1. Anasayfa
  2. Danıştay Kararları

Kentsel Dönüşüm Danıştay Kararları


Danıştay 6. Dairesi E: 2020/4091 K: 2021/8062 T: 10.6.2021

Acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı kararının Resmi Gazete’de yayımlanması ilgililere tebliğ hükmünde olmadığı, acele kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin bireysel işlem olması karşısında acele kamulaştırma kararlarının, usulüne uygun yazılı bildirimi üzerine otuz gün içinde veya öğrenme üzerine altmış günlük genel dava açma süresi içinde dava konusu edilebileceği, acele kamulaştırma işleminin dayanağı olan riskli alan olarak ilanına yönelik Cumhurbaşkanı kararının iptaline karar verildiği dikkate alındığında, dava konusu acele kamulaştırma işleminin dayanağının kalmadığı açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/4026 K: 2021/7530 T: 1.6.2021

Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde parselasyon işlemi tesis etme hususunda belediye encümenin genel yetkili olduğu, kanunun açıkça yetkilendirdiği özel durumlarda istisnai olarak Bakanlığın parselasyon yapabileceği ayrıca riskli olmayan yapıların da riskli yapılar ile birlikte uygulamaya alınması durumunun ölçülük ilkesine aykırılık oluşturacağı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/3500 K: 2021/8973 T: 28.6.2021

Uyuşmazlığa konu alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmaması nedeniyle dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ve bu planın notlarının dayanaktan yoksun kaldığı anlaşıldığından, dayanağı riskli alan kararı yargı kararıyla iptal edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/3451 K: 2021/8817 T: 24.6.2021

Riskli yapı olduğu tespit edilen ve yıktırılmasına karar verilen yapının maliklerine kira yardımı yapılabilmesi için başvurunun belirli bir süre içinde (tahliye tarihinden itibaren en geç 1 yıl) yapılması gerektiğine ilişkin kuralı düzenleyen dava konusu Yönetmeliğin 16/4.maddesinde ve söz konusu riskli yapıda ikamet etme şartı getiren 2017 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5.6 maddesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/2160 K: 2022/1329 T: 10.2.2022

riskli yapı tespitinin kesinleşmesi nedeniyle yapının altyapı hizmetlerinin durdurularak yıkılmadan veya güçlendirilmeden önce nüfus ve eşyadan tahliye edilmesinin hem 6306 sayılı Kanunun 1. maddesinde belirlenen fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama amaçlarına ulaşmak ve kentsel dönüşüm sürecini sürüncemede bırakmamak hem de hayatın olağan akışı sebebiyle zorunlu bir işlem olduğu Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/1865 K: 2022/4145 T: 4.4.2022

1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinden sonra rezerv yapı alanı olarak belirlenen alanda imar planı yapma yetkisine haiz olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca alanda rezerv yapı alanına ilişkin olarak yeni 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yapılması ve dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin yürürlükten kalkması nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/966 K: 2021/4710 T: 30.3.2021

İlçe belediyesi ile büyükşehir belediyesi arasında nazım imar planının yapılmaması nedeniyle çıkan ihtilafta Bakanlık tarafından 3194 sayılı Kanun’un 9. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca onaylanan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı, hukuka aykırılığı tespit edilen 1/5000 ölçekli nazım imar planına dayanılarak tesis edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine yapılan itirazın zımnen reddine ilişkin işlemde de mevzuata uyarlık bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/903 K: 2022/71 T: 4.1.2022

Fikirtepe ve çevresine ait 1/1000 ölçekli uygulama imar plan notları kapsamında altyapı katılım bedellerinin brüt alanlar üzerinden hesaplanarak ilave teminat istenilmesine işlemlerin her ne kadar “altyapı masrafları harcamalara katılım payı” olarak adlandırılmışsa da bu bedelin 3194 sayılı Kanunun 23.maddesi kapsamında altyapı katılım bedeli olduğu sonucuna ulaşıldığı, altyapı katılım bedeli gibi bir yükümlendirici işlemin imar planı notlarıyla düzenlenerek maliklerden veya müteahhitlerden talep edilmesine ilişkin işlemlerde, hukuka ve mevzuata uyarlık görülmediği. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/956 K: 2021/11638 T: 21.10.2021

Riskli alanın sınırlarını belirleyen koordinatların, uygulama bütünlüğü gözetilerek teknik ve objektif verilere dayandırılarak belirlenmesi gerekirken, uygulama bütünlüğü gözetilmeden ve objektif veriler belirlenmeden aynı ada içerisinde bulunan bazı yapıların alan dışı bırakılması suretiyle hazırlandığı anlaşılan teknik rapora dayanılarak tespit edilen dava konusu alanın riskli alan olarak ilan edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararında hukuka uygunluk bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/21993 K: 2022/3142 T: 16.3.2022

Fikirtepe ve çevresine ait 1/1000 ölçekli uygulama imar plan notları kapsamında altyapı katılım bedellerinin brüt alanlar üzerinden hesaplanarak ilave teminat istenilmesine işlemlerin her ne kadar “altyapı masrafları harcamalara katılım payı” olarak adlandırılmışsa da bu bedelin 3194 sayılı Kanunun 23.maddesi kapsamında altyapı katılım bedeli olduğu sonucuna ulaşıldığı, altyapı katılım bedeli gibi bir yükümlendirici işlemin imar planı notlarıyla düzenlenerek maliklerden veya müteahhitlerden talep edilmesine ilişkin işlemlerde, hukuka ve mevzuata uyarlık görülmediği. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/21792 K: 2021/2620 T: 2.3.2021

Transfer kavramının ismen çeşitli mevzuata girdiği görülmekte ise de; kamulaştırma yöntemine alternatif olarak kabul edilen bu yöntemin, başta İmar Yasası olmak üzere yasa ile özel olarak tanımlanması ve hüküm altına alınması gerektiği ve bu kavramın uygulanmasına ilişkin esasların da yine yasal mevzuatta düzenlemesi gerektiği. Hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanan imar planı notlarına dayanılarak hazırlanan parselasyonun iptali gerektiği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/21408 K: 2022/2470 T: 2.3.2022

TMMOB Şehir Plancıları Odası, yasalara, planlama ve şehircilik ilkelerine aykırı imar uygulamalarını kendi kuruluş amacı doğrultusunda dava konusu yapma ehliyetine sahiptir. Riskli yapı tespiti bulunmayan taşınmazlara ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin 5216 sayılı Kanun’a göre yapılması gerekirken, Bursa Büyükşehir Belediyesince, ilçe belediyesinin yerine geçilerek ve Bakanlığın sahip olmadığı yetki dayanak gösterilerek yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/21406 K: 2022/2469 T: 2.3.2022

TMMOB Şehir Plancıları Odası, yasalara, planlama ve şehircilik ilkelerine aykırı imar uygulamalarını kendi kuruluş amacı doğrultusunda dava konusu yapma ehliyetine sahiptir. Riskli yapı tespiti bulunmayan taşınmazlara ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin 5216 sayılı Kanun’a göre yapılması gerekirken, Bursa Büyükşehir Belediyesince, ilçe belediyesinin yerine geçilerek ve Bakanlığın sahip olmadığı yetki dayanak gösterilerek yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/17474 K: 2020/12031 T: 3.12.2020

Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar ile 3194 sayılı Kanunun Geçici 16. maddesiyle davalı Bakanlığa verilen yetki uyarınca yapı kayıt belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasların düzenlendiği, bu usul ve esasların, yapı kayıt belgesi müracaatına, yapı kayıt belgesi bedelinin hesaplanması ve ödenmesine, yapı kayıt belgesi verilen Hazineye ait taşınmazların satışına, yapı kayıt belgesi düzenlenmeyecek yapılar ile bu belgenin düzenlenmesi safhasında yalan beyanda bulunanlar hakkında yapılacak işlemlere ilişkin hususları kapsadığı ve dayanağı Yasa maddesine uygun olduğu görülen Tebliğde mevzuata ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/16852 K: 2022/3149 T: 16.3.2022

İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmeliğin “riskli yapı olduğu tespit edilenler, inşaat alanında değişiklik yapmamak, kullanım amacını değiştirmemek ve üzerinde bulunduğu taşınmazları ifraz işlemine tabi tutmamak şartıyla yıkılarak yeniden inşa edilebilir” şeklindeki hükmünün söz konusu yapıların mevcut haliyle kalması durumunda can ve mal güvenliği açısından yaratabileceği tehlikelerin önüne geçmesi açısından kamu yararına uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Yönetmelikteki mevcut yapı tanımı dikkate alındığında, söz konusu riskli yapıların, aynı zamanda, daha önce mevzuata uygun olarak gerekli izinleri almış yapılar oldukları dikkate alındığında, dava konusu düzenlemenin, bu yapıların maliklerinin mülkiyet haklarının korunması açısından, kazanılmış hakların korunması ilkesine de uygun olduğu açıktır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/16706 K: 2021/10819 T: 6.10.2021

Bakanlar Kurulunun riskli alan kararının hukuka aykırı olduğunun yargı kararıyla tespit edilmesi veya yürürlükten kalkmış olması halinde bu karar doğrultusunda hazırlanan nazım ve uygulama imar planları ile uygulama imar planına dayanılarak yapılan parselasyon işleminin de hukuka aykırı hale geleceği tabidir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/16021 K: 2022/3803 T: 29.3.2022

TMMOB Şehir Plancıları Odası, yasalara, planlama ve şehircilik ilkelerine aykırı imar uygulamalarını kendi kuruluş amacı doğrultusunda dava konusu yapma ehliyetine sahiptir. Riskli yapı tespiti bulunmayan taşınmazlara ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin 5216 sayılı Kanun’a göre yapılması gerekirken, Bursa Büyükşehir Belediyesince, ilçe belediyesinin yerine geçilerek ve Bakanlığın sahip olmadığı yetki dayanak gösterilerek yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/15571 K: 2022/3150 T: 16.3.2022

İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmeliğin “riskli yapı olduğu tespit edilenler, inşaat alanında değişiklik yapmamak, kullanım amacını değiştirmemek ve üzerinde bulunduğu taşınmazları ifraz işlemine tabi tutmamak şartıyla yıkılarak yeniden inşa edilebilir” şeklindeki hükmünün söz konusu yapıların mevcut haliyle kalması durumunda can ve mal güvenliği açısından yaratabileceği tehlikelerin önüne geçmesi açısından kamu yararına uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Yönetmelikteki mevcut yapı tanımı dikkate alındığında, söz konusu riskli yapıların, aynı zamanda, daha önce mevzuata uygun olarak gerekli izinleri almış yapılar oldukları dikkate alındığında, dava konusu düzenlemenin, bu yapıların maliklerinin mülkiyet haklarının korunması açısından, kazanılmış hakların korunması ilkesine de uygun olduğu açıktır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/15508 K: 2021/10122 T: 24.9.2021

İmar Kanununda yer almayan taşınmazın imar hakkı transferini öngören söz konusu yöntemin, 6306 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan ve uyuşmazlığa konu plan notları ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/15482 K: 2021/8966 T: 28.6.2021

Uyuşmazlığa konu alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmaması nedeniyle dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının da dayanaktan yoksun kaldığı anlaşılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/14715 K: 2020/235 T: 21.1.2020

Riskli yapı olduğu tespit edilen binanın 2014 yılında tahliye edilerek yıkıldığını beyan eden davacının yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, binayı tahliye ettikten sonra kanuni süresi içerisinde, tarih ve sayı numarası alarak 2014 yılında idarenin kayıtlarına girmiş bir müracaatının bulunmadığı, 2015 yılında yapılan müracaatı uyarınca 2015 yılı Kira Yardımı Kılavuzu hükümlerinin uygulanacağı dikkate alındığında, davacının birden çok bağımsız bölümü için kira yardımı alabilmesine, diğer bir ifadeyle birden fazla bağımsız bölüm için hak sahibi kabul edilmesine hukuken imkan bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/14335 K: 2022/3807 T: 29.3.2022

Kentsel dönüşüm kapsamında yapılacak planlarda yoğunluk artışı konusunda dikkatli davranılması gerekir. Büyükşehir belediyesinin uygulama imar planlarını ve bu planlarda yapılacak değişiklikleri aynen veya değiştirerek onaylama yetkisi ise ilçe belediye meclisince kabul edilen imar planı veya imar planı değişikliğini kapsamaktadır. 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği isteminin reddine ilişkin ilçe belediye meclisi kararının kaldırılarak, sözü edilen plan değişikliğinin kabulüne karar verilmesinin büyükşehir belediyesine tanınan yetkinin kapsamında yer almamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/13916 K: 2020/7450 T: 10.9.2020

Davacıların kendi iradeleri ile sözleşmeleri imzaladıkları görülse de, davacıların dava açmaktaki amacı ile dava açmakla ulaşmak istediği sonuç göz önünde bulundurulduğunda davacıların, taşınmazlarının ihale yoluyla satışına engel olmak ve hak kaybına uğramamak için sözleşme imzalamayı kabul ettikleri, sözleşme sonrasında da taşınmazların devrine engel olmak için sözleşme ile verilen vekâletnamelere ilişkin azilname düzenledikleri, söz konusu davacıların subjektif dava açma ehliyetinin varlığının devam ettiğinin kabulü gerekmektedir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/13841 K: 2019/15202 T: 25.12.2019

Riskli Alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının yargı kararıyla iptaline karar verilmesi karşısında anılan riskli alan kararına göre yapılan dava konusu imar planlarının hukuki dayanağının kalmaması nedeniyle, dava konusu imar planlarında ve bu planlara dayanılarak hazırlanan projede ilgili parsel yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/13823 K: 2021/8079 T: 10.6.2021

Bölgedeki yapıların önemli bir bölümünü oluşturan yığma yapıların eski ve bakımsız oldukları, bazı binalarda farklı zamanlarda farklı malzemeler kullanılarak eklentiler yapılması nedeniyle düzgün yük aktarımı ve elemanların uyumlu davranışından söz etmenin mümkün olmadığı, kattan kata taşıyıcı sistemi değişen binaların mevcut olduğu, alanda az sayıda da olsa yer alan betonarme çerçeveli binaların gözlemsel incelenmesinden, malzeme kalitesi ve yapısal sistemi konusunda bazı zayıflıkların olduğu, yapılarda, planda ve düşeyde düzensizliklerin mevcut olduğunun anlaşıldığı, yapı stokunun çoğunluğunun yaşı, görünen kalitesi, mühendislik hizmeti görmeden inşa edilmiş olması ve zamanla çevre koşullarından yapısal özelliklerini kaybetmiş olması nedeniyle, yapıların deprem etkisi altında riskli olduğu anlaşıldığından, riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/13810 K: 2020/6857 T: 7.7.2020

Uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerindeki yapıya ilişkin riskli yapı tespitinin bulunmasından dolayı her tür ölçekteki planlara ait onay yetkisinin davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığında bulunduğu, dava konusu imar planı değişiklikleriyle taşınmaza getirilen yoğunluk artışının yanında cami ve teknik alt yapı alanlarının bedelsiz olarak kamuya terk edilmesinin öngörüldüğü, bu şekilde plan içerisinde donatı standardının sağlandığı görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/10911 K: 2020/9938 T: 21.10.2020

6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı yıkım işleminin idari işlem olduğu, bu nedenle mahkemece riskli yapı sürecinin davacı açısından usulüne uygun yerine getirilip getirilmediği, Kanunda öngörülen tebliğ işlemlerinin yapılıp yapılmadığı araştırılmak suretiyle, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1982/3994 K: 1983/1705 T: 21/04/1983

Gecekondu önleme bölgesinden toplu konut yapımı için öngörülen taşınmazların 775 sayılı yasa uyarınca kooperatife tahsis edilebileceği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/9527 K: 2020/8413 T: 30.9.2020

Bakanlıktan riskli alan tespit talebinde bulunulmasına ilişkin işlemin, hazırlık işlemi niteliğinde bir kararı olduğu, doğuracağı hukuki ve fiili sonuçlar dikkate alındığında, idari davaya konu olabilecek icrai bir işlem niteliğinde olmadığı, kesin ve yürütülebilir nitelikte bulunmadığı anlaşılmaktadır. İdare Mahkemesince, incelenmeksizin ret kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/9524 K: 2020/1288 T: 11.2.2020

Riskli yapı tespitine ilişkin işlemlere karşı yapılan itirazları inceleyen teknik heyetlerin teşkilinin Bakanlıkça sağlanacağı açıkça belirtildiğinden, bu heyetlerin alacağı kararların iptali istemiyle açılan davalarda da husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görülmesi gerekmektedir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/8505 K: 2020/3553 T: 11.3.2020

İdare Mahkemesince riskli olduğu tespit edilen yapı yıkılmamış ise mevzuat hükümleri uyarınca keşif avansının yargılama sonucu haksız çıkan taraftan alınmak şartıyla davalı idareden veya hazineden istenilerek mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/8494 K: 2020/1287 T: 11.2.2020

Gerek ilgililerin idareye başvurması gerekse idari yargı yerlerinde dava açma konularını düzenleyen, genel kanun niteliğindeki 2577 sayılı Kanunun 11.maddesi hükmü gereğince, riskli yapı tespit işlemine karşı yapılan itiraz üzerine altmış gün içinde cevap verilmezse itirazın reddedilmiş sayılacağının kabulü gerektiği, 60 gün dolduktan sonra açılan davanın süre aşımından reddi gerektiği. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/8486 K: 2020/4395 T: 14.5.2020

6306 Kanunun sistematiğinde riskli alanda bulunan yapıların yıkımı hakkında herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, idare tarafından; binalarının sağlam olduğunu beyan eden maliklerden binaların risk teşkil etmediğine dair rapor istenildiği de dikkate alındığında, riskli alan ilanına konu yerde bulunan davacıya ait taşınmazın yıkımı yönünde işlem tesis edilmesinin Kanunun amacına ve gerekçesine uygun olduğu, Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/8469 K: 2020/1286 T: 11.2.2020

Güçlendirme ruhsatının ilgili belediyesinden alınması işlemi hariç mevzuat hükümleri uyarınca aranılan bütün şartların davacılar tarafından Mahkemece karar verilmeden önce yerine getirildiği, güçlendirme ruhsatına ilişkin başvurunun da yapılmış olmasına rağmen ilgili Belediye tarafından ruhsatın ancak Mahkeme kararından sonra düzenlendiği, İdare Mahkemesince, davacılar tarafından temyiz aşamasında alınan güçlendirme ruhsatının da dikkate alınarak yeniden karar verilmesi gerektiği. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/7432 K: 2020/3319 T: 5.3.2020

6306 sayılı Kanunda, bu Kanun gereği yapılacak yıkım işleminin idare tarafından yerine getirilmesi durumunda yapılan masrafın %20 fazlasıyla ilgilisinden istenileceğine ilişkin bir hükme yer verilmediği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/2798 K: 2019/2128 T: 4.4.2019

5366 sayılı Kanunun tanıdığı yetki uyarınca, tek taraflı olarak, ilgililerin hukuki durumlarında kesin ve uygulanması zorunlu değişikliklere yol açacak şekilde işletme projesi adı altında tesis edilen ve bunun resen, tek yanlı irade beyanıyla tapu siciline şerh ettirilmesinin niteliğinde idari bir işlem olduğu, yargısal denetimlerinin de idare hukuku ilke ve kuralları çerçevesinde idari yargı yerlerince yapılması gerektiği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/2736 K: 2019/2452 T: 10.4.2019

Riskli yapı tespiti işleminin kesinleşmesi üzerine Belediye Başkanlığınca süre verilerek verilen ek süre içerisinde yıktırılmaması halinde, mahalli idarelerin de iştiraki ile mülki idare amiri tarafından binanın yıktırılacağına ilişkin bildirimin kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem olduğu ve idari davaya konu olabileceği. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/2571 K: 2021/6207 T: 27.4.2021

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 16. maddesinin 4. fıkrasındaki “…tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde…” ifadesinde hukuka aykırılık görülmediği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/2568 K: 2020/6788 T: 7.7.2020

Alana ilişkin planlarda bulunan imar adalarının bölünerek sadece bir kısmının riskli alan sınırlarına dahil edildiği, sınırın imar adalarını kestiği, bazı yerlerde yan yana iki parselin birinin riskli alan içerisine alınarak sınırın iki parsel arasından geçirildiği, başka noktada parseller arasından geçen imar yolunun riskli alan sınırına dahil edilerek, yolun kenarındaki parsellerin sınırın dışında bırakıldığı, mezarlık alanının bir kısmının da riskli alana dahil edildiği, riskli alan sınır çizgisinin kırıklar şeklinde ilerlediği, sınırın hangi kriterlere göre tespit edildiğinin belirlenemediği ve bütünsellik arz etmediği, riskli alan sınır tespitinin, 6306 sayılı hükmüne uygun yapılmadığı sonucuna varılmıştır. Devamını Oku