1. Anasayfa
  2. Danıştay İDDK Kararları

Danıştay İDDK E: 2016/3653 K: 2016/3038 T: 22.11.2016


Raporların büyük ölçüde gözlemsel olduğu ve genel bilgiler içerdiği, yapılardan numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayıcı yeterli bilgi içermediği gibi alanın zemin itibariyle riskli olduğu gerekçe raporunda yer almasına karşın, alanın yer bilimsel etüt raporunun düzenlendiğine ilişkin herhangi bir bilgi veya belgenin sunulmadığının anlaşıldığı, bu nedenlerle alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların varlığının detaylı bir teknik raporla ortaya konulmadığı,

İstemin Özeti: Danıştay Altıncı ve Ondördüncü Daireleri Müşterek Heyetinin 21/06/2016 günlü, E: 2015/9810; K: 2016/4445 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idareler tarafından istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarelerin yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, 31/05/2013 günlü, 28663 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan İstanbul İli, Kadıköy İlçesi sınırları içerisinde bulunan ( (…) –  (…) – A3 – A4) alanların riskli alan olarak ilan edilmesine ilişkin 09/05/2013 günlü , 2013/4749 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile söz konusu karara dayalı olarak tesis edilen acele kamulaştırma işleminin, davacının maliki olduğu İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, A4 Mahallesi, 287 pafta, 2283 ada, 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Altıncı ve Ondördüncü Daireleri Müşterek Heyetinin 21/06/2016 günlü, E: 2015/9810; K: 2016/4445 sayılı kararıyla; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 07/05/2013 günlü, 2222 sayılı yazısı üzerine uyuşmazlığa konu taşınmazı da kapsayan İstanbul İli, Kadıköy İlçesi sınırları içerisinde bulunan ( (…)- (…)-A3-A4 134 ha’lık sahanın dava konusu işlemle riskli alan olarak ilan edildiği, bu işlemin ve devamındaki acele kamulaştırma işleminin iptali istemiyle Danıştay Altıncı Dairesinin E: 2014/10333 ve E: 2014/10803 sayılı dosyalarına kayıtlı açılan davalarda, davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının savunma dilekçesinin eki olarak dosyalara sunduğu riskli alan gerekçe raporunda; ülkemizin önemli bir deprem kuşağında bulunduğu, uyuşmazlığa konu  (…) ve çevresinin plansız geliştiği, çöküntü alanı olduğu, inceleme sahasındaki yapıların büyük çoğunluğunun riskli yapı olduğu, bu kapsamda vatandaşlarca yapılan başvuruların da dikkate alındığı, örneğin A4 Mahallesi, 2361-2364 sayılı adalarda bulunan 44 parsel için riskli yapı tespit raporunun bulunduğu, alanın üzerindeki yapılaşmanın can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığı gerekçesiyle riskli alan olarak ilan edilmesinin önerildiği; İstanbul Kadıköy İlçesi Riskli Alan Teknik Raporunda da: Proje alanında 5931 adet konut, 1424 adet ticaret birimi, 529 adet küçük sanayi birimi, 2 adet ilköğretim tesisinin olduğu, riskli alan çalışmaları kapsamında 1488 binanın riskli yapı statüsünde olduğunun görüldüğü belirtilmiş ve sonuç bölümünde gerek yapıların gerek zemin özellikleri itibariyle alanın risk taşıdığı ve riskli alan ilan edilmesinin önerildiği, bunun yanısıra Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından da alana ilişkin olarak Bakanlar Kurulu kararı ile alınmış bir Afete Maruz Bölge kararı bulunmadığının belirtilmesi üzerine dava konusu Bakanlar Kurulu kararının alındığı,yukarıda esas numaraları verilen davalarda Danıştay Altıncı ve Ondördüncü Daireleri müşterek heyetinin 25/02/2015 ve 20/04/2015 tarihli ara kararlarıyla,

A) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair (dosyada olanın dışında varsa) teknik raporun,

B) Alanda daha önceden meydana gelmiş afetler varsa, bunlara dair bilgilerin,

C) Varsa alanın yerbilimsel etüt raporunun,

D) Uyuşmazlığa konu alanla ilgili olarak yapılmış ve gerek zemin gerek yapı itibarıyla riskli olduğunu ortaya koyan iş ve işlemlerle ilgili bilgi ve belgelerin istenilmesi üzerine, davalı Bakanlıkça gönderilen bilgi ve belgelerde; proje alanında Lisanslı Kurum ve Kuruluşlarca 5931 adet konuttan sadece 165 adet binanın riskli yapı tespitinin yapıldığı, yerbilimsel etüt raporunun sunulmadığının görüldüğü, uyuşmazlıkta; söz konusu alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporların büyük ölçüde gözlemsel olduğu ve genel bilgiler içerdiği, İstanbul ilinde daha önce meydana gelen depremler sonucunda uyuşmazlığa konu yapıların olumsuz etkilenip etkilenmediği yolunda belirlemeye yer verilmediği, yapılardan numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayıcı yeterli bilgi içermediği gibi alanın zemin itibariyle riskli olduğu gerekçe raporunda yer almasına karşın, alanın yerbilimsel etüt raporunun düzenlendiğine ilişkin herhangi bir bilgi veya belgenin sunulmadığının anlaşıldığı, bu nedenlerle alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların varlığının detaylı bir teknik raporla ortaya konulmadığı, bu durumda; uyuşmazlığa konu alanın “riskli alan” ilan edilmesine ilişkin 09/05/2013 günlü, 2013/4749 sayılı Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmediği; dava konusu acele kamulaştırma işlemine gelince; olayda, davalı Bakanlığın acele kamulaştırma yetkisi 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanundan doğduğu gibi bu Kanun kapsamında ilan edilen riskli alan sebebiyle kamulaştırma yöntemine başvurulduğundan ve “riskli alan” ilan edilmesine ilişkin 09/05/2013 günlü, 2013/4749 sayılı Bakanlar Kurulu kararının hukuka aykırı bulunması karşısında kamulaştırma işleminin gerek yetki gerek sebep unsuru yönünden hukuka aykırı hale geldiği gerekçesiyle, işlemlerin dava konusu taşınmaz yönünden iptaline karar verilmiştir.

Davalı idareler, anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı ve Ondördüncü Daireleri Müşterek Heyetince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarelerin temyiz isteminin reddine, Danıştay Altıncı ve Ondördüncü Daireleri Müşterek Heyetinin 21/06/2016 günlü, E: 2015/9810; K: 2016/4445 sayılı kararının ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak 22/11/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.