1. Anasayfa
  2. Danıştay İDDK Kararları

Danıştay İDDK E: 2021/3808 K: 2022/130 T: 24.1.2022


Dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu alanın “Rezerv Yapı Alanı” olarak ilanına ilişkin 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı Bakan olurunun yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği ve bu haliyle dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararının dayanaksız kaldığı anlaşılmaktadır.

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Altıncı Dairesinin 29/09/2021 tarih ve E: 2019/19466, K: 2021/10347 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Rize İli, … İlçesi, … Mahallesinde ilan edilen rezerv yapı alanı içerisinde bulunan taşınmazların, bölgedeki sağlıksız yapılaşmanın çözümüne yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 18/09/2019 tarih ve 30892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17/09/2019 tarih ve 1553 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, … ada, … parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 29/09/2021 tarih ve E: 2019/19466, K: 2021/10347 sayılı kararıyla;

Uyuşmazlıkta, davaya konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına yönelik şartların oluşup oluşmadığı, yani acelelik durumunun bulunup bulunmadığı yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği,

2942 sayılı Kanun’un 3. maddesinin ikinci fıkrası ile, Cumhurbaşkanınca kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, kamulaştırma yöntemi konusunda özel bir düzenleme getirildiğinden, Cumhurbaşkanınca kabul olunan bu tür projelerin gerçekleştirilmesinin, acelelik kapsamında görülmesi gerektiği,

6306 sayılı Kanun’un, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olarak belirtilen genel amacı çerçevesinde, “Rezerv Yapı Alanı”na yönelik ilanların, iskan projesi niteliği taşıdığı açık olduğundan, bu bölgelerde gerçekleştirilecek projelerde, acelelik halinin bulunduğunun kabulü gerektiği,

Öte yandan, “Rezerv Yapı Alanı” ilanına ilişkin değerlendirme ve tespit raporunda, Rize İli, … İlçesi, … Mahallesi sınırları içerisindeki bu alanda, altyapı sorunları bulunan gecekondu tarzı kaçak ve çarpık yapıların tasfiye edilerek, bu alanda kamu eliyle yüksek standartlarda, halkın ihtiyaçlarını önceleyen, mevcut kullanım sürekliliğinin devamını sağlayacak özellikte bir yaşam alanı oluşturulması ve bu yolla mülk sahiplerine üretilecek alandaki mekanlardan faydalanma imkanı sunulmasının amaçlandığının belirtildiği ve bu alanda daha önce Hemşin Belediyesince yürütülmüş kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında, özel mülkiyet sahipleri ile anlaşmalar sağlandığı, tapu devirlerinin gerçekleştirildiği, inşaat çalışmalarına başlanıldığı, 12 bloktan 7 adedinin yapıldığı, yalnızca 10 adet taşınmaz sahibi ile anlaşma sağlanamadığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere riskli olduğu tespit edilen yapının yerine yenisinin yapılması sürecinde, maliklerin haklarına zarar vermeden, ancak uygulamanın da sürüncemede kalmasına yol açılmadan iş ve işlemlerin yürütülmesinin hedeflenmesi nedeniyle, uzlaşma iradesi göstermeyen maliklerin süreci uzatmalarını önlemek amacıyla acele kamulaştırma kararı alınmasında kamu yararının bulunduğu,

Bu durumda, 2942 sayılı Kanun’un 27. maddesindeki acelelik halinin bulunduğu sonucuna varıldığından, “Rezerv Yapı Alanı” ilan edilen bölgede kalan taşınmazın acele kamulaştırılması yolundaki dava konusu Cumhurbaşkanı kararında hukuka aykırılık görülmediği;

gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, dayanak rezerv yapı alanı ilanının mevzuata aykırı olduğu, çeşitli yargı kararları ile iptal edilmiş bir projenin rezerv yapı alanı ve akabinde alınan acele kamulaştırma kararı ile ayakta tutulmaya çalışıldığı, rezerv yapı alanında bulunmanın tek başına acele kamulaştırmayı gerektirmeyeceği, ayrıca 6306 sayılı Kanun’da acele kamulaştırma konusundaki özel düzenlemenin gereklerinin yerine getirilmediği, bu nedenle Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idareler ve müdahil tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozularak, dayanaksız kaldığı anlaşılan dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:

Üyeler … ve …’in, dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararının sebep unsurunu oluşturan Rize İli, … İlçesi, … Mahallesi sınırları içerisindeki 6.18 hektarlık proje alanının “Rezerv Yapı Alanı” olarak ilan edilmesine ilişkin 6306 sayılı Kanun kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca alınan 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı Bakan olurunun iptali istemiyle … İdare Mahkemesinin E: … sayılı dosyasında aralarında davacının da bulunduğu 11 kişi tarafından açılan davanın bekletici mesele yapılarak, anılan davada verilecek nihai karar sonrasında uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği yolundaki usuli oyuna karşılık; anılan Mahkemece verilen yürütmenin durdurulması isteminin reddi yolundaki karara yapılan itirazın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve YD İtiraz No: … sayılı kararıyla kabul edilerek, söz konusu Mahkeme kararının kaldırıldığı ve “Rezerv Yapı Alanı” ilanına yönelik 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı Bakan olurunun yürütülmesinin durdurulmasına karar verildiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulmasına ilişkin yargısal kararın hukuki sonuçları ve niteliği ile bakılan davanın ivedi yargılama usulüne tabi olduğu gözetilerek, … İdare Mahkemesinde görülen davanın bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmadığına oyçokluğu ile karar verilerek, işin esasının incelenmesine geçildi;

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Hemşin Belediye Meclisinin …06 tarih ve … sayılı kararıyla, Hemşin İlçesinde kentsel dönüşüm projesi uygulaması konusunda Toplu Konut İdaresi Başkanlığından (TOKİ) talepte bulunulması, önerilen alana ilişkin protokol imzalanması ve taşınmazların devrine ilişkin karar alınmış, anılan kararın … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir.

Hemşin Belediye Meclisinin anılan kararına dayanılarak TOKİ ile imzalanan protokolün ise … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş, anılan iptal kararı temyiz edilmeden kesinleşmiştir.

Bakanlar Kurulunun 27/12/2011 tarih ve 2011/2653 sayılı Kararı ile Hemşin İlçesinde sınırları gösterilen alan “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı” olarak belirlenmiş, Danıştay Altıncı Dairesinin 11/03/2015 tarih ve E: 2012/1897, K: 2015/1446 sayılı kararı ile anılan Bakanlar Kurulu Kararının iptaline karar verilmiş, bu karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı ile onanarak kesinleşmiştir.

Bakanlar Kurulunun 27/12/2011 tarih ve 2011/2653 sayılı Kararı dayanak alınarak Rize İli, … İlçesi, … Mahallesinde yürütülen Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi kapsamında taşınmazların 2942 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca Hemşin Belediye Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin 16/04/2012 tarih ve 2012/3094 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının ise Danıştay Altıncı Dairesinin 21/04/2015 tarih ve E: 2012/4293, K: 2015/2505 sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş, bu karar da Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı ile onanarak kesinleşmiştir.

Hemşin Belediye Meclisinin; Rize İli, Hemşin İlçesinde 421 hektar alanda yapılan 1/5000 ölçekli ilave+revizyon nazım imar planının onaylanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı kararı; 1/1000 ölçekli ilave+revizyon uygulama imar planının onaylanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı kararı; Karayolları Kent İçi Geçişine ait 2 adet 1/5000 ölçekli nazım imar planı paftası ile 7 adet 1/1000 ölçekli uygulama imar planı paftasındaki değişikliklerin onaylanmasına ilişkin 06/10/2015 tarih ve 28 sayılı kararı; Hemşin İlçe merkezindeki 5,1 hektarlık alanın “Hemşin Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı” olarak belirlenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı kararına yönelik açılan davada; … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, ancak anılan Mahkeme kararı … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile kaldırılarak dava konusu Belediye Meclisi kararlarının iptaline karar verilmiştir.

TOKİ tarafından, 04/02/2019 tarihinde ihale gerçekleştirilmiş, buna göre 106 konut, 27 dükkan, 1 kaymakam lojmanı, 1 anaokulu ve çevre düzenlemesi işi inşaat süreci başlatılmıştır.

6306 sayılı Kanun kapsamında Rize İli, … İlçesi, … Mahallesi sınırları içinde yer alan parseller üzerindeki mevcut yapılaşmaların büyük çoğunluğunun gecekondu, kaçak ve çarpık yapılardan meydana gelmesi, alt yapılarının yetersiz olması nedeniyle bölgedeki yapıların tasfiye edilmesinin gerektiği, bu yapıların bulunduğu alanlarda mülkiyet, imar, altyapı gibi sorunların çözülemediği dikkate alınarak ilçenin planlı gelişmesini ve hak sahibi olan vatandaşlara gereken konut ve dükkan imalatının sağlanabilmesi, bu yolla yöresel özellikleri ile ön plana çıkan bir yaşam alanının ortaya çıkmasının sağlanmasını teminen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uyuşmazlığa konu proje alanı 6306 sayılı Kanun kapsamında 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı Bakan oluru ile “Rezerv Yapı Alanı” ilan edilmiştir.

Bu kapsamda yapılması gereken işlemler için TOKİ yetkilendirilmiş, daha sonra 18/09/2019 tarih ve 30892 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 17/09/2019 tarih ve 1553 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile ekli haritada sınır ve koordinatları gösterilen alan içerisinde kalan taşınmazların 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına karar verilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

Davacının da aralarında bulunduğu 11 kişi tarafından, Rize İli, … İlçesi, … Mahallesi sınırları içerisindeki 6.18 hektarlık proje alanının “Rezerv Yapı Alanı” olarak ilan edilmesine ilişkin 6306 sayılı Kanun kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca alınan 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı Bakan oluruna CİMER üzerinden yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle açılan davada; Danıştay Altıncı Dairesinin 10/06/2021 tarih ve E: 2021/5329, K: 2021/8165 sayılı davanın görev yönünden reddi kararı üzerine dosyanın gönderildiği … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: … sayılı kararla, yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmişse de; anılan İdare Mahkemesi kararına davacılar tarafından yapılan itirazın, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve YD İtiraz No: … sayılı kararıyla kabul edilerek, söz konusu Mahkeme kararının kaldırıldığı ve “Rezerv Yapı Alanı” ilanına yönelik 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı Bakan olurunun yürütülmesinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Mahkemelerin bağımsızlığı” başlıklı 138. maddesinin dördüncü fıkrasında, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” hükmü yer almaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Yürütmenin durdurulması” başlıklı 27. maddesinin ikinci fıkrasında, “Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler… Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur…”; “Kararların sonuçları” başlıklı 28. maddesinin birinci fıkrasında ise, “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdari işlemlerin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle açılan davalarda, yürütmenin durdurulması yolunda verilen tedbir niteliğindeki kararlar, tıpkı esasa ilişkin olarak verilen iptal kararları gibi, dava konusu idari işlemin hukuka aykırı olduğunu ortaya koyan, işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararlar doğmasını engelleyen, Anayasa ve 2577 sayılı Kanun gereğince, idarece, icaplarının gecikmeksizin yerine getirilmesi gereken yargısal bir karar niteliğindedir.

Bu kapsamda, idari işlemler hakkında verilen iptal veya yürütmenin durdurulmasına ilişkin yargısal kararların, bu işlemler dayanak alınmak suretiyle tesis edilen, aralarında sebep-sonuç ilişkisi bulunan idari işlemleri de hukuken sakatlayacağı açıktır.

Uyuşmazlıkta, acele kamulaştırmaya ilişkin dava konusu 17/09/2019 tarih ve 1553 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı, Rize İli, … İlçesi, … Mahallesinde ilan edilen rezerv yapı alanı içerisinde bulunan taşınmazların, bölgedeki sağlıksız yapılaşmanın çözümüne yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla alınmış ise de; davacının da aralarında bulunduğu 11 kişi tarafından, 6.18 hektarlık proje alanının “Rezerv Yapı Alanı” olarak ilan edilmesine ilişkin 6306 sayılı Kanun kapsamında alınan 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı Bakan oluruna CİMER üzerinden yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle açılan davada; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve YD İtiraz No: … sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu alanın “Rezerv Yapı Alanı” olarak ilanına ilişkin 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı Bakan olurunun yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği ve bu haliyle dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararının dayanaksız kaldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, anılan yargısal kararla birlikte sebep unsuru ortadan kalkan dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin 17/09/2019 tarih ve 1553 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, Rize İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu itibarla, davanın reddi yolundaki Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. Davacının temyiz isteminin KABULÜNE;
  2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 29/09/2021 tarih ve E: 2019/19466, K: 2021/10347 sayılı kararının BOZULMASINA,
  3. Dava konusu işlemin Rize İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının İPTALİNE,
  4. Kurulumuzca yeniden bir karar verildiğinden, aşağıda dökümü yapılan dava ve temyiz aşamasına ilişkin toplam …-TL yargılama gideri ile kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen …-TL avukatlık ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
  5. Davalı idareler yanında müdahil tarafından yapılan dava ve temyiz aşamasına ilişkin toplam …-TL giderin anılan müdahil üzerinde bırakılmasına,
  6. Posta gideri avansından artan tutarların istemi hâlinde davacıya ve davalı idareler yanında müdahile iadesine,
  7. Dosyanın Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine,
  8. 24/01/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun “Acele kamulaştırma” başlıklı 27. maddesinde, “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına” veya “aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde” veya “özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda” gerekli olan taşınmaz malların acele kamulaştırma işlemine konu edilebileceği belirtilmiştir.

Anılan maddede, acele kamulaştırma işleminin dayandırılacağı üç sebep unsurundan, “aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar verilen haller” bakımından Kanun’da açık bir düzenleme bulunmadığından, sebep unsuru bakımından idareye takdir yetkisi tanındığı açıktır.

İdarenin takdir hakkının kullanıldığı işlemlerin hukuka uygunluk denetimlerinde, idarenin takdir hakkını ortadan kaldıracak şekilde yargı kararı verilmesinden kaçınılması hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğu gibi, aynı zamanda Anayasanın 125. maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen; yargı yetkisinin, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamayacağı; yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği yolundaki hükmün de zorunlu bir sonucudur.

Bu bakımdan “açık takdir hatası” ve/veya “ölçülülük ilkesine aykırılık” halleri hariç, idareye tanınan takdir yetkisi üzerinde yargısal tasarrufta bulunulmamalıdır.

İdareye tanınan takdir hakkının, kişilerin mülkiyet hakkı üzerinde etki doğurduğu tartışmasızdır. Mülkiyet hakkı gerek Anayasa’nın 35. maddesinde, gerekse taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınmıştır.

Anayasa’nın bahse konu 35. maddesinde, mülkiyet (ve miras) hakkının, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, ifade edilmiştir. Bu durumda, acele kamulaştırma işleminin Cumhurbaşkanı Kararına dayandığı hallerde, Cumhurbaşkanınca kullanılan takdir hakkı (yasal dayanağı bulunduğundan), kamu yararı amacına ve hukuka uygun olup olmadığı noktasında denetime tabi tutulmalıdır.

Sonuç olarak, 2942 sayılı Kanun’un 27. maddesinde Cumhurbaşkanına tanınan takdir yetkisinin hukuka uygunluk denetiminin; acele kamulaştırma işleminin kamu yararı amacına hizmet edip etmediği ve kamu yararı ile davacıların kişisel çıkarları arasında adil bir dengenin bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılması gerekmektedir.

Başka bir deyişle, bu hususlar açısından açık takdir hatası bulunup bulunmadığı ve/veya ölçülülük ilkesine aykırı hareket edilip edilmediği noktasında yargısal denetim yapılmalıdır.

Kanunun açık lafzında yer almayan “özel ve istisnai koşulların” gerçekleşip gerçekleşmediğinin aranılması, sosyal ve ekonomik politikalar üzerinde yargısal denetim yapma anlamı taşıyacağından, kabulü olanaklı değildir.

Buna göre, hangi kamu hizmetleri için acele kamulaştırma yönteminin kullanılacağı hususu, hizmetin niteliği, özelliği, mahalli ihtiyacın ivedilikle karşılanması gerektiği hususlarının hizmeti yürüten idarece belirlenip takdir edileceği gerçeği karşısında, belirtilen hususların somut bir şekilde hukuken geçerli bilgi ve belgeler ile ortaya konulması halinde Kanun’da öngörülen acele kamulaştırma koşullarının gerçekleşmiş olduğunun kabulü gereklidir.

Dolayısıyla, aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar verilen işlerde, “kamu yararı” ölçütü ve kamu yararının ve acelelik halinin belirlenmesi hususunda Cumhurbaşkanına tanınan “takdir yetkisi” çerçevesinde yargılamanın yapılması gerekmektedir.

Çünkü, Cumhurbaşkanınca alınan acele kamulaştırma kararlarının asıl sebebini, karara konu taşınmazların bulunduğu alanın, “Yenileme Alanı”, “Riskli Alan”, “Rezerv Yapı Alanı”, “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı” olması gibi özel durumlar değil, bu alanlarda gerçekleştirilmesi planlanan projelerin biran evvel hayata geçirilmesi gerekliliğinin bizzat Cumhurbaşkanı makamınca takdir edilmesi oluşturmaktadır.

Uyuşmazlığın yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde incelenmesinden;

Kurulumuz kararının maddi olay kısmında da belirtildiği üzere, dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu Rize İli, … İlçesi, … Mahallesindeki alanda, 2006 yılından beri, kentsel dönüşüm vb. uygulamalar kapsamında, gecekondu, kaçak ve çarpık nitelikteki mevcut yapılaşmanın tasfiye edilerek, yöresel özellikleri ile ön plana çıkan bir yaşam alanının ortaya çıkarılması ve altyapı problemlerini gidermeyi amaçlayan ancak bugüne kadar tamamlanamamış çalışmalar yapıldığı anlaşılmaktadır.

Davalı idareler ile davalı idareler yanında müdahil tarafından sunulan bilgi ve belgelerden ise; bu çalışmalar kapsamında, özel mülkiyet sahipleri ile anlaşmalar sağlandığı, tapu devirlerinin gerçekleştirildiği, inşaat çalışmalarına başlanıldığı, 12 bloktan 7 adedinin yapıldığı, yalnızca 10 adet taşınmaz sahibi ile anlaşma sağlanamadığı görülmektedir.

Uyuşmazlıkta, her ne kadar, davacının da aralarında bulunduğu 11 kişi tarafından, 6.18 hektarlık proje alanının “Rezerv Yapı Alanı” olarak ilan edilmesine ilişkin 6306 sayılı Kanun kapsamında alınan 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı Bakan oluruna CİMER üzerinden yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle açılan davada; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve YD İtiraz No: … sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu alanın “Rezerv Yapı Alanı” olarak ilanına ilişkin 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı Bakan olurunun yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmazın, ilan edilen “Rezerv Yapı Alanı” sınırları içerisinde kalmasının, acele kamulaştırmaya ilişkin dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının tek sebebi olmadığı, söz konusu alanda 2006 yılından beri tamamlanamayan bir sürecin yaşandığı ve bu süreçte ilgili idareler ile uzlaşan ve haklı beklentileri bulunan hak sahiplerinin, gerçekleştirilmesine başlanılan projelerin daha da gecikmesi halinde mağduriyet yaşamalarının kaçınılmaz olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda, bakılan davada, “Rezerv Yapı Alanı” ilanından bağımsız bir şekilde yargılamanın yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda, temyiz istemine konu Daire kararı hakkında, dava konusu alanda acele kamulaştırma yapılmasını gerekli kılacak başka nedenlerin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi/irdelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.