1. Anasayfa
  2. Danıştay İDDK Kararları

Danıştay İDDK E: 2021/3290 K: 2022/1885 T: 26.5.2022


Hukuki el atma nedeniyle kamulaştırma bedeli yerine geçmek üzere, taşınmaz bedelinin tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davalarda, yargılamanın, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan imar planında taşınmaza verilen kullanım kararının esas alınması suretiyle değil, mer’i imar planındaki kullanım kararının tespit edilerek, bu imar planında taşınmazın kamusal kullanıma ayrılması nedeniyle mülkiyet hakkı üzerinde bir kısıtlılık halinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerektiği, bu kapsamda riskli alanlardaki taşınmazların da imar durumunun belirlenmesi gerektiği

İSTEMİN KONUSU: …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E: …, K: …sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, …Mahallesi, …Mevkii, …pafta, …parsel sayılı taşınmazın imar planında okul alanında kaldığı, uzun yıllardan beri tahsis amacına uygun bir tesis yapılmadığı, bu durumun mülkiyet hakkını ihlal ettiği ileri sürülerek, 416.822,00-TL hukuki el atma bedelinin, adli yargıda ilk dava açma tarihi olan 31/07/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E: …, K: …sayılı kararıyla;

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 10. maddesi hükmüyle, belediyelere, imar planının yürürlüğe girmesinden itibaren en geç üç ay içinde imar programını hazırlama, yatırımcı kuruluşlara, imar planlarında kamu hizmetine ayrılan arsaları imar programı süresi içerisinde kamulaştırma, yine yetkili idari makamlara, kamulaştırmaya ilişkin ödeneği yatırımcı kuruluşun bütçesine koyma mükellefiyetinin yüklendiği,

Kanun koyucu tarafından, kamu yararı adına fedakarlığa katlanmak durumunda kalan taşınmaz maliklerinin, mülkiyet haklarının ihlal edilmesi sonucunu doğuracak şekilde uzun süre taşınmazlarının imar programlarına alınmadan bekletilmesi uygun görülmeyerek, idareye, herhangi bir takdir yetkisi tanınmaksızın, bağlayıcı sürelerle gerekli işlemleri yapma görevinin yüklendiği,

Uyuşmazlıkta, davacılara ait taşınmazın 21/06/1982 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ilköğretim sahasında kaldığı, 15/12/2006 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise kısmen ilköğretim sahasında, kısmen yolda kaldığı, davacıya ait taşınmazın, mülkiyet hakkının ihlal edilmesi sonucunu doğuracak şekilde uzun süre imar programlarına alınmadan bekletildiği görüldüğünden, davacının hukuki el atma nedeniyle uğradığı zararın davalı idarece ödenmesi gerektiği,

…. Asliye Hukuk Mahkemesinin E: …esas sayılı dosyasında bulunan ve alanında uzman üç inşaat mühendisi ve mülk bilirkişisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, davacıya ait taşınmazın bedelinin 420.000,00-TL olduğu belirtildiği,

Mahkemelerince, usul ekonomisi çerçevesinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmeyerek, uyuşmazlığın çözümü için yeterli görülen bilirkişi raporunun, karara esas alınabilecek nitelikte bulunduğu,

Bu durumda, 420.000,00-TL hukuki el atma bedelinden taşınmazın yolda kalan 2,27 m2’lik kısmının bedeli olan 3.178,00-TL’nin çıkarılması sonucu kalan 416.822,00-TL hukuki el atma bedelinin, adli yargıda dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği,

Ayrıca, hükmedilen 416.822,00-TL hukuki el atma bedelinin, söz konusu taşınmazın davacılar tarafından her türlü kısıtlamadan ari bir şekilde, davalı idare lehine tapuda ferağ vermesi koşuluyla ödeneceğinin de açık olduğu,

gerekçesiyle, davanın kabulüne, 416.822,00-TL’nin adli yargıda dava açma tarihi olan 31/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 11/04/2016 tarih ve E: 2015/2625, K: 2016/1583 sayılı kararıyla;

Dosyanın ve temyiz aşamasında davalı idare tarafından 22/04/2015 tarihinde dosyaya sunulan ek beyan dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; 06/02/2013 tarih ve 28551 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, 28/01/2013 tarih ve 2013/4258 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile uyuşmazlığa konu taşınmazın da bulunduğu alanın riskli alan olarak ilan edildiği, bunun üzerine Küçükçekmece Belediye Başkanlığı tarafından hazırlanan Kanarya Mahallesi, 5011 sayılı parsel ve çevresi riskli alana ilişkin 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planının onaylanmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığına iletildiği, onayın ardından söz konusu alanda hak sahipleri ile uzlaşma görüşmelerine başlanacağının belirtildiğinin anlaşıldığı,

Bu durumda, İdare Mahkemesince, riskli alan ilanı ile imar planı koşullarındaki değişiklikler dikkate alınarak, uyuşmazlığa konu taşınmazın hangi fonksiyonda kaldığı, kim tarafından kullanılacağı, davacıların mülkiyet hakkında bir sınırlandırma olup olmadığı hususları netleştirilerek bir değerlendirme yapılması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiği, sonucuna varılarak …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E: …, K: …sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E: …, K: …sayılı kararıyla;

Dava konusu taşınmazın ilköğretim alanı olarak belirlendikten sonra, uzun süre kamulaştırılmadığının görüldüğü, işlemlerin hukuka uygunluk denetiminin tesis edildikleri tarihe göre yapılacağı, sonradan yapılan imar planının uzun süre taşınmazın kamulaştırılmadığı ve davacıların bu sebeple hak kaybına uğradıkları gerçeğini değiştiremeyeceği, her yeni plan çalışması yapıldığında bu plan çalışmasının sonucunun beklenmesinin belirsizliğe yol açabileceği, imar planı yapma yetkisi bulunan belediyelerin bu durumu suistimal edebileceği ve eğer yeni imar planı yapılmış ise ve davacıların taşınmazının fonksiyonu değişmişse idarelerin iç ilişkisine göre bu durumu çözüme kavuşturabilecekleri gerekçesi eklenmek suretiyle davanın kabulü yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın riskli alan olarak ilan edildiği ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bu alandaki kamulaştırmaya ilişkin tüm iş ve işlemler hususunda Küçükçekmece Belediye Başkanlığı yetkilendirildiğinden, idarelerinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, halihazırda taşınmazın ilköğretim tesis alanında kalıp kalmadığının da belli olmadığı, 3194 sayılı Kanun’da 10/07/2019 tarihinde yapılan değişikliklerin de uyuşmazlık çözümlenirken dikkate alınması gerektiği, bu çerçevede öncelikle belediyenin imar programını hazırlayıp hazırlamadığının araştırılmasının icap ettiği, düzenleme ortaklık payının bu Kanun değişikliği ile %45 olarak belirlendiğinin de nazara alınması ve Danıştay’ın bozma nedenleri dikkate alınmadan verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülerek, karar kesinleşinceye kadar dava konusu taşınmazın tapu kaydına devir işlemlerini önlemek için tedbir konulmasına karar verilmesi istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 1. İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Mülkiyeti davacılara ait, İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, …Mahallesi, …Mevkii, …pafta, …parsel sayılı, 300 m2 yüzölçümlü taşınmaz, 21/06/1982 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ilköğretim sahası olarak belirlenmiş, 15/12/2006 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise 2,27 m2’lik kısmı yola ayrılmıştır.

Davacılar tarafından, hukuki el atma nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararların tazmini istemiyle, ilk olarak, 31/07/2012 tarihinde, …. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava, anılan Mahkemenin …tarih ve E: …, K: …sayılı kararıyla, idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle usulden reddedilmiştir.

06/02/2013 tarih ve 28551 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, 28/01/2013 tarih ve 2013/4258 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile uyuşmazlığa konu taşınmazın da bulunduğu alan, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 2. maddesi uyarınca riskli alan olarak ilan edilmiştir.

…. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen usuli ret kararının, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine 23/05/2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine, temyizen incelenen dava açılmıştır.

Davalı idare tarafından 22/04/2015 tarihinde dosyaya sunulan ek beyan dilekçesi ekinde yer alan Küçükçekmece Belediye Başkanlığının …tarih ve …sayılı işleminde “…pafta, …sayılı parsel, 16/04/2005 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli Küçükçekmece Merkez Revizyon Nazım İmar Planında İlköğretim Tesis Alanı olarak; 15/12/2006 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Küçükçekmece Merkez Revizyon Uygulama İmar Planında ise İlköğretim Tesis Alanı ve kısmen de imar yolu olarak planlanmıştır. 06/02/2013 tarih ve 28551 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 28/01/2013 tarih ve 2013/4258 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, …pafta, …sayılı parselin de içerisinde yer aldığı …Mahallesi …parsel ve çevresini kapsayan 9,2 hektarlık alan, riskli alan olarak ilan edilmiş olup; 06/03/2013 tarih ve 942/943 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Olur’u gereğince dönüşüm odaklı kentsel tasarım projesi doğrultusunda Başkanlığımızca hazırlanmış olan …Mahallesi …Parsel ve Çevresi Riskli Alana ilişkin 1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planı onaylanmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığına iletilmiştir. Kanarya Mahallesi 5011 parsel ve çevresini kapsayan riskli alana ilişkin 1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planı ile kentsel tasarım projesinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanmasına müteakip, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve Uygulama Yönetmeliği doğrultusunda söz konusu alanda hak sahipleri ile uzlaşma görüşmelerine başlanacaktır…” hususları belirtilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasanın 35. maddesinde, “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” kuralına yer verilmiş; temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 13. maddesinde ise, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı vurgulanmıştır.

Keza Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca uygun bulunan ve iç hukukun bir parçası halini alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 no’lu Ek Protokolü’nün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde de: “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.” hükmü yer almıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 10. maddesinde, “Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur. İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder.” hükmü yer almaktadır.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun ek 1. maddesinde, “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır.” hükmüne yer verilmiştir.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanun’un amacının, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olduğu belirtilmiş; 2. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde ise, riskli alan, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan alan olarak tanımlanmıştır.

Aynı Kanun’un 6. maddesinin beşinci fıkrasının (a) bendinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, riskli alanlara ilişkin her tür harita, plan, proje, arazi ve arsa düzenleme işlemleri ile toplulaştırma yapma; aynı maddenin altıncı fıkrasında ise, her tür ve ölçekteki planlama işlemlerine esas teşkil edecek standartları belirleme ve gerek görülmesi hâlinde bu standartları plan kararları ile tayin etme veya özel standartlar ihtiva eden planlar ve kentsel tasarım projeleri yapma, yaptırma ve onaylama konularında yetkilendirilmiştir.

Öte yandan, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 5. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde, sosyal altyapı alanları, birey ve toplumun kültürel, sosyal ve rekreatif ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlıklı bir çevre ile yaşam kalitelerinin artırılmasına yönelik kamu veya özel sektör tarafından yapılan eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari tesisler, açık ve kapalı spor tesisleri ile park, çocuk bahçesi, oyun alanı, meydan, rekreasyon alanı gibi açık ve yeşil alanlara verilen genel isim olarak tanımlanmış; aynı Yönetmeliğin 11. maddesinde, “İmar planlarının yapımı ve değişikliklerinde planlanan alanın veya bölgenin şartları ile gelecekteki gereksinimleri göz önünde tutularak kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarında bu Yönetmeliğin EK-2 Tablosunda belirtilen asgari standartlara ve alan büyüklüklerine uyulur.” düzenlemesine yer verilmiş; Yönetmeliğin EK-2 Tablosunda ise sosyal ve teknik altyapı alanlarının asgari standartları gösterilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Hukuki el atma nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlandığından söz edilebilmesi için, taşınmazın uygulama imar planıyla kamusal kullanıma ayrılması, taşınmaz üzerinde özel kullanımın ve yapılaşmanın uygulama imar planı gereği hiçbir şekilde mümkün olmaması, uygulama imar planının onayından itibaren en az beş yıl süre geçmiş olması ve taşınmazın bu süre zarfında kamulaştırılmamış olması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerekir.

Hukuki el atma nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle, kamulaştırma bedeli yerine geçmek üzere, taşınmaz bedelinin tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davalarda, tazminat isteminin kabulüne karar verilebilmesi için, karar verme aşamasında da, ilgili idarelerin kamulaştırma yükümlülüğünün, başka bir deyişle, taşınmaz üzerindeki, imar planında kamusal kullanıma ayrılmış olma nedeniyle oluşan kısıtlılık halinin devam ediyor olması gerekmektedir.

Dava devam ederken yapılan imar planı değişiklikleri ile, dava konusu taşınmazın kamusal kullanımdan çıkarılarak, özel kullanım ve yapılaşmaya imkan veren bir kullanıma dönüştürülmesi halinde, idarelerin kamulaştırma yükümlülüğü ve mülkiyet hakkı üzerindeki kısıtlılık hali son bulacağından, kamulaştırma bedeli yerine geçmek üzere, taşınmaz bedelinin tazminine karar verilemeyeceği açıktır.

Dolayısıyla, hukuki el atma nedeniyle kamulaştırma bedeli yerine geçmek üzere, taşınmaz bedelinin tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davalarda, yargılamanın, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan imar planında taşınmaza verilen kullanım kararının esas alınması suretiyle değil, mer’i imar planındaki kullanım kararının tespit edilerek, bu imar planında taşınmazın kamusal kullanıma ayrılması nedeniyle mülkiyet hakkı üzerinde bir kısıtlılık halinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir.

Nitekim, uyuşmazlıkta, davalı idare tarafından da belirtildiği üzere, ilk olarak 1982 yılı tasdikli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ilköğretim sahasına ayrılan dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu alanın, …. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen usuli ret kararından sonra, fakat İdare Mahkemesinde dava açılmadan önce, …tarih ve …sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, 28/01/2013 tarih ve 2013/4258 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 6306 sayılı Kanun’un 2. maddesi uyarınca, aynı Kanun’un 1. maddesinde belirtilen amaçları gerçekleştirmek üzere, riskli alan olarak ilan edildiği ve bu alanda Küçükçekmece Belediye Başkanlığınca hazırlanan yeni 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının onay için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sunulduğu anlaşılmaktadır.

Söz konusu alanda, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere yapılacak iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere yönelik uygulamaların, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanacak imar planı ve projelere göre yürütülmesi gerekmektedir.

Ayrıca, anılan Bakanlık, 6306 sayılı Kanun’un 6. maddesinin altıncı fıkrasında, her tür ve ölçekteki planlama işlemlerine esas teşkil edecek özel standart belirleme yetkisini de haizdir. Belirtilen yetkinin, eğitim tesislerini de içinde barındıran sosyal altyapı alanları ile teknik altyapı alanlarına ilişkin Mekasal Planlar Yapım Yönetmeliği’ndeki standartlara ilişkin olduğu da açıktır.

Bu çerçevede, riskli alan ilanından önce onaylanan imar planlarında kamusal kullanıma ayrılan dava konusu taşınmaza, riskli alan ilanından sonra anılan Bakanlıkça onaylanan imar planları kapsamında, özel olarak belirlenecek standartlar veya kamusal ihtiyaçlar doğrultusunda, özel ya da kamusal farklı bir kullanım kararı verilebilmesi mümkündür.

Bu durumda, uyuşmazlığın çözümü bakımından, İdare Mahkemesince, öncelikle, riskli alan ilanına ilişkin karar doğrultusunda, alanda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylanarak yürürlüğe konulmuş, yeni imar planlarının bulunup bulunmadığının, bulunuyor ise dava konusu taşınmaz üzerindeki kısıtlılık halinin devam edip etmediğinin araştırılması ve varılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, eksik inceleme ile verildiği anlaşılan davanın kabulü yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan, temyiz isteminde bulunan davalı idare tarafından, karar kesinleşinceye kadar dava konusu taşınmazın tapu kaydına devir işlemlerini önlemek için tedbir konulmasına karar verilmesi istenilmiş ise de; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda düzenlenmediğinden, idari yargı yerlerince ihtiyati tedbir niteliğinde karar verme olanağı bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle;

  1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE;
  2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin …. İdare Mahkemesinin temyize konu …tarih ve E: …, K: …sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
  3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …. İdare Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
  4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/05/2022 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.