Riskli alan ilan edilmesine dayanak alınabilecek teknik esaslara uygun yeterli veri bulunmadığından risk değerlendirmesi yapmanın mümkün olamayacağı yönünde tespitler yapıldığı, bu durumda; uyuşmazlığa konu alanın “riskli alan” ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararının dava konusu taşınmaza ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği
İstemin Özeti: Danıştay Altıncı ve Ondördüncü Daireleri Müşterek Kurulunun 20/04/2016 günlü, E: 2015/5245, K: 2016/1938 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idareler ve davalı idareler yanında davaya katılan tarafından istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve davalı idareler yanında davaya katılanın yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, (…) Mahallesi, 3/14 pafta, 3502 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanların riskli alan ilan edilmesine ilişkin 26/01/2013 günlü, 28540 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 24/12/2012 günlü, 2012/4099 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile bu karar uyarınca yapılan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Altıncı ve Ondördüncü Daireleri Müşterek Kurulunun 20/04/2016 günlü, E: 2015/5245, K: 2016/1938 sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin dava konusu Bakanlar Kurulu kararına ilişkin olarak; uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu riskli alan olarak ilan edilen mahalle üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporlarda, binalar gözlemsel olarak incelenerek kalite olarak “iyi”, “orta” ve “kötü” diye sınıflandırılmış ise de, niceliksel bir ölçüt verilmediği ve diğer bilgilerin genel itibarıyla gözlemsel bilgiler içerdiği, İstanbul’un önceki yıllarda yaşamış olduğu depremler sonucunda söz konusu yapıların olumsuz olarak etkilenip etkilenmediği yolunda belirlemeye yer verilmediği, değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgi içermediği, söz konusu alana ilişkin detaylı zemin etüdü verisi ve buna bağlı olarak su taşkını konusunda yeterli veri bulunmadığı hususları dikkate alındığında, dava konusu alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı sonucuna ulaşıldığı, kaldı ki, Gaziosmanpaşa İlçesi belediye sınırları içerisinde bulunan ve dava konusu işlemin tesis edilmesine dayanak gösterilen raporların hazırlanmasında izlenen teknik yöntemler uygulanmak suretiyle riskli alan ilan edilen bazı mahallelerin riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarına karşı açılan davalarda (E: 2014/437, E: 2014/469 ve 2014/470) Danıştay Ondördüncü Dairesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemeleri sonucunda; riskli alan ilan edilmesine dayanak alınabilecek teknik esaslara uygun yeterli veri bulunmadığından risk değerlendirmesi yapmanın mümkün olamayacağı yönünde tespitler yapıldığı, bu durumda; uyuşmazlığa konu alanın “riskli alan” ilan edilmesine ilişkin 24/12/2012 günlü, 2012/4099 sayılı Bakanlar Kurulu kararının dava konusu taşınmaza ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği, dava konusu imar planının incelenmesinden; dava konusu nazım imar planı İstanbul ili, Gaziosmanpaşa sınırları içerisinde 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında 24/12/2012 günlü, 2012/4099 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen 393 ha.’lık alanı kapsayan riskli alanlara ilişkin olup, uyuşmazlığa konu alanın “riskli alan” ilan edilmesine ilişkin 24/12/2012 günlü, 2012/4099 sayılı Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmadığından, dayanağı kalmayan uyuşmazlık konusu nazım imar planında da hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, dava konusu 24/12/2012 günlü, 2012/4099 sayılı Bakanlar Kurulu kararının ve bu karar uyarınca yapılan 1/5000 ölçekli nazım imar planının uyuşmazlığa konu taşınmaza ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.
Davalı idareler ve davalı idareler yanında davaya katılan, anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı ve Ondördüncü Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idareler ve davalı idareler yanında davaya katılanın temyiz istemlerinin reddine, Danıştay Altıncı ve Ondördüncü Daireleri Müşterek Kurulun 20/04/2016 günlü, E: 2015/5245, K: 2016/1938 sayılı kararının ONANMASINA, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden, 48,10-TL harcın istemi halinde müdahile iadesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak, 16/01/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.