Son Yazılar

Danıştay 14. Dairesi E: 2011/10527 K: 2011/312 T. 29.6.2011

Olayda; dava konusu işlemin Kıyı Kanunu ile uygulama yönetmeliği ve 3194 sayılı yasaya göre tesis edildiği, idari yaptırım kararında para cezası uygulanacağının belirtilmesinin yanında dava konusu taşınmazdaki engellerin beş gün içinde kaldırılması gerektiği aksi takdirde Limonlu Belediyesince kamu gücü kullanılarak kaldırılacağının belirtildiği yani "idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren karar"ın da verildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümü, idari yargının görev alanına girdiğinden, Mahkemece uyuşmazlığın esasına girilerek karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2012/6054 K: 2014/3063

Kıyıda yer alan ruhsatsız yapılar ile ruhsat ve eklerine aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 15. maddesi ise; sahil şeritlerinde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulması gibi anılan madde de kapsamı belirlenen hallerde uygulanabileceği, öte yandan; kıyıda dahi yer alsa, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde yapılan ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesinde belediye encümeninin yetkili olduğu Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/2922 K: 2003/5324 T: 20.09.2001

Davacılara ait taşınmazlar; yapı yapılamayacak olan kıyı ve sahil şeridinin ilk 50 metrelik bölümünde kaldığından ve parselasyon paftasında da buradaki taşınmazlar park olarak gösterildiğinden Eski yerinin daha değerli olması mümkün olmayıp, bulunduğu yer dışında imar parseli verilmesi mevzuata uygundur. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1999/3060 K: 2000/2707 T: 09/05/2000

Liman yapımı için yapılan ve 3621 sayılı kıyı kanununun 7. Maddesi uyarınca bayındırlık ve iskan bakanlığınca onaylanan dolgu alanı uygulama imar planında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı ve dolgu suretiyle kazanılan taşınmazın liman şirketine tahsisinin mevzuata uygun olduğu Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/1652 K: 2003/3386 T: 29/05/2003

Deniz, göl ve akarsulardan doldurma ve kurutma yoluyla elde edilen arazilerin sit alanı olarak belirlenemeyeceği, bölgeye özel ve potansiyel bir değer olan dragos tepesinin kentin silüetine pozitif etki yaptığı, 1.derece doğal sit alanı olarak korunmasının zorunlu olduğu, bu alanın güney batısındaki yapılanmış alana ilişkin 3.derece sit kararının ise yapılaşmış olmasına göre değil, sit ilanı kriterlerine göre yeniden değerlendirilmesi gerektiği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/2922 K: 2003/5324 T: 03/11/2003

Davacılara ait taşınmazlar yapı yapılamayacak olan kıyı ve sahil şeridinin ilk 50 metrelik bölümünde kaldığından ve parselasyon paftasında da buradaki taşınmazlar park olarak gösterildiğinden eski yerinin daha değerli olmasının mümkün olmadığı ve bulunduğu yer dışında imar parseli verilmesinin mevzuata uygun Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6077 K: 1999/5998

Dolgu alanı üzerine inşa edilen çimento dolum ve paketleme tesisinin Kıyı Kanununun 6 ve yönetmeliğinin 13. 14. maddelerinde tanımlanan kıyılarda ve dolgu alanları üzerinde yapılabilecek yapı ve tesisler kapsamında olmadığı, "liman" tanımı içinde değerlendirilemeyeceği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5242 K: 1999/5976

Mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin kararın taraflara keşif gününden makul bir süre önce tebliğ edilerek tarafların keşfe katılmalarının sağlanması gerektiğinden, bu usule uyulmadan yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor esas alınarak karar verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1997/6901 K: 1998/6773 T: 23/12/1998

Sahil şeridi içinde kalan hazineye ait taşınmazla, üzerinde ruhsatsız olarak yapılan yapı dışında herhangi bir mülkiyet ilişkisi veya bağı af yasasından doğan bir hakkı da bulunmayan davacının dava konusu işlemlerle hukuken korunması gerekli bir menfaat ilişkisi olmadığından dava açma ehliyetinin olmadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1997/4422 K: 1998/4215 T: 30/09/1998

Kıyı kanunu ile ilgili yönetmeliğin kimi maddeleri yürürlük tarihlerinden önceki imar planlarında yapılaşma öngörülmüş ancak henüz yapılaşmamış alanların düzenlenmesini öngördüğünden önceki imar planında yapılaşmayı yasaklayan amaçlara tahsis edilmiş taşınmazları kapsamadığı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1996/4206 K: 1997/1996

İmar planında kamunun kullanımına ayrılmış olan ve 100 metrelik sahil şeridi içerisinde kalan alanın 3830 sayılı Yasa ile 3621 sayılı Kıyı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve ilgili yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra imar planında değişiklik yapılması suretiyle yapılaşmaya açılamayacağı. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1995/7322 K: 1996/3840 T: 24/09/1996

Kirliliğe neden olan fabrika belediye mücavir alanı dışında bulunduğundan, kirlenmenin dere yoluyla davalı belediye mücavir alanına ulaşmasının veya verilmesi için yeterli bir neden oluşturmadığı, kıyı kanununda öngörülen ilgi koşulunun olayda valilik bakımından gerçekleştiğinin kabulü gerektiği belediyece ceza verilemeyeceği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1995/1233 K: 1995/2991 T: 13.9.1995

Mevcut imar planında kamunun kullanımına ayrılmış bir taşınmazın kıyı kanunu ve yönetmeliği hükümlerinin yürürlüğe girmesinden sonra, 100 metrelik sahil şeridi içinde kalması durumunda imar planında değişiklik yapılması yoluyla bu yasa ve yönetmelikte öngörülen kurallara ters düşecek şekilde konut amacına tahsis edilmesi olanaklı değildir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1994/1291 K: 1994/3810

Gerek davacının parsellerini kapsayan ada bazında, gerekse mevzi imar palın bazında kısmi yapılaşmanın olmadığı ve davacının subasman seviyesinde inşaatı da bulunmadığından müktesep hakkının olmadığı gerekçesiyle davacı parsellerine inşaat ruhsatı verilmemesi yolunda tesis edilen işlemden mevzuata aykırılık bulunmadığı. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1993/54 K: 1993/5183

Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğin “kısmi yapılaşma”yı tanımlayan önceki yönetmeliğin 4.maddesini değiştiren 2.maddesi ile, l6. maddede değişiklik yapılan 8. maddesinin ve l8.maddeye değişiklik getiren l0.maddesinin hukuka ve Kıyı Kanununa aykırı olmadığı. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1993/36 K: 1993/4317

362l sayılı Kıyı Kanununun 3830 sayılı Kanunla değişik 5. maddesine göre kıyı şeridindeki yapılaşma koşullarının yönetmelikle düzenlenmesi öngörüldüğünden, bu Kanunun genelge ile düzenlenmesinde isabet görülmediği. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1992/1664 K: 1993/154 T: 25/01/1993

Kıyı kenar çizgisine tecavüzlü olarak yapılan ve imar planında turistik tesis alanında kalan bayındırlık ve iskan bakanlığından görüş alınıncaya kadar ruhsatının hükümsüz kılınmasına ve durdurularak mühürlenmesine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık görülmediğinden mahkemece yapının seviyesi ve ruhsatlı şekilde yapılması göz önünde bulundurularak işlemin iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1991/1545 K: 1991/2839 T: 25/11/1991

Davanın konusunu ruhsat vermeme işlemi oluşturduğundan, mahkemenin yörede geçerli bir kıyı kenar tespiti yapılıp yapılmadığının belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığı çözmesi gerekirken, idarenin yerine geçerek bilirkişilerce belirlenen kıyı kenar çizgisine göre taşınmaz için ruhsat verilebileceği sonucuna ulaşılmasında isabet görülmediği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1989/506 K: 1990/1967 T: 01/11/1990

Kıyıda yapılan gecekondunun korunması mümkün olmadığından 2981 sayılı yasadan yararlanamayacağı yolunda tesis edilen işlemde isabetsizlik görülmediği, ancak bu yapı nedeniyle 2981 sayılı yasanın 13.maddesinin (b) fıkrasına 3366 sayılı yasa ile eklenen 2. bendi hükmünden davacının yararlandırılmasının tabii olduğu Devamını Oku