Son Yazılar

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/4416 K: 2023/5626 T: 22.11.2023

Önalım hakkı davasında bilirkişinin belirlediği değerin tek başına bedelde muvazaayı ispatlamaya yeterli olmadığı, dosyada bulunan diğer delilerin de tapu senedinde gösterilen bedelin ödendiği yönünde olduğu, davalı şirketin defterlerinde ödenen paranın yer almamasının yada farklı yer almasının mevzuata aykırılık teşkil etmesi dışında bu davanın konusu olmadığı, yine ödenen paranın diğer davalının banka kayıtlarında bulunup bulunmamasının da muvazaanın ispatı için yeterli olmadığı. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2020/272 K: 2022/1487 T: 10.11.2022

Ön alım davasına konu payın bulunduğu taşınmazda paydaşlar arasında fiili taksim yapıldıktan sonra, bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, aynı taşınmazda farklı bir bölüm kendisine bırakılan ve satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle ön alım hakkını kullanması dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Filli taksimin, iddia eden tarafından kanıtlanması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2020/271 K: 2022/1341 T: 19.10.2022

İnşaat kalfası olan ilk davalının, kendisine satış suretiyle devredilen parseldeki hissesi, işvereni olan diğer davalıya devrettiği, satış tarihlerinin yakınlığı, taşınmazların çok kısa bir sürede çok yüksek bedellerle satış suretiyle temlik edilmeleri, ilk davalının alım gücünün bulunmadığı dikkate alındığında son satışın muvazaalı olduğu, muvazaa olgusu sabit olduğundan önalım hakkının ikinci davalıya yapılan ilk satış bedelleri üzerinden tanınması gerekmektedir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2022/1029 K: 2023/1184 T: 29.11.2023

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.10.2013 tarihli ve 2013/6-109 Esas, 2013/1476 Karar; 03.04.2013 tarihli ve 2012/6-858 Esas, 2013/427 Karar sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, gerçekte satış olan işlemin sırf diğer paydaşların önalım haklarını kullanmalarının engellenmesi için trampa olarak gösterilmesi hâlinde kanunun dolanılması söz konusu olur ki, bu hususu kanun korumaz. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2022/890 K: 2023/1223 T: 13.12.2023

Önalım hakkında davalının, hisseleri ileride geri verilmek üzere emaneten herhangi bir bedel ödemeksizin üzerine aldığı, inşaat işinin gerçekleşmemesi nedeniyle aldığı hisseleri yine bedelsiz olarak sahiplerine iade ettiği, davalıya yapılan devir tapu kaydında satış olarak gözükse dahi gerçekte önceki payının iadesi niteliğinde olduğu kanaatine varılmakla bölge adliye mahkemesince karar yerindedir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2021/676 K: 2023/96 T: 15.2.2023

Yargısal içtihatlara göre paydaşlar arasında fiili taksim bulunduğu taktirde önalım hakkının kullanılmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunun kabul edilebilmesi için, yasal önalım hakkına konu payın ilişkin bulunduğu bir taşınmazın bulunması, bu taşınmazın paydaşlarca kendi aralarında taksim edilmesi ve davacı ile davalıya pay satan paydaşın/paydaşların taşınmazın belirli bir kısmını kullanması gerekli ve yeterlidir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/1273 K: 2024/2586 T: 14.5.2024

Önalım hakkı davasında temyiz hakkının dava değerine veya hüküm altına alınan değerine göre belirlenmesi sırasında istinaf ve temyiz sınırı belirlenirken davalı tarafın ileri sürdüğü taleplerin de nazara alınması kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun bir değerlendirme olacaktır. Aksi halde, davacının belirlediği değeri aşan davalı taleplerinin dikkate alınmaması, verilen kararın davalı tarafından kanun yoluna götürülmesi ve denetlenmesi engellenmiş olacaktır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/15265 K: 2020/2714

Davacı önalım hakkından feragat etmemiş ve yasal olarak tanınan önalım hakkını kullanmış olup ortaklığın giderilmesi davasının bulunması, önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davasına engel olmadığından, mahkemece davanın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken dürüstlük ilkesine aykırı davranıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/324 K: 2015/2787 T: 4.12.2015

Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince, arsa sahibi tarafından yükleniciye ya da onun istemiyle üçüncü kişi veya kişilere yapılan taşınmaz ya da taşınmaz payı temliki, inşaatın yapımı için finans sağlanması amacıyla verilen “avans” niteliğinde olup paydaş tarafından yapılan temliklerde ön alım hakkı kullanılamaz. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1994/3927 K: 1994/4201 T: 11.4.1994

Şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz mal 2886 sayılı Yasanın 45. maddesi uyarınca, açık teklif sureti ile ihaleye çıkarıldığı ve yapılan ihale sonunda payın davalıda ihale suretiyle kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda şufa hakkının kullanılması için satışın öğrenilmesi yeterlidir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/6-288, K: 2006/304, 24.5.2006

Davacı yönünden taşınmazın belirli bir bölümü bakımından özel kullanma biçimi belirlenmiş ve taşınmazın diğer kısımlarının da öteki paydaşlarca kullanılabilir durumda olmasına; kendisi yönünden böylesi bir özel kullanma biçimi oluşan ve imar uygulamasından sonra taşınmazda paydaş durumuna gelen kişilerin kullandığı diğer bölümlerde önceki malikler zamanında hak iddia etmeyen davacının, davalılarca sonradan satın alınan paylarla ilgili şuf’a hakkını kullanmak istemesinin mk’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralıyla bağdaşmaz. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1990/321 K: 1990/441 T: 26.09.1990

Taşınmazdaki mevcut paydaşlardan cüz’i bir kısmı taşınmazın belirli bir kesiminde kendi aralarında bir taksim yapmışlarsa da bu kullanmaya ilişkin fiili taksim olgusunun buna iştirak etmeyen diğer paydaşları bağlamayacağı da kuşkusuzdur. Bu nedenle de taşınmaza yabancı kişiyi sokmama amacının tahakkuk ettiğinden dolayısıyla artık Şufa hakkının amaçsal yönden kullanılmasına gerek olmadığından söz edilemeyeceği aşikardır. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1761 K: 2018/407 T: 28.02.2018

Yargısal içtihatlarda yapılan tanıma göre fiili taksimin söz konusu olabilmesi için üç şart gerekmektedir. Bunlardan ilki, yasal ön alım hakkına konu payın ilişkin bulunduğu bir taşınmazın varlığıdır. İkincisi, bu taşınmazın, paydaşlarca kendi aralarında taksim edilmesidir. Nihayet üçüncüsü ise her bir paydaşın belirli bir kısmı kullanmasıdır. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1747 K: 2018/1617 T: 06.11.2018

Paydaşlar arasında fiili taksim bulunması hâlinde yasal önalım hakkının kullanılamayacağına dair bir yasa hükmü bulunmasa da, taşınmazda fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre de paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemli olarak bağımsız bu oluşumun korunması, TMK’nın 2’nci maddesinde tanımını bulan dürüstlük kuralının gereğidir. Devamını Oku