Teknik rapor ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) görüşü doğrultusunda, dava konusu işlemle alanın “riskli alan” olarak ilan edildiğinin anlaşıldığı; bu durumda, 6306 sayılı Yasa’nın Ek-1.maddesinde belirtilen şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatine ulaşıldığından, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla, 6306 sayılı Yasa’nın 2. ve ek 1. maddelerine göre riskli alan ilan edilmesine ilişkin 30/05/2016 tarih ve 2016/8860 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı
İstemin Özeti: Danıştay Ondördüncü Dairesinin 03/05/2017 günlü, E:2016/6720, K:2017/2935 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmaların Özeti: Danıştay Ondördüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi..Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; 01/06/2016 günlü, 29729 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Şırnak İli, Cizre İlçesi, Kuştepe, Cudi, Sur, Dağ Kapı, Kale, Şah, Yafes, Alibey ve Nur Mahalleleri sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. ve Ek 1. maddelerine göre riskli alan ilan edilmesine ilişkin, 30/05/2016 günlü, 2016/8860 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Ondördüncü Dairesinin 03/05/2017 günlü, E:2016/6720, K:2017/2935 sayılı kararıyla; Anayasa’nın 13. ve 35. maddeleri ile “İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek 1 No’lu Protokol”ün “Mülkiyetin Korunması” başlıklı 1. maddesinde yer alan düzenlemelerle, kişilerin mülkiyet haklarının güvence altına alındığı ve mülkiyet hakkının yalnızca kamu yararının mevcut olduğu durumlarda yasayla sınırlanabileceğinin öngörüldüğü; yasa koyucu tarafından olağan dışı yasa olarak düzenlenen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile ortada kamu yararını ilgilendiren durumun bulunduğunun hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açık ve somut bir şekilde ortaya konulması şartıyla mülkiyet hakkına sınırlama getirilebileceğinin düzenlendiği; olayda, 6306 sayılı Yasa uyarınca hazırlanan ve dava konusu işlemin dayanağını oluşturan teknik rapor ve gerekçe raporu ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yer alan birçok il ve Şırnak’ın İdil ve Cizre ilçelerinde terör olayları sonucu sokağa çıkma yasağı ilan edildiği, yasaklar süresince ağır silahlarla çatışmalar yaşandığı, bölücü terör örgütü mensupları tarafından mayın ve patlayıcılar tuzaklanarak barikat ve hendeklerin yapıldığı, kamu düzeninin olağan hayatı kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu, bu süreçte yaşanan olaylarla birçok yapı ve altyapının hasar gördüğü, Cizre İlçesinde incelenen 20.160 birimden 3.268 adedinin hasarsız, 14.183 adedinin az hasarlı, 2.564 adedinin ağır hasarlı, 145 adedinin yıkık olduğu, ağır hasarlı yapıların taşıyıcı sistemlerinde hasar sonucu statiğinin bozulduğu, bölgedeki 6635 adet az hasarlı, 1156 adet ağır hasarlı, 74 adet yıkılmış binanın Dicle Nehrinin batı bölgesinde kalan alanın tamamına yayılmış olduğu, alanın kanalizasyon ve temiz su altyapısının büyük ölçüde zarar gördüğünün tespit edildiği, dosyada bulunan fotoğraflardan da mevcut durumun açıkça görüldüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün 18/05/2016 günlü, 95839 sayılı yazısı ile riskli alan ilan edilmesi planlanan alanda 2863 sayılı Yasa kapsamında kalan kültür varlıkları ile sit alanlarının yapılacak planlara aktarılması ve bu alanlar ve yapılara yönelik her türlü müdahale öncesinde Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulundan izin alınması koşuluyla riskli alan ilan edilmesinde sakınca bulunmadığının bildirildiği, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının 20/05/2016 günlü, 11862 sayılı görüşünün alındığı, 483,13 hektar büyüklüğündeki alanın 6306 sayılı Kanunun 2. ve ek 1. maddeleri uyarınca “Riskli Alan” ilan edilmesi teklifinde bulunulduğu, teknik rapor ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) görüşü doğrultusunda, dava konusu işlemle alanın “riskli alan” olarak ilan edildiğinin anlaşıldığı; bu durumda, 6306 sayılı Yasa’nın Ek-1.maddesinde belirtilen şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatine ulaşıldığından, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla, 6306 sayılı Yasa’nın 2. ve ek 1. maddelerine göre riskli alan ilan edilmesine ilişkin 30/05/2016 tarih ve 2016/8860 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Ondördüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddine, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 03/05/2017 günlü, E:2016/6720, K:2017/2935 sayılı kararının ONANMASINA, kesin olarak, 18.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.