Faaliyet konusu itibariyle, şehirleşme ve imarla ilgisi bulunmayan parti ilçe teşkilatının imar planı yapılmasına ilişkin işleme karşı dava açmakta menfaati olmadığı.
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay İDDK Genel Kurulunca gereği görüşüldü: … sayılı taşınmazların bulunduğu yerde 1/5000 ölçekli nazım, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği yapılmasına ilişkin 6.2.1997 günlü, 226 sayılı belediye meclis kararının iptali istemiyle açılan davada, … 4. İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı dava konusu işlemin iptaline ilişkin karar, Danıştay 6. Dairesinin 23.2.2000 günlü, E:1999/4365, K:2000/1068 sayılı kararı ile; davacının, dava açma ehliyeti olmadığından mahkemece davanın esasının incelenmesi suretiyle verilen kararda isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; … 4. İdare Mahkemesi bozma kararına uymayarak dava konusu işlemin iptali yolundaki kararında ısrar etmiştir.
Davalı idare ve davalı idare yanında davaya katılanlar … 4. İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler. … 4. İdare Mahkemesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda iptal davası açılabilmesi için menfaat ihlali yeterli görülmüş ise de, ne tür bir menfaat ihlalinin idari yargıda dava açılmasına kesin bir ölçü olacağının açıklanmadığı, diğer bir deyişle her olayda menfaat ihlali olup olmadığının takdirinin yargıca, mahkemeye bırakıldığı, gerek teoride ve gerekse yargı kararlarında menfaat ihlali kavramı; dava konusu işlemle bir ilişkisi olmak ve o işlemden etkilenmek şeklinde kabul edildiği, bu menfaatin mutlaka para ile ölçülebilecek mali bir niteliğinin olmasının gerekmediği, ciddi ve ölçülü olmak koşulu ile manevi bir ilginin de menfaatin ihlal edilmiş sayılması için yeterli olduğu; iptal davalarının amacının, idarelerin hukuka uygun hareket etmelerini sağlamak olduğu, yargı kararları ile düzenleyici nitelikte oldukları artık tartışmasız olarak kabul edilen imar planları ve değişikliklerinin iptaline yönelik davalarda da bu hususun geçerli olacağı, bakılan davanın da konusu olan imar planları, insan, toplum, çevre ilişkilerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından ilgilendiren fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini belirlemek üzere hazırlandığı göz önünde bulunduğunda, ekonomik sonuçları, mülkiyet sınırlaması, idari irtifaklar öngörmesi, kentte yaşayan kişilerin sağlığı, mutluluğu ve sağlıklı bir çevre oluşması ve estetik yönlerden o kentte yaşayan kişi ve kuruluşları yakından ilgilendiren bir işlem olması bakımlarından bu konuda idari yargıda menfaat ihlalinin geniş yorumlanması gerekliliğinin ortaya çıktığı, olayda doğal sit olarak belirlenmek suretiyle doğal özellik ve güzellikleriyle gelecek kuşaklara da aktarılması düşünülen doğa parçasının imara açılmasında, demokratik siyasi hayatın ayrılmaz unsurlarından olan ve yerel yönetimlerde halkın yönetime katılmasını sağlayan siyasi partilerin ilçe teşkilatlarının menfaatlerinin etkilendiğinin, dolayısıyla bu konuda iptal davası açma ehliyetlerinin bulunduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın esasının incelenmesi suretiyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin ilk kararında ısrar etmiştir.
Danıştay 6. Dairesinin 23.2.2000 günlü, E:1999/4365, K:2000/1068 sayılı bozma kararında da açıklandığı üzere; Anayasasının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğunun belirtildiği, Hukuk Devletinin öğesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetiminin iptal davaları yoluyla sağlanacağı; idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan “dava açma ehliyeti” nin iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yerince değerlendirileceği; olayda, davacının uyuşmazlık konusu imar planının iptali istemiyle açtığı davada, dava açma ehliyetini sağlayan menfaat ihlalini parti örgütü ilçe teşkilatı sıfatına bağladığı, faaliyet konusu itibariyle şehirleşme ve imarla ilgisi bulunmayan parti ilçe teşkilatının, imar planı yapılmasına ilişkin işleme karşı dava açmasında menfaatinin bulunmadığı, dolayısı ile dava açma ehliyetinin olmadığı sonucuna varıldığından, mahkemece davanın esasının incelenmesi suretiyle verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin ve davalı idare yanında davaya katılanların temyiz istemlerinin kabulü ile … 4. İdare Mahkemesince davanın esasının incelenmesi yolunda verilen … günlü, … sayılı ısrar kararı usul ve hukuka uygun bulunmadığından, Danıştay 6. Dairesinin bozma kararı doğrultusunda BOZULMASINA, dosyanın … 4. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 19.10.2001 günü oyçokluğu ile karar verildi.