Son Yazılar

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/6271 K: 2006/2001

İmar affı başvurusu tarihi itibariyle 3.şahıslar ile belediye arasında hisseli durumda olan bir taşınmazın 2981 sayılı Yasa’nın 10/a maddesinde belirtilen belediyeye ait müstakil arazi kapsamında kabul edilmesi mümkün olmadığından, belirtilen nitelikteki taşınmaz üzerinde bulunan gecekondu nedeniyle hak sahibi olunamayacağı dolayısıyla tapu verilmesi isteminin reddine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Tapu Tahsis Belgesiyle İlgili Danıştay Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/3416 K: 2003/6771 2981 sayılı Yasa uyarınca 1984 yılında başvuran davacının bugüne kadar konut sahibi olmadığı, söz konusu temelin de yapılan tespitlerde yıkılmış-düzensiz olduğu, dolayısıyla davacının konut sahibi olma yönünde ilgili yasa ve yönetmelikte öngörülen işlemleri… Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2017/2078 K: 2017/2972

Tapu tahsis belgesinin imar ve gecekondu mevzuatı çerçevesinde; hazine, belediye, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve il özel idarelerinin müstakilen sahip oldukları taşınmazlar üzerinde 2981 sayılı Kanuna göre belirlenen çerçevede ilgili kişilere tanınan ve şahsi hak içeren bir belge olduğu ve kanunun aradığı şartların gerçekleşmesi durumunda, ilgilisine o taşınmazın mülkiyetini kazandıracak nitelikte olduğu dikkate alındığında, tapu tahsis belgesine sahip olan davacının, acele kamulaştırma işlemine karşı açtığı davada, güncel, meşru ve kişisel menfaatinin varlığı açık olduğundan, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin daire kararında usul hükümlerine uyarlık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2017/919 K: 2017/4660

Davacının taşınmaz üzerindeki iddiasının, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine yönelik olmayıp, 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esasına göre yapılması istenilen idari tescile dayandığı, bu itibarla, 2981 sayılı Kanundan kaynaklanan ve bu Kanun hükümlerine göre irdelenmesi gereken uyuşmazlığın görümü ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1993/272 K: 1993/5860 T: 27/12/1993

Mülkiyeti belediyeye ait taşınmaz üzerine ruhsatsız olarak yapılan yapıların ıslah imar planına göre korunmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, enkazın belediyece kamulaştırılmasında isabetsizlik görülmediği, mahkemece işlemin kamulaştırma amacının belirtilmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığı. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/15581 K: 1995/17591 T: 29.12.1995

2981 sayılı Kanun’un 9/b maddesi uyarınca yapılan arsa tahsis işlemi idari karara dayalı bir tahsis işlemi olmayıp, özel kanundan doğan yetkiler kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen bir satış işlemi olduğundan uyuşmazlığın, idari yargı yerinde değil, genel hükümlere göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Tahsisin 400 metrekareyi aşan kısmının imar planına göre başka türlü değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılarak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1992/7584 K: 1992/9287 T: 12.10.1992

Özel tahsisli ortak yerlerin 2981 sayılı Kanun’un 16. maddesi uyarınca kazanılmış bağımsız bölüm olarak arsa payı tahsisi suretiyle tesciline karar verilemez. Çünkü böyle bir tescil ana bina ve müştemilatının bağımsız bölüm malikleri tarafından yasanın öngördüğü şekilde kullanımını engelleyecek nitelikte olacaktır. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1993/5147 K: 1993/7162 T: 27.5.1993

Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca ana taşınmazın mimari projesine aykırı olarak inşaat ve bağımsız bölüm yapmak kat maliklerinin oybirliğini gerektirmekte ise de, 2981 sayılı Kanun’un 16.maddesine göre irtifak hakkı kurulmuş binalarda bağımsız bölüm kazanılmış ise, yasal koşulların gerçekleşmesi halinde bu yasal bölümlere arsa payı verilerek tescil mümkündür. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1989-716-620 K: 1990/6 T: 17.1.1990

298l sayılı Yasanın 10. maddesine 3290 sayılı Yasanın 4. maddesi ile eklenen (b) fıkrasına göre ve tamamen Kadastro Yasasının ilgili hükümleri uyarınca düzenlenen çekişmeli taşınmaza ait tespit tutanağına süresi içerisinde yapılan itiraza ilişkin olup, iptali istenen parsellere ait tapuların oluşmasına esas alınan bir idari kararda bulunmadığından davaya bakmak görevi Kadastro Mahkemesine aittir. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 1990/766 K: 1990/189 T: 28/12/1990

Taşınmaz üzerinde bulunan gecekondular, “yapı topluluğu” niteliği taşımıyorsa ve üzerinde imar planı ve mevzuat hükümlerine aykırı yapılanmalar bulunan ve bu nedenle de uygulanma kaabiliyetini kaybetmiş olan bir imar planı söz konusu değilse, idarenin ıslah imar planı yapmaya mecbur edilemeyeceği. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 1994/331 K: 1995/715

Tapu tahsis belgesi verilen gecekondunun, tahsis belgesinin verildiği tarihte geçerli bulunan imar planında, kamu kullanımına ayrılmış yerde olması halinde; tapu tahsis belgesinin geri alınabileceği, bu gibi yerlerdeki gecekonduların 298l sayılı Yasa hükümlerinden yararlanamayacakları hk. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/1715 K: 2003/4409 T: 22/09/2003

Davacının yapısına enkaz bedeli yerine bina bedeli ödenmesi gerektiği iddiası dikkate alındığında, bulunduğu yerde korunamayan gecekonduya enkaz bedeli ödenerek kamulaştırılması yolundaki işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün, enkaz bedeli ödenmesinin bir idari işlem olan belediye encümeni kararına ve yapıya bina ya da enkaz bedeli mi ödeneceği konusuna dayandığından idari yargının görev alanına girdiği. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/7516 K: 1994/10267 T: 22.9.1994

3194 sayılı Kanun uyarınca imar planı kapsamında kalan yerlerde kadastral yollar, meydanlar ve meralar imar planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek onaylanmış imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar. İmar uygulamaları sırasında mera niteliği yetkili mercilerce değiştirilmeyen taşınmazın, belediye tarafından parsellenerek özel mülkiyet şeklinde satılıp devredilmiş olması hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/8398 K: 1995/9871 T: 10.10.1995

2981 sayılı Kanun’un 16. maddesi gereği kazanılmış bağımsız bölümlere arsa payı verilmek suretiyle tescilin istenebilmesi için inşaatların, Kanun’un yürürlüğe giriş tarihi olan 22.5.1986’dan önce tamamlanmış olması ve başvurunun da yasal süreler içinde yapılması gerekir. Ayrıca, bu tür davalarda tüm bağımsız bölüm maliklerinin davaya dahil edilmeleri gereklidir. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/16163 K: 1995/16952 T: 20.12.1995

Mütemmim cüz’ün mülkiyeti ve tasarruf hakkı kural olarak, üzerinde bulunduğu arza bağlı ise de, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü şahsa ait bir taşınmaz üzerine mütemmim cüz niteliğinde yapı inşa etmiş ve imar uygulaması sonucu yaptığı inşaat bir başkasına ait imar parseli içinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. Bu durumda inşaat sahibinin hakkı, imar parseli malikine karşı korunur. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/411 K: 1996/1592 T: 13.2.1996

2981 sayılı Kanun’un 16. maddesi gereği kazanılan bağımsız bölüme müştereken malik olanların birlikte tescil talebinde bulunmaları gerekir. Ayrıyeten tescile karar verilebilmesi için, arsa payına karşılık hesap edilen değerin kat malikleri adına milli bir bankaya bloke ettirilmesine de karar verilmelidir. Devamını Oku