Son Yazılar

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/4091 K: 2021/8062 T: 10.6.2021

Acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı kararının Resmi Gazete’de yayımlanması ilgililere tebliğ hükmünde olmadığı, acele kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin bireysel işlem olması karşısında acele kamulaştırma kararlarının, usulüne uygun yazılı bildirimi üzerine otuz gün içinde veya öğrenme üzerine altmış günlük genel dava açma süresi içinde dava konusu edilebileceği, acele kamulaştırma işleminin dayanağı olan riskli alan olarak ilanına yönelik Cumhurbaşkanı kararının iptaline karar verildiği dikkate alındığında, dava konusu acele kamulaştırma işleminin dayanağının kalmadığı açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/4026 K: 2021/7530 T: 1.6.2021

Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde parselasyon işlemi tesis etme hususunda belediye encümenin genel yetkili olduğu, kanunun açıkça yetkilendirdiği özel durumlarda istisnai olarak Bakanlığın parselasyon yapabileceği ayrıca riskli olmayan yapıların da riskli yapılar ile birlikte uygulamaya alınması durumunun ölçülük ilkesine aykırılık oluşturacağı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/3500 K: 2021/8973 T: 28.6.2021

Uyuşmazlığa konu alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmaması nedeniyle dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ve bu planın notlarının dayanaktan yoksun kaldığı anlaşıldığından, dayanağı riskli alan kararı yargı kararıyla iptal edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/3451 K: 2021/8817 T: 24.6.2021

Riskli yapı olduğu tespit edilen ve yıktırılmasına karar verilen yapının maliklerine kira yardımı yapılabilmesi için başvurunun belirli bir süre içinde (tahliye tarihinden itibaren en geç 1 yıl) yapılması gerektiğine ilişkin kuralı düzenleyen dava konusu Yönetmeliğin 16/4.maddesinde ve söz konusu riskli yapıda ikamet etme şartı getiren 2017 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 5.6 maddesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/2160 K: 2022/1329 T: 10.2.2022

riskli yapı tespitinin kesinleşmesi nedeniyle yapının altyapı hizmetlerinin durdurularak yıkılmadan veya güçlendirilmeden önce nüfus ve eşyadan tahliye edilmesinin hem 6306 sayılı Kanunun 1. maddesinde belirlenen fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama amaçlarına ulaşmak ve kentsel dönüşüm sürecini sürüncemede bırakmamak hem de hayatın olağan akışı sebebiyle zorunlu bir işlem olduğu Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/1865 K: 2022/4145 T: 4.4.2022

1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinden sonra rezerv yapı alanı olarak belirlenen alanda imar planı yapma yetkisine haiz olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca alanda rezerv yapı alanına ilişkin olarak yeni 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yapılması ve dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin yürürlükten kalkması nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/966 K: 2021/4710 T: 30.3.2021

İlçe belediyesi ile büyükşehir belediyesi arasında nazım imar planının yapılmaması nedeniyle çıkan ihtilafta Bakanlık tarafından 3194 sayılı Kanun’un 9. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca onaylanan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı, hukuka aykırılığı tespit edilen 1/5000 ölçekli nazım imar planına dayanılarak tesis edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine yapılan itirazın zımnen reddine ilişkin işlemde de mevzuata uyarlık bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/903 K: 2022/71 T: 4.1.2022

Fikirtepe ve çevresine ait 1/1000 ölçekli uygulama imar plan notları kapsamında altyapı katılım bedellerinin brüt alanlar üzerinden hesaplanarak ilave teminat istenilmesine işlemlerin her ne kadar “altyapı masrafları harcamalara katılım payı” olarak adlandırılmışsa da bu bedelin 3194 sayılı Kanunun 23.maddesi kapsamında altyapı katılım bedeli olduğu sonucuna ulaşıldığı, altyapı katılım bedeli gibi bir yükümlendirici işlemin imar planı notlarıyla düzenlenerek maliklerden veya müteahhitlerden talep edilmesine ilişkin işlemlerde, hukuka ve mevzuata uyarlık görülmediği. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2020/956 K: 2021/11638 T: 21.10.2021

Riskli alanın sınırlarını belirleyen koordinatların, uygulama bütünlüğü gözetilerek teknik ve objektif verilere dayandırılarak belirlenmesi gerekirken, uygulama bütünlüğü gözetilmeden ve objektif veriler belirlenmeden aynı ada içerisinde bulunan bazı yapıların alan dışı bırakılması suretiyle hazırlandığı anlaşılan teknik rapora dayanılarak tespit edilen dava konusu alanın riskli alan olarak ilan edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararında hukuka uygunluk bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/21993 K: 2022/3142 T: 16.3.2022

Fikirtepe ve çevresine ait 1/1000 ölçekli uygulama imar plan notları kapsamında altyapı katılım bedellerinin brüt alanlar üzerinden hesaplanarak ilave teminat istenilmesine işlemlerin her ne kadar “altyapı masrafları harcamalara katılım payı” olarak adlandırılmışsa da bu bedelin 3194 sayılı Kanunun 23.maddesi kapsamında altyapı katılım bedeli olduğu sonucuna ulaşıldığı, altyapı katılım bedeli gibi bir yükümlendirici işlemin imar planı notlarıyla düzenlenerek maliklerden veya müteahhitlerden talep edilmesine ilişkin işlemlerde, hukuka ve mevzuata uyarlık görülmediği. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/21792 K: 2021/2620 T: 2.3.2021

Transfer kavramının ismen çeşitli mevzuata girdiği görülmekte ise de; kamulaştırma yöntemine alternatif olarak kabul edilen bu yöntemin, başta İmar Yasası olmak üzere yasa ile özel olarak tanımlanması ve hüküm altına alınması gerektiği ve bu kavramın uygulanmasına ilişkin esasların da yine yasal mevzuatta düzenlemesi gerektiği. Hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanan imar planı notlarına dayanılarak hazırlanan parselasyonun iptali gerektiği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/21408 K: 2022/2470 T: 2.3.2022

TMMOB Şehir Plancıları Odası, yasalara, planlama ve şehircilik ilkelerine aykırı imar uygulamalarını kendi kuruluş amacı doğrultusunda dava konusu yapma ehliyetine sahiptir. Riskli yapı tespiti bulunmayan taşınmazlara ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin 5216 sayılı Kanun’a göre yapılması gerekirken, Bursa Büyükşehir Belediyesince, ilçe belediyesinin yerine geçilerek ve Bakanlığın sahip olmadığı yetki dayanak gösterilerek yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/21406 K: 2022/2469 T: 2.3.2022

TMMOB Şehir Plancıları Odası, yasalara, planlama ve şehircilik ilkelerine aykırı imar uygulamalarını kendi kuruluş amacı doğrultusunda dava konusu yapma ehliyetine sahiptir. Riskli yapı tespiti bulunmayan taşınmazlara ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin 5216 sayılı Kanun’a göre yapılması gerekirken, Bursa Büyükşehir Belediyesince, ilçe belediyesinin yerine geçilerek ve Bakanlığın sahip olmadığı yetki dayanak gösterilerek yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/17474 K: 2020/12031 T: 3.12.2020

Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar ile 3194 sayılı Kanunun Geçici 16. maddesiyle davalı Bakanlığa verilen yetki uyarınca yapı kayıt belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasların düzenlendiği, bu usul ve esasların, yapı kayıt belgesi müracaatına, yapı kayıt belgesi bedelinin hesaplanması ve ödenmesine, yapı kayıt belgesi verilen Hazineye ait taşınmazların satışına, yapı kayıt belgesi düzenlenmeyecek yapılar ile bu belgenin düzenlenmesi safhasında yalan beyanda bulunanlar hakkında yapılacak işlemlere ilişkin hususları kapsadığı ve dayanağı Yasa maddesine uygun olduğu görülen Tebliğde mevzuata ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/16852 K: 2022/3149 T: 16.3.2022

İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmeliğin “riskli yapı olduğu tespit edilenler, inşaat alanında değişiklik yapmamak, kullanım amacını değiştirmemek ve üzerinde bulunduğu taşınmazları ifraz işlemine tabi tutmamak şartıyla yıkılarak yeniden inşa edilebilir” şeklindeki hükmünün söz konusu yapıların mevcut haliyle kalması durumunda can ve mal güvenliği açısından yaratabileceği tehlikelerin önüne geçmesi açısından kamu yararına uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Yönetmelikteki mevcut yapı tanımı dikkate alındığında, söz konusu riskli yapıların, aynı zamanda, daha önce mevzuata uygun olarak gerekli izinleri almış yapılar oldukları dikkate alındığında, dava konusu düzenlemenin, bu yapıların maliklerinin mülkiyet haklarının korunması açısından, kazanılmış hakların korunması ilkesine de uygun olduğu açıktır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/16706 K: 2021/10819 T: 6.10.2021

Bakanlar Kurulunun riskli alan kararının hukuka aykırı olduğunun yargı kararıyla tespit edilmesi veya yürürlükten kalkmış olması halinde bu karar doğrultusunda hazırlanan nazım ve uygulama imar planları ile uygulama imar planına dayanılarak yapılan parselasyon işleminin de hukuka aykırı hale geleceği tabidir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/16021 K: 2022/3803 T: 29.3.2022

TMMOB Şehir Plancıları Odası, yasalara, planlama ve şehircilik ilkelerine aykırı imar uygulamalarını kendi kuruluş amacı doğrultusunda dava konusu yapma ehliyetine sahiptir. Riskli yapı tespiti bulunmayan taşınmazlara ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin 5216 sayılı Kanun’a göre yapılması gerekirken, Bursa Büyükşehir Belediyesince, ilçe belediyesinin yerine geçilerek ve Bakanlığın sahip olmadığı yetki dayanak gösterilerek yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/15571 K: 2022/3150 T: 16.3.2022

İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmeliğin “riskli yapı olduğu tespit edilenler, inşaat alanında değişiklik yapmamak, kullanım amacını değiştirmemek ve üzerinde bulunduğu taşınmazları ifraz işlemine tabi tutmamak şartıyla yıkılarak yeniden inşa edilebilir” şeklindeki hükmünün söz konusu yapıların mevcut haliyle kalması durumunda can ve mal güvenliği açısından yaratabileceği tehlikelerin önüne geçmesi açısından kamu yararına uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Yönetmelikteki mevcut yapı tanımı dikkate alındığında, söz konusu riskli yapıların, aynı zamanda, daha önce mevzuata uygun olarak gerekli izinleri almış yapılar oldukları dikkate alındığında, dava konusu düzenlemenin, bu yapıların maliklerinin mülkiyet haklarının korunması açısından, kazanılmış hakların korunması ilkesine de uygun olduğu açıktır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2019/14715 K: 2020/235 T: 21.1.2020

Riskli yapı olduğu tespit edilen binanın 2014 yılında tahliye edilerek yıkıldığını beyan eden davacının yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, binayı tahliye ettikten sonra kanuni süresi içerisinde, tarih ve sayı numarası alarak 2014 yılında idarenin kayıtlarına girmiş bir müracaatının bulunmadığı, 2015 yılında yapılan müracaatı uyarınca 2015 yılı Kira Yardımı Kılavuzu hükümlerinin uygulanacağı dikkate alındığında, davacının birden çok bağımsız bölümü için kira yardımı alabilmesine, diğer bir ifadeyle birden fazla bağımsız bölüm için hak sahibi kabul edilmesine hukuken imkan bulunmadığı Devamını Oku