1. Anasayfa
  2. Danıştay İDDK Kararları

Danıştay İDDK E: 2014/5546 K: 2016/3060 T: 22.11.2016


Acele kamulaştırılacak taşınmazların Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenmesi gerekirken, dava konusu Bakanlar Kurulu kararıyla, uyuşmazlık konusu bölgeye ilişkin genel bir acele kamulaştırma yetkisi verildiği, böylece acele kamulaştırılacak taşınmazları tespitinin tamamen belediyeye bırakıldığı, bu durumda, dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmediği

İstemin Özeti: Danıştay Altıncı Dairesi’nin 20/05/2014 günlü, E: 2010/7477, K: 2014/3910 sayılı kararının iptale ve karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması, davalı idareler ve davalı idareler yanında davaya katılan tarafından istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, Beyoğlu Belediye Başkanlığı’nın davalı idareler yanında davaya katılma istemi, Kurulumuzun 22/11/2016 günlü, E: 2014/5546 sayılı kararı ile kabul edilerek gereği görüşüldü:

Dava; İstanbul, Beyoğlu,  (…) Mahallesi, 7 pafta, 361 ada, 22 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olan davacı tarafından taşınmazının bulunduğu alanın İçişleri Bakanlığı’nın 06/02/2006 günlü, 57167 sayılı yazısı üzerine 5366 sayılı Kanunun 2. maddesi kapsamında “yenilenme alanı” olarak belirlenmesine ilişkin 20/02/2006 günlü, 2006/10172 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile söz konusu taşınmazın acele kamulaştırma usulüyle kamulaştırılmasına ilişkin 07/06/2006 günlü, 2006/10573 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve 14/12/2005 günlü, 26023 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 24. maddesinin son fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Altıncı Dairesi’nin 20/05/2014 günlü, E: 2010/7477, K: 2014/3910 sayılı kararıyla; 14/12/2005 günlü, 26023 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 24. maddesinin son fıkrasının iptali istemine yönelik olarak; anılan Yönetmelik maddesi ile yönetmeliğin dayanağı 5366 sayılı Yasada yer almayan bir düzenleme getirildiği, Yasada yer almayan bir düzenlemenin yönetmelik yoluyla yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle söz konusu Yönetmeliğin 24. maddesinin son fıkrasının Danıştay Altıncı Dairesinin 26/03/2008 günlü, E: 2006/5246, K: 2008/1995 sayılı kararı ile iptal edildiği, söz konusu kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/10/2012 günlü, E: 2008/1791, K: 2012/1531 sayılı kararıyla onandığı,bu durumda, Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 24. maddesinin son fıkrasının iptali istemi hakkında karar verilmesine olanak bulunmadığı, İstanbul İli, Beyoğlu İlçesinde bulunan ve eki listesinde belirtilen alanların yenileme alanı olarak belirlenmesine ilişkin 20/02/2006 günlü, 2006/10172 sayılı Bakanlar Kurulu kararına gelince; uyuşmazlık konusu taşınmazın içerisinde yer aldığı, sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgenin, gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgede konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanlarının oluşturulması, doğal afet risklerine karşı önlemler alınması yolundaki 5366 sayılı Yasanın öngördüğü amaçların gerçekleştirilmesine dönük olarak “Yenileme Alanı” olarak ilan edilmesine ilişkin dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmadığı, yenileme alanı çalışmaları kapsamında 2942 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırmaya ilişkin 07/06/2006 günlü, 2006/10573 sayılı Bakanlar Kurulu kararına gelince; olayda, Beyoğlu Belediye Başkanlığınca İçişleri Bakanlığı’na yapılan başvuruda; bölgede fiziki durumları itibarı ile çok fazla miktarda yıpranmış, yıkılmış, çöküntü ve harabe halini almış tarihi ve kültürel binaların bulunduğu;  (…) Bölgesi ile A3 Kulesi çevresindeki yapıların mevcut durumları itibarı ile can ve mal güvenliğini tehdit eder bir halde olduğu, malikleri itibarı ile de çok fazla hisseli ve sahipsiz olduklarından bir takım uygunsuz kişiler tarafından da işgal edilmiş olduğu, bu işgal nedeniyle maliklerin yerlerine sahip çıkmadıkları; bu durumun, bölgenin asayiş ve güvenliği açısından olumsuzluklar yarattığı, gasp, soygun gibi olayların oluşmasına sebebiyet verildiği, şehrin en işlek caddesi olan  (…) Caddesi üzerinde ve A3 Kulesi çevresinde bulunan bu alanların mevcut durumlarından kurtarılıp yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılabilmesinin ancak yenileme projelerinin çok hızlı ve aksamadan yürütülmesi ve sonuçlandırılması ile mümkün olduğu, esas olan mülkiyet sahipleri ile satın alma, kat karşılığı, proje iştirak gibi yöntemlerle anlaşmak ise de, belediyenin bütün iyi niyetli girişimleri ve gayretlerine rağmen, bazı taşınmazlarda anlaşma yollarının tıkanma ihtimalinin oluşması durumunda gecikme yaşanabileceği, bu nedenle bölgenin ıslahı, uygulamanın aciliyeti ve projenin zaman kaybetmeden hedefine ulaşıp sonuçlandırılması ve bölgeye kazandırılması amacıyla acele olarak kamulaştırılması gerektiğinin belirtildiği, belediyenin bu başvurusu üzerine, İçişleri Bakanlığının başvuruyu iletmesi sonucunda da dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının alındığı, acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak, Yasa hükümlerinde aranan şartların bulunup bulunmadığı yönünden gerekli tespitler yapılıp, her bir taşınmaz için ayrı ayrı sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması gerekmekte iken, Beyoğlu Belediyesi sınırları içerisinde kalan ve toplam on bir adadan oluşan oldukça geniş bir bölge için, ortak ve genel gerekçelerle acele kamulaştırma istenildiği, diğer yandan, acele kamulaştırılacak taşınmazların Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenmesi gerekirken, dava konusu Bakanlar Kurulu kararıyla, uyuşmazlık konusu bölgeye ilişkin genel bir acele kamulaştırma yetkisi verildiği, böylece acele kamulaştırılacak taşınmazları tespitinin tamamen belediyeye bırakıldığı, bu durumda, dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 24. maddesinin son fıkrasının iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yenileme alanı ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararına yönelik olarak davanın reddine, acele kamulaştırma yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararına yönelik olarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Davalı idareler ve davalı idareler yanında davaya katılan, anılan kararın iptale ve karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın temyize konu acele kamulaştırmaya ilişkin 07/06/2006 günlü, 2006/10573 sayılı Bakanlar Kurulu kararına ve 14/12/2005 günlü, 26023 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 24. maddesine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idareler ve davalı idare yanında davaya katılanın temyiz istemlerinin reddine, Danıştay Altıncı Dairesi’nin 20/05/2014 günlü, E: 2010/7477, K: 2014/3910 sayılı kararının acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ve Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 24. maddesine ilişkin kısmının ONANMASINA, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- 28/06/2014 günlü, 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 18. maddesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na eklenen 20/A maddesiyle, gecikerek karar verilmesi hem idare hem de davacısı açısından giderilmesi güç ve imkansız zararlar doğuracak nitelikte olan bir takım işlemlerden doğan uyuşmazlıklarda yargısal sürecin süratle sonuçlandırılması amacıyla “ivedi yargılama usulü”nün uygulanması kabul edilmiş ve ivedi yargılama usulünün uygulandığı davalarda, 2577 sayılı Kanun’da belirtilen süreler kısaltıldığı gibi yürütmenin durdurulması istemine ilişkin olarak verilen kararlara itiraz edilemeyeceği ve temyiz üzerine verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır. Anılan maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde “acele kamulaştırma işlemleri”, (f) bendinde ise “6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu kararları” ivedi yargılama usulünün uygulanacağı işlemler arasında sayılmıştır. Öte yandan; 6545 sayılı Kanun’da, ivedi yargılama usulü kapsamına giren işlemlere karşı Kanunun yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihinden önce açılmış olan davalarda ivedi yargılama usulünün uygulanmayacağı yolunda bir hükme de yer verilmemiştir. Bu durumda; aksi öngörülmediği sürece, usul hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle derhal uygulanması gerektiği yolundaki ilke gereğince, 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesiyle getirilen ivedi yargılama usulüne ilişkin hükümlerin, 6306 sayılı Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu kararı ile acele kamulaştırma işleminin iptali istemiyle açılmış olan bu davanın temyiz aşamasında da uygulanmasının zorunlu olduğu sonucuna varıldığından, davanın temyiz aşamasında Kurulumuzca verilen kararın kesin olduğu ve bu karara karşı kararın düzeltilmesi yoluna başvurma imkanının bulunmadığı oyuyla, Kurulumuzun kararının, “kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolunun açık olduğuna” ilişkin kısmına katılmıyorum.

KARŞI OY

XX- Uyuşmazlık konusu bölgede fiziki durumları itibarı ile çok fazla miktarda yıpranmış, yıkılmış, çöküntü ve harabe halini almış tarihi ve kültürel binaların bulunduğu;  (…) Bölgesi ile A3 Kulesi çevresindeki yapıların mevcut durumları itibarı ile can ve mal güvenliğini tehdit eder bir halde olduğu, malikleri itibarı ile de çok fazla hisseli ve sahipsiz olduklarından bir takım uygunsuz kişiler tarafından da işgal edilmiş olduğu, bu işgal nedeniyle maliklerin yerlerine sahip çıkmadıkları; bu durumun, bölgenin asayiş ve güvenliği açısından olumsuzluklar yarattığı, gasp, soygun gibi olayların oluşmasına sebebiyet verildiği, şehrin en işlek caddesi olan  (…) Caddesi üzerinde ve A3 Kulesi çevresinde bulunan bu alanların mevcut durumlarından kurtarılıp yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılabilmesinin ancak yenileme projelerinin çok hızlı ve aksamadan yürütülmesi ve sonuçlandırılması ile mümkün olduğu, esas olan mülkiyet sahipleri ile satın alma, kat karşılığı, proje iştirak gibi yöntemlerle anlaşmak ise de, belediyenin bütün iyi niyetli girişimleri ve gayretlerine rağmen, bazı taşınmazlarda anlaşma yollarının tıkanma ihtimalinin oluşması durumunda gecikme yaşanabileceği, bu nedenle bölgenin ıslahı, uygulamanın aciliyeti ve projenin zaman kaybetmeden hedefine ulaşıp sonuçlandırılması ve bölgeye kazandırılması gerekçesiyle acele kamulaştırılması yolunda tesis edilen Bakanlar Kurulu kararına karşı açılan davada; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde belirtilen acele kamulaştırma şartının gerçekleştiği anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bu kısmının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.