Hüküm veren Danıştay İDDKnca dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava; davacının Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nda başmüfettiş olarak görev yapmakta iken görev tahsisli olarak ikamet ettiği kamu konutunun tahsis türünün sıra tahsisli olarak değiştirildiğinden bahisle kullanımında olan lojmanın tahsis süresiyle ilgili makam onayının, 13/10/2009 tarihinden itibaren 5 yıl sonra sona ereceğine ilişkin 19/04/2010 günlü, 1300 sayılı işlem ile anılan işlemin dayanağı olan, mevcut 81 adet görev tahsisli lojmanın sıra tahsisli lojman statüsüne dönüştürülmesine ilişkin 13/10/2009 günlü, 787 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 17/03/2011 günlü, E:2010/657, K:2011/505 sayılı kararıyla; mevcut kamu konutunun tahsis biçimini belirleme yetkisini haiz olan yetkili makamca, Bakanlığa ait kamu konutundan daha fazla personelin yararlandırılmasını teminen makam ve görev unvanları gözetilmeksizin, tüm görev tahsisli kamu konutlarının sıra tahsisli olarak değiştirilerek kullanım süresinin 5 yıl olarak belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Anılan karar, Danıştay Beşinci Dairesi’nin 20/06/2012 günlü, E:2011/3748, K:2012/4751 sayılı kararıyla; kamu konutlarının tahsis biçimine ilişkin düzenlemelere 2946 sayılı Kanun ve Kamu Konutları Yönetmeliği’nde yer verilmiş olup, anılan Yönetmeliğin 6. maddesinin son fıkrasında yer alan “kamu konutlarının görev unvan gruplarına göre ne miktarda veya hangi oranda tahsis edileceğinin yetkili makamca tespit edileceğine” ilişkin düzenleme ile idarelere tanınan yetkinin halihazırda kullanımda olan konutlar yönünden tahsis türlerinin değiştirilerek kullanılmasının, Kanun ve Yönetmeliğin amacına aykırı biçimde kamu konutlarında ikamet edenlerin mağduriyetine sebebiyet verilmesi sonucunu doğuracağı; buna göre Yönetmelikle tanınan bu yetkinin, kullanımda olmayan konutlar yönünden, personelin görev ve unvanları ile kamu konutu talep edenlerin sayısı birlikte değerlendirilmek suretiyle tespit edilecek ihtiyaca göre tahsis yapılmasını gerektirdiği, bu nedenle, davalı idarece, Bakanlığın kullanımındaki tüm görev tahsisli konutların tahsis türünün, personelin ihtiyacı ve mevcut kullanım durumu değerlendirilmeksizin sıra tahsisli olarak değiştirilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği, 2946 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile Yönetmeliğin 20. maddesinde yer alan, “görev tahsisli konutlarda, tahsise esas olan görevin devamı süresince oturulabileceği” düzenlemesi karşısında, davacının görev unvanında herhangi bir değişiklik olmadığı gözönüne alındığında, yetkili makam tarafından tahsis türünün değiştirilmesi suretiyle Yönetmelikteki “Konutlarda Oturma Süresi”ne ilişkin düzenlemeyi bertaraf edecek şekilde davacının konut kullanım süresinin 5 yıl olarak belirlenmesine de hukuken olanak bulunmadığı; bu durumda, davalı idare tarafından herhangi bir ihtiyaç planlaması yapılmaksızın, görev tahsisli 81 adet konutun tahsis türünün, kamu konutu kullananların mağduriyetine sebep olacak şekilde sıra tahsisli olarak değiştirilmesine yönelik 13/10/2009 günlü, 787 sayılı işlem ile Kanun’un 4. maddesi ve Yönetmeliğin 20. maddesi hükmüne aykırı olarak davacının ikamet etmekte olduğu konutu görev tahsisli olarak kullanımına ilişkin makam onayının 13/10/2009 tarihinden itibaren 5 yıl sonunda biteceğine ilişkin 19/04/2010 günlü, 1269 sayılı dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak davanın reddi yönündeki ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 22/05/2013 günlü, E:2013/760, K:2013/852 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu’nun “Kamu Konut Türleri ve Konut Tahsisi” başlıklı 3. maddesinde; kamu konutlarının tahsis esasına göre dört gruba ayrıldığı, görev tahsisli konutların Yönetmelik’te belirlenecek makam ve rütbe sahiplerine görevlerinin önemi ve özelliği, yetki ve sorumlulukları gereğince tahsis edilen konutlar olduğu, “Oturma Süreleri” başlıklı 4. maddesinde; görev tahsisli konutlarda görevin devamı süresince oturulabileceği, “Konuttan Çıkarma” başlıklı 7. maddesinde ise; görev tahsisli konutlarda oturanların tahsise esas görevin son bulduğu tarihten itibaren iki ay içinde konutlardan çıkmak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.
23/09/1984 günlü, 18524 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Konutları Yönetmeliği’nin “Kamu Konutlarının Türleri” başlıklı 5. maddesinde; görev tahsisli konutların Yönetmeliğe ekli 2 sayılı cetvelde belirtilenlere, görevlerinin önemi ve özelliği ile yetki ve sorumlulukları gereği tahsis edilen konutlar olduğu, “Kamu Konutu Özelliğini Kazanma” başlıklı 6. maddesinde; kamu kurum ve kuruluşlarının yetkili makamlarınca, mevcut konutlarının kamu konut türlerine göre belirlenip, bu amaçta kullanılmak üzere ayrımının yapılması ile bu konutların kamu konutu özelliğini kazanacağı, kamu konutlarının görev unvan gruplarına göre ne miktarda veya hangi oranda tahsis edileceğinin yetkili makamca saptanacağı, “Görev Tahsisli Konutların Tahsis Şekli” başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında; görev tahsisli konutların, Yönetmeliğe ekli 2 sayılı cetvelde belirtilenlere, cetveldeki sıraya göre, yetkili konut dağıtım komisyonu tarafından tahsis edileceği, “Konutlarda Oturma Süreleri” başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasında; özel, görev ve hizmet tahsisli konutlarda, tahsise esas olan görev veya hizmetin devamı süresince oturulabileceği düzenlemelerine yer verilmiş, Yönetmeliğe ekli 2 sayılı cetvelin II. Grup başlıklı kısmının 6/A maddesinde; bakanlıklarda müfettiş olarak görev yapan personel, görev tahsisli konut tahsis edilecekler arasında sayılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Kamu Konutları Yönetmeliği’nin 6. maddesinin son fıkrasında yer alan “Kamu konutlarının görev unvan gruplarına göre ne miktarda veya hangi oranda tahsis edileceği yetkili makamca tespit edilir” hükmü uyarınca 18/04/2000 günlü, 101 sayılı makam oluru ile o tarihte Bakanlık kullanımında olan 118 adet lojmanın 60 adedinin görev tahsisli, 57 adedinin sıra tahsisli, 1 adedinin ise hizmet tahsisli olarak gruplandırıldığı, dava konusu işlemin kurulduğu tarihe kadar, kullanımdaki 121 adet lojmandan görev tahsisli lojman sayısının 81’e, hizmet tahsisli lojman sayısının 5’e çıktığı, sıra tahsisli lojman sayısının ise 35’e düştüğü, davalı idare tarafından, kullanımda olan lojmanlardan daha çok personelin yararlandırılması amacıyla mevcut 81 adet görev tahsisli lojmanın tahsis türünün sıra tahsisli olarak değiştirilmesine ilişkin işlem ile bu işleme dayanılarak davacının görev tahsisli olarak ikamet ettiği lojmanın tahsis türünün sıra tahsisli olarak değiştirildiğinden bahisle lojman tahsisiyle ilgili makam onayının 13/10/2009 tarihinden itibaren 5 yıl sonra biteceğine ilişkin işlemin kurulması üzerine anılan işlemlerin iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Kamu konutlarının tahsis biçimine ilişkin düzenlemelere 2946 sayılı Kanun ve Kamu Konutları Yönetmeliğinde yer verilmiş olup, görev tahsisli konutların Yönetmelikte belirlenen makam ve rütbe sahiplerine görevlerinin önemi ve özelliği, yetki ve sorumlulukları gereğince tahsis edilen konutlar olduğu, bu konutların Yönetmeliğe ekli 2 sayılı cetvelde belirtilenlere tahsis edileceği ve görev tahsisli konutlarda görevin devamı süresince oturulabileceği açıktır.
Her ne kadar, Kamu Konutları Yönetmeliği’nin 6. maddesinin son fıkrasında yer alan “kamu konutlarının görev unvan gruplarına göre ne miktarda veya hangi oranda tahsis edileceğinin yetkili makamca tespit edileceğine” ilişkin düzenleme ile idarelere takdir hakkı verilmiş ise de; söz konusu yetkinin, Yönetmelik’te öngörülen personele görev tahsisli konut tahsis edilmemesi sonucunu doğuracak şekilde kullanılmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu nedenle; davalı idarece görev tahsisli olarak ilgili personele dağıtımı yapılan konutların tahsis türünün, bu personelin görevlerinin devamı süresince anılan konutlarda oturabilecekleri hususu gözetilmeden ve hiç görev tahsisli konut kalmayacak şekilde sıra tahsisli olarak değiştirilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Diğer taraftan; görev tahsisli konutlarda, tahsise esas olan görevin devamı süresince oturulabileceği ve davacının görev unvanında herhangi bir değişiklik olmadığı gözönüne alındığında, yetkili makam tarafından tahsis türünün değiştirilmesi suretiyle Yönetmelik’teki “Konutlarda Oturma Süresi”ne ilişkin düzenlemeyi bertaraf edecek şekilde davacının konut kullanım süresinin 5 yıl olarak belirlenmesine de hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının konut kullanım süresinin 13/10/2009 tarihinden itibaren 5 yıl sonra sona ereceğine ilişkin 19/04/2010 günlü, 1269 sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan, davalı idarede mevcut 81 adet görev tahsisli konutun tahsis türünün sıra tahsisli olarak değiştirilmesine yönelik 13/10/2009 günlü, 787 sayılı işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığından, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir.