Son Yazılar

Yabancıların Türkiye’de Taşınmaz Edinimi Yargıtay Kararları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2004/13816 K: 2004/13771 T:23.11.2004 Yunanistan mevzuatındaki gelişme ve bu yazılar; Türk vatandaşlarının Yunanistan’da taşınmaz malları tevarüs (miras) yoluyla edinemeyecekleri, kök murisin ve ara murislerin olum tarihleri itibariyle taşınmaz malları tevarüs ve serbestçe tasarruf yönünden fiili… Devamını Oku

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2004/13816 K: 2004/13771 T:23.11.2004

Yunanistan mevzuatındaki gelişme ve bu yazılar; Türk vatandaşlarının Yunanistan’da taşınmaz malları tevarüs (miras) yoluyla edinemeyecekleri, kök murisin ve ara murislerin olum tarihleri itibariyle taşınmaz malları tevarüs ve serbestçe tasarruf yönünden fiili bir karşılıklılığın bulunmadığını açıkça göstermektedir. Devamını Oku

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1986/9054 K: 1986/9637 T:03.11.1986

Miras bırakan kişi Yunan Uyruklu olarak ölmüşse, mirasçılarının Türk Uyruklu olması durumunda, miras bırakana ait Türkiye’de bulunan bir taşınmazı kazanmaları [iktisap etmeleri] mümkündür. Yabancı bir kişinin Türkiye’de bulunan bir taşınmazı kazanması mütekabiliyet esası ile sınırlıdır. Devamını Oku

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1992/1217 K: 1992/1514 T:11.02.1992

Miras ölümle açılır. Mirasçı olabilmek için murisin vefatında mirasçılığa ehil olarak sağ olmak yeterlidir. Davacıların mirasın açıldığı günde hangi ülke vatandaşı oldukları araştırılıp belirlenmeden ve sonradan Türk vatandaşı olmalarının mirasçılığa ehliyeti etkilemeyeceği düşünülmeden eksik inceleme ile hüküm oluşturulması usul ve kanuna aykırıdır. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1991/1-670 K: 1992/54 T:12.02.1992

Uygulamada karşılıklılık ise sadece yasal olanak sağlamak şeklinde düşünülmemekte fiilen bu imkanın verilmesi biçiminde anlaşılmaktadır. Bu durumda akit ülke vatandaşlarına davalarda adli yardım sağlamayı amaçlayan Lahey sözleşmesine Türkiye ve Yugoslavyanın da taraf olması yukarıda değinilen şekilde karşılıklılığın varlığını kabule yeterli görülemez. Devamını Oku

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1992/6595 K: 1992/7379 T:30.06.1992

Türk mahkemelerinde dava açan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadırlar. Tahdidi mutazammın kanun hükümleri yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiye’de gayrimenkul mallara temellük ve tevarüs edebilirler. Devamını Oku

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1992/12843 K: 1993/460 T:27.01.1993

Tapu Kanununun 35. maddesi uyarınca, Tahdidi Mutazammın Kanun hükümleri yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiye’de gayrimenkul mallara temellük ve tevarüs edebilirler. Türk Yabancılar Hukukunun genel ilkelerinden olan karşılıklı işlem (mütekabiliyet) esası, en az iki devlet arasında uygulanan ve her birimin ülkelerinde, diğerinin vatandaşına aynı mahiyetteki hakların tanınmasını ifade eder. Devamını Oku

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1994/1488 K: 1994/1887 T:22.02.1994

Ölüme bağlı tasarruflar şekil bakımından yapıldıkları yer hukukuna veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan hukukun ön gördüğü kurallara tabidir. 2675 sayılı yasanın 6. maddesi, ölenin milli hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir. Ölüme bağlı tasarruf ehliyeti de, tasarrufta bulunanın, tasarrufu yaptığı andaki milli hukukuna tabidir. Devamını Oku

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1996/8026 K: 1996/9124 T:25.09.1996

Muris ile mirasçının, mirasın açıldığı tarihte ayrı ayrı devletlerin uyruğunda bulunması halinde; mirasla ilgili uyuşmazlıkların çözümünde Devletler Hususi Hukuku ile ilgili kuralların uygulanması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti’nin benimsediği sisteme göre, bir Türk vatandaşına, bir yabancının mirasçı olabilmesi için; o kimsenin memleketinde; kendi vatandaşlarına bir Türk’ün mirasçı olabileceğinin kabul edilmiş olması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/2-129 K: 1997/360 T:16.04.1997

Mirasçı olabilmek için murisin vefatında mirasçılığa ehil olarak sağ olmak lazımdır. Ehliyet Medeni Kanunun 8. maddesinde kurala bağlanan hak ehliyeti olup, ancak kanunların müsaade ettiği nispette sonuç doğurur. Şu halde bir kimsenin miracı olabilmesi için mirasın açıldığı tarihteki hukuki durumu önemlidir. Mirasın açıldığı anda mirasçı olmayan kimsenin sonradan statüsünün değişmesi miras iktisap eden diğer mirasçıların haklarını azaltmaz. Devamını Oku

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2000/5883 K: 2000/7449 T: 05.06.2000

En önemli nokta 28.5.1927 günlü 1062 sayılı kanunda ifade edildiği üzere idari karar veya istisnai kanunlarla Türk uyruklular bakımından mülkiyet haklarının kısmen veya tamamen sınırlanıp, sınırlanmadığının daha açık bir ifade ile fiili durumun belirlenmesidir. Yabancı ülke mevzuatında bir engel olmamakla beraber Türk Vatandaşlarının o ülkede taşınmaz mal edinmeleri şu veya bu biçimde fiilen engelleniyorsa, Tapu Kanununun 35. maddesinde açıklanan edinme engelinin bulunmadığını söylemek mümkün değildir. Devamını Oku