Son Yazılar

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1983/19904 K: 1983/17939 T: 9.12.1983

1744 sayılı Kanun ile orman Yasasının 2. Maddesinin değiştirilmesinden sonra yapılan sınırlamalarda bir yerin sınır dışında bırakılması, o taşınmazın öncesinin orman toprağı olmadığını kanıtlamaz. Çünkü anılan yasa gereğince öncesi orman olduğu halde bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmiş olması nedeniyle orman dışında kabul edilen yerler dahi sınırlama dışında bırakılacağından böyle bir durumda öncesi orman veya orman toprağı olan bu taşınmazın özel mülkiyete konu olabilmesi ancak o yerin yapılan sınırlama ile orman dışında bırakılmış olmasından sonra söz konusu olabilir. Bu takdirde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği de sınırlamanın yapılmasından sonra işlemeye başlar. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/17-294 K: 1996/426 T: 29.5.1996

Çevresinin yayla olan, şahısların bu yerde yayla evi yapmak ve arsa olarak kullanmak suretiyle yararlandıkları anlaşılan taşınmazın öncesinin kadim yaylak olduğunu kabul etmek gerekir; kamu malı niteliğindeki yaylak yerleri özel mülkiyete konu olan ve dolayısıyla zilyetlikle kazanılan yerlerden sayılamaz; böyle bir taşınmazın anılan yasa maddesi gereğince yaylak yeri niteliğiyle sınırlandırılıp özel siciline yazılması gereklidir. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/77 K: 1994/6143 T: 10.6.19943402/21

Dayanak tapu kaydı; değişebilir sınırlı olmasına rağmen, değişebilir sınır yönünde bulunan ve kanunlar uyarınca Devlete kalan taşınmazın Hazine tarafından üçüncü şahıslara temliki sonucu, değişmez sınırlı hale dönüştüğü takdirde, kayıt kapsamının belirlenmesinde kayıt sınırlarına değer verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/5134 K: 1994/6691 T: 15.9.1994

Kadastro mahkemesi, taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara ilişkin işlere bakmakla görevlidir. Her ne kadar, Anayasa Mahkemesi, beyanlar hanesinde gösterilecek şerhle ilgili 2924 sayılı Yasa'nın değişik 11/2. maddesini iptal etmiş ise de, Hazine şerhle ilgili dava açmamış, çekişme, iki şahıs arasındaki zilyetlik şerhi ile ilgili olduğuna göre, uyuşmazlığın, işin esasının incelenerek sonuçlandırılması gerekirken, husumet yönünden reddedilmesi isabetsizdir. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1992/2709 K: 1993/1785 T: 26.2.1993

Dayanak yapılan tapu kaydı, değişebilir sınırlı olduğu takdirde, kayıt kapsamı miktarına değer verilerek belirlenmelidir. Değişebilir sınır yönünde kaçak ve yitik kişi taşınmazı var ise, çekişmeli parseller kayıt miktar fazlası olması sebebiyle Hazine adına tespit edilmeli ve bu şekilde Hazine'ye geçen taşınmaz hakkında zilyetlikle kazanma talebi reddedilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/478 K: 1996/756 T: 7.2.1996

Vergi kayıtları ile bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık bulunduğu takdirde, resmi kayıt niteliğinde olan vergi kayıtlarına dayanılarak hüküm verilmesi gerekir. Kaçak ve yitik kişilerden kalan tapulu ve tapusuz taşınmazlar, yasalar gereği Hazine'ye geçeceğinden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamazlar. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1995/8695 K: 1995/10626 T: 21.9.1995

Dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu saptandığına göre, bu yerin orman olarak Hazine adına tescili gerekir. Ancak Hazine adına yapılan bu tescil; özel hukuk anlamında bir tescil olmayıp ormanı devletin özel malı haline getirmeyeceği gibi, bu orman üzerinde özel hukuk hükümlerine göre, hak kazanımına da yasal imkan bulunmamaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/8663 K: 1996/1047 T: 6.2.1996

Taşınmazın özel harman yeri olarak nitelenebilmesi için ya tapu kaydı kapsamında olması ya da uzun süre ve ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğinin, harman yeri niteliğiyle sürdürülmesi gerekir. Sadece yılın belirli bir ayında harman dökme işlemi, taşınmazı özel harman yeri niteliğine sokmaz, bu itibarla zilyetlik yolu ile kazandırıcı zamanaşımı iktisabı koşulları da oluşmaz. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/6046 K: 1993/11976 T: 2.11.1993

Kadastro hakimince, posta masraflarını resmi ödenekten karşılamak suretiyle elde edilerek davanın çözümlenmesinde etkili olabilecek kadastro tutanakları, tapu kayıtları ile çevre parsel tutanak ve kayıtları ilgili yerlerden getirtilmesi gerekirken, masraf istenmesi yasal düzenlemeye aykırılık teşkil eder. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1986/17861 K: 1990/12580 T: 31.10.1990

Kadastro hakimi, dava konusu taşınmazla sınırlı olarak hüküm vermek, tespit tutanağı düzenlenen taşınmazın davaya konu edilen bölümü ile sınırlı olarak inceleme yapmak zorundadır. Parselin dava konusu olmayan bölümü hakkında komisyon kararı kesinleştiğinden, mahkemece, dava dışına çıkılarak, parselin tümü hakkında hüküm kurulması isabetsizdir. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/4109 K: 1993/10041 T: 12.10.1993

Kadastro Kanunu uyarınca, yol, meydan, köprü gibi orta malları sadece haritada gösterilir. Bunlar için tespit yapılmaz, tutanak düzenlenmez. Tutanak düzenlense dahi, bu tutanağın tarihi, 3402 s. Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin başlangıcına esas alınamayacağı gibi, zilyetliğin kesilmesine de neden olmaz. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/4627 K: 1994/7834 T: 7.6.1994

Gezici arazi kadastro mahkemesi kararı ile taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu tespit edildiği takdirde, mahkemenin bu ilamı; davanın konusu, hukuki sebebi ve tarafları aynı olan zilyetliğe dayalı tescil davası için kesin hüküm sayılmakla tarafları bağlar. Kesin hüküm karşısında, mahkemece yeniden, taşınmazın orman olup olmadığının incelenmesine gerek yoktur. Devamını Oku