1. Anasayfa
  2. Diğer Mevzuat

Rüşvet Suçu Yargıtay Kararları


765 sayılı Kanuna göre rüşvet anlaşması ile suç tamamlandığı halde 5237 sayılı Kanuna göre rüşvet anlaşmasının tamamlanamaması halinde rüşvete teşebbüs suçunu oluşturur. 765 sayılı TCK.nun nitelikli rüşvet verme suçunu düzenleyen 213/1 maddesi hükmüne göre rüşvet vaat veya teklif olunmasıyla birlikte suçun tamamlandığı, neticesi harekete bitişik suç olduğundan teşebbüse elverişli bulunmadığı, önerinin memur tarafından kabul edilmemesinin suçun oluşumuna engel teşkil etmediği, buna karşılık 5237 sayılı Yasanın 252/1 maddesi rüşvet teklif veya vaat etmeyi suç olmaktan çıkarmamakla birlikte, rüşvet konusunda anlaşmaya varmayı veya vermeyi suçun tamamlanması için gerekli saydığından önceki yasadan farklı olarak bu suça teşebbüsün olanaklı hale getirildiği, dosyadaki somut olaya gelince jandarma görevlileri esasında teklifi kabul etmemekle beraber sanığa suçüstü yapılması için kabul etmiş görüntüsü vermiş ve operasyon sonucu sanık yakalanmış olmakla, anlaşmanın sağlanmadığı, eylemin rüşvet vermeye teşebbüs suçunu oluşturduğu ve sanık hakkında TCK. 35. maddenin de uygulanması gerekirken, yazılı şekilde tamamlanmış suç kabulü ile hükme varılması, (E: 2008/3971 K: 2009/8861)

Rüşvet anlaşmasının ve yararın önceden sağlandığına dair yeterli delil elde edilemediğinden eylem TCK 257/1 olur. Sanıkların savunmaları, yeminli tanık beyanları ve tüm dosya içeriğine göre; tarafların belirli bir işe ilişkin olarak özgür iradeleri ile yaptıkları rüşvet anlaşmasının bulunduğuna ve ayrıca yararın, işin yapılması veya yapılmaması için ve işten önce sağlandığına ilişkin yeterli kanıt elde edilemediğinden rüşvet suçundan söz edilemeyeceği, infaz koruma memuru olan sanıklar …’nin cezaevinde bulunan hükümlü ve tutukluları izinsiz olarak koğuştan çıkartarak mevzuata aykırı şekilde belirlenen gün ve saatlerin dışında, telefon görüşmesi ve kapalı görüş gününde açık görüş yapmalarını sağladıkları, sonrasında da bir takım yararlar temin ettikleri anlaşıldığından, eylemlerinin zincirleme görevi kötüye kullanma suçunu teşkil edeceği, sanıklar Burhan Kahraman ve …’ın infaz korumu memuru olan diğer sanıklara yarar sağlayarak gerçekleştirdikleri eylemlerinin de bu suça katılma niteliğinde olduğu gözetilmeyerek yazılı şekilde sanıklar ….’in rüşvet alma, … ve …’ın ise rüşvet vermek suçlarından mahkumiyetlerine, sanık …’nin rüşvet almak suçundan beraatine karar verilmesi, (E: 2007/3459 K: 2007/7942)

Doktorun yapması gereken ameliyat için para istemesi TCK nun 257 m suçu oluşturur.  Rize SSK Hastanesinde Üroloji Uzmanı olarak görevli bulunan sanık …’nun muayene ettiği müştekiye ameliyat olması gerektiğini ve 200 milyon Lira karşılığında ameliyat edilebileceğini söylemesi ve müştekinin de kabul etmesi ile ameliyat için hastaneye yatışını yaptıktan sonra bu defa müşteki parayı hazırlayamayınca da ameliyatı yapmamak suretiyle hastaneden taburcu ederek yapması gereken işi yapmak için rüşvet istemek şeklinde gerçekleşen ve oluşu mahkemece de bu şekilde kabul edilen eyleminde, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 252. maddesi kapsamındaki rüşvet suçunda, suçun unsurları ve oluşumu yeniden düzenlenmiş olup, bu maddeye göre; görev gereklerine aykırı olarak yapmaması gereken işi yapmak yada yapması gerekeni yapmamak için menfaat sağlanmasının rüşvet suçu olarak kabul edilmiş olmasına göre, bu durumda 5237 sayılı Yasanın 7. maddesi hükmü karşısında, sanığın yapması gereken işi yapmak için para istemesi eyleminin 5237 sayılı TCK.na göre rüşvet suçunu oluşturmayıp aynı yasanın 257/3 maddesi yolu ile 257/1. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanmak kapsamında olduğu ve buna göre cezalandırılması gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (E: 2006/4548 K: 2006/6451)

Görev ve yetkisi olmayan memura eylemi ihbar etmemesi için para verilmesi genel görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur. Sanıkların suç yeri itibariyle görev ve yetkisi olmayan memura, hırsızlık suçunu görmemesi, işlem yapmaması ve ihbar etmemesi için para ve cep telefonu vermek suretiyle gerçekleştirdikleri eylemlerinin genel görevi kötüye kullanmaya iştirak suçunu oluşturduğu gözetilmeden rüşvet verme suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi isabetsiz ise de, belirlenen bu suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerine göre 7 yıl 6 aylık asli ve ilave zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihi 24.05.1999 ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, (E: 2006/6392 K: 2010/7351)

Rüşvet anlaşması, 2918  sayılı Kanun göre trafik polisi olan sanığa verilen cezanın yarı oranında arttırılması gerekir. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde trafik polisi olarak görev yapan sanığın müştekinin aracına görüşü engelleyecek şekilde yük yüklemesi nedeniyle işlediği trafik suçundan dolayı ceza yazmamak ve aracı bağlamamak karşılığında 250 TL veya bu değer karşılığı aküyü rüşvet olarak istediği, ödemek niyetinde olmayan müştekinin olayı C.Savcılığına bildirdiği ve suçun tespitini temin için seri numaraları alınmış 250 lirayı polisin bilgisi dâhilinde buluştukları petrol istasyonu yakınında verilmesini müteakip para ile yakalandığının anlaşılması karşısında, rüşvet teklifinin kabul edilmemesi ve sanığın yakalanması için yapılan anlaşmanın da serbest irade ürünü olmaması nedeniyle rüşvet anlaşmasının oluşmadığı nazara alındığında rüşvet almaya teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden suçun tamamlandığının kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

17.10.1996 tarihinde yürürlüğe giren 4199 sayılı Kanunla değişik 2918 sayılı Kanuna eklenen Ek 11. madde gereğince trafik polisi olup suç tutanağı düzenleme yetkisi bulunan sanığa hükmolunan cezanın yarı oranında artırılması gerektiğinin gözetilmemesi (E: 2009/4776 K: 2009/6859)

5237 sayılı Kanunla rüşvete teşebbüsü olanaklı hale getirmiştir. 765 sayılı TCK.nun nitelikli rüşvet verme suçunu düzenleyen 213/1. maddesi hükmüne göre rüşvet vaat veya teklif olunmasıyla birlikte suçun tamamlandığı, neticesi harekete bitişik suç olduğundan teşebbüse elverişli bulunmadığı, önerinin memur tarafından kabul edilmemesinin suçun oluşumuna engel teşkil etmediği, buna karşılık 5237 sayılı Yasanın 252/1. maddesi rüşvet teklif veya vaat etmeyi suç olmaktan çıkarmamakla birlikte, rüşvet konusunda anlaşmaya varmayı veya vermeyi suçun tamamlanması için gerekli saydığından önceki yasadan farklı olarak bu suça teşebbüsün olanaklı hale getirildiği, dosyadaki somut olaya gelince sanığın polis memuru olan tutanak tanıklarına kendisini bırakmaları karşılığında rüşvet vermek istediği, bunun üzerine polis memurlarınca 05.12.2001 tarihli tutanak tutularak paranın zaptedildiği ve anlaşmanın sağlanmadığı, eylemin rüşvet vermeye teşebbüs suçunu oluşturduğu ve sanık hakkında TCK. 35. maddesi de uygulanarak lehe olan yasanın saptanması gerektiğinin gözetilmemesi, (E: 2006/6417 Karar No : 2010/3342)

5237 sayılı Kanun göre rüşvet, görevi kötüye kullanma ve memura hakaret suçunun tanımı, sanığın talebinin haklı olup olmadığının tespitinden sonra hukuki durumunun tespitinin gerektiği

5237 sayılı TCK.nun 252/3 maddesinde rüşvet, “bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması ve yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlaması” olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre rüşvet, menfaatin kamu görevlisi tarafından temin edilmesiyle tamamlanmış olmaktadır. Ayrıca, “görevin gereklerine aykırı olarak” ibaresi konularak sadece nitelikli rüşvete yer verilmiş, kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlanmasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmeleri rüşvet tanımında çıkarılmış, aynı maddenin birinci fıkrasıyla izlenen suç politikası gereği rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde faillerin suç tamamlanmış gibi cezalandırılması öngörülmüştür. Bu düzenlemelerle rüşvet konusunda anlaşmaya varma veya verme sadece suçun tamamlanması için gerekli sayılmakta, önceki yasadan farklı olarak suça teşebbüse olanaklı hale getirilmekte ve teklif veya vaat etme suç olmaktan çıkarılmamaktadır. Görevin gereklerine aykırı olarak bir işin yapılması veya yapılmaması için rüşvet teklifinde bulunulması durumunda suçun icra hareketleri başlamış olacağından rüşvete teşebbüs, haklı hususun temini için rüşvet önerilmesi halinde ise kamu görevlisinin şeref ve saygınlığına saldırı niteliğinde olması sebebiyle aynı Yasanın 125/3. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçu oluşacaktır.

İddianame ve dosya içeriğine nazaran bıçakla yağma ve görevi yaptırmamak için kamu görevlisine direnme suçlarından aranmakta olan sanığın müşteki polis memurları tarafından yakalandıktan sonra serbest bırakmalarını sağlamak için onlara para ve cep telefonunu vermeyi teklif ettiğinin iddia edilmesi karşısında, yukarıda açıklanan bilgiler ışığında eyleminin sübutu halinde, yakalama işleminin veya sanığın serbest bırakılma isteğinin haklı olup olmamasına bağlı olarak rüşvete teşebbüs veya kamu görevlisine hakaret suçlarını oluşturacağı dikkate alınarak savunmasının alınması, 19.07.2005 günlü olay, yakalama ve el koyma tutanağını düzenleyen görevlilerin bilgisine başvurulması, yakalamaya ve serbest bırakılması için rüşvet teklifine neden olan suçlarıyla ilgili soruşturma sonuçlarının araştırılmasından sonra suçun sübut ve niteliğinin tayin ve takdiri yerine, bunlara ilişkin hiçbir kanıt toplanmadan noksan incelemeyle ve “5237 sayılı TCK.nun 252/3.maddesinde rüşvet suçunun oluşması için tarafların anlaşmaları şartı getirilmiş olup bu husus gerçekleşmediğinden ve rüşvet suçunun unsurları oluşmadığından” gibi yasal olmayan gerekçeye dayanılarak yazılı biçimde beraet kararı verilmesi, (E: 2006/12850 K: 2010/4307)

Sanıkların menfaat karşılığı tutanak düzenlememe eylemi rüşvet suçunu oluşturur

… belediye zabıta memuru olan sanıkların, encümence yıkım kararı verilen binanın yıkımı müşteki tarafından gerçekleştirildiği sırada gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle molozların sokağa saçılmasından dolayı yapılan sözlü şikayet üzerine görevlendirilip olay yerine gönderildiği, inşaatta çıkan molozların yola terk edildiğinden bahisle zabıta yönetmeliğinin 62/B maddesini dayanak gösterip … suç tutanağını düzenledikleri, Belediye Başkanlığının 30.09.2004 günlü yazısında tutanakta gösterilen maddenin belirtilen suç unsuruna karşılık geldiği bildirilmekle birlikte, müştekinin inşaatta çıkan hafriyatın döküm yeri için ayrıca müracaatta bulunup izin alması gerektiği halde buna uymadan yıkımda çıkan molozları başka yere götürüp döktürdüğü, belediye başkanlığının 02.12.2004 tarihli yazısına göre daha fazla cezayı gerektiren bu fiil sanıklarca görülüp saptanmasına rağmen müştekiyle anlaşıp menfaat karşılığı işlem yapmadıkları, hafif cezayı gerektiren tutanağı düzenlemekle yetindikleri ve bu suretiyle rüşvet alma suçunu işledikleri müşteki beyanı ve dosyadaki diğer kanıtlarla sabit görüldüğünden, delillerle iddia ve savunma duruşma gözönünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanıklar müdafiilerin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin onanmasına (E: 2006/12851 K: 2010/4304)

Sanıkların rüşvet ve sahtecilikten mahkumiyeti yerine görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, bir olayın anlatılması sırasında başka olaydan bahsedilmesi o olaydan kamu davası açıldığı anlamına gelmeyeceği,

Dosya içeriği ve toplanan deliller karşısında; Sanık Osman’ın diğer sanık Zülkarneyn ile birlikte hareket ederek sanık Özgür’ün olay yerinde kaza yapmadığını anladıkları halde, tutanak tanzim ederlerken “Bu oto burada kaza yapmışa benzemiyor, biz sana iyilik yapıyoruz, sende bizi gerekli iyiliği yapar görürsün” diyerek rüşvet istemeleri üzerine sanık Özgür’ün de bu teklifi kabul ederek 190 TL. rüşvet verdiği, sanıkların da aldığı ve rüşvet anlaşması üzerine sahte trafik kazası müracaat ve görgü tespit tutanağı düzenlediklerinin anlaşılması karşısında sanıkların içeriği itibariyle resmi belgede sahtecilik suçundan, sanık …’ın ise ayrıca rüşvet alma suçundan mahkümiyetleri yerine yazılı şekilde suç vasfında da yanılgıya düşülerek sanıklar … ve …’in görevi kötüye kullanma, sanık Özgür’ün nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan mahkümiyetlerine, sanık …’ın ise rüşvet alma suçundan beraetine karar verilmesi,

Kabule göre de; iddianame içeriğine göre sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan dolayı kamu davası açılmadığı, dava konusu edilen resmi belgede sahtecilik olayının açıklanması sırasında bu olaydan söz edilmesinin kamu davası açıldığı anlamına gelmeyeceği, iddianamede dava konusu yapılan fiilin bir başka olaya dayalı olmadan bağımsız olarak açıklanıp belirtilmesinin gerektiği, aksine uygulamanın hangi eylemden dolayı dava açıldığı ve hangi iddiaya karşı savunma yapılacağı hususunda karışıklığa neden olacağı nazara alınmadan ve CMK.nun 225/1. maddesinin “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir” hükmüne aykırı biçimde mahkümiyet kararı verilmesi, (E: 2008/12030 K: 2009/13303)