Son Yazılar

Danıştay İDDK E: 2016/3653 K: 2016/3038 T: 22.11.2016

Raporların büyük ölçüde gözlemsel olduğu ve genel bilgiler içerdiği, yapılardan numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayıcı yeterli bilgi içermediği gibi alanın zemin itibariyle riskli olduğu gerekçe raporunda yer almasına karşın, alanın yer bilimsel etüt raporunun düzenlendiğine ilişkin herhangi bir bilgi veya belgenin sunulmadığının anlaşıldığı, bu nedenlerle alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların varlığının detaylı bir teknik raporla ortaya konulmadığı, Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2016/3571 K: 2016/3202 T: 1.12.2016

Teknik rapor dikkate alınarak davaya konu bölge riskli alan olarak ilan edilmiş ise de, bahsedilen deprem statüsünün hangi teknik zorunluluklar içerdiği, kötü ve sağlıksız olduğu ileri sürülen yapıların hangi yapılar olduğu ve bu yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını ortaya koyan bilimsel verileri de içeren herhangi bir teknik incelemenin yapılmadığı, dolayısıyla işlemin dayanağı teknik raporun yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak nitelikte olmadığı hususları dikkate alındığında, 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşullarda detaylı bir teknik inceleme yapılmaksızın tesis edilen uyuşmazlığa konu alanın "riskli alan" ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmediği Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2016/3553 K: 2016/3200 T: 1.12.2016

Teknik rapor dikkate alınarak davaya konu bölge riskli alan olarak tespit edilmiş ise de, bahsedilen deprem statüsünün hangi teknik zorunluluklar içerdiği, kötü ve sağlıksız olduğu ileri sürülen yapıların hangi yapılar olduğu ve bu yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını ortaya koyan bilimsel verileri de içeren herhangi bir teknik incelemenin yapılmadığı, dolayısıyla işlemin dayanağı teknik raporun yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak nitelikte olmadığı hususları dikkate alındığında, 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşullarda detaylı bir teknik inceleme yapılmaksızın tesis edilen uyuşmazlığa konu alanın "riskli alan" ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmediği Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2016/3463 K: 2016/3039 T: 22.11.2016

Yapılardan numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayıcı yeterli bilgi içermediği gibi alanın zemin itibariyle riskli olduğu gerekçe raporunda yer almasına karşın, alanın yer bilimsel etüt raporunun düzenlendiğine ilişkin herhangi bir bilgi veya belgenin sunulmadığının anlaşıldığı, bu nedenlerle alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların varlığının detaylı bir teknik raporla ortaya konulmadığı, bu durumda; uyuşmazlığa konu alanın "riskli alan" ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmediği Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2016/3315 K: 2017/5 T: 16.1.2017

Riskli alan ilan edilmesine dayanak alınabilecek teknik esaslara uygun yeterli veri bulunmadığından risk değerlendirmesi yapmanın mümkün olamayacağı yönünde tespitler yapıldığı, bu durumda; uyuşmazlığa konu alanın "riskli alan" ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararının dava konusu taşınmaza ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2016/2663 K: 2016/2714 T: 20.10.2016

Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar, riskli yapı tespitini çok katı ve ayrıntılı kurallara bağlamış olduğundan, (riskli alan kararı alınan bölgenin bütünüyle temsil edilmesini sağlayacak yapılar arasından) doğru bir örnekleme seçim yöntemi ile belirlenen binalar üzerinde, anılan esaslarda yer alan koşulların birebir yerine getirilmesi ve tüm parametrelerin hesaplanması ve her binaya ilişkin formların hazırlanması suretiyle riskli alan kararı alınması gerekir Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2015/1603 K: 2015/2805 T: 17.6.2015

6306 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 9. bendiyle, bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemler yönünden, 2577 sayılı Kanun’da öngörülen 60 günlük genel dava açma süresi 30 güne indirilmiş ise de, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı ile bu hususun davacıya bildirilmemiş olması, bu davada özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2015/1444 K: 2016/2210 T: 25.5.2016

Davacını taşınmazda bulunan işyerinin kiracısı olduğu, riskli yapı ilan edilen taşınmazın tapu kaydında korunması gerekli kültür varlığı şerhi bulunduğu anlaşıldığından, Devletin tarihi, kültür ve tabiat varlıklarını ve değerlerini korumakla yükümlü olduğu, ayrıca 6306 sayılı Kanun'un 9. maddesinin, uygulanmayacak mevzuat arasında 2863 sayılı Kanunun da sayıldığı dava konusu işlemlerin Anayasa ve 2863 sayılı Kanun ile güvence altına alınan eski eser açısından kamusal nitelikli bir sonuç doğuracağında kuşku bulunmadığından, davanın objektif niteliği ve kamu yararının amaçlanması karşısında davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2015/1115 K: 2016/2209 T: 25.5.2016

Davacını taşınmazda bulunan işyerinin kiracısı olduğu, riskli yapı ilan edilen taşınmazın tapu kaydında korunması gerekli kültür varlığı şerhi bulunduğu anlaşıldığından, Devletin tarihi, kültür ve tabiat varlıklarını ve değerlerini korumakla yükümlü olduğu, ayrıca 6306 sayılı Kanun'un 9. maddesinin, uygulanmayacak mevzuat arasında 2863 sayılı Kanunun da sayıldığı dava konusu işlemlerin Anayasa ve 2863 sayılı Kanun ile güvence altına alınan eski eser açısından kamusal nitelikli bir sonuç doğuracağında kuşku bulunmadığından, davanın objektif niteliği ve kamu yararının amaçlanması karşısında davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2015/483 K: 2015/1447 T: 16.4.2015

6306 sayılı Kanun'un 6. maddesinin 9. bendiyle, bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemler yönünden, 2577 sayılı Kanun'da öngörülen 60 günlük genel dava açma süresi 30 güne indirilmiş ise de, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı ile bu hususun davacıya bildirilmemiş olması, bu davada özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2015/482 K: 2015/1446 T: 16.4.2015

6306 sayılı Kanun'un 6. maddesinin 9. bendiyle, bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemler yönünden, 2577 sayılı Kanun'da öngörülen 60 günlük genel dava açma süresi 30 güne indirilmiş ise de, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı ile bu hususun davacıya bildirilmemiş olması, bu davada özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2014/5546 K: 2016/3060 T: 22.11.2016

Acele kamulaştırılacak taşınmazların Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenmesi gerekirken, dava konusu Bakanlar Kurulu kararıyla, uyuşmazlık konusu bölgeye ilişkin genel bir acele kamulaştırma yetkisi verildiği, böylece acele kamulaştırılacak taşınmazları tespitinin tamamen belediyeye bırakıldığı, bu durumda, dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmediği Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2005/3438 K: 2006/232

Uyuşmazlık konusu alana ait Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı değişikliklerine karşı açılan dava sırasında Bakanlıkça anılan planlarda değişiklik yapılmışsa da, taşınmazların ayrıldığı fonksiyona yönelik bir değişiklik olmadığı, dolayısıyla hukuki sonuçlar doğurmaya devam ettiği anlaşıldığından, dava konusu planların yürürlükten kalktığı ve davanın konusuz kaldığından söz edilmeyeceği nedeniyle işin esasının incelenmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2023/7 K: 2023/8 T: 07.03.2023

Hem İmar Kanunu'nun 4. maddesi, hem özel kanun olan 2863 sayılı Kanun'un amacı ile tarihi ve kültürel mirasın korunması ve geleceğe aktarılmasının önemi, hem de imar barışına ilişkin işlemlerin yürütülmesinde yetkili olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın görüş yazıları birlikte değerlendirildiğinde, korunan yerler açısından, KVKBK'dan izin alınmadan inşa edilen yapılar hakkında yapı kayıt belgesi düzenlenemeyeceği Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2017/2078 K: 2017/2972

Tapu tahsis belgesinin imar ve gecekondu mevzuatı çerçevesinde; hazine, belediye, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve il özel idarelerinin müstakilen sahip oldukları taşınmazlar üzerinde 2981 sayılı Kanuna göre belirlenen çerçevede ilgili kişilere tanınan ve şahsi hak içeren bir belge olduğu ve kanunun aradığı şartların gerçekleşmesi durumunda, ilgilisine o taşınmazın mülkiyetini kazandıracak nitelikte olduğu dikkate alındığında, tapu tahsis belgesine sahip olan davacının, acele kamulaştırma işlemine karşı açtığı davada, güncel, meşru ve kişisel menfaatinin varlığı açık olduğundan, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin daire kararında usul hükümlerine uyarlık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2022/57 K: 2023/5

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu E: 2022/57 K: 2023/5 Bölge İdare Mahkemesi Kararları Arasındaki Aykırılığın Giderilmesi İstemi Hakkında Karar İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 21/06/2022 tarih ve E:2022/52, K:2022/52 sayılı kararıyla; ………..,,,,,,,, tarafından, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari… Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 1990/734 K: 1990/164 T: 23/11/1990

Bir kamu tüzel kişisinin ya da kurumunun elinde bulundurduğu taşınmaz mala, kaynak ya da yararlanma hakkına, bir başka kamu tüzel kişisi ya da kurumu tarafından ihtiyaç duyulması halinde, 2942 sayılı Kanunun 30. maddesi hükümlerine göre uygulama yapılması gerektiği. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 1984/71 K: 1984/67 T: 15/06/1984

Belediye encümenlerince verilen para cezası kararlarının kesin ve yürütülmesi gerekli idari işlemler olduğu ve cezanın durmasının ancak idari kararın usulüne uygun şekilde geri alınması ya da yargı yerince iptal edilmesi veya yürütmenin durdurulması kararı verilmesi ile mümkün olacağı, işlem hakkında yanlızca idari yargıda dava açılarak yürütmenin durdurulmasının istenmiş olmasının, kararın uygulanmasını durduramayacağı. Devamını Oku