Danıştay 10. Dairesi E: 2004/3002 K: 2007/3294
Kira sözleşmesi idari işlemle feshedilemeyeceğinden, sözleşmeye dayanılarak kullanılan taşınmazdan dolayı, davacının fuzuli şagil kabul edilemeyeceği hakkında. Devamını Oku
Kira sözleşmesi idari işlemle feshedilemeyeceğinden, sözleşmeye dayanılarak kullanılan taşınmazdan dolayı, davacının fuzuli şagil kabul edilemeyeceği hakkında. Devamını Oku
Kamu kurumlarının ihtiyaçlarının, birbirlerinden ihalesiz karşılayabilme imkanının, belediyeler yönünden mümkün olmadığına dair genelgenin kamu yaranına ve mevzuata aykırı bulunmadığı. Devamını Oku
İhalenin sözleşmeye bağlanmasından önce geçici teminat mektubunun irat kaydı idari işlem niteliğinde olup, denetiminin idari yargının görev alanında olduğu hk.< TÜRK MİLLETİ ADINA, Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü: Dava, Gebze – Muallimköyü sınırlarında bulunan 12 pafta 3318 sayılı Hazine adına… Devamını Oku
Sehven de olsa, davalı idarece verilen ruhsat ve eki projesine uygun olarak inşa edilen yapının, imar mevzuatı ve plana uygun hale getirilmesi yolunda işlem tesis edilebileceği, ancak imar para cezası verilmesinin hukuka aykırı olduğu hakkında. Devamını Oku
Mevzuata aykırı hesaplanan çevre para cezasının iptali gerektiğinden idare yerine geçerek para cezasının kısmen iptaline kısmen reddine karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku
Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde yer alan kıyıda yapılan ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine veya imar mevzuatına aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesinde belediye encümeninin yetkili olduğu hakkında. Devamını Oku
Bir kamu tüzel kişisi veya kurumuna ait taşınmazın diğer bir kamu tüzel kişisi veya kurumuna devri için o taşınmaza hangi idarenin daha fazla ihtiyacı olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Devamını Oku
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanında bulunan bir taşınmazın kamulaştırılmasında öncelikle anlaşma yolunun denenmesi gerektiği, ayrıca imar planında konut alanı olarak belirlenen bir taşınmazdaki bu kullanım türünü davacının da uygulamaya geçirebileceği göz önüne alındığında, sadece kentsel dönüşüm ve gelişim alanında kaldığından bahisle taşınmazın kamulaştırılamayacağı hakkında. Devamını Oku
2942 sayılı Kanun'un 30'uncu maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık devam ederken mutabakata varılması halinde bu uyuşmazlıkla ilgili olarak Dairemizde yapılan incelemenin sona ereceği hakkında. Devamını Oku
İmar planında "ağaçlandırılacak alan"da kalan taşınmazın, köy eski mezarlığı olması nedeniyle kullanımının mümkün olmamasına rağmen, kamulaştırılmaması ve takas talebinin de karşılanmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, taşınmazın bedeli tespit edildikten sonra davacıya ödenmesine karar verilmesi ve davacıya ödenmesine hükmolunacak tazminat tutarının, taşınmazın idare adına tapuda tescil edilmesi sırasında kamulaştırma bedeli yerine geçecek miktar olarak kabul edilmesi ve buna göre işlem yapılması gerektiği hakkında. Devamını Oku
Davacının zilyedi olduğu belirtilen ağaçları için bir bedel belirlenmemiş olduğundan, olayda takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı açılmış bir dava söz konusu değildir. Davacının iddiası, kamulaştırma işleminin eksik tesis edildiği, söz konusu ağaçlar için de bir bedel belirlenerek kendisine ödenmesi gerektiği yönündedir. Bu istem de kamulaştırma kanununa atfen reddedilmiştir. Bu itibarla, idare mahkemesince, davanın görev yönünden reddedilmesinde isabet bulunmadığı Devamını Oku
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesince yapılan tebligatın araştırılması suretiyle, davanın süresinde açılıp açılmadığına karar verilmesi gerekirken, rızai ferağ işleminin tebliğinden itibaren davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle verilen kararda isabet bulunmadığı hakkında. Devamını Oku
İmar planında küçük sanayi sitesi alanı olarak belirlenen bir taşınmazdaki bu kullanım türünü, davacının da uygulamaya geçirebileceği gözönüne alındığında, sadece kentsel dönüşüm ve gelişim alanında kaldığından bahisle taşınmazın kamulaştırılamayacağı hakkında. Devamını Oku
Her ne kadar belediye hizmet alanı olarak kamulaştırma yapılmışsa da kamulaştırma işlemi tamamlanmadan taşınmazın lpg istasyonu yapılması için ihaleye çıkarılması karşısında kamulaştırma işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı. Devamını Oku
Kıymet takdiri yapıldıktan sonra o yıl içinde kamulaştırılmayan taşınmazın bedelinin kamulaştırıldığı yıl içinde görev yapan komisyonca yeniden saptanması gerektiğinden bu usule uyulmaksızın tesis edilen kamulaştırma işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı. Devamını Oku
Dava konusu uyuşmazlıkta bedelin tesbitine ilişkin encümen kararı ile kıymet takdirine ilişkin işlemlerin idari davaya konu edilebilen parselasyon işleminin bir unsuru olması nedeniyle parselasyon işlemi ile birlikte dava konusu edilebilmesinin olanaklı olması nedeniyle bu açıdan davanın görev yönünden reddine ilişkin kararda isabet görülmediği. Devamını Oku
Yapı denetim firmasında görev yapan inşaat mühendisinin kamulaştırma davalarında bilirkişi olup olamayacağı, kamulaştırmaya konu gayrimenkul veya hakkın değerinin belirlenmesi için uzmanlık ve teknik bilgi sağlamak amacıyla yargı yerlerince başvurulan kamulaştırma bilirkişiliğinin ise, 4708 sayılı Yasanın amacı çerçevesinde yürütülen iş ve işlemler ile örtüşen bir mesleki faaliyet olduğundan söz edilemeyeceğinden, davacının kamulaştırma bilirkişiliği listesinde ismine yer verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı. Devamını Oku
Meşruhatlı davetiye usulüne uygun tebliğ edilmediğinden davacının kamulaştırmaya ilişkin tüm detayları bilmesi ve dava açmasının mümkün olmadığı, yalnızca duruşmaya katılmasıyla tebligattan haberinin olduğunun varsayılamayacağı, kamulaştırma işleminin iptali için idari yargıda dava açabilme hakkının olduğunun öğrenilmesinden itibaren süresi içinde açıldığı görülen davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı hakkında. Devamını Oku
Geçici 6. maddenin 1. fıkrasında belirtilen tarih aralığından bağımsız olarak ve tarih sınırlaması getirilmeksizin imar planlarından kaynaklanan hukuki el atmalara ilişkin açılacak tazminat davalarında anılan geçici maddenin 7. fıkrasındaki düzenleme dikkate alınarak yargılama esnasında maktu harç alınması nispi harç alınmaması hakkında. Devamını Oku
Davacıya ait parselin, imar planında Anadolu Öğretmen Lisesi alanı olarak ayrılması ve aradan yirmi yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına karşın idarece kamulaştırma yapılmadığı gibi ne zaman yapılabileceği konusunda da davacıya bir bilgi de verilmemesi nedeniyle, davacının mülkiyet haklarının belirsiz bir süre ile kısıtlanması sonucunu doğuran işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; Devamını Oku
Tazminat davasının niteliği gereği davalı idareye taşınmazdaki kısıtlılığın giderilmesi veya tazminat ödenmesi için başvuru yapılması gerekli olmakla birlikte birden çok kez başvuru yapılmak suretiyle davacının iradesini ortaya koyduğu, davacılara ait taşınmazın, imar planı icra edilerek kısıtlılık halinin giderilmediği, dolayısıyla, süregelen zarar olduğundan yeni bir başvuru aranmadan, idari eylem veya işlem daha önce öğrenilmiş olsa bile, kısıtlılık hali devam ettikçe dava açma süresinin geçmeyeceğinin kabulü gerektiği hakkında. Devamını Oku
Davacının uyuşmazlık konusu taşınmazı edindiği tarih itibari ile taşınmaz için kısıtlılık durumun mevcut olduğu, yukarıda belirtilen Avrupa İnsan Mahkemesi kararında belirtilen mülkiyet hakkının geçmişte belirli bir süre engellenmiş olma durumunun eski malikler açısından gerçekleşmiş olmasına karşın, 17.07.2012 tarihli satış işlemi sonucu mülkiyet sahibi olan davacı açısından kısıtlılık halinden kaynaklanan ve tazminatı gerektirir mağduriyetinin henüz bulunmadığı açıktır. Devamını Oku
Kesin yapılaşma yasağı bulunan I. derece doğal sit alanında kalan taşınmazın uzun müddet kamulaştırılmadığından bahisle kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebi Devamını Oku
Davacının parseldeki yeni yapılaşma için geçici yapılanma koşullarına göre hazırlandığı projenin onaylandığı, ardından yapı denetimi firması ile yapı sahibi arasında yapı denetim sözleşmesinin imzalandığı, bu aşamada uygulama sorumluluğunun proje müellifi davacı mimardan yapı denetim firmasına geçtiği, projenin uygulanması dönemindeki aykırılıktan, davacının proje müellifi olması nedeniyle sorumlu tutulamayacağı hakkında. Devamını Oku