Son Yazılar

Danıştay 6. Dairesi E: 2016/102 K: 2020/989 T: 4.2.2020

Transfer kavramının ismen çeşitli mevzuata girdiği görülmekte ise de; kamulaştırma yöntemine alternatif olarak kabul edilen bu yöntemin, başta İmar Kanunu olmak üzere yasa ile özel olarak tanımlanması ve hüküm altına alınması gerektiği ve bu kavramın uygulanmasına ilişkin esasların da yine yasal mevzuatta düzenlemesi gerektiği açıktır. 6306 sayılı Kanun kapsamında yapılacak planlamalarda transfer öngörülemez. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/11087 K: 2017/8089 T: 19.10.2017

Kanunla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. İmar Kanunu’nda yer almayan taşınmazın imar hakkı transferini öngören söz konusu yöntemin 6306 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan uyuşmazlığa konu plan notları ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/11024 K: 2017/7082 T: 3.10.2017

Kanunla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. İmar Kanunu’nda yer almayan taşınmazın imar hakkı transferini öngören söz konusu yöntemin 6306 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan uyuşmazlığa konu plan notları ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/10712 K: 2017/7081 T: 3.10.2017

Kanunla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. İmar Kanunu’nda yer almayan taşınmazın imar hakkı transferini öngören söz konusu yöntemin 6306 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan uyuşmazlığa konu plan notları ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/9450 K: 2018/5043 T: 23.5.2018

Belediye tarafından gecekondu önleme bölgesi olarak ilan edilen alanın belediye sınırları içerisinde kaldığı ve toplu konut alanı ilan edildiğine yönelik herhangi bilgi ve belgenin de dosyada bulunmadığı, bu itibarla 775 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik uyarınca belediye sınırları içerisinde kalan uyuşmazlık konusu alanda gecekondu önleme bölgesi ilan etme yetkisi ve devamında imar planı yapma yetkisi belediyelere ait olduğu. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/10544 K: 2019/10392 T: 6.11.2019

“Riskli Alan” ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının yargı kararıyla iptaline karar verilmesi karşısında anılan riskli alan kararına göre yapılan dava konusu imar planlarının hukuki dayanağı kalmaması nedeniyle, dava konusu imar planında ilgili parsel yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/10514 K: 2018/6547 T: 6.9.2018

“Riskli Alan” ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının yürütmesinin durdurulması karşısında anılan riskli alan kararına göre yapılan dava konusu imar planlarının hukuki dayanağı kalmadığından, dava konusu imar planında ilgili parsel yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/9809 K: 2016/1943 T: 20.4.2016

Bir alanın “Riskli Alan” olarak ilan edilebilmesi için üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıma sebebinin mutlaka yapıların fiili durumları incelendikten sonra hazırlanacak teknik bir rapor ile ortaya konulması gerekecektir. Riski alan kararı iptal edilirse acele kamulaştırma kararının da iptali gerekir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2016/4016 K: 2017/8357 T: 26.10.2017

Uyuşmazlıkta, acele kamulaştırmaya yönelik Bakanlar Kurulu kararının dört ayrı sebebe dayalı bulunduğu; bu dört sebebin birlikte, birbirleriyle koordineli bir biçimde, altyapıları da ele alınmak suretiyle ve bir an önce uygulamaların gerçekleştirilebilmesi için acele kamulaştırma kararının alındığı ve bu haliyle Kamulaştırma Kanununda öngörülen acelelik halinin dava konusu Bakanlar Kurulu kararı yönünden gerçekleşmiş bulunduğu görülmektedir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2016/4014 K: 2017/1509 T: 8.3.2017

2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem şeklinde düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisinde üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda, üçüncü koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekmektedir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2016/3700 K: 2016/3572 T: 2.6.2016

Afet riski altındaki alanlarda sınır içinde yer alan tüm taşınmazların kamulaştırması gerekmediği gibi, her acele kamulaştırma kararının da mutlak bir afet riskine dayalı olması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile acele kamulaştırma uygulamaları mutlaka birlikte olmak zorunda değillerdir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2016/3114 K: 2020/9585 T: 15.10.2020

Transfer kavramının ismen 6306 sayılı Kanuna ve çeşitli mevzuata girdiği görülmekte ise de; kamulaştırma yöntemine alternatif olarak kabul edilen bu yöntemin, başta İmar Kanunu olmak üzere yasa ile özel olarak tanımlanması ve hüküm altına alınması gerektiği ve bu kavramın uygulanmasına ilişkin esasların da yine yasal mevzuatta düzenlemesi gerektiği açıktır. Buna uygun olmayan plan notunun iptali gerekir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2016/1311 K: 2020/9725 T: 20.10.2020

İmar hakkı transferi kavramının ismen çeşitli mevzuata girdiği görülmekte ise de; kamulaştırma yöntemine alternatif olarak kabul edilen bu yöntemin, başta İmar Kanunu olmak üzere yasa ile özel olarak tanımlanması ve hüküm altına alınması gerektiği ve bu kavramın uygulanmasına ilişkin esasların da yine yasal mevzuatta düzenlemesi gerektiği açıktır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2012/3492 K: 2013/5107

Kentsel dönüşüm ve gelişim alanında bulunan bir taşınmazın kamulaştırılmasında öncelikle anlaşma yolunun denenmesi gerektiği, ayrıca imar planında konut alanı olarak belirlenen bir taşınmazdaki bu kullanım türünü davacının da uygulamaya geçirebileceği göz önüne alındığında, sadece kentsel dönüşüm ve gelişim alanında kaldığından bahisle taşınmazın kamulaştırılamayacağı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2011/8665 K: 2013/9005

İmar planında küçük sanayi sitesi alanı olarak belirlenen bir taşınmazdaki bu kullanım türünü, davacının da uygulamaya geçirebileceği gözönüne alındığında, sadece kentsel dönüşüm ve gelişim alanında kaldığından bahisle taşınmazın kamulaştırılamayacağı hakkında. Devamını Oku