Son Yazılar

Danıştay 9. Dairesi E: 2020/5969 K: 2021/2353 T: 31.03.2021

Dava konusu tapu harcının, riskli yapı niteliği taşıyan taşınmazların yıkılarak 6306 sayılı Kanun kapsamında yeniden inşası sonrasında oluşan bağımsız bölümün ilk satışına ilişkin olduğu, kentsel dönüşüm uygulamasının, 6306 sayılı Kanun'un amacını gerçekleştirmeye yönelik olduğu, uygulama sonrasında inşa edilen konutların üçüncü kişilere ilk satış işlemlerinin de bu Kanun kapsamında değerlendirilmesi suretiyle, anılan Kanun’un 7. maddesinin 9. fıkrası uyarınca vergi ve harçtan istisna olduğu Devamını Oku

Danıştay 9. Dairesi E: 2020/6224 K: 2021/2347 T: 31.03.2021

Dava konusu tapu harcının, riskli yapı niteliği taşıyan taşınmazların yıkılarak 6306 sayılı Kanun kapsamında yeniden inşası sonrasında oluşan bağımsız bölümün ilk satışına ilişkin olduğu, kentsel dönüşüm uygulamasının, 6306 sayılı Kanun'un amacını gerçekleştirmeye yönelik olduğu, uygulama sonrasında inşa edilen konutların üçüncü kişilere ilk satış işlemlerinin de bu Kanun kapsamında değerlendirilmesi suretiyle, anılan Kanun’un 7. maddesinin 9. fıkrası uyarınca vergi ve harçtan istisna olduğu Devamını Oku

Danıştay VDDK E: 2022/2 K: 2022/7 T: 18.5.2022

Dönüşüm uygulamaları sonrasında inşa edilen yeni yapıların hak sahibi maliklerle müteahhitler tarafından üçüncü kişilere satışında harç istisnası uygulanması gerekmektedir. Ancak 6306 sayılı Kanun'un 7. maddesinin (9) numaralı fıkrasında 10/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7153 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle harç istisnasının sınırları sözleşmenin tarafları yönünden daraltılmış olup harç istisnasına ilişkin olarak yukarıda varılan sonucun Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten önceki tarihli satış sözleşmeleri açısından geçerli olduğunun kabulü gerekeceği açıktır. Devamını Oku

Danıştay VDDK E: 2022/2 K: 2022/7 T: 18.5.2022

Dönüşüm uygulamaları sonrasında inşa edilen yeni yapıların hak sahibi maliklerle müteahhitler tarafından üçüncü kişilere satışında harç istisnası uygulanması gerekmektedir. Ancak 6306 sayılı Kanun'un 7. maddesinin (9) numaralı fıkrasında 10/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7153 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle harç istisnasının sınırları sözleşmenin tarafları yönünden daraltılmış olup harç istisnasına ilişkin olarak yukarıda varılan sonucun Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten önceki tarihli satış sözleşmeleri açısından geçerli olduğunun kabulü gerekeceği açıktır. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2020/1607 K: 2020/2027 T: 2.11.2020

Alandaki konumu ve yapı sahiplerinin izni doğrultusunda belirlenen yapıların genel yapı stoğu içindeki yapı sınıflarını temsile elverişli olmadığı, söz konusu alana ilişkin detaylı zemin etüdü verisi bulunmadığı gibi yukarıda belirtilen bilimsel verileri içeren teknik incelemenin de yapılmadığı, dolayısıyla işlemin dayanağı teknik raporun yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak nitelikte olmadığı Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2020/1908 K: 2020/2030 T: 2.11.2020

Dava konusu işlemin dayanağı teknik raporda; teklif riskli alanda yer alan yapıların %87,92'sinin imar mevzuatına aykırı veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilen yapılardan olduğu tespit edildiğinden, bu yapılarla etkileşim içerisinde bulunan 46 adet ruhsatlı yapının da, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere riskli alan sınırına dahil edildiği, riskli alan sınır tespitinin Kanun'un ek 1. maddesinde düzenlenen fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak hükmüne uygun yapıldığı Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2021/153 K: 2022/958 T: 24.3.2022

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin 16. maddesinde emsal harici bırakılabileceği belirtilen kullanımlar dışında, imar mevzuatına ve planlama ilke ve esaslarına aykırı olacak şekilde, kreş, anaokulu, sosyal tesisler gibi kullanımların emsal harici bırakılmasında ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği uyarınca imar planlarında ayrı lejantlarla gösterilen, farklı fonksiyonlara tekabül eden, ulaşım başta olmak üzere sosyal ve teknik altyapıya getireceği yük birbirinden çok farklı olan bu kullanımların parsel üzerinde konumlandırılacağı alanların belirlenmemesinde de hukuka uyarlık görülmediği Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2021/1895 K: 2021/1524 T: 22.9.2021

6306 sayılı Kanun'un 2. maddesi gereğince riskli alan ilan edilen bölgede bulunan ve zemin yapısı ya da üzerindeki yapılaşma bakımından bir risk teşkil edip etmediği hususunda yukarıda açıklandığı şekilde bir incelemeye tabi tutulmayan yapıların, sırf uygulama bütünlüğü sağlamak adına riskli yapılarla bir arada değerlendirilmesinin hukuka, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun olmadığı. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2021/2707 K: 2022/384 T: 9.2.2022

Kanunda genel hatları düzenlenen kira yardımı konusunun, Yönetmelikle süresi, miktarı gibi ayrıntılarının düzenlendiği, kira yardımı talebinin tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde yapılmasına yönelik düzenlemenin ise kamu hizmetlerinin aksamaması için idarenin iş ve eylem yükünü planlaması, mali kaynaklarını ayarlamasına yönelik tamamlayıcı bir düzenleme olduğu ve Kanunun genel amacına uygun olduğu, Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2021/3290 K: 2022/1885 T: 26.5.2022

Hukuki el atma nedeniyle kamulaştırma bedeli yerine geçmek üzere, taşınmaz bedelinin tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davalarda, yargılamanın, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan imar planında taşınmaza verilen kullanım kararının esas alınması suretiyle değil, mer'i imar planındaki kullanım kararının tespit edilerek, bu imar planında taşınmazın kamusal kullanıma ayrılması nedeniyle mülkiyet hakkı üzerinde bir kısıtlılık halinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerektiği, bu kapsamda riskli alanlardaki taşınmazların da imar durumunun belirlenmesi gerektiği Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2021/3627 K: 2022/385 T: 9.2.2022

Kentsel dönüşüm işlemleri kapsamında yapılacak uygulamalarda hangi gerekçelerle acele kamulaştırma usulünün uygulanmasının istenildiği konusunda yeterince açıklamaya yer verilmesi gerektiği, belediye başkanlığınca da, listede yer alan taşınmazların tamamının kamulaştırılmasının belediye bütçesi açısından mümkün olmadığı belirtildiği, her iki husus birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu taşınmazların kamulaştırılması bakımından acelelik hali bulunmadığından, acele kamulaştırmaya yönelik dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka uyarlık görülmediği. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2021/3652 K: 2022/266 T: 2.2.2022

6306 sayılı hükümleri uyarınca, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararına karşı, kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren 30 günlük süre içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra açılan dava süresinde olmadığından esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2021/3795 K: 2022/636 T: 24.2.2022

Davalı idareler tarafından, riskli alan ilanı kapsamında yapılacak uygulamalarda 2942 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma usulünün uygulanmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmekte ise de; hangi gerekçelerle acele kamulaştırma usulünün uygulanmasının istenildiği konusunda yeterince açıklamaya yer verilmediği, alanın riskli alan ilan edilmesinin tek başına acele kamulaştırma yapılması için yeterli olmadığı; dava konusu alanla ilgili tespit ve değerlendirme çalışmalarının tamamlandığı ancak uygulama projelerinin henüz onaylanmadığı, projelerin onaylanmasından sonra öncelikle hak sahipleri ile uzlaşma görüşmelerinin yapılacağı, acele kamulaştırmanın ise uzlaşılamayan hak sahiplerinin taşınmazlarının ediniminde uygulanacağı, günümüz itibarıyla henüz acele kamulaştırmaya yönelik bir iş ve işlemin yapılmadığı ifade edildiğinden, ilan edilen riskli alan sınırları içerisindeki taşınmazların kamulaştırılması açısından “acelelik hali” şartının gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2021/3808 K: 2022/130 T: 24.1.2022

Dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu alanın "Rezerv Yapı Alanı" olarak ilanına ilişkin 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı Bakan olurunun yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği ve bu haliyle dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararının dayanaksız kaldığı anlaşılmaktadır. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2021/3930 K: 2022/122 T: 24.1.2022

Davalı idareler tarafından, riskli alan ilanı kapsamında yapılacak uygulamalarda 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma usulünün uygulanmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmekte ise de; hangi gerekçelerle acele kamulaştırma usulünün uygulanmasının istenildiği konusunda yeterince açıklamaya yer verilmediği, alanın riskli alan ilan edilmesinin tek başına acele kamulaştırma yapılması için yeterli olmadığı; dava konusu alanla ilgili tespit ve değerlendirme çalışmalarının tamamlandığı ancak uygulama projelerinin henüz onaylanmadığı, projelerin onaylanmasından sonra öncelikle hak sahipleri ile uzlaşma görüşmelerinin yapılacağı, acele kamulaştırmanın ise uzlaşılamayan hak sahiplerinin taşınmazlarının ediniminde uygulanacağı, günümüz itibarıyla henüz acele kamulaştırmaya yönelik bir iş ve işlemin yapılmadığı ifade edildiğinden, ilan edilen riskli alan sınırları içerisindeki taşınmazların kamulaştırılması açısından "acelelik hali" şartının gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2022/51 K: 2022/997 T: 28.3.2022

Riskli alan olarak ilan edilen alandaki yapıların, %74'ünün ruhsatsız ve imar mevzuatına aykırı yapılardan oluştuğunun ortaya konulduğu anlaşıldığından, her ne kadar 6306 sayılı Kanun'un 2. maddesine dayalı olarak alan, riskli alan ilan edilmiş ise de; niteliği itibarıyla, alanda anılan Kanun'un Ek-1. maddesinde düzenlenen koşullara dayalı olarak çalışma yürütüldüğü ve esasen Ek-1. madde ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin detayların da belirlendiği 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin 5. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendine dayalı olarak tesis edilen dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının hukuka ve mevzuata aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2017/715 K: 2017/4408 T: 3.7.2017

Ortada incelenebilecek dava konusu bir uygulama işleminin bulunmadığı anlaşıldığından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğünce düzenlenen 2015 yılı Kira Yardımı Uygulama Kılavuzunun yayımlandığı tarih olan 20.01.2015 tarihinden itibaren 2577 sayılı Kanunun 7.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen genel dava açma süresi olan 60 günlük dava açma süresinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 29.03.2016 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan, işin esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2017/589 K: 2017/2258 T: 12.4.2017

Riskli alan sınırları içerisinde davacılara ait taşınmazın bulunmadığı dikkate alındığında, davacılar ile mülkiyet bağı veya hukuki ilgisi bulunmadığı açık olan taşınmazların riskli alan olarak ilan edilmesinin, davacıların meşru, kişisel ve güncel menfaatini etkilemediği, dolayısıyla belediye meclis üyelerinin riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının iptalini istemekte, meşru, kişisel ve güncel menfaat ilişkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2017/535 K: 2017/790 T: 15.2.2017

Uygulama işlemleri üzerine riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararına karşı dava açılamayacağı, riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararına karşı açılan davanın incelenmesinin Danıştay'ın görevinde olduğu, Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından tesis edilen terk, ifraz, tevhit ve taksime ilişkin işlemlerin ise ilk derece olarak İdare mahkemesince incelenmesi gerektiği, dava konusu edilen işlemler arasında maddi veya hukuki yönden bağlılık bulunmadığı, işlemlerinin iptali için ise ayrı dilekçeyle dava açılması gerektiği Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2017/343 K: 2017/351 T: 26.1.2017

Uygulama işlemleri üzerine riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararına karşı dava açılamayacağı, riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararına karşı açılan davanın incelenmesinin Danıştay'ın görevinde olduğu, Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından tesis edilen terk, ifraz, tevhit ve taksime ilişkin işlemlerin ise ilk derece olarak İdare mahkemesince incelenmesi gerektiği, dava konusu edilen işlemler arasında maddi veya hukuki yönden bağlılık bulunmadığı, işlemlerinin iptali için ise ayrı dilekçeyle dava açılması gerektiği Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2017/3 K: 2017/126 T: 18.1.2017

Her ne kadar 6306 sayılı Kanunun 6. maddesinin 9. bendinde; "Bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde dava açılabileceği" düzenlemesi varsa da, aynı Kanunun Ek 1. maddesinin 2. fıkrasında ise; "a) Riskli alan kararına karşı Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren dava açılabilir. Uygulama işlemleri üzerine riskli alan kararına karşı dava açılamaz." hükmüne yer verilerek özel bir düzenleme yapıldığı dikkate alındığında, Bakanlar Kurulu kararının ilanı üzerine 30 gün içinde dava açılabileceği Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2019/3268 K: 2020/33 T: 20.1.2020

6306 sayılı Kanun'un Ek-1. maddesinde belirtilen "Üzerindeki toplam yapı sayısının en az % 65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlar..." düzenlemesinde belirtilen şartların oluştuğu anlaşıldığından, riskli alan ilanına ilişkin dava konusu 02/10/2017 tarih ve 2017/10907 sayılı Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, riskli alanda taşınmazı bulunmayan kişinin dava açma ehliyetinin bulunmadığı. Devamını Oku