Son Yazılar

Danıştay 6. Dairesi E: 1997/2335 K: 1998/2171 22/04/1998

Dava konusu uyuşmazlıkta bedelin tesbitine ilişkin encümen kararı ile kıymet takdirine ilişkin işlemlerin idari davaya konu edilebilen parselasyon işleminin bir unsuru olması nedeniyle parselasyon işlemi ile birlikte dava konusu edilebilmesinin olanaklı olması nedeniyle bu açıdan davanın görev yönünden reddine ilişkin kararda isabet görülmediği. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/3791 K: 2016/4333

Meşruhatlı davetiye usulüne uygun tebliğ edilmediğinden davacının kamulaştırmaya ilişkin tüm detayları bilmesi ve dava açmasının mümkün olmadığı, yalnızca duruşmaya katılmasıyla tebligattan haberinin olduğunun varsayılamayacağı, kamulaştırma işleminin iptali için idari yargıda dava açabilme hakkının olduğunun öğrenilmesinden itibaren süresi içinde açıldığı görülen davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2014/2387 K: 2014/4122

Geçici 6. maddenin 1. fıkrasında belirtilen tarih aralığından bağımsız olarak ve tarih sınırlaması getirilmeksizin imar planlarından kaynaklanan hukuki el atmalara ilişkin açılacak tazminat davalarında anılan geçici maddenin 7. fıkrasındaki düzenleme dikkate alınarak yargılama esnasında maktu harç alınması nispi harç alınmaması hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/9088 K: 2016/486

Tazminat davasının niteliği gereği davalı idareye taşınmazdaki kısıtlılığın giderilmesi veya tazminat ödenmesi için başvuru yapılması gerekli olmakla birlikte birden çok kez başvuru yapılmak suretiyle davacının iradesini ortaya koyduğu, davacılara ait taşınmazın, imar planı icra edilerek kısıtlılık halinin giderilmediği, dolayısıyla, süregelen zarar olduğundan yeni bir başvuru aranmadan, idari eylem veya işlem daha önce öğrenilmiş olsa bile, kısıtlılık hali devam ettikçe dava açma süresinin geçmeyeceğinin kabulü gerektiği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/361 K: 2015/3486

Davacının uyuşmazlık konusu taşınmazı edindiği tarih itibari ile taşınmaz için kısıtlılık durumun mevcut olduğu, yukarıda belirtilen Avrupa İnsan Mahkemesi kararında belirtilen mülkiyet hakkının geçmişte belirli bir süre engellenmiş olma durumunun eski malikler açısından gerçekleşmiş olmasına karşın, 17.07.2012 tarihli satış işlemi sonucu mülkiyet sahibi olan davacı açısından kısıtlılık halinden kaynaklanan ve tazminatı gerektirir mağduriyetinin henüz bulunmadığı açıktır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2007/4344 K: 2007/7751 17.12.2007

Davacının parseldeki yeni yapılaşma için geçici yapılanma koşullarına göre hazırlandığı projenin onaylandığı, ardından yapı denetimi firması ile yapı sahibi arasında yapı denetim sözleşmesinin imzalandığı, bu aşamada uygulama sorumluluğunun proje müellifi davacı mimardan yapı denetim firmasına geçtiği, projenin uygulanması dönemindeki aykırılıktan, davacının proje müellifi olması nedeniyle sorumlu tutulamayacağı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/5594 K: 2007/6553

Hisseli taşınmaz üzerinde yapılacak inşaat için diğer hissedarlardan muvafakat alınmadığı hususu gözetilmeksizin, verilen muhtarlık izninin esas alınması suretiyle, davacının 3194 sayılı Yasa'nın 27. maddesi koşullarını sağladığının kabul edilemeyeceği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2013/3657 K: 2017/4335

Ruhsat verilmemesinin gerekçesi olan imar planı değişikliği mahkeme kararıyla iptal edildiğinden idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye mecbur olduğu, bu sürenin kararın idareye tebliğinden itibaren hiç bir şekilde 30 günü geçemeyeceği hususu dikkate alındığında anılan iptal kararının idareye tebliğinden itibaren en geç 30 gün sonrasına karşılık gelen tarih ile dava tarihi arasında oluşan inşaat maliyet farkının bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle tespit edilerek tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/5594 K: 2007/6553 

Hisseli taşınmaz üzerinde yapılacak inşaat için diğer hissedarlardan muvafakat alınmadığı hususu gözetilmeksizin, verilen muhtarlık izninin esas alınması suretiyle, davacının 3194 sayılı Yasa'nın 27. maddesi koşullarını sağladığının kabul edilemeyeceği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/929 K: 2016/336 2.2.2016

İdari yargıda, parselasyon işlemine karşı birden fazla taşınmaz için tek dava dilekçesi ile iptal davası açılabilir..."Bu durumda, dava konusu parselasyon işlemiyle aynı düzenleme alanı sınırı içindeki taşınmazlarla ilgili olarak düzenleme yapıldığına ve aynı iddialara dayanılarak dava açıldığına göre, parselasyon işleminin bütün halinde incelenmesinin bu yolla mümkün olması karşısında, tek bir dilekçe ile davanın açılmasında 2577 sayılı Kanunun 5. maddesine aykırı bir yön bulunmadığı, dolayısıyla mahkemece önce dilekçenin reddine karar verilip, bilahare aynı yanlışlığın tekrarlandığından bahisle davanın reddine hükmedilmesinde usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2013/729, K: 2013/5306

Özeti: Parselasyon işlemi tapu kayıtları esas alınarak yapıldığından parselasyon işlemi tesisi sırasında hazine adına kayıtlı olan taşınmaz nedeniyle hazine adına imar parseli oluşturulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2012/207 K: 2016/3113

Ormanlık alanlarla ilgili olarak davalı belediyenin 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemi yapılması mümkün olmadığından, orman alanında yapılan dava konusu parselasyon işlemlerinde mevzuata ve hukuka uygunluk bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2012/1904, K: 2013/6299

Danıştay Altıncı Dairesinin kapanan kadastral yollara ilişkin yerleşik kararları; kapanan kadastral yolların ilgili idare adına tescil edilmemesini değil, tescil edildikten sonra parselasyon işlemi kapsamında, kadastral durumda, kadastral sahadaki kullanım amacına koşut olarak, düzenleme sınırı içerisindeki umumi hizmet alanları için kullanılmasını; eğer umumi hizmet alanlarından, idarenin elde ettiği taşınmaz daha fazla ise ancak o zaman Anayasa Mahkemesi kararına yansıyan ihtimaller doğrultusunda kullanılabileceği, bunun dışında özel hukuk rejimi çerçevesinde kullanılması konusunda takdir yetkisinin bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2006/325, K: 2008/48, T: 18.1.2008

Üzerinde yapı bulunan kadastral parsel imar parseli haline gelmeyeceği gibi, imar parselinin bulunduğu alanda da yeni imar planına uygun yeniden parselasyon işlemi yapılabileceğinden, kadastral parsellerin parselasyon işlemine tabi tutulabileceği gerekçesine dayalı mahkeme kararında, isabet bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/1982, K: 2007/5267

3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemlerinin tapuda kayıtlı taşınmazlarla ilgili olması ve tapu maliklerini ilgilendirmesi nedeniyle, ancak mülkiyet sahibi olanların dava açabileceği, tapu ile ilişkisi olmayanların, parselasyon işlemini dava konusu edemeyecekleri hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2012/3814, K: 2013/7931

Davacı tarafından hazırlattırılan parselasyon planının davalı idarece aynen kabul edilmesi gerekmemekle birlikte, imar planına uygun parselasyon işleminin davalı idarece yapılması zorunlu olduğundan, parselasyon yapmaya zorlayan herhangi bir hükmün bulunmadığı ve yargı kararı ile de idarelerin parselasyon yapmaya zorlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2010/2297, K: 2010/10209 

Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 30. maddesinin 1. fıkrasında, nazım plan ana kararlarını bozucu fonksiyonel değişikliklerin plan değişikliği yolu ile yapılamayacağı, 3. fıkrasında da, yerleşmenin gelişme yönü, büyüklüğü ve arazi kullanımlarının fonksiyonel dağılımı ve genel yoğunlukları gibi nazım plan ana kararlarının değiştirilmesinin ancak imar planının yeniden yapılması ile mümkün olabileceği kuralına yer verilmiştir. Bu kuralların incelenmesinden, imar planı ana kararlarının plan notuyla değiştirilemeyeceği gibi planla plan notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması halinde de planın esas alınması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2010/11339, K: 2013/6483

Kamu alanı ile kamu tesis alanı kavramlarının farklı kavramlar olduğu, kamu alanının plandaki fonksiyonu değil mülkiyeti belirlediği, taşınmazın 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında kamusal alanda kalması nedeniyle, plandaki fonksiyonu bakımından 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli planlar arasında hiyerarşik anlamda değerlendirme yapılamayacağı, 1/5000 ölçekli ve 1/1000 ölçekli planlar incelendiğinde 1. sınıf tarım arazisinin resmi kurum alanına ayrılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/462, K: 2010/9862 

Uyuşmazlığın çözümünün, davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını zorunlu kılması nedeniyle davacının keşif avansını yatırmaması halinde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 415.maddesi uyarınca keşif avansının yargılama sonucu haksız çıkan taraftan alınmak şartıyla öncelikle davalı idareden, yatırılmaması halinde Hazineden istenerek mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2006/5520, K: 2007/4165

Demiryolu ulaşımının yolcu ve yük taşımacılığında; kent içi, kentler arası ve ülkeler arası boyutuyla kitle halinde ve yüksek taşıma kapasitesi ile öne çıkan özelliği karşısında, davacı kuruluş tarafından tekel niteliğinde sunulan bu hizmetin üstün kamu yararı taşıması nedeniyle, uyuşmazlığa konu edilen taşınmazın davacı kuruluşun amaç ve hedefleri dışında kullanılması sonucu doğuran imar planlarında gerçekleştirilen değişikliklerde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2006/4510, K: 2007/5180

1/5000 ölçekli plan 1/50.000 ölçekli plana aykırı olduğundan; 1/50.000 ölçekli planın amacından hareket edilerek, 1/5000 ölçekli planın 1/50.000 ölçekli plana aykırı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde, hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku