurma veya kurutmayı yapacak ilgili idarenin valiliğe iletilen teklifi, valilik görüşü ile birlikte Bayındırlık ve İskan Bakanlığına gönderilir. Bakanlık, konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak suretiyle teklifi inceler. Uygun bulunması halinde ilgili idare tarafından uygulama imar planı hazırlanır. Bu yerler için yapılacak planlar hakkında İmar Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak bu planlar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki planlar ise anılan Kanunun 7 nci maddesine göre tasdik edilir…” hükmü yer almıştır.

Uyuşmazlıkta uygulanması gereken 3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesinin ( b ) fıkrasında; “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tesbit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar…” hükmüne yer verilmiştir.

Olayda, Sarıseki Belediyesi sınırları içinde bulunan İskenderun Organize Sanayi Bölgesi önündeki kıyıda, 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre imar planı kararı bulunan mevcut (3) adet iskeleden (1) ve (3) nolu iskelelerin davacı şirketler tarafından, (2) nolu iskelenin ise … Endüstri Anonim Şirketi tarafından kullanıldığı, 400×90 metre dolgu sahasına sahip 10.3.2000 onay tarihli 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı bulunan (2) nolu iskelede … Endüstri Anonim Şirketi tarafından plana aykırı olarak dolgu sahası dışına çıkılması üzerine Sarıseki Belediyesince kaçak inşaat zaptı tutulduğu ve inşaatın durdurulduğu, bu arada adıgeçen şirketin 10.3.2000 tarihli onay tarihli 1/1.000 ölçekli uygulama imar planında değişiklik yapılması teklifinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca uygun görülmediği, ancak Sarıseki Belediyesince yapılmış bir plan değişikliği kararı ve belediyenin bu yolda bir teklifi olmaksızın adıgeçen şirketin bir önceki teklifinde revizyon yaparak buna göre hazırladığı ve dolgu sahasının 600×90 metreye çıkarılmasına ilişkin 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığının davaya konu 24.4.2000 günlü işlemiyle onaylandığı, onay işleminden sonra söz konusu imar planı değişikliğinin Sarıseki Belediyesince ilan edilmediği, (1) ve (3) nolu iskeleyi kullanan davacıların ise Bakanlığın sözü edilen onay işlemi üzerine bakılan davayı açtıkları anlaşılmıştır.

621 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen yazılı usul uygulanmaksızın, doğrudan üçüncü kişinin hazırlayıp sunduğu planın Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanması suretiyle gelişen bu durum karşısında; dava konusu imar planı değişikliğinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onandığı andan itibaren yürürlüğe girdiğinin, uygulanabilecek kesin ve icrai bir işlem haline geldiğinin kabulü gerekmektedir.

Böyle bir durumda, imar planı değişikliğinin ilgili belediyesince ilan edilmediğinden bahisle kesinleşmediği yolundaki aksi bir düşünce, planın uygulanması ile beraber menfaati ve hakkı ihlal edildiği iddiasıyla süresinde plana karşı dava açan kişinin, dava hakkının ertelenmesi, oluşan fiili durum nedeniyle zarar görmeye devam etmesi anlamına gelecektir.

Bu nedenle Dairesince, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, planın belediyece ilan edilmediği ve bu nedenle kesinleşmediği; ortada kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.