Son Yazılar

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/5170 K: 2016/975 T: 17.2.2016

Bina bazında veya aynı sınıfta bulunan binaları temsil edebilecek sayıdaki binada bilimsel verilere dayanan tespit veya inceleme yapılmaksızın dava konusu alanda bulunan yapıların 1999 yılı öncesinde yapılan ve malzeme seçimi ve taşıyıcı sistem tasarımı bakımından mühendislik hizmeti görmemiş yapılar olduğundan… Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/5087 K: 2016/972 T: 17.2.2016

Bina bazında veya aynı sınıfta bulunan binaları temsil edebilecek sayıdaki binada bilimsel verilere dayanan tespit veya inceleme yapılmaksızın dava konusu alanda bulunan yapıların 1999 yılı öncesinde yapılan ve malzeme seçimi ve taşıyıcı sistem tasarımı bakımından mühendislik hizmeti görmemiş yapılar olduğundan bahisle teknik açıdan yetersiz olduğu ve afet riski taşıdığı kabul edilmek suretiyle sonuca ulaşıldığı, bilimsel veriler içeren herhangi bir teknik incelemenin de yapılmadığı, dolayısıyla işlemin dayanağı teknik raporun yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak nitelikte olmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/5085 K: 2016/1057 T: 18.2.2016

Kanunun uygulanması için belirlenen alanların sınırları içinde olmakla birlikte, imar mevzuatına uygun bir şekilde inşa edilerek iskan edilen, fen ve sağlığa uygun, ekonomik ömrünü tamamlamamış ve yıkılma tehlikesinin bulunmadığı 6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği ve ekinde yer alan Esaslar çerçevesinde ilgililerce yaptırılacak incelemeler sonucunda tespit edilecek yapıların korunması gerektiği, dolayısıyla riskli yapı olmadığı incelemeler sonucunda anlaşılacak yapıların, ilan edilecek riskli alan kapsamına dahil edilemeyeceği açıktır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/5082 K: 2016/977 T: 17.2.2016

Riskli alan olarak ilan edilen mahalle üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporlarda, binalar gözlemsel olarak incelenerek kalite olarak "iyi", "orta" ve "kötü" diye sınıflandırılmış ise de, niceliksel bir ölçüt verilmediği ve diğer bilgilerin genel itibarıyla gözlemsel bilgiler içerdiği, değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgi içermediği, dava konusu alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/2989 K: 2016/3125 T: 20.4.2016

Riskli yapı olarak tespit edilen ve yapılan anlaşma sonucu yıktırılmasına karar verilen yapı maliklerine kira yardımı yapılabilmesi için söz konusu yapıda ikamet etme şartı getiren 2015 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2, 5.1 ve 5.2. maddelerinde hukuka aykırılık bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/2547 K: 2017/4421 T: 3.7.2017

Yönetmeliğin son halinde riskli olmayan yapının uygulama dışına çıkarılmasının istenilmesi yönünde açık bir düzenleme bulunmasa da, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesinin 7. fıkrasındaki 14.04.2016 tarihli yeni düzenleme sonrasında uyuşmazlık konusu yapının riskli olmadığının 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde belgelendirilmek suretiyle idarenin takdir hakkı kapsamında değerlendirilmek üzere yapının uygulama dışına çıkarılmasına yönelik istemde bulunabilmenin mümkün olduğu Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/2429 K: 2015/2530 T: 2.4.2015

Bir alanın 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ve bu karar uyarınca kentsel dönüşüm alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlem ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının onaylanmasına ilişkin işlem arasında, biri hakkında verilecek kararın tümüyle olmasa da diğer davayı etkileyeceği bir durumun varlığından söz edilebileceği, ancak bu ilişkinin bağlantının varlığı için yeterli olmadığı, ayrıca İdare Mahkemesince, 1/1000 ölçekli plana karşı açılan davada, riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ile üst ölçekli plana karşı açılan davanın bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre karar verilebilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli alan ilan edilen alanda belediye tarafından onaylanan 1/1000 ölçekli plana karşı açılan davanın idare mahkemesinde görülmesi gerektiği. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/1771 K: 2016/802 T: 10.2.2016

Uyuşmazlığa konu taşınmazların, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının talebi üzerine, rezerv yapı alanı olarak belirlenmesi nedeniyle 6306 sayılı Kanun amaçlarında değerlendirilmek üzere Bakanlığa tahsis edildiği, ancak tahsis işleminin sebep unsurunu oluşturan rezerv yapı alanı olarak belirlenmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işleminin İzmir 4. İdare Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararlarıyla iptal edildiği anlaşıldığından, dayanağı kalmayan tahsise ilişkin dava konusu Bakanlar Kurulu kararında bu nedenle hukuka uyarlık bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/1763 K: 2017/124 T: 18.1.2017

Dava konusu alan üzerindeki binalardan yığma nitelikteki yapıların gerek yapı malzemesi, gerek işçilik yönünden, gerekse mühendislik hizmeti görmemiş olmaları nedeniyle deprem yönetmeliklerindeki gereklilikleri sağlamadığının açık olduğu, alandaki yapı stoğunun %12'lik kısmını oluşturan betonarme yapılardan 27 tanesinden yapısal sınıflarını temsil edebilecek sayı ve niteliğe sahip yapılardan seçilen örneklerden alınan karot ve numuneler ile 6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği ekinde yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslara uygun bir şekilde elde edilen verilerin, zemin etüdü verileriyle birlikte değerlendirilmesi sonucu dava konusu riskli alan ilanının 6306 sayılı Yasa amacına uygun olduğu, tapu tahsis belgesi olmayan gecekondu malikinin dava açma ehliyetinin bulunmadığı. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/11496 K: 2016/973 T: 17.2.2016

Yapıların afet anında risk oluşturacağının teknik elemanlarca yapılan zemin etütleri ve bina denetimi sonucunda tespit edildiği belirtilmiş ise de; söz konusu tespitleri ortaya koyan herhangi bir bilgi, belge veya teknik raporun sunulamadığı gibi bilimsel verilere dayanan tespit veya inceleme yapılmaksızın dava konusu alanda bulunan binaların tamamının teknik açıdan yetersiz olduğu, afet riski taşıdığı kabul edilmek suretiyle sonuca ulaşıldığı, herhangi bir teknik incelemenin de yapılmadığı, dolayısıyla işlemin dayanağı teknik raporun yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak nitelikte olmadığı hususları dikkate alındığında, dava konusu alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/11167 K: 2016/678 T: 9.2.2016

Alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporların gözlemsel genel bilgiler içerdiği, değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgi içermediği ve bu nedenle alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/10762 K: 2016/950 T: 16.2.2016

Yapının 60 günden az olmamak üzere verilecek süre içerisinde yıkılması gerektiğine ilişkin yapı maliklerine belediyelerce veya il özel idaresince tebligat yapılacağı, kanunda öngörülen sürelerden daha az bir süre verilerek yapının boşaltılarak yıkılması gerektiğine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/8306 K: 2015/5 T: 14.1.2015

Bir yapının imar mevzuatına aykırı ruhsatsız yapılardan olması, o yapının gecekondu olduğu anlamına gelmediği, gecekondu şeklinde nitelendirme yapabilmek için, imar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, kendisine ait olmayan arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapının söz konusu olması gerektiği, gecekondu bölgesi olarak nitelendirilemeyecek olan alanlarda 775 sayılı Gecekondu Kanununda belirtilen "ıslah, tasfiye, önleme" projelerinin uygulanmasına olanak bulunmadığı, 775 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik uyarınca gecekondu önleme bölgesi ilan etme yetkisinin belediyelere ait olduğu, TOKİ’nin gecekondu önleme bölgesi ilan etme yetkisinin bulunmadığı, Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/7388 K: 2016/963 T: 17.2.2016

Kültür ve Turizm Bakanlığının dava konusu işlemle alanın riskli alan ilan edilmesinde sakınca bulunmadığı yönünde bildirdiği görüşün, riskli alan ilanına ilişkin karardan ayrılabilen bir işlem olduğu, bu haliyle önemli hukuki ve fiili sonuçlar doğurabilecek ve idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olduğu anlaşıldığından, bu nedenle İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/7123 K: 2015/2960 T: 15.4.2015

Alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporların gözlemsel genel bilgiler içerdiği, raporlarda riskli alan ilan edilen mahallede değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, bu raporların yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgiler içermediği ve bu nedenle alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı, bu nedenle riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmediği Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/1169 K: 2016/3139 T: 20.4.2016

Davaya neden olan olayda, bölgenin afet riski taşıyan alan statüsünde değerlendirilmesine ilişkin meclis kararı, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli alan ilanına ilişkin tesis edilecek ve nihai olarak alınacak Bakanlar Kurulu kararına dayanak oluşturmaktadır. Dolayısıyla söz konusu belediye meclisi kararı tek başına herhangi bir hukuki sonuç doğurmayıp hazırlayıcı ve yol gösterici bir özellik taşımaktadır. Bu karar, nihai işlem ve uygulamalarına hazırlık niteliğinde olduğu, 6306 sayılı Kanun kapsamında tek başına kesin, icrai ve nihai mahiyette bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/470 K: 2016/978 T: 17.2.2016

Uyuşmazlık konusu alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporlarda, binalar gözlemsel olarak incelenerek kalite olarak "iyi", "orta" ve "kötü" diye sınıflandırılmış ise de, niceliksel bir ölçüt verilmediği ve diğer bilgilerin genel itibarıyla gözlemsel bilgiler içerdiği, değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgi içermediği, söz konusu alana ilişkin detaylı zemin etüdü verisi ve buna bağlı olarak su taşkını konusunda yeterli veri bulunmadığı hususları dikkate alındığında, dava konusu alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/469 K: 2016/979 T: 17.2.2016

Uyuşmazlık konusu alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporlarda, binalar gözlemsel olarak incelenerek kalite olarak "iyi", "orta" ve "kötü" diye sınıflandırılmış ise de, niceliksel bir ölçüt verilmediği ve diğer bilgilerin genel itibarıyla gözlemsel bilgiler içerdiği, değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgi içermediği, söz konusu alana ilişkin detaylı zemin etüdü verisi ve buna bağlı olarak su taşkını konusunda yeterli veri bulunmadığı hususları dikkate alındığında, dava konusu alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/5069 K: 2017/3989

Taşıyıcı unsuru etkilemeyen bağımsız bölüm içindeki duvarların kaldırılmasının ruhsat gerektirmediği, bununla birlikte, hangi nitelikte olursa olsun, bağımsız bölüm sayısını veya bağımsız bölüm alanını artıran iki bağımsız bölüm arasındaki duvarın kaldırılması veya aynı bağımsız bölüm içerisinde başka bir bağımsız bölüm oluşturulması yolundaki tadilatların, ruhsata tabi esaslı tadilat niteliğinde olduğu; öte yandan, aykırılıktan etkilenen alanın tespitinin, yapılan imalatın binanın statiğini etkileyip etkilemediğinin idarece yapılacak inceleme sonucu somut olarak ortaya konulduktan sonra; yapılan imalat binanın statiğini etkilemiyor ise para cezasının, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca yapı maliyet birim fiyatları üzerinden; statiğini etkilemesi halinde ise aynı fıkranın (a) bendi uyarınca yapı inşaat alanı üzerinden para cezası hesaplanması gerektiği. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2017/919 K: 2017/4660

Davacının taşınmaz üzerindeki iddiasının, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine yönelik olmayıp, 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esasına göre yapılması istenilen idari tescile dayandığı, bu itibarla, 2981 sayılı Kanundan kaynaklanan ve bu Kanun hükümlerine göre irdelenmesi gereken uyuşmazlığın görümü ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu hakkında. Devamını Oku