Son Yazılar

Danıştay 6. Dairesi E: 2016/3471 K: 2017/1825 T: 14.3.2017

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 04.06.2013 tarihli, E:2013/465, K:2013/892 Sayılı kararı dahil yerleşmiş görüşüne göre, idarenin davaya konu taşınmazlara kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazmini istemiyle açılan davalarda, idarece fiili olarak el atılan taşınmazlar bakımından, davanın haksız fiillere dair özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde; fiili olarak el atılmayan taşınmaz bakımından ise, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazmini kapsamında ve 2577 Sayılı Kanun uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2014/3563 K: 2017/1066 T: 16.2.2017

Davacı tarafından iptali istenilen işlemin hangi hususlardan hukuka aykırı olduğu ve hangi kanun maddesinin ihlal edildiği ortaya konulmasa da İdare Mahkemesince bu hususların resen araştırılması gerektiği gibi davacı tarafından davaya konu parselasyon planının dayanağı olarak gösterilen imar planlarının da bulunduğu yere dair olup olmadığının araştırılarak asıl dayanak imar planlarının ortaya konulması gerekmektedir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/9290 K: 2016/336 T: 2.2.2016

İdari yargıda, parselasyon işlemine karşı birden fazla taşınmaz için tek dava dilekçesi ile iptal davası açılabilir..."Bu durumda, dava konusu parselasyon işlemiyle aynı düzenleme alanı sınırı içindeki taşınmazlarla ilgili olarak düzenleme yapıldığına ve aynı iddialara dayanılarak dava açıldığına göre, parselasyon işleminin bütün halinde incelenmesinin bu yolla mümkün olması karşısında, tek bir dilekçe ile davanın açılmasında 2577 sayılı Kanunun 5. maddesine aykırı bir yön bulunmadığı, dolayısıyla mahkemece önce dilekçenin reddine karar verilip, bilahare aynı yanlışlığın tekrarlandığından bahisle davanın reddine hükmedilmesinde usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2013/1015 K: 2014/2428

İmar planlarına karşı, 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılacak başvurular için, 3194 sayılı Kanun’un 8/b maddesi ile özel bir itiraz süresi getirildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, imar planlarına yönelik olarak, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır. Buna göre, imar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde açılması gerekir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/10109 K: 2011/3784

Kamulaştırmanın uzun süre yapılmadığı takdirde, kişilerin temel haklarından biri olan mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlandığı ve bu durumun mülkiyet hakkının özünün zedelenmesine neden olduğu hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2013/5536 K: 2014/2440

Şehircilik ve planlama ilkeleri gözetilmeden ve konut adası içinde konut işleviyle tampon bölge oluşturulmadan uyuşmazlığa konu taşınmaza mevcut imar planında konut parselleri arasında plan bütünlüğü gözönüne alındığında ada bazında öngörülen fonksiyonlarla örtüşmeyecek şekilde ayrıcalıklı bir konumda akaryakıt ve LPG istasyonu kullanımı getirilmesinde şehircilik ilkelerine planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2012/3972 K: 2013/4556

İçme suyu havzası kısa mesafeli koruma alanında kalan ve kamulaştırılmayan taşınmazların arsa bedelinin, idare kısa mesafeli içme suyu havzasında gerekli denetimleri yapmayarak ruhsatsız fabrika binasının tamamlanmasına, içerisine makine ve teçhizat kurulmasına kayıtsız kaldığından fabrika binası enkaz bedelinin, mühürleme tarihinden itibaren makine ve teçhizatı kullanamayan davacının bu zararının ve yargı kararının uygulanmaması nedeniyle manevi zararın tazmin edilmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2013/1349 K: 2014/372 T: 24.01.2014

Taşınmazlarını "imar yolu" ve "yeşil alan" olarak kullanılması için bedelsiz olarak davalı idareye terkeden davacının, 5 yıllık süre içinde terk amacına uygun olarak herhangi bir düzenleme yapılmadığı gerekçesiyle taşınmazlarının iade edilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bu davayı açmakta menfaatinin bulunduğu açık olup, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/1684 K: 2007/3246

Parselasyon işleminin 3194 sayılı Kanunun 18’inci maddesi uyarınca yapılması gerektiğinden Tapu senedi ile kadastro yüzölçümleri arasındaki fark olduğu ve bu tapu kayıtlarının esas alınarak parselasyon işlemi yapılamayacağı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptal edilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2001/4154 K: 2002/5012

3194 sayılı Yasanın 17 nci maddesi uyarınca belediyeler imar parsellerindeki hisselerini diğer hissedarlara bedel takdiri suretiyle satmaya yetkilidir. Ancak, bu hisselerin şahıs hisseleriyle takas edilebileceğine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/2368 K: 2003/5127

Bir bölgede parselasyon işleminin mahkemece iptal edilmesi halinde, düzenlemenin yapıldığı bölgede kadastral mülkiyete dönüş sağlanmış olacağından, yeni yapılan düzenlemenin Kadastral durum dikkate alınmak suretiyle yapılması gerekirken, iptal edilen düzenlemede yer alan parseller üzerinden yapılan düzenlemede mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/3434 K: 2004/6885

Ruhsat alınarak başlanan ve tamamlanan, ruhsatının iptal edildiğine ilişkin bir bilgi ve belge de bulunmayan inşaatın, ruhsata aykırılığı tespit edilmeden ya da ruhsatı iptal edilmeden, sadece dayanağı imar ve parselasyon plânı iptal edildiği gerekçesiyle durdurulmasında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/2547 K: 2004/6226

Davacıya ait inşaatın bulunduğu bölgenin imar plânının ve parselasyon işleminin yargı kararı ile iptal edilmesi sonucunda, plânsız alan haline geldiği ve yeni plânın yapılmasından sonra taşınmazın durumunun değerlendirileceği açık olduğundan, inşaatın devamına izin verilmemesi yolundaki işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesinin E: 1994/1108 K: 1994/3671 sayılı kararı;

Özel mülkiyete konu olan taşınmazlardan sahiplerinin rızası ile umumi hizmetlere bedelsiz olarak terk edilen ancak daha sonra yürürlüğe giren imar plânıyla tahsis amacı değişen yerlerin bedelsiz olarak eski maliklerine geri verilmesi yolunda yasal herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Aksine 3194 sayılı Yasanın 17 nci maddesi ile, belli koşulların varlığı halinde imar plânına uygunluğun sağlanması amacıyla bu tür taşınmazların bedeli karşılığı özel mülkiyete geçirilmesine belediye ve valilikler yetkili kılınarak bedelsiz geri vermenin söz konusu olmayacağı öngörülmüştür. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2001/6820 K: 2003/803 T: 04.02.2003

Cami binaları Kamunun ortak kullanımına ayrılmış olmakla birlikte, resmi bina değil, umumi bina tanımı içinde yer aldığından, dava konusu imar plânının 3194 sayılı Yasanın 9 uncu maddesi uyarınca Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanmasında yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1999/1375 K: 2000/706 T: 09.02.2000

İmar plânında genel kullanıma ayrılmış yerlerde yapılan gecekonduların 2981 sayılı yasa uyarınca korunamayacakları, imar plânında ayrıldığı amaç doğrultusunda bulunduğu yerde korunamayacağından başka bir yer gösterilmek ve enkaz bedeli ödenmek suretiyle gecekondunun tahliye ve tasfiyesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/7510 K: 2000/88 T: 17.01.2000

Tescilli türbe binası bulunan parsellerin yol, meydan, otopark ve yeşil saha gibi yerlere giren kısımları ile bitişiğinde düzgün imar parseli teşkil etmek için bahçelerinden gerekli miktar ifraz edilerek düzenleme ortaklık payı olarak alınır. Alınacak miktar düzenleme ortaklık payından fazla ise kamulaştırma ile alınabilir Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1992/1325 K: 1993/832T: 05.03.1993

Davacıya parselasyon sonucu büyük olan kadastral parselinden daha fazla alanlı müstakil imar parseli verilerek bu şekilde yapılaşma hakkının arttırılması ve kalan kısmı için de teknik zorunluluk nedeniyle başka parsellerden hisselendirilmesi hususları gözetilmeden mahkeme bilirkişi raporuna dayanılarak işlemin iptaline karar verilmesi yanlıştır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/2922 K: 2003/5324 T: 20.09.2001

Davacılara ait taşınmazlar; yapı yapılamayacak olan kıyı ve sahil şeridinin ilk 50 metrelik bölümünde kaldığından ve parselasyon paftasında da buradaki taşınmazlar park olarak gösterildiğinden Eski yerinin daha değerli olması mümkün olmayıp, bulunduğu yer dışında imar parseli verilmesi mevzuata uygundur. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/1233 K: 1999/1112 T: 24.02.1999

3194 sayılı Yasanın 18 inci maddesine göre yapılan parselasyon işleminde hisselerin ferdileştirilmesinin mümkün olmamasına karşın, 2981 sayılı Yasanın EK: 1 madde koşullarının dava konusu olayda mevcut olmadığı halde, hisselerin ferdileştirilmesi amacıyla 2981 sayılı Yasanın EK: 1 maddesinin uygulanması mevzuata aykırıdır. Devamını Oku