1. Anasayfa
  2. Danıştay 14. Dairesi Kararları

Danıştay 14. Dairesi E: 2018/3537 K: 2018/5301 T: 13.09.2018


Özet: Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında  Tebliğin, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 16. maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlediği, İmar Kanunu uyarınca ruhsat, yapı kullanma izin belgesi, ruhsatsız ve ruhsata aykırı yapılarla ilgili olduğu, davacı iddiaları ile iptali istenilen düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde ise kimyasal madde sektörü, kimya mühendisliği ve kimya mühendisliği hizmetleriyle menfaat ilişkisini kuracak nitelikte olmadığı, dava konusu işlemin davacı TMMOB Kimya Mühendisleri Odası tüzel kişiliğinin menfaatini etkilemediği sonucuna varılmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, işin gereği görüşüldü: Dava; 06/06/2018 günlü, 30443 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin iptali ile Tebliğin dayanağı 3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16. maddesinin Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (a) fıkrasında; iptal davalarının, idari davaların idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra, ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddenin 3/c bendinde dilekçenin ehliyet yönünden de inceleneceği, 15. maddenin 1/b bendinde ise, bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.

Söz konusu maddede yer alan ve iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu olan “menfaat ihlali”, doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Menfaatin kişisel ve meşru olması için hukuki bir durumdan ortaya çıkması gerekir. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir.

Anayasanın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. maddesinde; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kurulan kamu tüzelkişilikleri olduğu, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamayacakları düzenlenmiştir.

Buna göre; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının genel nitelikteki düzenleyici işlemlere karşı sadece kuruluş kanunlarında gösterilen amaçları doğrultusunda dava açma ehliyeti bulunmaktadır.

Öte yandan; Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ana Yönetmeliğinin “Birliğin ve Bağlı Odaların Amaçları” başlıklı 3. maddesinin (b) fıkrasında, “mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının ortak gereksinmelerini karşılamak, mesleki etkinlikleri kolaylaştırmak, mesleğin genel yararlara uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak; kamunun ve ülkenin çıkarlarının korunmasında, yurdun doğal kaynaklarının bulunmasında, korunmasında ve işletilmesinde, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak” kuralına yer verilmiştir. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kimya Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 6. maddesinin (a) bendinde ise; “TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, ülkenin ve kamunun çıkarlarının gözetilmesinde, yurdun yeraltı ve yerüstü doğal kaynaklarının bulunması, korunması ve işletilmesinde, tarımsal ve sınai üretimin arttırılmasında, ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel ve teknolojik kalkınmasında, çevrenin ve tüketicinin korunmasında, kimya mühendisliği mesleğinin gelişmesinde, mesleğin ülke, toplum ve üyelerinin yararları doğrultusunda uygulanması ve geliştirilmesinde, üyelerinin mesleki çıkar, hak ve yetki, onur ve ortak çıkarlarının korunmasında ve emeklerinin değerlendirilmesinde, üyeleri arasında dayanışmanın sağlanmasında, diğer meslek odaları üyeleri ve halkla ilişkilerinde dürüstlüğün ve ahlakın korunmasında, haksız rekabetin önlenmesinde, uzmanlık alanında ülkenin ve üyelerinin çıkarlarına uygun politikalar üretilmesinde, oda etkinliklerini ilgilendiren kanun, tüzük ve yönetmeliklerin hazırlanması, geliştirilmesi, değerlendirilmesinde, gerekli önlemleri almak, yurt içinde ve yurtdışında üyelerini temsil etmek” hükmüne yer verilmiştir.

Dolayısıyla, yukarıda yer verilen düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda; dava konusu Tebliğin, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 16. maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlediği, İmar Kanunu uyarınca ruhsat, yapı kullanma izin belgesi, ruhsatsız ve ruhsata aykırı yapılarla ilgili olduğu, davacı iddiaları ile iptali istenilen düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde ise kimyasal madde sektörü, kimya mühendisliği ve kimya mühendisliği hizmetleriyle menfaat ilişkisini kuracak nitelikte olmadığı, dava konusu işlemin davacı TMMOB Kimya Mühendisleri Odası tüzel kişiliğinin menfaatini etkilemediği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın ehliyet yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta avansının istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliği tarihinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 13.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.