1. Anasayfa
  2. Danıştay İDDK Kararları

Danıştay İDDK E: 2019/496 K: 2021/977 T: 20.5.2021


Riskli yapı olduğu tespit edilen ve yıktırılmasına karar verilen yapının maliklerine kira yardımı yapılabilmesi için söz konusu yapıda ikamet etme şartı getiren 2015 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5.1 maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Ondördüncü Dairesinin 17/10/2018 tarih ve E: 2017/4395, K: 2018/6170 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: İstanbul İli, Fatih İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2014 yılında riskli olduğu tespit edilen yapıdan dolayı 3 bağımsız bölümü için kira yardımı alabilmek amacıyla 18/02/2015 tarihinde Fatih Belediye Başkanlığına müracaat eden davacıya 2015 yılı Kira Yardım Uygulamaları Kılavuzuna göre sadece ikamet edilen 1 (bir) bağımsız bölüm için kira yardımı yapılması üzerine davacı tarafından, 2014 yılı Kira Yardım Uygulamaları Kılavuzu uygulanmak suretiyle 3 (üç) bağımsız bölümü için de kira yardımı yapılması yolundaki 04/11/2015 günlü başvurunun reddine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan 2015 Yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5. maddesinin 1.fıkrasının iptali ile 2 bağımsız bölüm için yoksun kalındığı iddia edilen 28.150,00-TL kira yardımının dava tarihinden itibaren işleyen 3.853,32-TL tutarındaki yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Ondördüncü Dairesinin 17/10/2018 tarih ve E: 2017/4395, K: 2018/6170 sayılı kararıyla;

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile öngörülen teknik ve hukuki süreç sonunda, riskli olduğu tespit edilen yapıların yıkımı ve tahliyesi konusunda anlaşmaya varan yapı maliklerine, malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımından yararlanma imkanı getirildiği, ancak bu yardımlardan yararlanabilmek için belirtilen kişilerin yıkılmadan önce yapılarda fiilen ikamet etmeleri ve sadece bir bağımsız bölüm için müracaat etmeleri gerektiğinin görüldüğü,

Bu durumda; riskli yapı olduğu tespit edilen ve yıktırılmasına karar verilen yapının maliklerine kira yardımı yapılabilmesi için söz konusu yapıda ikamet etme şartı getiren 2015 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5.1 maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,

Diğer taraftan, dayanağı Kılavuz maddelerinin hukuka uygun bulunması nedeniyle davacının kira yardımı isteminin sadece ikamet ettiği bağımsız bölüm için kabul edilerek ikamet etmediği anlaşılan diğer 2 (iki) bağımsız bölüm için kira yardımı verilmemesine ilişkin Fatih Belediye Başkanlığı işleminde ve bu işleme karşı yapılan itirazın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğünce reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, davacının yoksun kaldığını ileri sürdüğü 28.150,00-TL kira yardımının dava tarihinden itibaren işleyen 3.853,32-TL tutarındaki yasal faiziyle ödenmesine ilişkin talebin de hukuki dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, İstanbul İli, Fatih İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2014 yılında riskli olduğu tespit edilen yapıdan dolayı 3 bağımsız bölümü için kira yardımı alabilmek amacıyla 18/02/2015 tarihinde Fatih Belediye Başkanlığına müracaat edildiği, 2015 yılı Kira Yardım Uygulamaları Kılavuzuna göre sadece ikamet edilen 1 (bir) bağımsız bölüm için kira yardımı yapıldığı, 2014 yılında yapısı riskli olarak ilan edildiği için 2015 yılında müracaat etmiş olsa da, kazanılmış hakkı bulunduğu, 2014 yılı Kira Yardım Uygulamaları Kılavuzu uygulanmak suretiyle 3 (üç) bağımsız bölümü için de kira yardımı yapılması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Diğer davalı, Fatih Belediye Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan “Tahliye ve yıktırma” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, “Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.” hükmü yer almıştır.

6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin “Kira yardımı ve diğer yardımlar” başlıklı 16.maddesinde ise, anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabileceği kuralına yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen Yasa ve Yönetmelik maddelerinde, riskli yapıları anlaşma yoluyla tahliye eden maliklere yapılacak kira yardımına yönelik olarak herhangi bir ikamet şartı öngörülmediği, ikamet şartının sadece kiracı ve ayni hak sahipleri için arandığı açıktır.

Öte yandan, 10/12/2018 günlü, 30621 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7153 sayılı Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 22. maddesi ile 6306 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1. fıkrası değiştirilerek, “Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine, kiracılarına ve yapıda ikamet etmek şartıyla sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.” hükmü öngörülmüş, kira yardımı yapılabilmesi için gereken ikamet şartı sadece sınırlı ayni hak sahiplerine yönelik olacak şekilde yeniden düzenlenmiştir.

Bu itibarla, 6306 sayılı Yasa uyarınca yapılacak uygulamalarda riskli yapıyı anlaşma sonucunda tahliye eden maliklerin kira yardımından yararlanabilmesi için ikamet şartı getiren dava konusu Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzu ile anılan kılavuza dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemlerde, dayanağı üst hukuk normlarına uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;

“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

  1. b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. Davacının temyiz isteminin reddine,
  2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Ondördüncü Dairesinin 17/10/2018 tarih ve E: 2017/4395, K: 2018/6170 sayılı kararının ONANMASINA,
  3. Kesin olarak, 20/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.